X

Daha enerjik ve zinde bir beden için yorgunluk hissini azaltmaya yardımcı yaşam tarzı önerileri

Hızla akıp giden yaşamın hızına yetişebilmek, sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışmak ve yoğun iş yüküyle ve stresle başa çıkabilmek için gösterdiğimiz çaba gün içinde enerjimizin tükenmesine ve yorgun hissetmemize sebep olabiliyor. Zihinde ve bedende eş zamanlı olarak ortaya çıkabilen yorgunluk hissi, kişinin yaşam tarzına bağlı pek çok faktörle bağlantılı olabiliyor. 

Fiziksel ve zihinsel yorgunluğa sebep olan faktörleri Neden yorgun hissediyoruz: Fiziksel ve zihinsel yorgunluk modern dünyanın ‘yeni normali’ olabilir mi? yazımızda sizlerle detaylı olarak paylaşmıştık. FizikselNeden yorgun hissediyoruz: Fiziksel ve zihinsel yorgunluk modern dünyanın ‘yeni normali’ olabilir mi?  ve zihinsel yorgunluğa sebep olan faktörleri ortadan kaldırabilmek her zaman mümkün olmasa da, yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişikliklerle bedeninizin daha enerjik, zinde ve canlı olmasına yardımcı olabilirsiniz. Enerji seviyenizi artırmanıza ve daha az yorgun hissetmenize yardımcı yaşam tarzı önerilerine gelin yakından bakalım.

Uyku kalitenizi artırın

Düzensiz mesai saatleri olanlar, vardiyalı çalışanlar, yoğun ve koşuşturmacalı bir iş temposunda yaşamını sürdürmeye çalışanların kronik yorgunluk yaşamasının en önemli sebeplerinden biri uykusuzluk. Özellikle büyük şehrin hızlı temposuna ayak uydurmak, işten arda kalan zamanda sevdiklerimize ve kendimize de vakit ayırabilmek için çoğu zaman uykumuzdan çalıyor olsak da, daha enerjik ve dinlenmiş bir bedenin ve zihnin en önemli ihtiyacı kaliteli ve yeterli bir uyku düzeni.

Uzmanlar, yetişkin bir bireyin enerji seviyesini koruyabilmek ve yorgunluk hissetmemek için ortalama 7 saatlik gece uykusunu alması gerektiğini söylüyor. Uyku kalitenizi artırabilmek için gece 10:00 – 11:00 arasında salgılanan melatonin hormonuyla birlikte uyku ve dinlenme moduna geçmeniz gerekiyor. Kaliteli bir uyku rutini sürdürebilmek için gece uykuya geçmeden önceki alışkanlıklarınızı da gözden geçirmeniz gerekiyor. Uyumadan önce sıcak bir duş alarak, kitap okuyarak ya da meditasyon yaparak bedeninizi rahatlatmak uykuya dalmanızı kolaylaştıracak alışkanlıklar arasında.

İlginizi çekebilir: Sirkadiyen ritim ve uyku ilişkisi: Kaliteli ve sağlıklı bir uyku için biyolojik saatinize kulak verin

Uyku problemlerinin en önemli sebeplerinden biri de bedeninizi yapay ışık kaynaklarına maruz bırakmak. Bedensel bir uyaran olan ışık bedeni uyanık kalmaya şartladığı için, uyumadan önce telefon, bilgisayar, televizyon gibi yapay ışık kaynaklarına maruz kalmak uykuya geçişi zorlaştırabiliyor. Bu nedenle uyumadan en az 2 saat öncesinde yapay ışık yayan tüm ekranlardan uzaklaşmaya, evinizdeki aydınlatmaları mümkün olabilen en loş haliyle kullanmaya dikkat etmelisiniz. Uykuya dalmanızı zorlaştıran, zihninizi devamlı olarak meşgul eden stres ve endişe verici düşüncelerle baş etmek içinse meditasyon ve mindfulness pratiklerinden yararlanabilirsiniz.  

İlginizi çekebilir: Uykusuzluk ile savaşınızda etkili bir çözüm: Deepak Chopra uyku meditasyonu

Günlük kalori alımınıza dikkat edin

Bedenin enerji üretebilmesi için ihtiyaç duyduğu yakıt gün içinde aldığımız kaloriler. Daha enerjik, zinde ve dinlenmiş hissedebilmek için cinsiyetinize, yaşınıza, vücut ağırlığınıza ve aktivite seviyenize uygun miktarda kalori aldığınızdan emin olun. İhtiyaç duyduğunuz kaloriden fazlasını ya da azını tüketmek bedeninizin daha yorgun hissetmesine neden olacaktır.

İlginizi çekebilir: Günlük yiyecek kalori hesaplama işlemi nasıl yapılır?

Öğünlerinizde taze mevsim meyvelerine ve sebzelerine yer açın

Tüm hücrelerin metabolizma faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi ve enerji üretebilmesi için protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral olmak üzere tüm besin öğelerince zengin bir beslenme rutinine ihtiyacı var. Tüm öğünlerinizde tükettiklerinizin en az yarısının meyve ve sebze ağırlıklı olmasına özen gösterin. Özellikle besin değerleri yüksek mevsim meyvelerini ve sebzelerini tüketmek yorgunluk hissinizin önemli ölçüde azalmasına yardımcı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Bağışıklık sistemini güçlendirmek için mevsimsel beslenme: Güçlü bir bağışıklık sistemi için mevsiminde sebze meyve tüketmenin önemi

Beslenmenizde kaliteli karbonhidrat kaynakları olan tam tahıllara yer verin

Bedenin enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan karbonhidrat, vücudun enerjiye dönüştürmek için ilk kullandığı besin öğesi. Bu nedenle daha enerjik hissetmek için kaliteli karbonhidratlara beslenme düzeninizde mutlaka yer vermelisiniz. Yulaf, bulgur, tam buğday ekmeği gibi tam tahıllar enerji ihtiyacınızı karşılamanın yanı sıra kan şekerinizdeki ani dalgalanmaları önleyerek kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlayacaktır. Kan şekerinizi dengeleyerek bedeninizin enerji ihtiyacını karşılayabilmek için sık aralıklarla, az miktarlarda kaliteli karbonhidratlar tüketmeye özen gösterin.

İlginizi çekebilir: Karbonhidrat düşman mıdır: Hangi karbonhidratlar kilo aldırır?

Protein kaynaklarınızı çeşitlendirin

Hücre yenilenmesi, zarar gören hücrelerin tamiri ve yeni hücre oluşumu için en gerekli besin öğelerinden olan proteinler, metabolizmanın aktif çalışabilmesi, kas kütlesinin artırılması ve kasların optimum düzeyde performans gösterebilmesi için son derece önemli. Ancak proteini sadece hayvansal kaynaklardan almak vücuda daha fazla toksin alınmasına ve kendimizi yorgun hissetmemize sebep olabiliyor. Bu nedenle protein kaynaklarını seçerken mümkün olabildiğince kimyasal ve koruyucu içeren endüstriyel ürünlere değil, doğal ve kaynağını bildiğiniz ürünlere yönelmelisiniz.

Beyaz et ve kırmızı et seçiminde organik ve doğal seçimler yapmaya çalışın. Sucuk, salam, jambon, sosis gibi işlenmiş etleri tüketmeyin. Protein ihtiyacınızın büyük bir kısmını kuruyemişler, bakliyatlar ve omega-3 yağ asidi yönünden zengin deniz ürünlerinden karşılamaya çalışın. Organik yumurta, koyu yeşil yapraklı sebzeler, bakliyatlar, çiğ badem ve beyaz leblebi gibi kuruyemişler yüksek miktarda kaliteli protein içerdikleri için öğünlerinizde yer verebileceğiniz besinlerin başında geliyor.

İlginizi çekebilir: Vejetaryen beslenme rehberi ve bitkisel protein kaynakları

Düzenli aralıklarla yemek yemeye dikkat edin

Gün içinde yediklerimiz zihinsel ve bedensel aktivitelerimizde ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi karşılamanın ve modumuzu yükseltmenin en kolay ve etkili yollarından biri. Beden uzun süreler aç kaldığında olası bir besin kıtlığı riskine karşın yediğimiz tüm besinleri yağ olarak depolama eğilimine girebiliyor. Yediklerimizin enerji üretiminde kullanılmak yerine yağa dönüştürülerek depolanması, gün içinde enerji düşüklüğüne sebep olabiliyor. Bu nedenle enerji seviyenizi dengede tutmak ve kan şekerinizdeki dalgalanmaları önlemek için düzenli aralıklarla yemek yemeye, öğünleriniz arasında sağlıklı atıştırmalıklar tüketmeye dikkat etmelisiniz.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak için 15 öneri

Hareketli bir yaşam tarzını benimseyin

Düzenli egzersiz ve hareket etmek ilk bakışta yorgunluğa sebep olan şeyler gibi görülse de, aslında enerji seviyemizi artırmanın en önemli yollarından biri. Egzersizin ve hareketin daha enerjik hissetmemizdeki rolü aslında daha sağlıklı ve kaliteli uyumamızı sağlamasından geliyor. Beden gün içinde yeterince hareket ederek enerji harcamadığında geceleri uykuya geçmesi zorlaşıyor. Uykusuz kalmak ertesi gün ihtiyaç duyduğu enerjiyi bulamamasına ve yorgun hissetmesine neden oluyor. Hücrelere enerji üretimi için gerekli olan besin öğelerinin ve oksijenin iletimini hızlandıran, modunuzu yükseltmenize yardımcı olan dopamin salgısını artıran, kaslarda biriken laktik asit ve karbondioksit gibi yorgunluğa neden olan maddelerin badenden atılmasına yardımcı olan hareket, daha enerjik hissetmek için günlük rutininizde mutlaka yer vermeniz gereken şeylerin başında geliyor.

Kısa yürüyüşler, asansör yerine merdiven kullanmak, evde ya da spor salonunda 40-45 dakika kadar dilediğiniz egzersizi yapmak, gideceğiniz yer yakınsa biraz erken çıkıp yürüyerek gitmek gibi hayatınıza hareket katacak alışkanlıklar edinmeye çalışabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı yaşam için daha çok hareket: Adım saymak ve nabız takibi neden önemlidir?

Bol su için

Bedenin hücresel düzeyde enerji üretebilmesi için olmazsa olmaz kaynaklardan biri de su. Gün içinde bol miktarda su tüketmek kan dolaşımını hızlandırarak hücrelere enerji üretimi için gerekli olan oksijenin ve besin öğelerinin iletilmesini sağlıyor. Hücrelerde üretilen enerji sonrası açığa çıkan ve kaslara yorgunluk hissi veren karbondioksitin ve toksik maddelerin bedenden atılmasını da sağlayan su, tüm sistemlerin dengeli ve düzgün çalışması için hayati bir öneme sahip. Hücrelere besin ve oksijen iletilmesinin yanı sıra sinir sistemindeki nöronlar arasında bilgi alışverişini sağlayan sıvı elektrolitlerin yapısında da bulunan suyu günde en az iki litre tüketmemiz öneriliyor.

İlginizi çekebilir: Kaliteli su içmenin önemi ve bol su içmek için 46 sebep

Güneş ışığı alın

Bedenimizin biyolojik ritmi olan sirkadiyen ritmimizin belirleyicisi olan güneş ışığı bedene hareket, üretkenlik ve enerji üretimi sinyalleri gönderir. Her güne gün ışığı alarak başlamak doğal, kademeli olarak uyanmanıza ve kendinizi sabah olduğuna dair uyarmanıza yardımcı olur. Gün ışığı bedene hareket, enerji ve uyanıklık sağlayan kortizol hormonu salınımını artırarak daha enerjik hissetmenize yardımcı olur. Ayrıca vücutta enerji üretimini sağlayan metabolizma faaliyetleri için hücrelerin ihtiyaç duyduğu D vitamini sentezini de gerçekleştiren güneş ışığı, daha enerjik hissetmek için mutlaka faydalanmanız gereken doğal enerji kaynaklarından biri.

İlginizi çekebilir: Güneşten aldığımız D vitamini neden önemlidir, eksikliğinde neler olur?

Özet olarak, biyolojik ritme uygun olmayan bir yaşam tarzı; düzensiz ve yetersiz uyku; uyku kalitemizi olumsuz etkileyen alışkanlıklarımız; bedenin ihtiyaç duyduğu besin öğelerini içermeyen, hızlı yenen sağlıksız yemekler yorgun ve enerjisiz hissetmemizin başlıca sebepleri. Bedende yorgunluğa ve enerji düşüklüğüne neden olan faktörlerin farkında olmanın yanı sıra yaşam tarzınızda bu faktörlerin olumsuz etkilerini en aza indirecek şekilde düzenlemeler yapmanız daha enerjik ve zinde bir bedenin olmazsa olmazı. Yaşam tarzınızda yapacağınız değişikliklerin yanı sıra, daha kısa sürede, daha hızlı şekilde enerjinizi yükseltmek için aşağıdaki yazılarımızdaki önerilerimize mutlaka göz atmanızı öneriyoruz:

Kaynaklar: Harvard Health Publishing, Health Line, WebMD

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale