X

Yüz kaslarını kuvvetlendirmenin etkili yolu: Yüz yogası

Sosyal medyada çeşitli sağlıklı yaşam trendlerine denk geliyoruz ve yüz yogası da bu trendler arasında parlayan bir yıldız gibi gözüküyor. Çeşitli el hareketleriyle ve ürünlerle yapılabilen yüz yogası, faydalarıyla kendisini göstererek pek çok insanın ilgisini çekiyor. Gelin, şimdi birlikte bu trendin tüm detaylarını inceleyelim.

Yüz yogası nedir?

Hindistan’da ortaya atılan yoga, hem bedenin hem de ruhun dinç kalmasını ve rahatlamasını sağlayan bir pratik olarak biliniyor. Bu pratik sayesinde zihnimizi boşaltırken fiziksel olarak esniyoruz ve özgürlüğe kavuşuyoruz. Yüz yogası da bu pratiğin cilt güzelliği ve bakımı açısından daraltılmış hali olarak karşımıza çıkıyor.

Yüz yogası, yüz kaslarının rahatlaması için yapılan yüz egzersizleri olarak tanımlanıyor. Bu yüz egzersizlerini surata yapılan masaj gibi düşünebilirsiniz fakat aklınızda çok kompleks bir masaj stilinin canlanmasını istemeyiz. Bir başka deyişle, yüz yogası evden parka kadar her yerde yapılabilecek oldukça basit bir uygulama. Tabii, kaslara ve yüzdeki organlara zarar vermemek adına yüz yogasının içerdiği hareketleri düzgün bir şekilde anlamak ve dikkatlice uygulamak gerekiyor. İşte, bu noktada bizler yüz yogasının nasıl yapıldığından bahsederek sizleri bilgilendirmeyi amaçlıyoruz.

Yüz yogasının faydaları nelerdir?

Bilindiği üzere, hiçbir insan yaşlılık sürecinden kaçamıyor ve bu süreç cildin de yaş almasına sebep oluyor. Yaşın ilerlemesi sonucunda deride yaşlanma belirtilerine rastlıyoruz; örneğin, alın bölgesi başta olmak üzere yüzün belirli kısımlarında kırışıklıklar ve sarkmalar meydana geliyor. Bir rutin haline getirilen yüz yogası ise yüz kaslarının güçlenmesi için bir kapı aralayarak bu kırışıklıkların ve sarkmaların önüne geçebiliyor. Bu sayede de yaş ilerlese de istenilen genç görüntünün sabitleştirilmesi sağlanabiliyor.

Yüz yogasıyla birlikte yüzdeki yaklaşık kırk tane kas aynı anda çalıştırılabiliyor ve bu durum sayesinde hem yüzdeki kan akışı hızlandırılabiliyor hem de cilt parlak, canlı ve pürüzsüz bir yapıya kavuşuyor. Anlayacağınız, yüz yogası insan suratına doğallık ve istenilen dış görünüşü getiriyor.

Yukarıdaki faydalarıyla birlikte, yüz yogasının mimiklere de fayda sağladığını belirtmek istiyoruz. Bu yoga pratiği, insanların yüz ifadelerini kontrol etmesine yardımcı oluyor ve sık sık yüz yogası yapan insanlar karşı tarafa mimiklerini istedikleri şekilde sergileyebiliyorlar.

Yaşlılığın bir diğer belirtisi olan göz çevresindeki şişkinlikler ve istenilmeyen görüntüler de yüz yogası sayesinde hafifletilebiliyor. Ayrıca, bu uygulama her ne kadar surata uygulansa da boyundaki gerginliğin de önüne geçebiliyor. Kısacası, yüz yogası yaparak yüzünüz dışında vücudunuzun diğer bölgelerine de iyi bir tutumla yaklaşabilirsiniz!

Son olarak, yüz yogasının psikolojik faydalarından da bahsetmek istiyoruz bu kısımda. Yüz kaslarının aktif bir şekilde çalışmasını ve yüz derisinin kuvvetlenmesini sağlayan yüz yogası, diğer yoga türleri gibi nefes tekniklerini barındırdığı için stres seviyesinin düşüşe geçmesine katkı sağlayabiliyor. Ayrıca, bu uygulama istenilen sağlıklı dış görünüşe ulaşmak adına bir kapı açtığından ötürü mutluluğu ve huzuru da beraberinde getiriyor.

İlginizi çekebilir: Yüz yogası ile cildimiz esnek, hayat enerjimiz bol olsun!

Yüz yogası nasıl yapılır?

Haftanın iki ya da üç günü yapılması önerilen yüz yogası, genellikle 20-30 dakika arası sürüyor. Bu uygulama, farklı yüz masajı hareketlerini içerisinde barındırıyor ve bu kısımda bahsi geçen hareketleri sizlere açıklıyoruz.

Öncelikle, gözlerin bulunduğu bölgeye nasıl yaklaşabileceğinizden bahsedeceğiz. Göz çevresinde oluşan ve kaz ayakları olarak bilinen ince çizgilere müdahale etmek için işaret ya da baş parmağınızla gözlerinizin yan kısımlarına hafifçe masaj yapabilirsiniz. Bu noktada, parmaklarınızla bu bölgeye çok büyük bir basınç uygulamamanız gerektiğini vurgulamalıyız çünkü göz bölgesi yüzümüzün en hassas bölgelerinden birisi. Gözleriniz için yapabileceğiniz bir diğer hareket de avuçlarla kaşları yukarı doğru gerdirmek ve bu esnada aşağıya doğru bakmak. Bu hareketlerle birlikte yüz yogası konusunda profesyonel olan insanların sergilediği diğer göz bölgesi egzersizlerini 1-2 dakika boyunca her hafta düzenli olarak uygularsanız göz çevrenizin istediğiniz görüntüye ulaştığını fark edeceksiniz.

Dudaklarınıza dolgun bir görüntü kazandırmak ve bu bölgedeki kasları güçlendirmek için de çeşitli hareketleri uygulayabilirsiniz. Örneğin, sanki ağzınızın içinde su varmış gibi içerideki havayla gargara yapabilirsiniz. Buna ek olarak, yaklaşık bir dakika boyunca karşınızda sevdiğiniz herhangi bir nesne, insan, hayvan ya da bitki varmış gibi öpücükler atabilirsiniz.

Üçüncü olarak, yanaklara yapılan yüz yogasından bahsetmek istiyoruz. Yanaklarınızın sarkmasını engellemek adına balon şişirme egzersizi yapabilirsiniz. Yüz yogası yaptığınız süre esnasında yaklaşık bir dakikanızı balon şişirmeye ayırabilirsiniz veya en az 10 kere balon şişirebilirsiniz.

Yukarıdaki bölgelere ek olarak, kırışıklıkların en çok göze battığı alın bölgesi de yüz yogasına ihtiyaç duyuyor. Hem göz kapağı düşüklüğünü engellemek hem de alındaki çizgilerin yoğunluğunu azaltmak için avuç içinizi alnınıza yapıştırın ve bu şekilde alnınızı yukarı doğru çekin. Ayrıca, parmak uçlarınızla yanlara doğru çekiştirme hareketi yaparak da alın bölgenize yüz yogası yapabilirsiniz.

Her ne kadar surattaki belirli bölgelere odaklanmış olsak da yüz yogasının boyun, gıdı ve çeneye de uygulanabildiğini ifade etmemizde fayda var. Bir dirseğinizi masa gibi bir nesnenin yüzeyine koyarak destek alıp aynı elinizle alnınızı tutun ve daha sonra ağzınızı açabildiğiniz kadar açın. Bu harekette 10 saniye kalarak çenenizdeki gerginliği azaltabilirsiniz. Ayrıca, parmak uçlarınızla boyun ve gıdı bölgenizi ovabilirsiniz ve boynunuzu sağa ve sola hareket ettirerek boynunuzun rahatlamasını sağlayabilirsiniz. Aşağıdaki videodan da ilham alabilirsiniz:

Her ne kadar yüz yogası çok faydalı bir pratik olsa da bazı hareketlerin yanlış yapılması yüz kaslarının gerilmesine ve yüzde ağrı hissedilmesine sebep olabilir. Bu nedenle, bu uygulamadan faydalanırken çok dikkatli olmalısınız ve herhangi bir acı ya da ağrı durumunda bir uzmana danışmalısınız.

İlginizi çekebilir: Cildinize olduğu kadar zihninize de iyi gelecek yüz masajı teknikleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale