Kendinizi sevin: Toksik arkadaşlardan kurtulma zamanı

Kendinizi ne kadar sevdiğinizi merak ediyorsanız arkadaş çevrenize bakmanız yeterli. Etrafımızdaki insanların bize olan davranışları, bizim kendimizle olan ilişkimizin bir yansımasıdır aslında ve her bir arkadaşımız bizim farklı yönlerimizi temsil eder. Peki ya sizin arkadaş çevreniz nasıl insanlardan oluşuyor? Etrafınızda sizi yukarı çıkaran insanlar mı var? Yoksa durum tam tersi mi? Arkadaşlarınızın yanında tam olarak kendiniz olabildiğinizi söyleyebilir misiniz? Yoksa onlardan da sakladığınız yüzleriniz mi var? Arkadaşlarınız sizinle ilgili neler biliyorlar? Örneğin müzik zevkinizi biliyorlar mı? Ya da en sevdiğiniz rengin ne olduğunu. Sizin rüyalarınız, hayalleriniz hakkında bir fikirleri var mı? Sohbetleriniz kalpten kalbe mi yapılıyor, yoksa öylesine mi? 

Yapılan araştırmalar iyi arkadaşlıkların insan sağlığına olumlu etkilerde bulunduğunu gösteriyor. Michigan Devlet Üniversitesi’nden Psikolog Dr. William Chopik 7481 orta yaşlı insana altı sene boyunca arkadaşlıkları ve sağlıkları hakkında sorular sormuş. Bu altı senenin sonunda, arkadaşlarından destek alan katılımcıların kronik hastalıklara yakalanma risklerinin azaldığı gözlemlenmiş. 

Ancak buradaki anahtar kelime “iyi” arkadaşlıklar. Eğer arkadaşlarınızın bazıları size iyi hisler vermiyorsa sizin, arkadaşlığın olumlu etkilerinden yararlanma olasılığınız aşağı iniyor. Yani arkadaşlarımız arasında bize laf sokan, bizimle alaycı bir şekilde konuşan, bizi küçümseyen insanlar varsa arkadaşlık duygusunun olumlu etkileri bize o kadar da büyük ölçüde uğramıyor demektir.

Toksik arkadaşlarınızı tanıyın

Bu arada tabii ki iyi arkadaş deyince bizi durmadan pohpohlayan, ne dersek bizimle hep aynı fikirde olan kukla gibi insanlardan söz etmiyoruz. Elbette ki arkadaşlarımız zaman zaman bizimle fikir ayrılıklarına düşecek ya da yeri gelecek bizimle tartışacak, bizi yapıcı bir şekilde eleştirecek. Benim bahsettiğim bize laf sokmayı adeta kendine meslek edinmiş toksik arkadaşlar. Bu tip arkadaşlara İngilizce’de arkadaş ve düşman kelimelerinin birleşimi olan “frenemy” deniyor. 

Peki ama arkadaşlarınız arasında neden size destek vermeyen, bulduğu her fırsatta size laf sokan, size adeta bir düşman gibi davranan insanlar olduğunu hiç düşündünüz mü? Sizce kendini gerçekten seven ve sayan bir insanın böyle arkadaşları olur mu? Bu soruların cevabı çocukluğunuzda yatıyor. Çocukken anneniz ya da babanız sizi sık sık eleştirip, varlığınıza saygı göstermeyen davranışlar sergiledilerse siz de büyüdüğünüzde size tıpkı anneniz, babanız gibi davranan sevgililer ve/veya arkadaşlar bulursunuz.

Bartholomew (1990)’a göre bebek ile bakıcısı arasında gelişen bağlanma biçimi bireyin gelecekteki ilişkilerini etkiler, başka bir deyişle sonraki sosyal ilişkilerinin prototipini oluşturur. Küçükken duygusal ya da sözel tacize maruz kalan çocukların, büyüyünce iyi davranışları hak etmediğine inanan yetişkinlere dönüşme olasılığı yüksektir. Bir yetişkin, bir çocuğa sürekli hakaret ederse, onu aşağılarsa, duygularını hiçe sayarsa çocuk sorunun karşısındaki yetişkinde değil kendinde olduğunu düşünür.

Dahası yetişkinin hakaretleri çocuğun iç sesi haline dönüşür. Bu çocuk büyüdüğünde kendine bu iç ses yüzünden eziyet etmeye başlar. Artık çocuk, anne, babasının tacizlerinin bir mirasçısıdır ve büyüdüğünde bir şekilde kendini sabote eden davranışlar sergileyebilir. 

Eğer çocukluğunuzda duygusal ve/veya sözel tacize maruz kaldıysanız kendinize, size tıpkı anneniz ya da babanız gibi, o kadar da iyi davranmayan bazı arkadaşlar seçersiniz. Çünkü sizin normaliniz budur. Ancak geçmişi geride bırakmaya karar verip gerçek sevginin böyle bir şey olmadığını anlamaya başladığınızda da bu tarz toksik arkadaşlarınıza olan tahammülünüz azalır. 

Bir arkadaşın toksik olup olmadığını nasıl anlarız? 

– Sizinle sürekli alaycı bir şekilde konuşuyorsa,

– Karakterinizde bir yanlışlık varmış gibi davranıyorsa,

– Size sık sık laf sokuyorsa,

– Hakkınızda yaptığı şakalar ağzınızda kötü bir tat bırakıyorsa,

– Onun yanında bir türlü kendiniz gibi davranamıyorsanız,

– Size karşı hal ve tavırları dengesizse,

– Hatalarınızı abartıp, başarılarınızı küçümsüyorsa,

– Sizinle daimi bir rekabet içindeyse,

– En önemlisi de onun yanından her ayrıldığınızda kendinizi kötü hissediyorsanız,

arkadaşınız toksik bir arkadaş demektir. 

Eğer çocukken ailemiz tarafından kötü davranışlara maruz kaldıysak büyüdüğümüz zaman kurduğumuz toksik arkadaşlıklara kolay kolay veda edemeyiz. Çünkü bir tarafımız toksik arkadaşımızın bize karşı olan kötü davranışlarını normal bulurken, diğer tarafımız da aslında bu davranışların normal olmadığını düşünür. İşte tam da bu çelişki yüzden toksik arkadaşımızdan bir türlü ayrılamayız. 

Sizce artık size zarar veren, sahte ve toksik arkadaşlıklara veda etme zamanı gelmedi mi? İçinizdeki yaralı çocuk sizi gerçekten seven arkadaşları hak etmiyor mu? Unutmayın sizi gerçekten seven biri sizi incitmez. Sizi gerçekten seven biri sizi küçük görmez, sizinle alay etmez, başarılarınızı küçümsemez. Gerçek sevgide hakarete yer yoktur. 

Tarafınızı seçin. Siz, toksik arkadaşınızın sembolize ettiği tacizcilerden yana mı olacaksınız, yoksa kendinizden yana mı? Siz de bu dünyadaki herkes gibi sizi gerçekten seven ve size saygı duyan arkadaşları hak ediyorsunuz. Ama bunun için ilk önce siz, kendinizi gerçekten sevmeli ve kendinize saygı duymalısınız. Size, hayatınıza sizi hak ettiğiniz gibi seven gerçek arkadaşların girdiği harika günler diliyorum. 

Sorularınız için bana [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz. İyimser olmakla ilgili psikoloji egzersizleri ise Instagram hesabımdan paylaşıyorum.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:

Bartholomew, K. & Horowitz, L. M. (1991). Attachment styles among young adults: A test of a four-category model. Journal of Personality and Social Psychology. 61 (2), 226-244.

 

Psikolog Rana Kutvan Psikolog
İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir ... Devam