X

Bahar detoksu zamanı: Toksinlerden arının, kış şişkinliklerinden kurtulun

Kış mevsimi, birçoğumuz için evlerimizde daha fazla zaman geçirdiğimiz, yeme-içmeyle ilişkimizin biraz daha arttığı, hareketlerimizin azaldığı, haliyle vücudumuzdaki ağırlıkları hissetmeye başladığımız, şişkinlik şikayetlerinden yakındığımız bir dönem olabilir. Karla geçen günleri geride bırakmış adım adım bahara doğru yaklaşırken hafiflemek, vücudunuzda biriken ve gereksiz yüklere dönüşen toksinlerden arınmak, detoks yaparak bütüncül sağlığınızı iyileştirmek istiyorsanız bu yazımız size yardımcı olabilir. Detoks dendiğinde aklınıza aç kalmak, sadece sıvı tüketmek ya da yorucu egzersizler yapmak geliyorsa bakış açınızı değiştirmenin şimdi tam zamanı. Vücudunuzda birikmiş olan toksinleri atmanın, şişkinlikten kurtulmanın, hafiflemenin birden fazla eğlenceli yolu var. Gelin, bahar detoksu hakkında birlikte konuşalım:

Günlük sıvı tüketiminizi artırın.

Yeterli miktarda su tüketmek yaşamsal faaliyetlerimizin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için büyük önem taşıyor. Dehidrasyon, baş ağrılarından idrar yolu sorunlarına, böbrek rahatsızlıklarından ciltte erken yaşlılık belirtilerine kadar birçok farklı alanda olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Öte yandan, sindirim sisteminin bozulmasına ve bu nedenle vücutta toksinlerin birikmesine neden olabiliyor. Biriken toksinler de birçok sağlık problemine zemin hazırlıyor. Sadece susuzluğu gidermek için değil, yağ yakmak, besinlerin düzgün bir şekilde emilimi sağlamak, detoks sürecini desteklemek, enerji seviyesini yükseltmek ve bağışıklığı güçlendirmek için her gün yeterli miktarda su içmek şart. Suyun yanı sıra bitki çayları, detoks sıvıları, meyve-sebze suları, sağlıklı smoothieler de tüm bu süreçleri desteklemek ve sıvı alımını eğlenceli bir şekilde artırmak için harika fırsatlar olarak karşımıza çıkıyor. Ara öğün olarak tercih edebileceğiniz yeşil içecekler, suyunuzu tatlandırabileceğiniz limon dilimleri, bedensel ve zihinsel rahatlamanın yanı sıra şifa kaynağı olarak da görev yapan bitki çayları günlük sıvı tüketimini artırmanız için eğlenceli ve sağlıklı alternatifler arasında. Bilimsel araştırmalar, kadınlarda günlük 2.7, erkeklerde ise 3.7 litre su tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Şekeri azaltın, paketli gıdalardan uzak durun.

İşlenmiş şeker, metabolizmayı gereksiz yere yormasının yanı sıra birçok sağlık problemine de zemin oluşturuyor. Obeziteden kalp hastalıklarına, cilt problemlerinden karaciğer yağlanmasına çeşitli rahatsızlıkların ortaya çıkmasında etkin rol oynayan rafine şeker, vücudun kendini arındırabilmesinin önünde de engel teşkil ediyor. Metabolizmanın verimli bir şekilde çalışmasını sağlayan iç organların görevini yerine getirmelerini zorlaştıran şeker, vücudun detoksifikasyon yapamamasına neden oluyor. Bu da toksik maddelerin atılamamasına, vücudun kendini temizleyemeyip farklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalacağı anlamına geliyor. Özellikle abur cubur tüketmek konusunda kendinizi sınırlandırmakta zorluk yaşıyorsanız işe bu tür ürünleri evinize hiç sokmamakla başlayabilirsiniz. Yüksek şeker içerikli paketli gıdalar yerine sağlıklı atıştırmalıklar, meyve ve sebzelerle öğünlerinizi zenginleştirmeyi deneyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Şekeri azaltmak nedir, ne işe yarar?: Rafine şekeri bırakmanın 7 yolu

Aktif kalmaya özen gösterin.

Hareket etmek, bütüncül sağlığımız için en kritik eylem. Hem zihinsel hem de fiziksel sağlığın devamı için aktif kalmamız, günlük adımlarımızı artırmaya çalışmamız şart. Spor yapmak genellikle kilo verme süreci ile ilişkilendirilse de vücut ağırlığınız kaç olursa olsun düzenli egzersiz yaparak metabolizmanızı güçlendirebilirsiniz. Egzersiz yapmak ayrıca inflamasyonu azaltarak, detoksifikasyon sistemi de dahil olmak üzere vücudunuzun sistemlerinin düzgün çalışmasına ve hastalıklara karşı korunmasına da yardımcı olmakta. Öte yandan şişkinlik, hazımsızlık, ödem gibi bedeninizdeki ağırlıkları hafifletmek için de egzersiz en önemli kilit noktadır. Egzersiz sırasında ter dökerken attığınız toksinler de bedeninizin nefes almasına, detoks sürecinizi desteklemenize yardımcı olacaktır. Günlük rutinlerinize ekleyeceğiniz 20 dakikalık bir yürüyüş bile kısa zamanda etkili sonuçlar almanızı sağlayabilir.

Tuz tüketimini azaltın.

Daha yemeğin tadına bakmadan tuz atanlardan, salatayı bol tuzlu sevenlerden ya da sebzeleri tuzsuz yiyemeyenlerdenseniz bakış açınızı değiştirmenin zamanı gelmiş olabilir. Çok fazla tuz tüketmek böbreklerinizi, karaciğerinizi yormanın yanı sıra, hele bir de yeteri miktarda su içmiyorsanız, vücudunuzun fazla sıvı tutmasına zemin hazırlıyor. Çünkü, yeterli su içmeyip çok fazla tuz tüketmek vücudunuzun idrara çıkmayı ve detoksifikasyonu engelleyen bir antidiüretik hormon salgılamasına neden oluyor. Aşırı sıvı birikmesi de kendini şişkinlik olarak belli edebiliyor ve vücudunuza gereksiz yere ağırlık yüklemiş oluyor. Bu nedenle vücudunuzu bu yükten kurtarmak için izleyebileceğiniz en hızlı yol tuz tüketimini mümkün olduğunca azaltmak. Tuz yerine farklı baharatlar ile yemeklerinizi, salatalarınızı lezzetlendirmeyi deneyebilirsiniz. Tuzu azaltırken içtiğiniz su miktarını da artırmayı unutmayın.

Antioksidan zengini besinler tüketin.

Vücudumuz için faydalı olmayan besinler, alkol, tütün ürünleri, stres, kirli hava metabolizmanın işleyişine zarar verebilecek serbest radikaller üretiyor. Bu serbest radikallerle savaşan antioksidanlar da vücudumuz için kritik rol oynuyor. Çeşitli hastalıkları, sağlık problemlerini önlemede ve vücudun ihtiyaç duyduğu gücü, enerjiyi sağlamakla görevli olan antioksidanları çeşitli besinlerle vücuda kazandırmak mümkün. Enginar, ceviz, yaban mersini, çilek, pancar ve brokoli gibi antioksidan zengini meyve-sebzeleri beslenmenize katarak zararlı serbest radikalleri vücudunuzdan atabilir, bedeninizi arındırabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Antioksidan nedir, ne işe yarar: Vücudu koruyan antioksidan yiyecekler nelerdir?

Prebiyotik alımına dikkat edin.

Bağırsakların sindirimin sisteminin kilit parçası olduklarını hepimiz biliyoruz. Vücudumuzdaki toksinleri atmak, boşaltım sisteminin sağlıklı ve verimli bir şekilde işlemesi için dikkat etmemiz gereken birçok nokta var. Bunlardan en önemlisi de bağırsak florasında yaşayan yararlı organizmalar. Prebiyotikler, bağırsak hareketlerini düzenleyerek bağırsaklardaki yararlı organizmaların çalışmasını ve minerallerin emilimini sağlarlar. Düzensiz bağırsak hareketleri şişkinlik, gaz sancısı, ödem ve benzeri birçok olumsuz duruma sebep olabileceği için bağırsakların düzgün bir şekilde çalışması çok önemli.  Bu nedenle vücudumuzun temizlenmesini, arınmasını sağlamak, sindirim sisteminin verimli, sağlıklı bir şekilde işlemesini desteklemek için prebiyotik alımına dikkat etmek şart. Kuşkonmaz, pırasa, yulaf, keten tohumu, muz, elma ve benzeri meyve-sebzeleri öğünlerinize ekleyerek vücudunuzun ihtiyacı olan prebiyotikleri artırabilirsiniz.

Gereksiz hava yutmanıza neden olan eylemlerden uzak durun.

Vücutta şişkinlik yapan etkilerden biri de gereksiz yere yuttuğumuz havadır. Sakız çiğnemek, tütün ürünleri kullanmak gibi durumlar gereksiz hava yutmanıza ve bu nedenle yaşadığınız şişkinliğin rahatsız edici boyutlara ulaşmasına ve aşırı geğirme, gaz sancısı gibi gastrointestinal semptomlar belirmesine neden olabilir. Öte yandan, yemek yerken konuşmak veya hızlı yemek yemek de bu semptomları tetikleyebilir. Bu nedenle gereksiz hava yutmamak için daha dikkatli davranmak ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkları bırakmak şart. Şişkinliği azaltmanın yanı sıra vücuda zararlı maddeler girmesine neden olan tütün ürünlerini bırakmak detoks etkisi  yaratmasıyla birlikte bütüncül sağlığınızı da iyileştirecektir.

İyi uyuyun.

Uyku, vücuttaki tüm sistemlerin düzenli bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyor. Vücudun bütüncül sağlığını, doğal detoks sistemini ve metabolizmanın verimli bir şekilde işlemesini desteklemek için yeterli ve kaliteli uykunun sağlanması şart. Beynin işleyişini düzenlemesini, vücudun kendini şarj etmesini sağlayan uyku, gün boyunca biriken toksinleri atmaya da yardımcı oluyor. Yeteri kadar uyumadığınızda vücudunuz gerekli görevlerini yapacak zamanı bulamayacağı için toksinler birikerek sağlığınızı tehdit edebilir. Bu nedenle uyku düzenine sahip olduğunuzdan ve yeteri kadar uyuduğunuzdan emin olmalısınız.

Bedeninizi esnetin.

Tüm gün kasılan gergin kasları rahatlamaya yardımcı olan esneme hareketleri sadece kas ve eklemler için değil, vücudun toksinlerden arınması için de son derece önem taşıyor. Esneme hareketleri kas ağrılarını dindirmeye yardımcı olurken iç organlar için de masaj görevi görüyor; organları sıkıştırıp bırakarak toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca kan akışının hızlanmasını ve oksijenin artmasını da sağlıyor. Vücudunuza etkili bir detoks yapmak istiyorsanız sadece yediklerinize içtiklerinize değil bedeninizin hareketlerine de özen göstererek zararlı maddelerden arınabilirsiniz.

Abhyanga Masajı ile bedeninizi ve zihninizi arındırın.

Abhyanga, vücudu, zihni ve ruhu iyileştirmek, detoksifiye etmek için tercih edilen Ayurvedik öz masaj türü. Sıcak bitkisel yağlar ile zihninizi, bedeninizi rahatlatırken vücudunuzdaki toksinleri de serbest bırakabilirsiniz. Dilerseniz “Abhyanga Masajı nedir ve nasıl uygulanır?”“ yazımıza göz atarak bu masajın tüm püf noktalarını keşfedebilirsiniz.

Bonus: Detoks suları

Birbirinden lezzetli bu iki tarifi ister ana ister ara öğün olarak tercih edebilir, detoks sürecinizi destekleyebilirsiniz.

Yeşil detoks

  • 2 sap kereviz
  • ½ salatalık
  • ½ yeşil limon
  • 1 bardak kişniş
  • 1 bardak kale
  • 1 yeşil elma

Sarı detoks

  • 2 cm taze zerdeçal
  • 4 havuç
  • 1 cm taze zencefil
  • 1 portakal
  • ½ limon
  • 3 sap kereviz

Tüm malzemeleri meyve sıkacağınıza koyun ve karıştırın. Soğuk olarak tüketin.

Afiyet olsun!

Kaynak: health, healthline, mindbodygreen

İlginizi çekebilir: Kış sebzeleri ve kış sebzeleriyle yapılan yemek tarifleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale