X

Mutlu olmanın yolları: Yeni yılda daha pozitif bir bakış açısı kazanmak isteyenler için öneriler

Yeni bir yılın gelişi yeni başlangıçlar yapmak, hayatımızda yepyeni bir sayfa açmak ve kendimizle ilgili kararlar almak için en güzel zaman dilimi. 2020 ve 2021 yılları hepimiz için zorlayıcı bir yıl oldu. Kendimiz ve sevdiklerimiz için endişelendiğimiz, rutinlerimizi ve alışkanlıklarımızı istemeden de olsa değiştirdiğimiz, aldığımız kötü haberlerle hayata karşı pozitif bakış açımızı ve umudumuzu korumakta zorlandığımız bir yılın ardından, hepimizin en büyük dileği yeni yılda daha mutlu ve huzurlu olabilmek.

Sizlerle Instagram hesabımız üzerinden gerçekleştirdiğimiz soru/cevap etkinliğimizde sizlere bu yıl yeni yıldan neler beklediğinizi, kendinizle ve yaşam tarzınızla ilgili hangi kararları aldığınızı sormuştuk. Aldığımız cevapları farkındalık kazanmak; daha fit, enerjik ve zinde olabilmek; daha düzenli, planlı ve üretken olarak bolluğa ve berekete yer açmak; daha mutlu ve pozitif bir yaşam sürdürebilmek olarak dört ana başlık altında topladık.

 Yeni yıl hedefleriniz ve kararlarınız arasında daha mutlu bir yaşam sürdürmek ve daha pozitif bir bakış açısına sahip olmak varsa, yazının devamındaki önerilerimizi mutlaka okumanızı öneriyoruz.

Mutluluk nedir?

Herkes tarafından en iyi bilinen, hepimize en tanıdık olan temel duygularımızdan biri olan mutluluk, kimimiz için bir yolculuk kimimiz içinse varılması gereken bir nokta ya da nihai bir yaşam amacı. Mutluluğun tanımı kişiden kişiye değişse de, en basit haliyle günlük yaşantımızda bize zevk veren tüm insanların, davranışların, durumların ve deneyimlerin bizde bıraktığı pozitif hisler olarak tanımlanabilir.

Zevk, rahatlık, huzur, minnettarlık, umut, ilham gibi pek çok olumlu duygu, mutluluk seviyemizi artıran; bizi hayatta ilerlemeye ve gelişmeye motive eden olumlu hisler arasında. Bilimsel literatürde ise mutluluk hali hedoni; yani olumlu duyguların yoğun, olumsuz duygularınsa seyrek ya da hiç olmaması olarak tanımlanıyor.

Mutluluk üzerine şimdiye kadar yapılmış olan binlerce araştırma, mutluluk seviyemizin yaşamımızdaki bazı duygularla, durumlarla ve davranışlarla yakından ilişkisinin olduğunu gösteriyor. Doğuştan getirdiğimiz kişilik özelliklerimiz ve mizacımız, beden sağlığımız, sosyo-ekonomik seviyemiz ve finansal refahımız, bağlanma stilimiz ve kurduğumuz ilişkiler, yaşam amacımız ve hedeflerimiz, bu hedefleri gerçekleştirmek için sahip olduğumuz öz yeterlilik ve özgüven gibi kendimizle ilgili algımız, hatta bulunduğumuz yerin coğrafi özellikleri ve hangi zaman diliminde yaşadığımız gibi pek çok faktör mutluluk seviyemiz üzerinde son derece önemli ve güçlü etkilere sahip.

İlginizi çekebilir: Mutluluk neden birçok insan için en değerli duygudur?

Neden mutsuz hissediyoruz?

Mutluluğun tanımından kolaylıkla çıkarım yapabileceğiniz üzere, mutsuzluk hali de umutsuzluk, üzüntü, endişe, kaygı, korku gibi pek çok olumsuz duyguyla bağlantılı bir durum. Aslında mutluluk gibi mutsuzluk da hayatın ayrılmaz bir parçası ve deneyimlerimize, sağlık durumumuza, kurduğumuz ilişkilere, kişilik özelliklerimize ya da kendimizle ilgili algımıza göre zaman zaman mutlu, zaman zaman da mutsuz hissedebiliyoruz. Deneyimlediğimiz olumlu ve olumsuz duyguların yoğunluk seviyesi mutlu ya da mutsuz olma halimizi belirliyor.

Hayatımızın bazı dönemlerinde olumsuz duyguların çok daha yoğun olması, mutsuz bir yaşantımızın olduğu çıkarımını yapmamıza sebep olabiliyor. Araştırmalar, mutsuzluk ve mutluluk durumlarının yaşamımızdaki davranış ve düşünce kalıplarıyla şekillendiğini gösteriyor. Yaşamımız boyunca inşa ettiğimiz davranış ve düşünce kalıpları; kalıplaşmış duyguları da beraberinde getiriyor. Bu duygu kalıpları daha çok olumlu duygularla şekillendiyse kendimizi mutlu, olumsuz duygularla şekillendiyse de kendimizi mutsuz olarak tanımlayabiliyoruz. Dolayısıyla mutluluk hissini artırmaya yönelik adım atmak istediğimizde kalıplaşmış düşüncelerimizle, davranışlarımızla ve bu kalıpların beraberinde getirdiği duygularla çalışmamız gerekiyor.

Mutsuzluğa sebep olan duygular, düşünceler ve davranışlar hepimiz için farklılık gösterebiliyor. Örneğin; bazılarımız için çok istediğimiz bir ayakkabıya sahip olamamak gibi çok basit gibi görünen bir durum bile mutsuzluğa sebep olabilirken, bazılarımız için yakın ve anlamlı ilişkiler kuramamak, bazılarımız için sevdiğimiz birini kaybetmek, bazılarımız içinse yaptığı işten bir türlü tatmin olamamak ‘mutsuzluk sebebi’ olabiliyor. Dolayısıyla mutlu olmanın ya da daha az mutsuz hissetmenin yolu herkes için farklı. Ancak yapılan araştırmalar, daha mutlu ve huzurlu bir yaşam için gerekli olan pozitif bakış açısını geliştirmenin hepimiz için ortak olan bazı yollarının bulunduğunu gösteriyor. Yani, daha mutlu olmak için kendimizi ve beynimizi eğitebilmemiz mümkün. Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım.

Mutluluğumuzun ne kadarı bizim kontrolümüz altında?

Araştırmalar, mutluluk seviyemizin %40’ının genlerimizle ve bu genlerin şekillendirdiği kişiliğimiz ve mizacımızla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Yaşamın ilk yıllarında beslenme, barınma, bakım ve güvenlik ihtiyacımızın karşılanmış olması, mutlu bir yaşam sürdürmenin genetik altyapısına %10’luk bir katkı sağlıyor. Kontrolümüz dışında olan bu %50’lik dilime karşın, mutlu oluşumuzu belirleyen kalan %50’lik kısımsa bizim kendi kararlarımızla, kendi yaşamımızın sorumluluğunu ve kontrolünü elimize alarak belirleyebileceğimiz bölümü oluşturuyor. Yani, aslında mutlu bir yaşam sürdürebilmemiz yarı yarıya kendi özgür irademize ve seçimlerimize bağlı.

Daha mutlu ve daha iyimser bir bakış açısı geliştirmenin yanı sıra, yaşamda karşılaştığımız zorluklar karşısında psikolojik sağlamlık geliştirebilmek için beyninizi eğitebilmemiz mümkün. Pozitif psikoloji alanında yapılan araştırmalar beden sağlığımızı, zihinsel iyi oluşumuzu ve ruh sağlığımızı koruyabilmek için ‘iyi hissetmeyi’ bir araç olarak kullanabileceğimizi gösteriyor. Kendimizi daha iyi hissetmek, olumlu duygulara daha fazla yer açmak ve mutluluk seviyemizi yükseltmek içinse en temelde üzerinde çalışmamız gereken 4 zihinsel kalıp bulunuyor.

Mükemmeliyetçilik

Günümüzde kişinin becerilerine ve yeterliliklerine uygun, somut beklentilerle kavramsal olarak iç içe girmiş bir kalıp olan mükemmeliyetçilik; aslında somut beklentilerden çok kişinin yetkinliklerinin ve başarabileceklerinin çok ötesinde, gerçekçi olmayan, soyut beklentileri içeriyor. Hiçbir şeyin mükemmel olamayacağı gerçeğiyle tutarsız olarak, kendimizin ya da başkalarının becerilerinin ve yapabileceklerinin çok ötesinde beklentiler geliştirmek bu beklentilerin karşılanamamasına, tatminsizlik duygusunun yoğunlaşmasına; hayal kırıklığı ve üzüntü gibi ikincil duyguların sürekli deneyimlenmesine ve mutsuz olmamıza sebep olabiliyor. Dolayısıyla daha mutlu olabilmek için hem kendinizden hem de diğer insanlardan ve yaşamın size sunduklarından neler beklediğinizi, bu beklentilerin ne kadar gerçekçi olup olmadığını farkındalıkla değerlendirebilmeniz gerekiyor.

Kendimizi başkalarıyla kıyaslamak

Kendimizi sosyal çevremizdeki diğer insanlarla karşılaştırmaya başladığımızda genelde kendimizdeki eksiklikleri bulma eğiliminde olduğumuz için; sahip olduklarımızı, yaşam tarzımızı, kariyerimizi, kişilik özelliklerimizi ya da bedenimizi başkalarınınkiyle kıyaslamak yaşam tatminimizi azaltarak mutsuz olmamıza sebep olabiliyor. Aslında sosyal karşılaştırma, sağlıklı şekilde yapıldığında yaşamınıza fayda getirebilecek bir öğrenme şekli. Başkalarının size ilham veren özelliklerini bulduğunuzda ve bu niteliklerden yaşamınıza katkı sağlayabilecek olanları seçip çaba gösterdiğinizde mutluluk seviyenizi artırabilmeniz mümkün. Ayrıca kendinizi sadece kendinizle kıyaslamak, yani geçmişteki kendinizle şimdiki kendiniz arasındaki farklılıklara odaklanmak ve hangi konularda geliştiğinizi, hangi konularda kendinizi daha fazla geliştirebileceğinizi keşfetmek daha mutlu bir yaşam için atabileceğiniz en önemli adımlardan.

Materyalizm ve sahip olma isteği

Mutluluğu çevresel kaynaklara bağlamanın ne kadar tehlikeli olabileceğinin en somut örneklerinden biri olan materyalizm, mutlu olmak için bir şeylere sahip olmamız gerektiğine dair inancımızı içeriyor. Toplumsal beklentilerin, ekonomik düzenin ve tüketim kültürünün bir sonucu olarak, kolektif bir etkileşim sonucunda geliştirdiğimiz bu düşünce kalıbı, mutluluk algımızı dış kaynaklara bağımlı hale getiriyor. Maddi koşullarımızla, finansal durumumuzla ve alım gücümüzle doğrudan bağlantılı olan bu düşünce kalıbı zihnimizde baskın hale geldiğinde, ekonomik koşullarımızdaki ve tüketim alışkanlıklarımızdaki en küçük değişim bile mutsuz olmamıza sebep olabiliyor. Dolayısıyla daha mutlu bir yaşam sürdürebilmek için mutluluk seviyemizin, deneyimlediğimiz olumlu duyguların sadece sahip olduklarımızla ilişkili olabileceğine dair inancımızı; tüketim alışkanlıklarımızda köklü değişiklikler yaparak düzenlememiz gerekiyor.

Her şeyi optimize etmeye çalışmak

Kaynakları en verimli şekilde kullanma, minimum eforla maksimum sonuç elde etme, en az zamanı harcayarak en çok işi yapma gibi takıntılı düşünce kalıplarına sahipsiniz kendinizi mutsuz biri olarak tanımlamanız çok olası. Yediği yemekten harcadığı zamana kadar yaşamındaki her şeyi optimize etmeye çalışan insanlar tatmin olabilecekleri sonuçlar elde etseler bile daha iyi seçeneklerin peşinde koşmaya devam ederler. En iyi kararı almış olsalar bile akılları her zaman alamadıkları ‘diğer’ kararlarda olur. Sürekli en iyi seçeneğin peşinde koşmak ve maksimuma ulaşma çabası yaşam tatminini azaltan, kişiye şükretmek için alan ve zaman bırakmayan bir bakış açısı olduğu için mutlu olabilmek adına bu bakış açısını değiştirmeniz, olabildiği kadarıyla yetinmeyi ve çabanızı takdir etmeyi alışkanlık haline getirebilmeniz gerekiyor.

Mutluluğu alışkanlık haline getirmek için öneriler

Daha mutlu bir yaşam sürdürmenin, yaşam tatminini artırmanın, şükretmenin ve iyi hissetmenin binlerce farklı yolu bulunuyor. Bu yollardan bazılarıysa şöyle:

Pozitif bir bakış açısı geliştirin. Mutluluğu bir yaşam tarzı haline getirebilmek için ilk yapmanız gereken şey zihninizi pozitifi görebilmek üzerine eğitmeniz. Bunu yapabilmenin en kolay yoluysa, yaşamınızda pozitif olarak nitelendirdiğiniz şeyleri bilinçli olarak bulmaya çalışarak farkındalığınızı geliştirmek. Her gün kendinize yaşamınızdaki pozitif şeyleri listelemek için her biri 2 dakikalık olacak şekilde üç zaman dilimi yaratın. Sabah kalktığınızda, öğle aranızda ve akşam yatmadan önce yaşamınızdaki pozitif şeyleri zihninize getirmeye çalışabilirsiniz. Bir süre sonra zihninizin bunu otomatik olarak yapmaya başladığını göreceksiniz.

Daha fazlası için: Daha pozitif bir bakış açısına sahip olmak için hayatınızda yapmanız gereken 10 değişiklik

Büyük ya da küçük olmaksızın tüm başarılarınız kutlayın. Başarısız olduğunuz durumlarda da elinizden gelenin en iyi yaptığınızın farkında olarak çabanızı takdir etmeyi unutmayın.

Daha fazlası için: Başarınızı doyasıya yaşamanıza engel olan nedir ve bunu nasıl aşabilirsiniz?

İş yaşamınız ve özel yaşamınız arasındaki dengenizi koruyun. Özellikle şu günlerde işle ilgili sorumluluklarımız günümüzün çoğunu alıyor, ancak yaptığımız tek şey bu olmamalı. Bir hobiniz var mı? Arkadaşlarınız ve sevdiklerinizle vakit geçiriyor musunuz? Egzersiz yapıyor musunuz? İş ve özel yaşamınızda dengeyi bulmak stres seviyenizi azaltmanıza yardımcı olmanın yanı sıra, kendinizi ifade etmeniz ve eğlenmeniz için size farklı yollar sunacaktır.

Daha fazlası için: İş-özel yaşam dengesi nasıl kurulur: Bu dengeyi kurmanıza yardımcı olacak 3 ipucu

Mindfulness pratikleriyle farkındalığınızı geliştirerek olumlu ya da olumsuz tüm duygularınıza eşit bir mesafeden yaklaşabilmeyi ve anın tadını her şekilde çıkarabilmeyi öğrenin.

Daha fazlası için: Şimdiki anda olmanın sihirli anahtarı: Bilinçli farkındalık teknikleri ve anda olma pratikleri

Yaratıcılığınızı besleyin. Yazı yazmak, resim yapmak, hayal kurmak gibi yaratıcılığınızı kullanmanıza alan açan aktiviteler daha fazla olumlu duygu deneyimlemenizi sağlayarak daha mutlu hissetmenizi sağlayacaktır.

Daha fazlası için: Yaratıcılığınızı geliştirmenizi sağlayacak 7 yöntem

Hataları ve eksiklikleri kabul etmeyi öğrenin. Çoğumuz mükemmel olabilmek için çabalıyoruz. Kendimizi elimizden gelenin en iyisini yapmak için zorlamak istiyoruz. Ama gerçekten mutlu olmak için hayatın ayrılmaz bir parçası olan kusurları kucaklamayı öğrenmemiz gerekiyor.

Daha fazlası için: Hatalar güzeldir: Hangi hatalarınızla gurur duyuyorsunuz?

Sevdiğiniz işi yapın. Çalıştığınız işten nefret ediyorsanız, mutlu bir yaşam sürdürebilmeniz oldukça zor. Faturalarınızı ve kiranızı ödemek, ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek için çalışmak zorunda olsanız bile hayatınızın en güzel yıllarını keyifsiz bir işte harcamayın. Sizi motive eden bir alanda, yaşam tatmininizi giderecek bir sektöre geçiş yapmayı deneyebilirsiniz.

Daha fazlası için: Sevdiğiniz işi yapmayı beklemek mi, yaptığınız işi sevmek mi?

Anlamlı ilişkiler kurun. Tam 75 yıl süren Harvard Mutluluk Araştırması‘nın sonuçları hayatta güvenebileceğimiz, bizi olduğumuz gibi seven ve kabul eden, her koşulda destek olacağını bildiğimiz bir sosyal çevreye sahip olmamızın mutluluğun en önemli kaynağı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla daha mutlu bir yaşam için yapmanız gereken en önemli şey anlamlı, değerli ve kendinizi güvende hissettiğiniz ilişkiler geliştirmek. 

Daha fazlası için: İnsan neden ilişki kurma ihtiyacı duyar: İlişkilerin ‘neden’i, ‘nasıl’ı ve Bağlanma Teorisi

Paranızı akıllıca harcayın. Her ne kadar mutluluğun sahip olduğumuz şeylerle doğrudan bir ilişkisi bulunmasa da, mutlulukla doğrudan ilişkili olan temel ihtiyaçlarımızın karşılanması ve yaşamda ilerleyebilmemiz finansal iyilik halimizle de bağlantılı. Tüketim alışkanlıklarınızı ve harcamalarınızı gözden geçirmek, bütçe planlaması yapmak ve tasarruf yapmak uzun vadede daha mutlu olmanıza dolaylı yoldan da olsa katkıda bulunacaktır. 

Daha fazlası için: Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı

Mutluluğu dışarıda aramayın. Mutluluk, yaşamda zorluklarla karşılaşmamak, şanslı olmak ya da zengin olmak gibi koşullara bağlı bir durum değildir. Mutluluk, hayata bakış açımızı ve karşılaştığımız durumlar karşısındaki tutumumuzu belirleyen bir oluş halidir. Mutlu olabilmek için hayatımızda olumlu duygulara yer açmamız, olumlu duygulara yer açabilmemiz içinse düşüncelerimizi ve algımızı pozitife odaklamamız gerekir.

Daha fazlası için: Ne dışarıda ne başkasında: Aradığımız ama bulamadığımız mutluluk, sen neredesin?

Uplifers Mutluluk Kartları’yla her anınızı mutlu bir deneyimlere dönüştürün. Uplifers mutluluk yazılarından derlediğimiz soru ve önerilerden oluşan Uplifers Mutluluk Kartları, gün içerisinde motivasyonunuzu artıracak ve iyi hissetmenizi sağlayacak 52 motto kartından oluşuyor. Hayat mottosu haline getirebileceğiniz mutluluk mesajları, mutluluk dilekleri  ve en güzel huzur mutluluk sözleri, bu kutunun içinde sizleri bekliyor. Uplifers Mutluluk Kartlarında yer alan sorular ise, hem kendinizi daha iyi tanımanızı hem de çevrenizi daha iyi anlamanızı sağlayacak bilgiler sunuyor. Yeni yılda sevdiklerinize ve kendinize verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri olan mutluluk kartlarıyla yaşamınızın her anına, dilediğiniz zaman mutluluk katabilirsiniz.

Daha fazlası için: Mutluluk, farkındalık ve iyi yaşam peşinde olanlara özel bir hediye: Uplifers Mutluluk Kartları

Yeni yılda daha mutlu olabilmek, umudunuzu koruyabilmek ve yaşamdaki pozitif şeyleri daha iyi görebilmek için yapabilecekleriniz tabii ki bunlarla sınırlı değil. Aşağıdaki yazılarımızı inceleyerek pozitif bir bakış açısına kavuşmanın, olumlu duygulara yer açmanın ve daha mutlu bir yaşam sürdürmenin diğer yollarını da öğrenebilirsiniz.

Yeni yılda daha farkındalığınızı geliştirmek için bilmeniz gereken her şeyi Mindfulness nedir, nasıl alışkanlık haline getirilir: Yeni yılda farkındalığını geliştirmek isteyenler için öneriler Mindfulness nedir, nasıl alışkanlık haline getirilir: Yeni yılda farkındalığını geliştirmek isteyenler için öneriler yazımızda; daha enerjik, zinde ve fit bir yıl geçirmek için ihtiyaç duyabileceklerinizi ise Sağlıklı beslenme ve aktif yaşam rehberi: Yeni yılda daha enerjik, fit ve zinde olmak isteyenler için öneriler yazımızda bulabilirsiniz.

Kaynaklar: Entrepreneur, Healtline, Greater Good, Positive Psychology

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale