Aldatma ve kıskançlık duygusunun evrimsel temelleri

Uzun ya da kısa süreli ilişkisi olan herkes, kendi cinsinden birinin birlikte oldukları kişiyle olan samimiyetini ilişkisi için bir tehdit olarak algılama eğilimindedir. Kıskançlık, ikili ilişkilerde yaşanan problemlerin birçoğunun temelini oluşturduğu için bilim dünyasında da popülerliğini hiç yitirmedi ve bu konuda oldukça ilginç çalışmalar yapılmaya devam ediliyor.

Araştırmaların genel sonuçları romantik ilişkilerdeki kıskançlığın temelinde kaybetme korkusu, güvensizlik, karşı tarafa duyulan öfke ve emek verilerek kurulan bir ilişkinin sadakatsizlikle sonlanması endişesi olduğunu gösteriyor. Kıskançlık duygusu aslında kişinin ilişkisini potansiyel davetsiz misafirlere karşı korumak adına geliştirdiği bir savunma mekanizması. Partnerinizin sosyal çevresinde karşı cinsten birinin var oluşu bile kurduğu yakınlıktan bağımsız olarak, partnerinizin sizi aldatabileceği düşüncesini taşımanız ve kıskançlık duygusu geliştirmeniz için yeterli bir sebep.

Sadakatsizlikle ilgili tartışmaların devam etmesinin temelinde aldatmanın duygusal ve fiziksel iki yönüne kadınlar ve erkekler tarafından farklı değer atfedilmesi yer alıyor.
Aldatmanın duygusal ve cinsel boyutu

Evrimsel ve sosyal psikolojide sadakatsizliğin kadınlar ve erkekler tarafından nasıl algılandığı ile ilgili farklı görüşler söz konusu. Sadakatsizlikle ilgili tartışmaların devam etmesinin temelinde aldatmanın duygusal ve fiziksel iki yönüne kadınlar ve erkekler tarafından farklı değer atfedilmesi yer alıyor. Yapılan araştırmalarda kadın ve erkek katılımcılara “partnerinizin başka birine karşı duygusal yakınlık hissetmesi mi yoksa cinsel birliktelik yaşaması mı sizi daha çok rahatsız eder?” diye sorulduğunda, kadın katılımcıların partnerlerinin karşı cinsten biriyle duygusal yakınlık kurmasının, erkek katılımcılarınsa partnerlerinin başka bir erkekle cinsel birliktelik yaşamasının kabul edilemez olduğunu belirttikleri görülüyor.

Evrimsel olarak, kadınlar birlikte oldukları erkek başka bir kadınla duygusal yakınlık kurduğunda partnerlerinin onlara sağladığı kaynakları ve avantajları kaybetme korkusuyla karşı karşıya kalıyorlar. Erkeklerse başka bir erkeğin ilişkiye dahil olması durumunda birlikte oldukları kadına sağladıkları kaynakların ve avantajların üçüncü bir kişiyle paylaşılması korkusu nedeniyle kıskançlık duygusu geliştiriyorlar. Temel olarak hem erkekler hem de kadınlar duygusal ya da fiziksel sadakatsizlik durumunda genetik soylarının, yani ileride doğacak olan çocuklarının hayatta kalması için ihtiyaç duyacağı kaynakları kaybedecekleri korkusuyla hareket ederek kıskançlık duygusu geliştiriyorlar.

Evrimsel bakış açısına göre aldatma ihtimali söz konusu olduğunda ortaya çıkan güçlü kıskançlık duygusunun temelinde üreme ve soyun devam ettirilmesiyle ilgili problemler yer alıyor.
İlişkide kıskançlık duygusunun oluşumu

Evrimsel bakış açısına göre aldatma ihtimali söz konusu olduğunda ortaya çıkan güçlü kıskançlık duygusunun temelinde üreme ve soyun devam ettirilmesiyle ilgili problemler yer alıyor. Teknik olarak dişi birey karnında taşıdığı çocuğun kendisine ait olduğundan yüzde yüz emin olabiliyorken, erkek bireyin partnerinin taşıdığı çocuğun kendisine ait olduğuna yüzde yüz emin olabilmesi mümkün değil. Bu bilinmezlik, kadın bireyin sosyal ortamında var olan erkek sayısının artmasıyla birleştiğinde, ilişkideki erkek bireyin kıskançlık duygusu geliştirmesi ve tepki göstererek ilişkisini koruma altına alması kaçınılmaz oluyor.

Söz konusu kadınlar olduğundaysa, daha önce de bahsettiğimiz gibi ilişkide erkeğin kadına ve dolayısıyla doğacak yeni nesillere sağladığı kaynakların başka bir kadın birey tarafından kullanılması ihtimali, özellikle başka bir dişiyle duygusal yakınlık geliştirildiğinde, kadında kıskançlık duygusunun ortaya çıkmasına neden oluyor.

Evrimsel psikolojinin aldatma konusunda cinsiyet farklılıkları ile ilgili öne sürdüğü bu açıklamaların sınırlı olduğuna dair görüşler de söz konusu. Örneğin kadınların partnerlerinin duygusal yakınlık kurmasını aldatma olarak değerlendirmeleri, bilinçaltında duygusal yakınlığı cinsel birliktelikle bağdaştırmalarıyla ilgili olabilir. Bu açıdan bakıldığında, aldatma konusunda kadınların ve erkeklerin yorumlarında gözlemlenen farklılıkları keskin sınırlar içinde açıklamaya çalışmak doğru olmayacaktır. Aldatmaya yüklenen değerin temelindeki biyolojik ve bilişsel mekanizmaların yanı sıra bireyin sosyal, kültürel ve psikolojik durumunun da göz önünde bulundurulması gerekir.

 

İlginizi çekebilir:  Yeşil gözlü canavar “kıskançlık” hayatımızda hangi şekillerde beliriyor? 

Bilmediğiniz yönleriyle bildiğimiz en eski alışkanlık: Aldatmak

Kaynak:
Science of relationships

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!