X

Doğadan aldıklarımızı doğaya geri verme zamanı: Ekolojik dengenin korunması için neler yapabilirsiniz?

Şehir hayatının temposu tüm hızıyla devam ederken, çalışırken, sosyalleşirken, tatil yaparken dinlenirken ya da yemek yerken… Gün içinde kısa bir süreliğine de olsa üzerinde yaşadığınız dünyaya ve çevreye katkı sağladığınızı ve önemsediğinizi hissettiren herhangi bir eylemde bulunuyor musunuz? Doğanın sesini ne kadar duyuyor, renklerini ne kadar görüyor, size sunduklarına ne kadar şükrediyorsunuz? Nehirler ve göller birer birer kururken, dağlar ve tepeler kuraklık yüzünden çırılçıplak kalırken, tüm dünyanın ciğerleri olan ormanlar cayır cayır yanarken yol yapmak, köprüler dikmek, kaybedilen yeşil alanları imara açmak sizce de dünyanın kaynaklarını biraz fazla cömert kullandığımız anlamına gelmiyor mu? Az elektrikle, daha kısa yollarla, daha küçük evlerle, daha az eşyayla, daha az çeşit yiyecekle yaşamak mümkün. Peki su olmadan, hava olmadan, toprak olmadan yaşayabilmek; daha az su içmek, ya da daha az nefes almak?

Doğaya dönmek; kendimize, özümüze, benliğimize dönmek demek. Ancak tüm dünyanın bugün geldiği noktada bize koşulsuzca kucak açan, tüm kaynaklarını sınırsızca önümüze seren doğaya bilinçli ve duyarlı şekilde yaklaşamadığımızı kabul etmek zorundayız. Gerçek mutluluğun ‘doğadan aldıklarımızda’ değil ‘doğaya verdiklerimizde’ olduğunun farkına varmadığımız sürece elimizde kalanları da hızla kaybetmemiz olası bir senaryo. Dünyanın daha çok ısınması daha fazla yangına, daha fazla yangın daha fazla karbondioksit salınımına, daha fazla karbondioksit atmosferde daha fazla ısı tutulmasına ve daha sıcak hava daha fazla kaynağı yok etmeye devam ettikçe; bu kısır döngünün içinden çıkabilmek için daha çok çırpınmamız kaçınılmaz.

Dünya üzerindeki her varlığın hem işlevini yerine getirebilmesinin hem de varlığını sürdürebilmesinin tek yolu, doğanın her bir öğesinin birlikte kusursuz bir denge içinde var olabilmesi, yani ekolojik dengenin korunabilmesi. Hidroelektrik santraller için su kaynaklarının kurutulması, daha fazla inşaat yapabilmek için ormanların yok edilmesi, çevrenin kirletilmesi, doğal kaynakların bilinçsizce ve ihtiyacın çok üstünde tüketilmesi gibi ‘insan eliyle’ yapılan her şey, atılan her adım doğanın olağan akışını bozarak ekosistemin doğru işleyişine zarar veriyor ve geri dönüşü mümkün olmayan sonuçlarla yüzleşmemize neden oluyor.

Ekolojik dengenin korunmasını destekleyecek alışkanlıklar

Doğadan şimdiye kadar aldıklarımızı ona geri vermek ve dengesini tekrar geri kazanmasını sağlamak, ona zarar veren her türlü eylemin farkına vararak çevre bilinci kazanmanın yanı sıra, dengesinin korunmasına katkı sağlayacak eylemleri bireysel olarak hayata geçirmekle mümkün.

Kaynak tüketiminizi sınırlandırın

Doğadaki hiçbir canlı, yaşamak için ihtiyaç duyduğu kaynakların daha ötesinde yiyecek, su, enerji ya da kıyafet tüketmiyor. İnsan dışında… Dolayısıyla insanlar olarak dünya üzerindeki etkimizi azaltmanın en etkili yollarından biri daha az tüketmek. Haftalık ya da aylık olarak satın aldığımız ürünlerin büyük bir çoğunluğu aslında gerekli olmamakla birlikte, ihtiyaç duyduklarımızın büyük bir kısmını da evde bulunan malzemelerle üreterek ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz.

Örneğin, çoğumuzun genelde aylık olarak satın aldığı temizlik ve kişisel bakım ürünlerini ele alalım. Ambalajlarının plastik atığına neden olmasının yanı sıra; suyu, toprağı, havayı kirleten ve sağlık açısından sakıncalı olan kimyasallar içeren bu ürünlerin muadillerini uçucu yağlar, sirke, karbonat ve limon gibi doğal bileşenlerle kolaylıkla hazırlayabilirsiniz. Temizlik bezi olarak eski ve kullanılmayan kıyafetleri ve havluları kullanabilir, meyve-sebze yıkarken kullandığınız suları biriktirerek temizlikte kullanabilirsiniz. Daha fazla yaratıcı çözüm ve tüketiminizi azaltmanıza yardımcı olacak ‘kendin yap’ fikirleri için aşağıdaki yazılarımızdan ilham alabilirsiniz:

Atık üretiminizi azaltın

Doğadaki hiçbir canlı, yaşadığı çevreye kalıcı olarak zarar veren, doğal kaynakları kirleten ve doğayı tahrip eden herhangi bir atık üretmiyor. İnsan dışında… Tüketim kültürünün norm kabul edildiği günümüzde satın aldığımız hemen hemen her şey plastik ambalajlara sahip ve iklim krizinin önemli suçlularından biri olan atıkları azaltmak, geri ve ileri dönüştürmek doğaya verdiğimiz zararı azaltmanın ve doğanın kendi dengesini geri kazanmasını sağlamanın en önemli adımlarından biri.

Yaşadığınız yere en yakın yeşil ya da boş alana giderek çevrede gördüğünüz tüm plastikleri, pet ve cam şişeleri, sigara izmaritlerini ve doğal kaynakların kirlenmesine sebep olabilecek her türde çöpü toplayın ve farkındalık oluşturmak için çevrenizdeki diğer insanlara da çağrıda bulunun. Topladığınız çöpleri mümkünse bez çantalara ya da yeniden kullanılabilir çuvallara, türüne göre ayırarak yerleştirdikten sonra en yakınınızdaki geri dönüşüm konteynırına boşaltabilir ya da yaşadığınız yerdeki belediye gibi yerel oluşumlarla iletişime geçerek geri dönüşüme gitmesine yardımcı olabilirsiniz.

Tabii kendi çöplerinizi de ayrıştırmayı ve miktarını azaltmayı unutmayın. Atık miktarınızı azaltmak için her ay kendinize maksimum bir çöp hedefi belirleyebilir, bunun üstüne çıkmamak için organik çöplerden kompost yapmak, ileri dönüşüm, geri dönüşüm gibi seçenekleri değerlendirebilirsiniz. Atık üretimini azaltmak için yapabileceklerinizin bir sınırı yok:

Hızlı moda (fast fashion) yöntemiyle üretim yapan markalardan alışveriş yapmayın

Birkaç ayda bir yeni bir koleksiyon çıkaran, oldukça ucuz ancak bir o kadar da dayanıksız kıyafetler, ev eşyaları ve aksesuarlar üreten markalardan alışveriş yapmak çok daha kolay ve ucuz ancak ‘hızlı moda’, gezegeni gereksiz atıklarla doldurmanın en ‘hızlı’ yollarından biri. İkinci kez düşünmemize gerek olmaksızın satın alabileceğimiz fiyatlarda, mikroplastik içeren ve çabuk yıpranan ürünler üreten bu markalardan mümkün olabildiğince alışveriş yapmamaya; uzun süre kullanmayacağınız ve modası geçtikten sonra bir kenara atacağınızı düşündüğünüz kıyafet ve aksesuarları satın almamaya çalışın.

Kıyafet, ayakkabı, aksesuar ve dekorasyon alışverişlerinde ‘nicelikten çok nitelik’ yaklaşımını benimseyin ve daha ucuz fiyata daha fazla ürün satın almak yerine, yıllarca dayanacağından emin olduğunuz, yüksek kaliteli ürünler edinmeye çalışın.

Alışverişe çıkmadan önce, gerçekten neye ihtiyacınız olduğunu kapsamlı olarak düşünmek için zaman ayırın. Benzer şekilde, gördüğünüz anda satın almayı düşündüğünüz bir ürünü almadan önce birkaç hafta beklemek ve kendinize gerçekten düşünmek için zaman vermek daha azını ve ihtiyacınız olduğu kadarını satın almak konusunda size yardımcı olabilir.

Hızlı moda ve moda sektöründe sürdürülebilirliğin önemiyle ilgili farkındalık kazanmak için The True Cost belgeselini izleyebilir, aşağıdaki yazılarımızı inceleyebilirsiniz.

‘Tek kullanımlık’ kavramını hayatınızdan çıkarın

Pedler, pipetler, bardaklar, maskeler, kağıt peçeteler… Hayatımızda ne kadar fazla bir kez kullanıp çöpe attığımız şey olduğunun farkında mısınız? Özellikle pandemi döneminde kullanımları artan tek kullanımlık ürünleri tahminimizin de ötesinde bir sıklıkta kullanıyoruz ve çoğu zaman farkında olmadan pek çok şeyi bir kez kullanıp atığa dönüştürüyoruz. Tek kullanımlık plastikler konusunda sürdürülen mücadelenin pandeminin patlamasıyla birlikte başa döndüğü günümüzde, tek kullanımlık tüm ürünlerle ilgili farkındalığımızı açık tutmamız her zamankinden daha fazla önem taşıyor.

Tek kullanımlık her şeyi azaltmanın en iyi yolu, bu ürünlerin kullanımını uzun vadede sona erdirecek alışkanlıklar edinebilmekten geçiyor. Örneğin, her hafta yaptığınız market alışverişinde bir kez kullanıldıktan sonra atığa dönüşecek tek kullanımlık poşetler yerine bez çantalar taşımayı alışkanlık haline getirmek, ıslak mendil yerine çantanızda kolonya ve yıkanabilir kumaş bez taşımak, plastik ve kağıt bardakların kullanımını azaltmak için termos; yiyecekleriniz için tekrar kullanılabilir kap kacak taşımak ‘tek kullanımlık’ kavramını hayatınızdan çıkarmanıza yardımcı olabilir. Yapmanız gereken çok basit: Rutinlerinize dahil olan tek kullanımlıkların bir listesini çıkarmak ve yeniden kullanılabilir alternatif fikirleri araştırmak.

İlginizi çekebilir: Doğa dostu, atıksız bir mutfak için kullanabileceğiniz mutfak ürünleri

Gün ışığından optimum düzeyde yararlanmayı öğrenin

Bilgisayar ekranlarından televizyonlara yaşamımızın her alanında kullandığımız yapay aydınlatmalar icat edildikleri günden itibaren ‘gece vardiyası’ ve ‘mesai’ kavramlarının hayatımıza girmesi ve bu yolla endüstriyel üretimin daha uzun süre devam etmesi konusunda pek çok fırsatı beraberinde getirmiş olsa da, bulunduğu ilk günden beri çevre üzerinde olumlu hiçbir etkisinin olmadığı kaçınılmaz bir gerçek.

Kullanmadığınız odalardaki ışıkları kapatmanız tabii ki enerji tüketiminizi sınırlandırarak çevreye katkı sağlamanıza yardımcı olabilir ancak yapabilecekleriniz sadece bununla sınırlı değil. Gün ışığını en etkili şekilde kullanmak için tüm perde ve panjurları açık tutmaya, elinizin aydınlatmaya gittiği zamanlarda buna gerçekten ihtiyacınızın olup olmadığını aklınıza getirmeye çalışın.

Güneş batmaya başladığında bir süre güneş enerjisiyle çalışan bir ortam aydınlatmasıyla çalışabilirseniz, elektronik cihazlarınızı güneş ışığıyla beslenen enerji kaynaklarıyla şarj etmenin yollarını bulabilirseniz birkaç ayda elektrik faturanızdan önemli ölçüde tasarruf edebilirsiniz.

Hediye seçimlerinizde sürdürülebilir alternatiflere yönelin

Kendimiz için yaptığımız tüketimlerde daha basit, daha minimal ve daha çevreci alternatiflere yönelmek kolay olsa da, söz konusu sevdiklerimize hediye almak olduğunda sürdürülebilir seçimler yapmaya o kadar da dikkat etmeyebiliyoruz. Bununla birlikte, özellikle hediyelerin paketlemesinde kullanılan ürünler çevre için oldukça zararlı malzemeler içerebiliyor.

Sevdikleriniz için seçtiğiniz hediyeleri kendiniz paketleyebilir, kurutulmuş çiçekleri, bitkileri ve geri dönüştürülmüş/dönüştürülebilen malzemelerden yapılan hediye paketlerini tercih edebilirsiniz. Bez çantalar, yeniden kullanılabilir oldukları için bizim favori paketleme seçeneklerimizden ancak diğer fikirler için Sürdürülebilir hediyeler için: Sıfır atık hediye önerileri yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Toplumda çevre bilincinin yayılmasına katkıda bulunun

Çevreye duyarlı ve doğaya saygılı bir yaşam tarzı geliştirmek için yapabilecekleriniz sadece yukarıda bahsetmiş olduğumuz önerilerle sınırlı değil. Fosil yakıt tüketimini sınırlandırmaktan hayvansal gıdaları tüketmemeye, plastiksiz yaşamdan enerji tasarrufuna çevre ve dünya için yapabileceklerinizin, doğadan aldıklarınızı doğaya geri vermenin ve ekolojik dengeyi desteklemenin yüzlerce farklı yolu bulunuyor. Ancak hepsinden daha önemlisi, attığımız her adımda bunun doğaya ne gibi artılarının ya da eksilerinin olabileceğini aklımıza getirmek, yani çevre bilincine sahip olmak. Eylemlerinizin sonuçlarının farkında olmadığınız sürece, çevreci alışkanlıklarınızı sürdürülebilir kılmanız mümkün değil. Peki, çevre bilincinizi artırmak için neler yapabilirsiniz?

Yazının sonuna kadar geldiyseniz, doğadan aldıklarınızı ona geri vermeye artık hazırsınız demektir. Peki, bugün atacağınız ilk adım hangisi? 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale