X

Etrafınızda olanları kişisel algılamamak için kendinize hatırlatmanız gereken 10 şey

Kendimizi ne kadar korumaya çalışsak da bazen etrafımızdaki negatif olaylar, etrafımızdaki insanların davranışları ya da birinin söylediği sözler nedeniyle incinebiliyoruz. Bunun sebebi genellikle etrafımızda olup biten olayları kişisel algılamamızdan kaynaklanıyor olabilir. Peki neden? Neden hayatta yaşanan birçok şeyi, bizimle hiçbir alakası olmasa bile kişisel algılıyoruz? Neden olayların merkezinde sadece biz varmışız ve yaşanan her şey kişiliğimize yapılmış bir saldırıymış gibi davranıyor, istemediğimiz tepkiler veriyoruz? 

Neden kişisel algılıyoruz?

Aslında bu soruya verilecek pek çok yanıt var. Ancak bu yanıtların en başında şu geliyor: Hepimiz kendimizi her şeyin, herkesin merkezine koymaya meyilliyiz çünkü hepimiz farklı karakterlere, farklı özelliklere, farklı alışkanlıklara, farklı geçmişlere sahip birer ‘özneyiz’. Hal böyle olunca ne kadar objektif kalmaya çalışırsak çalışalım bir noktada dış dünyadan aldığımız tüm mesajlar kişisel filtrelerimizden geçiyor ve öznelliğimiz nesnelliğimize baskın geliyor. Bu nedenle de istemsiz şekilde karşılaştığımız her bir olayın, konuşmanın, koşulun bizi etkilediği noktadan bakarak kendimizi o şeyin merkezine koyuyoruz.

İlginizi çekebilir: Kişisel algılama alışkanlığınızı dönüştürün: Objektif bir bakış açısı kazanmanın yolları

Bir örnek vermek gerekirse; tanıdığınız ya da tanımadığınız birinin hışımla bulunduğunuz odaya girdiğini ve söylenmeye başladığını, kaba bir tavırla esip gürlediğini hayal edin. İster istemez “Bu ne öfke, ben bu şekilde davranılmayı hak etmiyorum!” gibi düşüncelerle kendinizi saldırı altında hissedebilir, bu kişiye karşı gardınızı alabilir ya da siz de benzer bir tavırla ona karşılık verebilir, öfkelenebilir ya da üzülebilirsiniz. Oysa gerçekten karşı taraf başka bir şeye öfkelenmiş ve bu öfkesini bir şekilde dışarıya vuruyor olabilir. Siz ise o sırada sadece yanlış zamanda, yanlış yerde bulunmanın yüküyle baş başa kalmış olabilirsiniz. Tabii ki bu karşı tarafın kaba davranışını haklı çıkarmıyor, ancak kendimizi yaşadığımız bu olayın merkezindeymişiz gibi görüp zihinsel enerjimizi harcamamız sırtımız gereksiz yere duygusal bir yük yüklememize neden oluyor. Etrafımızda olup bitenleri, bizi nasıl etkilediyse o çerçeveden görüyoruz ve o şekilde değerlendiriyoruz. Başkalarının öfkesi bizi de öfkelendiriyor, başkalarının saygısız davranışları kendimizi değersiz hissetmemize neden oluyor, başkalarının mutsuzluğu bizi de mutsuz ediyor.

Etrafınızdaki olayları kişisel algılamamak için ne yapmalısınız?

Peki, etrafınızda olan biten her şeyi kişisel algılamamak için nasıl bir bakış açısına sahip olmalısınız? Başkalarının tepkileri, tutumları, sözleri ya da davranışları aslında çoğunlukla sizinle ilgili değil, kendi bakış açıları, geçmişteki deneyimleri, kırgınlıklarıyla ilgili. Birinin size dünyanın en iyi insanı veya en kötü insanı gibi davranmasının sebebi, aslında o kişinin sizi değil dünyayı belli bir zaman aralığında nasıl gördüğüne bağlı. Bu tabii ki etrafınızdaki kişilerden aldığınız tüm geri bildirimleri yok saymanız gerektiği anlamına gelmiyor. Yapmanız gereken, olayları kişisel algılama eğiliminden kaynaklanan duygusal acı, hayal kırıklıkları ve üzüntüleri gerçekçi bir bakış açısı edinerek tekrar değerlendirmek. Bunun için aslında temel olarak başkalarının düşüncelerini ve davranışlarını geride bırakıp, kendi içgüdülerinizin ve deneyimlerinizin peşinden gitmelisiniz. Ancak bunu sağlamak her zaman sanıldığı kadar kolay olmayabiliyor. İşte olayları kişisel algılamamak için kendinize hatırlatmanız gereken 10 şey:

1. Sakinliğinizi koruyun

Çevrenizde olup biten her şeyin sizinle bir şekilde ilişkili olduğunu düşünmek kendinizi sürekli tehdit ve saldırı altındaymışsınız gibi hissetmenize neden olabilir. İnsan zihni, ortalıkta gerçek bir tehlike olmasa bile çevrede olan biten her şeyde devamlı olarak yaşamsal risk barındıran detaylara odaklanma eğilimindedir. Örneğin, yanınızdan geçen bir otomobil aniden korna çaldığında size zarar verecek herhangi bir durum söz konusu olmasa da bilinçaltınız o otomobilin size çarpacağı ve o nedenle yanınızda kornaya bastığı mesajını anında tüm sistemlere iletir ve sizi olası bir tehlikeye karşı koruma altına almaya çalışır. Dolayısıyla çevrenizde sizi paniğe ve endişeye sürükleyecek herhangi bir şey yaşandığında bunun sizinle ilgili olamayacağı gerçeğini kendinize sürekli hatırlatarak tepki vermeden önce sakinleşmeniz son derece önemli.

2. Kontrol edebileceğiniz ve edemeyeceğiniz şeylerin ayrımını iyi yapın

Çoğu olay kişiselmiş gibi görünse de insanlar genellikle bir şeyleri sizin yüzünüzden değil, kendileri yüzünden yapar. Kendi öfkelerini, kendi zayıflıklarını, kendi tatminsizliklerini ya da kendi mutsuzluklarını maskelemek için kurban psikolojisine girerek sizinle ya da bir başkasıyla hiç ilgisi olmasa da sorumluluğu başkalarına yükleyerek kendi duygusal yüklerini hafifletmeye çalışabilirler. Evet, diğer insanların söylediği ve yaptığı şeyleri kontrol edemeyebilirsiniz. Ancak kendinizi kontrol edebilir ve karşınızdakinin sözleri veya davranışları yüzünden kendi ruhunuzu baskılamayı bırakabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Kontrol edemeyeceğiniz şeyler karşısında hiçbir şey yapmamanın gücü

3. Özgür iradenizin gücüne inanın

“Başınıza gelenleri kontrol edemezsiniz, ancak başınıza gelenlere karşı tutumunuzu kontrol edebilirsiniz.” – Brian Tracy

Başkalarının düşüncelerinin ve davranışlarının etkisi altında kalmak da umursamadan kendi bildiğiniz yoldan ilerlemek de sadece sizin seçiminiz. Özgür iradenizi kullanarak yaptığınız seçimlerle kendinizi dışarıya bağımlı hale gelmekten kurtarabilir, kendinizi yaşanan olayların dışında bırakarak özgürleştirebilirsiniz. Bu nedenle sadece insan olduğunuz için sahip olduğunuz özgür iradenizin gücünü sürekli olarak kendinize hatırlatın. İnsanların size nasıl davrandıkları, onların kendi problemi; onların davranışlarına nasıl tepki gösterdiğiniz ise sizin probleminiz.

4. Koşulları göz önünde bulundurarak empati kurun

“Tanıştığınız herkes, hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir savaş veriyor. Nazik olun. Daima.” – Platon

İnsanlar sık sık bilinçli olarak değil, koşullar o an o şekilde gerektirdiği için öyle davranabilir. Ailevi sıkıntılar, sağlık sorunları ve ilişkisel problemler gibi günlük yaşamda çok sık karşımıza çıkan bazı zorluklar çevrenizdeki insanların aşırı hassas olmalarına, istemedikleri tepkiler vermelerine ve size kırıcı, üzücü, kendinizi kötü hissetmenize neden olan bir tutumla yaklaşmalarına neden olabilir. Kendi hayatınızı düşünün: Ciddi bir sıkıntınızın olduğu bir günle hiç sıkıntınızın olmadığı günler kendinizi aynı mı geçiyor? İnsanlara olan tavrınızda ve davranışlarınızda kendinizi her gün aynı ölçüde mi toleranslı hissediyorsunuz? Biraz empati kurduğunuzda ve yaşadığınız durumun sizinle ilgisi olabileceği kadar koşullarla da alakalı olabileceği gerçeğini kendinize hatırlattığınızda her şeyi kişisel algılamaktan uzaklaştığınızı fark edeceksiniz.

5. Herkesle iyi anlaşmak zorunda olmadığınızı kabul edin

İnsanların sizden nasıl bir enerji aldıklarını kontrol edemezsiniz. Karşınızdakinin sizi nasıl anladığı, onun kendi şemalarıyla, bugüne kadarki deneyimleriyle gelişen kişilik özellikleriyle ilişkili. Hepimiz bambaşka isteklere ve ihtiyaçlara sahibiz. Dolayısıyla hayatınıza bir şekilde giren, iletişim içinde olmanız gereken her insanla aynı sayfada olmanız gerektiği gibi gerçekçi olmayan beklentilerin altında ezilmek yerine bu insanlarla aynı noktada olmamanızın sizinle hiçbir alakası olmadığının bilincinde olun.

6. Yapıcı eleştirileri ciddiye alın ancak kişisel almayın

Biraz dikkat ederseniz, çevrenizdeki insanların çoğunun sizi değil bazı davranışlarınızı, iş yapış şeklinizi ya da söylediklerinizi eleştirdiğini kolaylıkla fark edebilirsiniz. Tüm tutumlarınız ve yaptıklarınız elbette kişiliğinize dair sinyaller taşıyor olabilir. Ancak çoğu zaman başkalarından duyduğunuz eleştirileri yapıcı da olsa kişiliğinize bir saldırıymış gibi algılayabileceğinizin bilincinde olun. Aldığınız eleştiriler çoğunlukla sizin karakteriniz ya da varoluşsal özeliklerinizle değil yaptığınız işle, sahip olduklarınızla ya da olamadıklarınızla ilgili olabilir. Başkalarından duyduklarınızla, kalbinizden geçenleri bir tartıya koyun ve hangisinin ne kadar doğru olduğuna ona göre karar verin.

İlginizi çekebilir: Eleştiri sanatı: Etkin ve yapıcı eleştirilerde bulunmanın altın kuralları

7. İnsanların kendileriyle olan ilişkilerini gözlemleyin

Çoğumuzun aldığı kararlar, insanlarla olan iletişim şekli ya da nasıl ilişkilendikleri erken dönemlerde ebeveynlerimiz ve yakın çevremizde bulunan kişiler aracılığıyla şekilleniyor. Gelecekte kurduğumuz ilişkilerin dinamiğini belirleyen şemalar kendimizle nasıl bir ilişkimizin olduğu ve dünyayı ne kadar güvenilir bir yer olarak gördüğümüzle yakından bağlantılı. Bu nedenle insanların davranışlarını, kendileriyle kurdukları ilişkilerin ve geçmişteki deneyimlerinin bir göstergesi olarak görmeye başlarsanız, olayları daha az kişisel algılarsınız.

8. Kendinize güvenmeyi öğrenin

Öz güveninizi, öz saygınızı ve kendinize verdiğiniz değeri artırmak istiyorsanız, başkalarını bundan sorumlu tutmayı bırakın. Kendinizle kurduğunuz ilişkiyi ve dışarıdan gelen tüm eleştirilere rağmen özünüze güvenmeyi, aldığınız kararların arkasında durmayı ve karakterinizi kabul etmeyi önceliğiniz haline getirin. Başkalarının sizinle ilgili olmayan davranışlarını kişisel algılayıp duygularınızı ve benlik algınızı domine etmesine izin vermeyin. 

9. Nezaketinizi koruyun

Yaşadığımız tüm olayları kişisel algılamamız aslında büyük ölçüde nasıl tepki vereceğimizi kontrol etme becerimizle alakalı. Dolayısıyla verdiğiniz tepkileri kontrol altında tutabilmek için hayatta karşınıza çıkan zor, soğuk insanların hepsinin bir zamanlar masum birer bebek ya da çocuk olduğunu, bilmediğiniz pek çok sorunla baş etmeye çalışabilecekleri ihtimalini daima aklınızın bir köşesinde bulundurun. İnsanlar size karşı nasıl davranırlarsa davransınlar, kendi iyi oluşunuz için kibar ve anlayışlı kalmak için elinizden gelenin en iyisini yapın. Hayattan beklediğiniz anlayışı, siz etrafınızdaki insanlara gösterin.

10. Kişisel algıladığınız durumları analiz edin

Kişisel algıladığımız ve kendimizi merkeze koyduğumuz pek çok durum, aslında geçmişte yaşadığımız olumsuz deneyimlerin bugüne aktarılmasıyla gerçekleşiyor. Geçmişteki tamamlanmamış meselelerimiz, insan ilişkilerinde yaşadığımız aksaklıklar ve geçmiş ilişkilerimizde aldığımız yaralar yeni deneyimlerle tekrar açılıp canımızı yakabiliyor. Bu yüzden hangi durumların sizi tetiklediğini, kişisel algıladığınız durumların merkezine neden kendinizi koyduğunuzu, geçmişte benzer tepkileri verdiğiniz durumları detaylı olarak analiz edin. 

Kişiliğimiz ve benliğimiz bizi biz yapan, en değerli hazinemiz. Sınırlarımızı koruyarak, insanlara gerektiği yerlerde gerekli tepkileri göstererek egomuzu olası saldırılardan korumak en temel, en insani içgüdümüz. Ancak dünya üstünde yaşayan 8 milyardan fazla insanın sizinle aynı içgüdüye sahip olduğunu, kendi potansiyelini gerçekleştirmeye çalışırken kendi çıkarlarıyla diğer insanların çıkarlarının her zaman ortak bir zeminde buluşamayacağını unutmayın. 

Kaynaklar: Marc&Angel, Psychology Today

İlginizi çekebilir: Zihin, beden ve ruh sağlığınız için saniyeler içinde yapabileceğiniz 21 uygulama

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale