X

İnsanlar neden bu kadar tuhaf: Karen Horney’e göre nevrotik eğilimler

“Seni öldürmeyen şey tuhaflaştırır.”
Joker

Balzac’ın Le Peau de Chagrin adlı eserinin başkahramanı, bir duyguyu dile getirdiği zaman ömrünün kısalacağına inanır ve bu nedenle bunu yapmaktan kaygıyla kaçınır. Ama bir gün, boş bulunduğu bir anda bir arzusunu dile getirir ve arzusunun kendi içinde önemsiz olmasına karşın paniğe kapılır. Bu örnek, güvenliği tehlikeye düştüğü zaman nevrotik bir insanı kıskıvrak yakalayan büyük korkuyu açıklıyor. Eğer kişi kusursuzluktan, tam bağımsızlıktan ya da artık hangi ihtiyacı-standardı ağır basıyorsa ondan saparsa, her şeyini kaybedeceğine inanır. Nevrotik eğilimlerin baş sorumlusu da işte bu güvenlik ihtiyacıdır.

Günümüzde, özellikle de büyük şehirlerde, insanlar gittikçe birbirinden uzaklaşıyor ve yalnızlaşıyor. Yalnızlaşmanın, izolasyonun ve çeşitli toplumsal değişimlerin de etkisiyle, insan olmanın getirdiği çatışmalar ve sıkışmışlık duygusu bazılarının kaçınılmaz olarak “tuhaf” davranışlar göstermesine sebep oluyor. Yazılarımı takip edenler sürekli “iğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batırmayı” vurguladığımı bilirler. İşte bu yazım da diğerlerinin tuhaflıkları üzerinden kendimizi tanımaya çalışacağımız bir yazı olacak.

Yukarıda bahsettiğim “tuhaflıkların” psikanalizdeki ismi nevrotik eğilimlerdir. Nevroz, kişinin dürtüleri ile yaşamı ve toplum arasındaki dengeyi sağlayamaması sonucu takıntılar, bağımlılıklar, fobiler, baş ve vücut ağrıları, yeme konusunda abartı, anksiyete, depresyon, öfke patlamaları, insanlarla ilişki sorunları, alkol vb. gibi alışkanlıklar şeklinde ortaya çıkan, organik temelli olmayan zorlantılı düşünce ve davranışlardır. Kişinin içsel çatışmaları ve çelişkili eğilimleri nevroza sebep olur. Psikanalist Karen Horney tüm insanlarda olan bu nevrotik eğilimleri, kişinin kendini tanımasına yardımcı olmak amacıyla açıklamaya çalışmış. Karen Horney psikoterapi vasıtasıyla kendini tanımak konusunda da şöyle diyor: “Birinin kendini tanıması her zaman hem arzu edilir hem de mümkün olarak değerlendirilmiştir. Psikoterapi, kişinin kendi potansiyelinin tamamını gerçekleştirmesinde bireye yardımcı olurken, elbette dünyanın sorunlarını çözemez ama en azından bu sorunlara aynı anda hem neden hem de sonuç olan sürtüşmelerin, yanlış anlamaların, nefretlerin, korkuların, kırgınlıkların, duyarlılıkların bir bölümünü netleştirebilir. Psikoterapi, zor bir dağ gezisinde hangi yolu tutmanın ya da hangi yoldan kaçınmanın doğru olacağını gösteren bir kılavuz gibidir.” 

Nevrotik eğilimler güvenlik ihtiyacındandır. Nevrotik eğilimleri olan kişi, eğer zorlantılı uğraşları, içsel ya da dışsal herhangi bir nedenle etkisiz kalırsa, hayati bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu duygusuna kapılır. Mükemmeliyetçi bir insan hata yaparsa (veya yapılırsa) panik ve öfke duyar. Zorlantılı bir sınırsız özgürlük ihtiyacı olan bir insan, ister evliliğe yönelik bir nişan olsun, ister bir kira sözleşmesi, herhangi bir bağ ihtimali karşısında korkuya kapılır. Ne kadar mantıksız görünürse görünsün, nevrotik eğilimler bir ihtiyaçtan kaynaklanır. Çünkü nevrotik eğilimler bir güvenlik hissi sağlar. Bu nedenle bu davranışları bırakmak zordur. Karen Horney nevrotik eğilimleri şu şekilde sınıflandırıyor:

Nevrotik sevecenlik ve onaylanma ihtiyacı. Böyle bir ihtiyacı ağır basan kişi otomatik olarak başkalarını memnun etmeye odaklanır. Ağırlık merkezi kendi içinde değil, başkalarındadır. Önemli olan tek şey “onların” arzu ve görüşleridir. Böyle kişiler kendilerini ortaya koymaktan korkarlar. En büyük korkuları, başkalarının onlara düşman olması ve kendi içlerindeki düşmanlık duygularının ortaya çıkmasıdır.
Yaşamın sorumluluğunu üstlenecek bir “eşe” duyulan nevrotik ihtiyaç. Böyle kişilerin ağırlık merkezi bütünüyle yaşama ilişkin beklentilerin tamamını yerine getirecek, iyiye ve kötüye olan tüm sorumluluğunu üstlenecek bir “eş” içindedir. Böyle kişiler sevgiyi gözünde çok büyütür. Çünkü sevginin bütün sorunları çözeceğine inanırlar. En büyük korkuları terk edilmek ve yalnız kalmaktır.
Kendi yaşamını daracık alanlarla sınırlandırmaya yönelik nevrotik ihtiyaç. Böyle insanlar başkalarından bir şey beklemez, az şeyle yetinir ve nesnel şeylere yönelik arzu ve hırslarını sınırlandırma zorunluluğu hissederler. Silik ve ikinci planda kalma isteğindedirler. Var olan beceri ve potansiyellerini küçümserler, en üstün değerleri alçakgönüllülüktür. Harcamaktan çok, saklama eğilimindedirler. Herhangi bir istekte bulunmaktan korkarlar. En büyük korkuları taşkın arzulara sahip sahip olmak ya da bunları ortaya koymaktır.

Genellikle yukarıdaki üç eğilim bir arada bulunur. Çünkü hepsi de zayıflığın benimsenmesini içerir ve yaşamı bu temelde düzenlemeye yönelik girişimlere sebep olur. Bunlar kendi gücüne güvenmemeye ya da kendi sorumluluğunu üstlenmemeye dayanır.

Nevrotik güç ihtiyacı. Başkaları üzerinde buyurganlık, bu kişilerin içinde bir özlemdir. Kendini bir yükümlülüğe, amaca, sorumluluğa adama ihtiyacı baskındır. Burada bireyin itici güç olması değil, belli bir rol oynaması yeterlidir. Başkalarının bireyselliğine, onuruna, duygularına yönelik temel bir saygısızlık vardır, ilgilenilen tek şey onların boyun eğmesidir. Güce hayranlık duyar, zayıflığı aşağılarlar. En büyük korkuları kontrol edemedikleri şeyler ve çaresizliktir.
Başkalarını kullanmaya ve mümkün olan her yoldan onlardan yararlanmaya duyulan nevrotik ihtiyaç. Böyle kişiler başkalarını temelde kullanılmaya elverişli olup olmadıklarına göre değerlendirirler. Parayı, cinselliği, duyguları ve fikirleri sömürü aracı olarak kullanırlar. Ve başkalarını kulanma becerisine sahip oldukları için gurur duyarlar. En büyük korkuları kullanılmak ve böylece aptal durumuna düşmektir.
Sosyal alanda göze çarpmaya ya da saygınlığa duyulan nevrotik ihtiyaç (güç özlemiyle birleşmiş olabilir de olmayabilir de). Bu kişiler her şeyi -cansız nesneler, para, insanlar, bireyin kendi nitelikleri, etkinlikleri ve duyguları- sadece saygınlık değerine göre hesaplarlar. Öz değerlendirmelerini bütünüyle sosyal alanda ne kadar benimsendiklerine göre yaparlar. İmrenilme ya da hayranlık duygusu uyandırmak için geleneksel şekilde davranabilir veya asi davranışlar gösterebilirler. En büyük korkuları dış koşullar veya içsel sebeplerle saygınlıklarını yitirmektir (küçük düşme/düşürülme, rezil olma korkusu).
Kişisel hayranlığa duyulan nevrotik ihtiyaç. Bu kişilerin öz imajları oldukça şişiktir (narsizm). Öz değerlendirmeleri sahip oldukları veya toplumca görülen özelliklerine göre değil, hayallerindeki bir imaja göredir. Öz değerlendirmeleri onların bu imajı gerçekleştirmelerinde başkalarının buna duyacağı hayranlığa bağlıdır. En büyük korkuları kendilerine duyulan hayranlığı yitirmektir (küçük düşme/düşürülme korkusu).
Kişisel başarıya yönelik nevrotik hırs. Böyle kişiler sundukları veya oldukları şeyle değil, etkinlikleriyle başkalarını geride bırakma ihtiyacındadır. Öz değerlendirmeleri, kendi zihinlerindeki en iyi sevgili, sporcu, yazar, işçi vb. olmalarına bağlıdır, yine de göze çarpma hayati bir önem taşır ve bunun yokluğuna içerlerler. Başkalarını dize getirmeye yönelik yıkıcı eğilimleri her zaman vardır ancak yoğunluğu farklılık gösterir. Derin bir kaygı eşliğinde de olsa, kendilerini büyük işler başarma doğrultusunda acımasızca kamçılarlar. En büyük korkuları başarısızlıktır (küçük düşme/düşürülme korkusu).

Yukarıdaki eğilimler, ortak özellik olarak başkaları karşısında mutlak bir üstünlüğe yönelik az-çok açık olan rekabetçi bir itkiye sahiptir. Ama bu eğilimler birbirine geçmiş ve birleşmiş olsa bile farklı bir bütünlüğe yol açabilirler. Örneğin kişisel hayranlık ihtiyacı toplumsal saygınlık önemsenmeksizin de var olabilir.

Öz-yeterliliğe ve bağımsızlığa duyulan nevrotik ihtiyaç. Bu kişiler kimseye muhtaç olmak istemezler. Bir etkiye boyun eğme veya tutsak olma tehlikesi içeren bir yakınlıktan kaçınırlar. Bu kişilerin tek güvenlik kaynağı insanlardan ayrı olmak ve mesafedir. En büyük korkuları başkalarına ihtiyaç duymak, bağlanmak, yakınlık ve sevgidir.
Kusursuzluğa ve hata yapmamaya duyulan nevrotik ihtiyaç. Böyle kişiler acımasızlık derecesinde mükemmeliyetçidir. Olası kusur ve hatalar zihinlerini çok meşgul eder ve kendilerini suçlama eğilimindedirler. Kusursuz olma nedeniyle başkaları karşısında üstünlük duyarlar. Hata ve kusur bulmaya eğilimlidirler. En büyük korkuları hata yapmak, eleştirilmek ve suçlanmaktır.

Bu eğilimleri gözden geçirirken karşılaştığımız bu çabaların ve tutumların hiçbirinin kendi içinde “anormal” olmadığını ve gayet insani davranışlar olduğunu düşünebiliriz. Hatta çoğumuz sevecenlik, öz-denetim, alçak gönüllülük ve başkalarının ilgisini isteriz ve bunları benimseriz. Öyleyse bu eğilimlere neden nevrotik eğilimler diyoruz? Bunun sebebi nevrotik eğilimlerin insani değerleri taklit ediyor oluşudur. Aslında nevrotik eğilimler taklit ettikleri insanca değerlerden yoksun olmakla kalmaz, kişinin istediği şeylere bile karşılık gelmezler, bu nedenle zorlantılıdırlar. Örneğin birey enerjisinin tamamını toplumsal saygınlık ya da güç arayışına yatırıyorsa, bu amaçları gerçekten istediğine inanabilir, ama aslında nevrotik kişi bunları istemeye itilmenin ötesinde hiçbir şey yapmıyordur. Bu, sanki kişinin kendisinin yönettiğine inandığı ama gerçekte uzaktan kumadayla yönetilen bir uçakta uçmasına benzer.

Karen Horney’in açıklamaya çalıştığı nevrotik eğilimlerden hangileri size tanıdık geldi? Bunlardan birine veya birkaçının kombinasyonuna yatkın olmanız, aslında sizin “güvenli” olarak bildiğiniz şeyi korumak istemenizden kaynaklanıyor. Anksiyete çağında yaşıyoruz ve “tuhaf” dediğimiz nevrotik eğilimlerde artış olması kaçınılmaz. Kendinizi tanımak için bu bilgiler bir başlangıç olabilir. Bu konuda daha detaylı çalışmak isterseniz ayselkeskin2004@yahoo.com adresine eposta gönderebilirsiniz. Yazımı The Doors’un şu şarkısıyla bitireyim…

Kaynak
Karen Horney, Kendi Kendine Psikanaliz, Öteki Yayınları, Ankara.

İlginizi çekebilir: Düşüncelerimiz hayatımızı şekillendirir: Aaron Beck’in bilişsel terapisi

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale