X

Yetişkinlerde ADHD (DEHB): Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan yetişkinler için öneriler

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ya da daha çok kullanılan kısaltmasıyla ADHD (Attention Deficit Hyperactivity Disorder) dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, unutkanlık ve kontrolsüz tepkilerle kendini gösteren ve son yıllarda çocuklar kadar yetişkinlerde de sıklıkla görülen bir psikolojik rahatsızlık olarak biliniyor. 1990’ların ortalarından bu yana yapılan araştırmalar, DEHB’li çocukların yaklaşık yarısının 20’li yaşlarına geldiklerinde semptomlarının azaldığını gösteriyordu. Ancak özellikle 2000’li yılların son yarısında yapılan yeni araştırmaların sonuçları, ADHD semptomlarının sadece çocukluk döneminde değil yetişkinlik döneminde de ortaya çıkabildiğini ve yaşamın erken yıllarında ADHD tanısı almış olan kişilerin ilerleyen yaşlarda da özellikle odaklanma ve öz düzenleme becerileri konusunda zorluklar yaşayabildiğini gösteriyor.

 

Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde psikiyatri ve davranış bilimleri alanlarında bir araştırmacı olan Margaret Sibley liderliğinde yapılan bir araştırmada, DEHB’li 558 çocuk katılımcı tam 16 yıl boyunca izlendi ve her iki yılda bir kez semptomlarının ne kadarının devam ettiği ölçümlendi. Araştırma katılımcılarının %90’ında semptomların 25 yaşına kadar sık sık tekrar ettiği ve bu örüntünün yaşam boyunca devam edebileceği ortaya çıktı. Yetişkinlik döneminde karşılaşılan ADHD bugüne kadar pek yaygın bir durum olarak bilinmediği için pek fazla konuşulmasa da, çocuk bir bireye kıyasla bir yetişkinin dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, unutkanlık ve kontrolsüz tepkiler gibi belirtilerle yaşamını sürdürebilmesi çok daha zor olabiliyor. Uplifers olarak yetişkinlikte ADHD konusunda merak edilen tüm bilgileri kapsamlı yazımızda bir araya getirdik.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ADHD nedir?

ADHD toplumun yüzde 4 ila 8’inde görülen, çoğunlukla nörolojik tabanlı, kronik bir gelişim bozukluğu olarak biliniyor. Yukarıda da bahsettiğimiz dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, unutkanlık ve kontrolsüz tepkiler gibi ADHD belirtileri çocukluktan itibaren, yaklaşık olarak 7 yaşından önce ortaya çıkıyor. ADHD tanısı konan erkek çocuklarda genelde fevri tepkiler ve hiperaktivite gözlemlenirken, kız çocuklarında ise dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon bozukluğu daha yaygın olarak görülüyor. ADHD’nin çocuk yetiştirme biçimiyle çok ilgili olmadığı, hastalık seyrinde genetik özelliklerin daha ağır bastığı biliniyor.

Yetişkinlerde ADHD belirtileri nelerdir?

ADHD çocuklara özel bir hastalık değil; ancak yetişkinlerde ortaya çıkan belirtiler çocuklarınkinden biraz farklı. Örneğin, öğrenme güçlüğü yerine sosyal hayata adapte olamama, derste uyuklama yerine dikkat gerektiren işleri tamamlamakta zorluk çekme, ortalıkta koşturup durmak yerine trafikte fazla aceleci olma gibi davranışlar yetişkinlik döneminde ADHD ile mücadele edenlerde en sık görülen davranışlar arasında yer alıyor. Benzer şekilde risk ve heyecan arayışında aşırılık da yetişkinlikte ADHD belirtisi olabiliyor.

Yetişkinlik döneminde ADHD semptomları taşıyan kişiler verilen yönergeleri takip etmekte, hatırlamakta, odaklanmakta, planlı çalışmakta ve ellerindeki görevleri zamanında tamamlamakta zorluk yaşayabiliyor. Günlük yaşamı sürdürmede karşılaşılan tüm bu zorluklar anksiyete, can sıkıntısı, erteleme alışkanlığı, unutkanlık, depresyon, odaklanamama, öfkeyi kontrol edememe, iş yaşamındaki beklentileri karşılayamama, zorlayıcı deneyimleri tolere edememe, özgüven eksikliği, hızlı mod değişimleri, ilişki problemleri, motivasyon eksikliği ve bağımlılık gibi pek çok sorunun ortaya çıkmasına zemin hazırlayabiliyor. 

Tüm bunlarla birlikte, ADHD semptomları taşıyan iki yetişkin bireyin günlük yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar ve ihtiyaçları birbirinden farklı olabiliyor. Örneğin, ADHD’si olduğu halde iş tatmini yüksek olan biri yaptığı işe konsantre olmak konusunda zorlanmazken yaşamının diğer alanlarında odaklanma sorunları yaşayabiliyor. Ya da bazı ADHD’li bireyler çok fazla uyarana maruz kalmaya ihtiyaç duyarken, bazıları en küçük çevresel uyarandan bile rahatsız olup kalabalık ortamlardan kaçınabiliyor. 

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) hayatı nasıl etkiler?

ADHD hastaları hayatı etraflarındakiler için zorlaştırıyor gibi görünseler de, aslında kendileri yaşama ve ilişkilerine adapte olmakta daha çok zorlanıyor. ADHD koçu ve psikoterapist Terry Matlen, “ADHD semptomları taşıyan yetişkin bireyler sadece günü sakin ve normal geçirmek için herhangi bir insandan 10 kat fazla çaba harcıyor” diyor. Yine bir ADHD koçu olan Nikki Kinzer da, bu rahatsızlığa sahip kişilerin günlük sorumluluklarını yerine getirmek konusunda düşündüklerinden ve planladıklarından fazla zaman ve enerji harcayabildiklerini söylüyor. Hatta öyle ki, ADHD’li yetişkinler adeta farklı bir zaman diliminde yaşıyor gibi görünebiliyorlar.

ADHD’li yetişkinlerin yaşamını kolaylaştıracak öneriler

ADHD büyük oranda nörolojik ve genetik faktörlerle ilişkili olan, hem çocuklukta hem de yetişkinlik döneminde psikiyatrist gözetiminde ilaç tedavisi ve terapi desteğiyle tedavi edilebilen bir rahatsızlık. Elbette hepimiz ruh hali dalgalanmaları, odaklanma sorunları ya da zamanı yönetememe gibi sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Ancak DEHB’i olan yetişkinler bu tarz problemleri çok daha sık deneyimleyebiliyor ve market alışverişi yapmak veya faturaları ödemek gibi basit görevler bile onlar için bazen fazlasıyla bunaltıcı hale gelebiliyor. Ancak yine de dikkat eksikliği ve hiperaktivite probleminizi bazı yaşam tarzı değişiklikleriyle sağlıklı şekilde yönetebilmek mümkün: 

1. Düzenli ve planlı olmaya çalışın

DEHB’i olan birinin ‘düzenli ve planlı’ olmasının çok fazla çaba ve zaman gerektirdiğinin farkındayız. Ancak tercihen uyaranların daha az olduğu gece saatlerinde ertesi gün yapmanız gereken işleri planlamak, sorumluluklarınızı yazarak listelemek, tamamlamanız gereken görevleri önceliklendirmek gibi küçük planlamalar ertesi gün zihninizin çok daha az meşgul olmanızı ve daha iyi odaklanabilmenizi sağlayabilir. Günlük planlayıcılar, hatırlatıcı mobil uygulamalar, zamanlayıcılar, küçük notlar ve takvim kullanımı zihinsel yükünüzü önemli derecede hafifletebilir ve gün içinde daha sakin kalmanıza yardımcı olabilir.

İlginizi çekebilir: Daha düzenli bir yaşam için: Hayatınızı düzene sokmanın 50 yolu

2. Zamanla ilgili beklentilerinizde gerçekçi olun

Tamamlamanız gereken işleri diğer insanlara kıyasla daha uzun sürede tamamlamanız ya da önemli günleri hatırlayamamanız yetersiz ya da beceriksiz olduğunuzdan değil yalnızca beyninizin diğer insanlarınkinden daha farklı şekilde yapılandırılmış olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle günlük sorumluluklarınız için kendi ihtiyaçlarınızı ve ruh halinizi gözeterek, gerçekçi bir zaman çerçevesi belirleyin ve ihtiyaç duyduğunuzda mola vermeyi ihmal etmeyin. Zaman yönetimiyle ilgili sorun yaşadığınızı düşünüyorsanız Pomodoro Tekniği gibi mola ve çalışma zamanlarınızı ihtiyaçlarınıza göre düzenleyebileceğiniz zaman yönetimi tekniklerinden faydalanabilirsiniz. 

3. Durmayı ve yavaşlamayı önceliklendirin

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan bireyler çoğu zaman dürtüsel davranma eğiliminde oldukları için başkalarının sözünü kesmek ya da ani öfke patlamaları gibi günlük yaşamlarına ve ilişkilerine zarar verebilecek tepkiler verebilirler. Dürtülerinizi sağlıklı şekilde yönetebilmek, durmayı ve yavaşlamayı alışkanlık haline getirebilmek için mindfulness ve nefes pratiklerinden destek alabilirsiniz. Ayrıca, kriz anlarında anında harekete geçmek yerine yavaşça nefes alırken 10’a kadar saymayı denerseniz, dürtünüzün ne kadar hızlı ortadan kalktığını görebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Yaşamın her alanında yavaşlamak ve dengeyi bulmak için öneriler

4. Dikkat dağıtıcıları azaltın

Odaklı çalışmanız gereken zamanlarda çevrenizde dikkatinizi dağıtan çevresel uyaranların tüm kaynaklarını ortadan kaldırın. Yüksek sesli müzik, diğer insanların birbiriyle konuşması, dışarıdan gelen inşaat sesleri ya da televizyon gibi uyaran kaynaklarının dikkatinizi dağıttığını fark ettiğinizde kapatabildiklerinizi kapatın, kapatamadıklarınız içinse kulak tıkacı ya da gürültüyü kesen bir kulaklık kullanın. Bildirimlerin dikkatinizi dağıtmaması için çalışırken telefonunuzu uçak moduna alabilir, çalışma alanınızı daha sessiz bir odaya taşıyabilir, alanınızı odağınızı korumanıza yardımcı olacak şekilde düzenleyebilirsiniz. 

İlginizi çekebilir: Dikkat süresini ve odaklanmayı artıran 10 etkili yöntem

5. Fazla enerjinizi kanalize edin

Egzersiz yapmak ve hareket etmek elbette hepimizin iyi bir yaşam sürdürmesi için gerekli olan en önemli alışkanlıklardan biri. Ancak AHDH’niz varsa hareketli bir yaşam tarzına sahip olmak kalp sağlığınızı iyileştirmekten ya da kilo vermekten çok daha fazlası için işinize yarayabilir. Yapılan araştırmalar, ADHD’si olan çocuklarda da yetişkinlerde de düzenli egzersizin DEHB semptomlarını önemli ölçüde azalttığı yönünde. Hiperaktif olduğunuzu düşünüyor ya da oturduğunuz yerde huzursuz hissediyorsanız fazla enerjinizi kanalize etmenin sağlıklı bir yolunu bulmak size iyi gelebilir. Egzersiz yapmak, dans gibi hareket edebileceğiniz bir hobiye vakit ayırmak, hatta dışarı çıkıp yarım saat yürümek bile kendinizi çok daha iyi hissetmenize aracı olabilir. Hareket ettikten sonra, daha odaklanmış hissedeceksiniz.

İlginizi çekebilir: Burçlara göre hobi önerileri: Hangi burç evde nasıl zaman geçirmeli?

6. Hayır demeyi öğrenin

Dürtüsel davranışlarınız, DEHB’ye sahip olmanın bir yan etkisi olabilir ve bu, zihninizin kaldırabileceğinden daha fazla yükü taşıyabileceği yanılgısı yaratabilir. Kendinizi bunalmış ve tükenmiş hissettiğiniz zamanlarda mümkün olabildiğince ‘hayır’ demeyi alışkanlık haline getirin ve kendinize sorun: ‘Bunu gerçekten yapabilir miyim?’ Neyin mümkün olup neyin olmadığı konusunda kendinize ve başkalarına karşı dürüst olun. Hayır demek konusunda rahat olduğunuzda, evet dediğiniz şeylerden daha da fazla keyif alabileceksiniz.

İlginizi çekebilir: Hayır demek: Nasıl daha kolay ve kırıcı olmadan hayır diyebilirsiniz?

7. Kendinizi ödüllendirin

Odaklanma sorunu yaşadığınız, dikkatinizi veremediğiniz ancak yapmak zorunda olduğunuz şeyler için sonunda kendinize bir ödül koymanız, sorumluluklarınızı yerine getirmenizi kolaylaştırabilir. Herhangi bir projeye başlamadan ya da yapmak zorunda olduğunuz bir işe girişmeden önce bittiğinde kendinizi nasıl ödüllendireceğinize daha başlamadan karar verin. Özellikle içsel motivasyon kaynaklarını hedef alan olumlu pekiştireçler kararlılığınızı ve odağınızı korumanıza yardımcı olacaktır. 

8. Yardım almaktan çekinmeyin

DEHB veya bağlantılı başka bir psikiyatrik problem için doktorunuzun reçete ettiği herhangi bir ilaç kullanmak durumundaysanız, bunları tam olarak reçete edildiği şekilde almaya dikkat etmelisiniz. İlaç tedavisinin yanı sıra bir ruh sağlığı uzmanından psikoterapi desteği alabilir, siz ya da terapistiniz ilaç kullanımıyla ilgili herhangi bir yan etki fark etmeniz durumunda doktorunuzla konuşabilirsiniz.  

Çevrenizde ADHD’si olan bir yetişkin varsa…

ADHD’si olan kişilerle iletişim kurmak ve ilişkinizi sağlıklı şekilde sürdürebilmek için, hem karşınızdaki kişinin hem de kendinizin ihtiyaçlarını karşılamak konusunda dengeli davranışlar ve tutumlar sergilemeniz son derece önemli. Yakın çevrenizde ADHD ile mücadele eden biri varsa, aşağıdaki ipuçlarıyla hem kendinizin hem de onun yaşamını kolaylaştırabilirsiniz.

1. ADHD ve etkileri hakkında bilgi sahibi olun

Hem sizin davranışlarınıza dikkat etmeniz, hem de yakınınızın kendisini daha güvende hissetmesi için, ADHD ile ilgili bilgi sahibi olmak çok önemli. İnternet üzerinde güvenilir kaynaklardan yararlanabilir, tıp camiasının dışına da açık olan seminer ve konferanslara katılabilirsiniz. Ayrıca ADHD’si olan arkadaşınızla ya da aile bireylerinizle günlük hayatının nasıl etkilendiğiyle ilgili konuşmak fayda sağlayabilir.

2. ADHD’si olan kişilerin farklı düşündüğünün ve hissettiğinin farkında olun

ADHD hastalarının karar vermekte zorluk çekmek ya da aksine, fevri ve dürtüsel davranmak gibi farklı davranışları olabiliyor. Bu kişilerin düşünme süreçlerinin farklı olduğunu, az ya da çok düşünmesinin umursamazlıktan kaynaklanmadığını aklınızda bulundurmalısınız.

3. Ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun

ADHD’si olan yakınınıza günlük aktivitelerde nasıl yardımcı olabileceğinizi, örneğin ev işlerini nasıl bölüşebileceğinizi sorarak önceden anlaşma yapın. Böylece tamamlamadığı işler için kendisini stres ve baskı altında hissetmemesini sağlamış olacaksınız.

4. Sistemler ve çizelgeler kullanın

Günlük ya da haftalık olarak yapılacakları yazıya dökmek, listeler ve hatırlatıcılar hazırlamak, ADHD hastasını rahatlatıcı bir durumdur; elbette kendisi de buna sıcak baktığı sürece… Ancak, bunu yaparken ADHD’li bireye bir çocuk ya da yönlendirilmesi gereken biri gibi davranmamak ve onun da görüşlerine eşit derecede önem vermek kilit nokta.

5. Düzenli olarak geribildirim alın

Yolunda giden ve gitmeyen konuları açıkça konuşmak, her ilişkinin anahtarı ve ADHD hastalarının ilişkilerinde normalde olduğundan daha fazla önem taşıyor. Geri bildirim için spesifik bir zaman dilimi belirlemek de yukarıda bahsettiğimiz çizelgede yer alacak maddelerden biri olabilir.

ADHD, hem bireyin kendisi hem de yakınları için zorlayıcı bir psikolojik rahatsızlık olabilir fakat yaşamı kolaylaştıran ipuçlarıyla semptomları sağlıklı şekilde yönetebilmek mümkün. Nasıl ki dikkat ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar büyümeyi başarabiliyorsa, yetişkinlikte de bu belirtilerden muzdarip kişiler hayatlarını rahatça sürdürebilirler.

Kaynaklar: Psych Central, Psychology Today, Mentalup.net, TurkPsikiyatri.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale