X

Mutsuz ilişkinin sinyalleri: Sağlıksız bir ilişkide olduğunuzun 20 göstergesi

Bu aralar ilişkinizle ilgili değerlendirmeleriniz ‘parçalı bulutlu, ama hala umutlu’dan öteye pek gidemiyorsa, bir şeylerin yanlış gittiğini düşünüyor ancak yanlışın nerede olduğunu bir türlü bulamıyorsanız sağlıksız bir ilişkide olduğunuzun sinyallerini gözlemleyerek ilişkinizi gözden geçirmenizin zamanı gelmiş olabilir.

Romantik ilişkilerimizin nasıl gittiği ve kendimizi ilişkide nasıl hissettiğimiz hayatımızla ilgili her kararımızı, davranışımızı, tutumumuzu ve ruh halimizi belirleyen durumlar. Bu nedenle de ilişki durumumuz ‘belirsiz’ olduğunda, kendimizi farkında olarak ya da olmadan mutsuz ve sağlıksız bir ilişkinin içine hapsettiğimizde ruh sağlığımız ve yaşamımızdaki hemen hemen her şey bu durumdan olumsuz etkilenebiliyor.

Aşktan kör olmuş gözlerinizi nasıl açabileceğinizi ve ilişkinizi mantıklı bir zeminde, rasyonel ve objektif bir bakış açısıyla nasıl değerlendirebileceğinizi bilmiyorsanız sizin için harika bir haberimiz var: Sağlıksız ve geleceği olmayan ilişkilerin pek çok ortak özelliği bulunuyor ve bu özellikler üstünden kendi ilişkinizi gerçekçi ve objektif bir çerçevede değerlendirebilmeniz mümkün.

Sağlıksız bir ilişki neye benzer?

Sağlıksız giden bir ilişkinin sinyallerini anlayabilmek için, öncelikle büyük resmi görebilmeniz, yani sağlıksız bir ilişkinin neye benzediğini az çok öğrenmeniz gerekir. İlişkilerin neredeyse hiçbiri aslında ‘ideal’ bir ilişki zemininde başlamaz. Başlangıçta her şey muhteşem ve kusursuz gibi görünse de, zamanla ilişkinizle ya da partnerinizle ilgili sizi rahatsız eden konular gün yüzüne çıkmaya başlayabilir. İlişkiniz, özellikle aşağıdaki kategorilerden herhangi birine giriyorsa, ilerleyen zamanlarda sorunların ortaya çıkması muhtemel olacaktır:

  • İlişkiniz sadece tutku üzerine kuruluysa ve bunun ötesine gidemiyorsanız,
  • Sadece konfor alanınızı korumak için ilişkiyi sürdürüyorsanız,
  • Birbirinize sürekli yalan söylüyor ve kendiniz olmaktan kaçınıyorsanız,
  • Geçmişte travmatik bir durum yaşadıysanız (aldatma gibi),
  • İlişkiniz kontrol ve manipülasyon üstüne kuruluysa,
  • Yaşamınızda ilişkinizden bağımsız hiçbir şey yoksa, sağlıksız bir ilişkinin içinde olabilirsiniz.

Sağlıksız bir ilişkinin göstergeleri

Yukarıda saydığımız örneklerdeki gibi, sağlıksız ilişki örüntülerinde sık görülen davranışları gelin biraz daha yakından inceleyelim.

1. Eleştirel ve alaycı üslup

Sağlıksız ilişkilerde partnerlerden biri diğerini, ya da her ikisi birbirini sürekli olarak eleştirir ve küçük düşürür. Genelde partnerlerini utandırmaya ve espri adı altında alay etmeye yatkındırlar. İlişkide bu davranışın ve tavrın sürekli olarak devam etmesi, alay eden tarafın diğerini küçük gördüğü ve ondan üstün olduğu düşüncesinin dışa yansımasıdır.

Birlikte olduğunuz insanı gerçekten değersiz görüyorsanız ve küçümsüyorsanız, o kişinin size uygun olmadığını düşünüyorsanız ilişkiyi sürdürebilmeniz ne yazık ki mümkün olmayacaktır. Aşağılamak, en çok sevmeniz gereken kişiye yapabileceğiniz en zarar verici davranışlardan biri ve böyle bir bakış açısının hüküm sürdüğü bir ilişkide aşk, sevgi, tutku, güven gibi duyguların barınabilmesi pek mümkün değil.

İlginizi çekebilir: Kendinizi sevin: Toksik arkadaşlardan kurtulma zamanı

2. İletişim eksikliği

İlişkinin sağlıksız olduğunun en önemli göstergelerinden bir diğeri de, konuştuğunuz konuların pozitif ya da negatif olmasından bağımsız olarak, partnerinizle aranızda açık, dürüst ve sevgi dolu bir iletişim stilinin olmamasıdır.

İlişkide çatışmacı ve uzlaşmadan uzak bir iletişim tarzının olması, sorunlarınızın çözüme ulaşmasını zorlaştırmanın yanı sıra, tartışmalarınızı kişisel bir boyuta taşıyarak öfke ve suçlama gibi davranışlarla karşı tarafta onarılması zor yaraların açılmasına sebep olabilir.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı iletişim nedir: İletişimin 4 boyutu ve etkili iletişim stratejileri

3. Duygusal mesafe

Partnerler arasındaki güvenin, açık iletişimin, kırılganlığın ve gerçek benliği yansıtabilmenin ilişkideki en önemli çıktısı duygusal yakınlıktır. Her iki taraf da koşulsuz sevildiğini, kabul gördüğünü ve değerli görüldüğünü ancak karşısındaki kişiye duygusal olarak yakın hissederek anlayabilir.

İlişkide duygusal yakınlık eksik olduğunda, ilişki her iki taraf için de içi boş ve ‘birlikte ama yalnız’ bir varoluşa dönüşür.

İlginizi çekebilir: Bir ilişkide aşktan daha önemli olan 10 şey

4. İlgisizlik

Partnerlerin her ikisinin ya da birinin ilişkiye zaman, enerji ve duygusal yatırım yapma isteğini kaybetmesi ilgisizlikle sonuçlanır. İlgisiz olan taraf zihninde genelde neden ilgisiz olduğuna dair kendince mantıklı argümanlar taşır ve bu düşünceler zamanla daha da baskın hale geldikçe, kişinin ilişkide daha da pasif kalmasına neden olur. İlgisizlik genelde ilişkinin bitirilmeye hazır olduğunun bir işaretidir.

İlginizi çekebilir: Ne ekersen onu biçersin: Sevgi sevgiyi, ilgisizlik ilgisizliği doğuruyor

5. Pasif-agresif davranışlar

Romantik ilişkilerde pasif-agresif davranışlar kendini sözlü olmayan negatif tavırlar, direnç ve tutarsız söylemlerle gösterir. Erteleme, çaresizlik, inatçılık, küskünlük, asık surat veya sorumlulukların yerine getirilmesinde kasıtlı olarak başarısız olma gibi davranışların tamamı kişinin pasif-agresif tavrının birer göstergesidir. İlişkideki pasif-agresif tutum, karşıdaki kişiyi manipüle etme ve kontrol altına alma girişimlerinin birer yansımasıdır.

İlginizi çekebilir: Pasif agresif kişilik bozukluğu karşısında nasıl davranmalı?

6. Affedici olmama

Romantik ilişkilerin devamlılığının ve sürdürülebilirliğinin en önemli gerekliliği affedici bir tutum içinde olmaktır. Partnerlerden biri diğerine kin besliyorsa ve geçmişteki kalp kırıklıklarını ya da öfkesini geride bırakamıyorsa, iki taraf da kendilerini güvende ve samimi bir ilişkinin içinde hissetmeyecektir. Diğer yandan, bir tarafın affedici olması, karşı tarafın samimi bir şekilde özür dileyebilmesi ve tutarlı davranış değişiklikleri sergileyebilmesiyle mümkün olacaktır.

İlginizi çekebilir: Zor zamanlarda kendinize ve çevrenizdekilere karşı affedici olmanın 6 yolu

7. Bağımlı ilişkilenme

Bağımlılık, bir partnerin diğerinin olumsuz davranışlarını veya olumsuz kişilik özelliklerini desteklediği, işlevsiz bir ilişkilenme şeklidir. İlişkide karşı tarafa bağımlı olmak, ruhsal problemlerin, olgunlaşmamışlığın ve sorumsuzluğun pasif ya da aktif bir göstergesi olabilir. Bağımlı ilişkilerde odak sadece bir tarafın ihtiyaçlarının karşılanmasındadır ve tüm ilginin karşı tarafta olması diğer taraf için duygusal olarak son derece yıpratıcı ve tüketici olabilir.

İlginizi çekebilir: Güle güle duygusal bağımlılık, merhaba duygusal özgürlük

8. Madde bağımlılığı

İlişkideki partnerlerden birinin ya da her ikisinin de alkol ya da madde bağımlılığının olması, sağlıklı ve samimi bir yakınlık kurulmasının önündeki en önemli engellerden biridir. Bağımlılığı olan kişinin davranışları ve kişiliği çoğunlukla kullandığı maddenin etkisi altında olduğu için, karşı tarafla ilgili yargıları, düşünceleri çarpıtılmış; öz-düzenleme becerisiyse gelişmemiş olacaktır.

İlişkide herhangi bir tarafın karşı tarafa sözlü şiddet göstermesi; onu utandırmaya, kontrol ve manipüle etmeye çalıştığının bir göstergesidir. Sözlü şiddet ilişkilerde genelde duygusal olarak zedeleyici sözlerle karşı tarafa saldırmak, bağırmak, küfretmek, tehdit etmek, suçlamak, küçük düşürmek ve alay etmek gibi davranış ve tutumlarla kendini gösterir. Sözlü istismar, benlik saygısına zarar verir ve ilişkide yakınlığı imkansız hale getirir.

İlginizi çekebilir: Uyuşturucu bağımlılığının tedavisinde kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklar

10. Fiziksel şiddet

Fiziksel istismarın olduğu, yani kişilerin can güvenliğinin ve bedensel sınırlarının tehdit altında olduğu bir ilişkinin sağlıklı olması imkansızdır. Birbirine vurma, ısırma, tırmalama, tokat atma, tekmeleme, yumruklama, itme, silah kullanımı ya da cinsel ilişkiye zorlama gibi beden bütünlüğünü ve karşı tarafın rızasını ihlal eden her türlü davranış, fiziksel şiddet olarak adlandırılır. Fiziksel şiddet genelde duygusal ve sözel şiddetle başlayarak, zaman içinde, yavaş yavaş ortaya çıkar. İlişkide herhangi bir şekilde şiddete maruz kalmak, o ilişkiyi sonlandırmak için son derece yeterli bir gerekçedir.

İlginizi çekebilir: İlişkide şiddet ve istismarın farklı boyutları: Fiziksel şiddet, duygusal şiddet ve cinsel istismar

11. Değerlerin uyuşmaması

Hepimizin her davranışı, tutumu ve düşüncesi değer yargılarıyla ve hayattan beklentileriyle şekillenir. Siz gelecekte çocuk yapmak isterken partnerinizin ebeveyn olmak istememesi, siz birikim yapmak isterken partnerinizin harcamalarını kontrol etmek istememesi, sizin dini inancınız ve spiritüel yanınız güçlüyken partnerinizin buna saygı göstermemesi gibi temel değerlerin örtüşmemesi, ilişkinizin sağlıksız gittiğinin ya da gideceğinin önemli bir göstergesi olabilir.

İlginizi çekebilir: Temel değerlerinizi belirlemenin önemi ve yöntemi

12. Saygısızlık

İlişkide saygı, ilişkide olan her iki kişinin de diğerini anladığını ve birbirlerinin sınırlarına saygı duyduklarını gösterir. Herhangi bir taraf diğerine saygı duymayı bıraktığında, bu onun artık diğerinin değerlerini ve ihtiyaçlarını desteklemediğini gösterir. İlişkide taraflardan herhangi birinin diğerine saygı duymamasının karşısında sevgi ve aşk gibi yoğun ve güçlü duygular bile o ilişkiyi devam ettirmek için yeterli olmaz.

İlginizi çekebilir: İlişkilerin olmazsa olmazı saygı: Sınırlarımızı nasıl koruruz?

13. Fiziksel mesafe

İlişkide fiziksel yakınlıkla ilgili yapılan araştırmalar, fiziksel yakınlığın ve tensel temasın ilişki tatmini üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu gösteriyor. Sevgiyi ifade etmenin en önemli yollarından biri olan dokunma eksik olduğunda, taraflar kendini sevilmemiş ve ilgi gösterilmemiş hissedebiliyorlar. Sağlıklı bir cinsel hayatın da ötesinde, dokunuşlar, öpüşme, sarılma gibi pek çok davranış duygusal yakınlığı da besliyor.

İlginizi çekebilir: İlişkilerde fiziksel temasın önemi

14. Dürüst olmamak

Dürüst olmamak, yalan söylemek ve sürekli olarak bir şeyleri gizlemek, ilişkilerin ve evliliklerin sonlanmasının en önemli nedenleri arasındadır. Partnerinize önemsiz konularda bile yalan söylemeniz, dürüst olmamanız ya da hiçbir şey anlatmamanız kendinizi onun yanında güvende hissetmediğiniz ya da ilişkinize zarar verecek bir şey yaptığınız sinyallerini verir. Her iki durumda da, yalan söylediğinizde ve dürüst olmadığınızda partnerinizin güvenini ve saygısını zedelersiniz.

İlginizi çekebilir: Yalan söyleme psikolojisi: Yalan söylediğimizde neler oluyor?

15. Kıskançlık ve güvensizlik

Geçerli bir sebep olmaksızın güvensizlik duygusunu ve kıskançlığı ifade etmek, yalnızca partnerinizi sizden uzaklaştıracak ve size olan saygısını azaltacaktır. Bu duyguların gerçek bir nedeni varsa, kıskanç ve güvensiz bir tutumla karşınızdaki kişinin davranışlarına ve sosyal ilişkilerine müdahale etmek yerine zihninizdeki düşünceleri partnerinizle de paylaşmanız, endişenizin nedenlerini açıkça ifade etmeniz gerekir.

Karşılıklı ve açık iletişim, güvensizlik ve kıskançlık duygusunun altında yatan daha derin duyguları ve bastırılmış istekleri ortaya çıkarmanın yanı sıra, çatışma yaratma potansiyeli olan konuları yakınlığınızı bozmadan tartışmak için en güvenli yol olacaktır.

İlginizi çekebilir: Aldatma ve kıskançlık duygusunun evrimsel temelleri

16. Narsisistik kişilik özellikleri

Narsisistik kişilik özelliğine sahip kişiler genelde ben merkezci, sürekli ilgi bekleyen, spotların her zaman üzerinde olmasını isteyen, kendini diğer tüm insanlardan daha üstün gören ve kendileriyle özel olarak alakadar olunmasını bekleyen, özellikle romantik ilişkilerde baş etmesi çok daha zorlayıcı ve yorucu olan insanlardır. Karşısındaki kişiyi sürekli olarak kontrol etme, kendi istek ve ihtiyaçlarının karşılanmasını önceliklendirme, partnerini kendisinden daha aşağıda görme eğilimindedir ve böyle biriyle yakınlık kurabilmek neredeyse imkansızdır.

İlginizi çekebilir: Partneriniz narsistse: Toksik ilişkilerden çıkmak neden kolay değildir?

17. Ayrılmakla tehdit etme

Her kavganın ve tartışmanın sonunda ‘Yeter artık, evi terk edeceğim.’ ya da ‘Tekrar aynı şeyi yaparsan boşanırız.’ gibi tehditvari cümleler kuran ve her fırsatta ayrılık lafını ağzına alan bir partneriniz varsa, ilişkinizde yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir.

Romantik ilişkilerde karşınızdaki kişiyi ayrılıkla ya da boşanmayla tehdit etmeniz, sözlü ve duygusal şiddet uyguladığınız anlamına gelir. Böyle bir ilişkide kendinizi güvende hissetmeniz ve sağlıklı bir ilişki sürdürebilmeniz olanaksızdır.

İlginizi çekebilir: Terk edilme korkusu ikili ilişkilerinizi nasıl etkiliyor?

18. Partnerlerin birbirini değiştirmeye çalışması

Bazı kişiler için biriyle birlikte olmak, o kişiyi ‘düzeltmek’ anlamına gelir. Bu kişiler partnerlerine ve ilişkilerine adeta tamamlamaları gereken bir proje gözüyle bakarlar ve sırf kendilerini daha güvende hissetmek için birlikte oldukları kişinin davranışlarını, görüntüsünü ya da kişiliklerini kendi beklentilerine uygun şekilde ‘düzeltmek’ isterler. Partnerlerin birbirlerini değiştirmeye çalışması ve oldukları gibi kabul edememeleri o ilişkide saygının ve koşulsuz sevginin olmadığı anlamı taşır ve böyle bir ilişkinin sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi pek mümkün değildir.

İlginizi çekebilir: Tanışma soruları: Karşınızdaki kişiyi tanımak için sorulacak sorular

19. Küçümseyen davranışlar

Partneriniz size karşı küçümseyici davranıyor, onunla aynı fikirde olmadığınızda size kendinizi aptal ya da bencil gibi hissettiriyorsa, sağlıksız bir ilişkinin içinde olabilirsiniz. Sürekli kendisinin aklıyla elde ettiği şeyleri sizin şansınızla elde ettiğinizi ima ediyor, söz konusu ne olursa olsun onu gölgede bıraktığınızı hissettiğinde sinirleniyor ve öfkeleniyor, herhangi bir konuda haklı olduğunuzu bildiği halde zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorsa ilişkinizi gözden geçirmenizin vakti çoktan gelmiş demektir.

İlginizi çekebilir: Kendine değer vermeyen kimseye değer vermez: Özdeğer nedir?

20. Gözden uzakken, gönülden de uzaksanız

Partneriniz işteyken ya da seyahatteyken sizi arayacağına söz verse de oraya vardığında sizi tamamen unuttuğunda, sizin aramalarınızaysa “Çok önemli bir işim var, beni rahatsız etme.” diyerek, sinirli bir tavırla karşılık veriyorsa sağlıksız bir ilişkide olabilirsiniz. Bu tip davranışlar sergileyen kişiler genelde siz aramadan sizi aramazlar, mesajlarınıza cevap vermezler ya da çok geç cevap verirler, arkadaşlarına ya da ailelerine sizden ve ilişkinizden bahsetmezler, sizi sosyal çevrelerine dahil etmezler ve bir gün aniden ortadan kaybolma potansiyeline sahiptirler.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı bir uzak mesafeli ilişki yürütmek için 7 öneri

İlişkinizin daha sağlıklı bir zemine oturması ancak iki tarafın da ilişkisini düzeltmeye istekli olmasına bağlı olsa da, değişim her zaman mümkündür. İlişkinin daha da kötüye gitmesine ya da sonlanmasına neden olabilecek tek şey, partnerinizin bu çabaya değmeyeceğine ya da yollarınızın artık tamamen başka yönlere ayrıldığına karar vermeniz olacaktır. İlişki, tango gibidir. Ahenkle dans edebilmek için tek kişinin değil, iki tarafın da çabalaması ve emek vermesi gerekir. 

İlginizi çekebilir: Romantik ilişkide sınırlar: Partnerinizle sağlıklı sınırlar oluşturmak için dikkat etmeniz gerekenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale