X

2022 wellness trendleri

Pandemi dönemiyle birlikte öz bakım, bağışıklık desteği, ruh sağlığının güçlendirilmesi gibi pek çok konunun ön plana çıkmasıyla birlikte wellness sektöründe de önemli ölçüde bir büyüme kaydedildi. 2022 yılının sonunda yaklaşık 5.6 trilyon dolara erişeceği öngörülen, bireysel ve toplumsal iyi oluşu odağına alan wellness dünyasında ilerleyen dönemlerde bizleri ne gibi değişikliklerin beklendiği merak konusu. Beslenmeden beden sağlığına, kişisel bakımdan ruh sağlığına, egzersiz ve fitness uygulamalarından kadın sağlığına kadar iyi yaşamla ilgili pek çok konu başlığının altında, 2022 yılının öne çıkan welness trendlerini sizler için bir araya getirdik. 

Beden sağlığı konusunda öne çıkacak başlıklar:

1. ‘Herkes için’ sağlıklı ve uzun yaşama hakkı

Dünya nüfusunun hızla yaşlanması ve yaşam ömrünün giderek daha da uzamasıyla birlikte palyatif bakımın sigorta kapsamına alınması, yaşı ilerlemiş bireylerin yaşam kalitesinin nasıl yükseltilebileceği ve daha sağlıklı yaş almak için ihtiyaç duyulan kaynakların herkes için erişilebilir hale gelmesi ile ilgili tartışmalar 2022 yılında ve ilerleyen dönemlerde sağlık sektörünün odağında olacak gibi görünüyor. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla birlikte (longevity çalışmaları) ‘uzun yaşamın sırları’nın keşfedilmeye başlanması, yaşam süresini artırabilecek iyi yaşam alışkanlıklarıyla ilgili farkındalığın kazandırılması, sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı olan gruplar için de sağlık takibi, organik gıdalara erişim, ücretsiz egzersiz ve wellness uygulamalarının yaygınlaşması gibi ‘hak temelli’ ve ‘uzun yaşam odaklı’ wellbeing girişimlerinin ilerleyen dönemlerde hız kazanacağı öngörülüyor.

İlginizi çekebilir: Yaşam süresini uzatmak ve yaşlanmadan yaş almak mümkün mü?

2. Doğurganlık araştırmalarında sperm sağlığı ön planda

Doğurganlık sorunlarıyla karşı karşıya olan heteroseksüel çiftlerde hem erkek hem de kadın partnerin üreme sisteminde bir problem olması eşit oranda mümkünken, bugüne kadar doğurganlıkla ilgili yapılmış olan çalışmaların çok büyük bir çoğunluğu kadın cinsel sağlığı üzerinden yürütülüyordu. Doğum kontrol yöntemlerinin, kısırlığın sebeplerinin ya da doğum öncesindeki yaşam tarzı alışkanlıklarının sadece ‘uterus’u olan dişi bireye yüklenmesi artık tarihe karışıyor. Yeni bilimsel araştırmalarla doğurganlık konusunda alınması gereken önlemlerin ve yaşam tarzı değişikliklerinin en az kadınlar kadar erkeklerin de sorumluluğunda olduğunun kanıtlanmasıyla birlikte, sperm sağlığının korunması, sperm sayısının ve kalitesinin artırılması gibi erkek üreme sağlığını odağına alan uygulamaların ön plana çıkması bekleniyor.

İlginizi çekebilir: Sperm kalitenizi arttırmak için beslenme planınıza dahil etmeniz gereken gıdalar

3. Bedeni güçlendirme odağı pelvik tabanında

#MeToo, beden pozitifliği ve beden tarafsızlığı gibi akımlarla başlayan ve adeta ‘kadınlarda haz devrimi’ne dönüşerek ataerkil normları yıkmaya başlayan bir dizi kültürel hareket sayesinde, kadın cinsel sağlığı ve üreme sağlığı konuları daha önce hiç olmadığı kadar açık bir şekilde tartışılıyor. Pelvik taban, yani alt karın kaslarının hemen altında başlayan, kasık kemiğinden kuyruk sokumu kemiğine kadar olan alanı kapsayan pelvik taban sağlığının güçlendirilmesi beden sağlığıyla ilgili öne çıkan başlıklardan biri olacak gibi görünüyor. Sanılanın aksine bu kas grubu kadın erkek fark etmeksizin, tüm bireylerde buluyor ve pelvik organları desteklemek, mesane ve bağırsakları kontrol etmek ve cinsel işlevi artırmak gibi doğum dışında birçok amaca hizmet ediyor. Ancak pelvik taban disfonksiyonu yaygın olsa da (vajinası olan kişilerin yaklaşık %25’i, penisi olan kişilerinse %10’u en az bir pelvik taban bozukluğuna sahip) pelvik ağrı ve disfonksiyonla bağlantılı idrar kaçırma gibi durumları önlemeyi amaçlayan uygulamaların, cinsel işlev bozukluklarının giderilmesinde de faydalı olabileceği düşünülüyor.

İlginizi çekebilir: Pelvis bölgesini güçlendirmek için: Pelvik saat egzersizi ve kegel egzersizi

4. Mikrobiyota sağlığının iyileştirilmesi

Vücudumuzun içinde, özellikle bağırsaklarda yer alan bakteri florasının ve faydalı bakterilerin bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olduğunu kanıtlayan araştırmalarla birlikte, mikrobiyom araştırmaları son 10 yılda önemli bir ivme kazandı. İçimizde yaşayan canlı organizmalar ve bu organizmaların beden sağlığımızla olan karmaşık ilişkisini anlayabilmemiz sayesinde, mikrobiyota sağlığını nasıl güçlendirebileceğimizle ve vücut ekosistemimizi bütüncül sağlığımıza katkı sağlayacak şekilde nasıl destekleyebileceğimizle ilgili bilimsel destekli çok daha fazla ipucuna erişebileceğiz gibi görünüyor.

İlginizi çekebilir: Mikrobiyota nedir: Bağırsaklarınıza iyi bakmak için geçerli nedenler

Zihin ve ruh sağlığı konusunda öne çıkacak başlıklar:

1. Ruh sağlığı alanında travma farkındalığının yükselişi

Pandeminin neden olduğu maddi ve manevi kayıplar, finansal zorluklar ve krizler nedeniyle özellikle depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ciddi ruh sağlığı problemlerine sahip bireylerin sayısında önemli bir artış görülüyor. Kolektif bir travmanın ortasında sosyal medya aracılığıyla yaşadığı ruh sağlığı problemlerini geniş kitlelere duyurabilen bireyler ve topluluklar sayesinde, travmayla ilgili farkındalığın giderek daha fazla arttığı ve travma alanındaki araştırmaların yaygınlaşacağı bir dönem bizi bekliyor.

İlginizi çekebilir: Travma ve sonrası: Travmatik olaylar yaşamımızı nasıl etkiler?

2. Psikoterapide psikedelik kullanımı tartışmaları

Halüsinatif etkileri olan ve özellikle 1960’lı yıllarda ruh sağlığına olan etkileri ve terapötik işlevleri yoğun şekilde araştırılan psikedeliklerle ilgili çalışmaların önümüzdeki dönemde artması bekleniyor. Belirli psikiyatrik hastalıkların tedavisinde, uzman kontrolünde ve doğru dozda kullanımıyla etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanan psikedelik maddelerin terapiyi destekleyici uygulamalar olarak ruh sağlığı alanında kullanımının yaygınlaşması öngörülüyor. Özellikle pandemiyle birlikte tüm dünya ruh sağlığı konusunda ciddi bir krizin eşiğindeyken, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve anksiyete gibi hastalıkların semptomlarının tedavisinde etkinliği bilimsel olarak desteklenmiş psikedelik kullanımının yaygınlaşması söz konusu.

3. Spiritüel dünyaya açılan yeni bir kapı: TikTok

21. yüzyılın en önemli trend belirleyici platformlarından biri olan TikTok, 2022 yılında wellness dünyasıyla ilgili konularda en çok içeriğin üretileceği, en önemli bilgi paylaşım platformları arasında yer almaya hazırlanıyor. Co-star, Meditopia, Headspace gibi uygulamalarla spiritüel öğretileri dijital araçlar sayesinde milyonlarca insanla buluşturan uygulamalarla birlikte spiritüel pratikler dijital dünyaya zaten taşınmıştı. Ancak sosyal medya platformu olduğu için kullanıcı etkileşiminin çok daha yüksek olduğu TikTok’ta paylaşılan içeriklerin çok daha geniş kitlelere ulaşması ve maneviyatla ilgili konuların çok daha konuşulur hale gelmesi bekleniyor.

Beslenme konusunda öne çıkacak başlıklar: 

1. Kentsel ve dikey tarım uygulamaları

Büyük şehirlerde her geçen gün daha da popüler hale gelen, genelde dikey mimarili kentsel ve kapalı tarım uygulamalarının sayısında 2022 yılında önemli bir artış yaşanması bekleniyor. Giderek daha da artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalan, sürdürülebilir olmayan ve çevreye gün geçtikçe daha fazla zarar veren geleneksel tarım uygulamalarının yerini kentsel ve dikey tarım uygulamaları alıyor. Görece üretim için çok daha az kaynağın kullanıldığı, coğrafi şartlara bağlı olmaksızın üretim yapılabilen kentsel tarım uygulamaları arasında binaların çatılarında yapılan seracılık faaliyetleri; hidroponik tarım (toprak kullanmadan, su içinde mineral besin çözümleri kullanarak bitki yetiştirme yöntemi); geleneksel akuakültür (balık, kerevit, karides üretimi) ve hidroponik tarımın birleşimi olan akuaponik uygulaması; kentsel tarımcılık faaliyetlerinde en öne çıkan trendler arasında olacak. 

İlginizi çekebilir: İnsanoğlunun hayatını kurtaracak geleceğin tarım teknolojisi: Yüzen çiftlikler

2. Hayvancılık sektöründe endüstriyel üretime karşı bir beslenme stili: Reduceterianism

Türkçe’de henüz bir karşılığı olmayan reduceterianism, tamamen vejetaryen veya vegan beslenmeye hazır olmayan, ancak yine de tüketim tercihlerinde gezegene ve çevreye saygılı seçimler yapmak için et, süt ve yumurta tüketimini azaltmayı odağına alan bir beslenme stili. Bu beslenme stiline sahip olan kişiler hayvansal ürün tüketimini sınırlandırmanın yanı sıra tükettikleri hayvansal gıdaların endüstriyel yöntemlerle üretilmemiş olmasını (serbest gezen tavuk yumurtası, organik et, merada otlayan ineklerin sütü gib) tercih ediyor; tükettikleri hayvansal ürünleri küçük çiftliklerden ve yerel üreticilerden temin etmeyi önceliklendiriyorlar.

İlginizi çekebilir: Vegan vejetaryen farkı: Vegan ve vejetaryen beslenme hakkında her şey!

3. Sağlıklı alkolsüz kokteyller

Sağlığına dikkat eden ve kaliteli bir yaşam sürdürmeye çalışan Y kuşağı ve Z kuşağının tüketim tercihleri, içecek trendlerini önemli ölçüde değiştirdi ve önümüzdeki yıl da değiştirmeye devam edecek gibi görünüyor. Gece dışarı çıkmayı ve bolca alkol tüketmeyi seven önceki nesillere göre sosyalleşirken alkol yerine alkolsüz içecekleri tercih eden Y ve Z jenerasyonu bireyleri sayesinde margarita ve tekila gibi pek çok içkiyle hazırlanan kokteyllerin alkolsüz versiyonları yeni yılda daha fazla hayatımızda olacak gibi görünüyor.

İlginizi çekebilir: Kombucha ile hazırlayabileceğiniz lezzetli kokteyl tarifleri

4. Ekolojik dengeye saygılı tam tahıllar

Enerji gereksinimimizi karşılamak için karbonhidratlara ihtiyacımız olduğu kaçınılmaz bir gerçek olsa da, son 10 yılda tercihlerimizi glisemik indeksi düşük ve çok daha sağlıklı olan tam tahıllardan yana kullanma eğilimimizde önemli bir değişim yaşandı. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerinin gündemde olduğu pandeminin, orman yangınlarının ve doğal felaketlerin de etkisiyle, tam tahıl dünyasında 2022 yılında, doğaya saygılı şekilde üretilen ve ekolojik dengenin korunmasına katkı sağlayan tahılların yükselişine şahit olacağız. Toprak sağlığını iyileştiren tarım uygulamaları ve küçük üreticilerin ürettiği tahıllarla, ilaçsız ve mümkün olabildiğince doğal yollarla yetiştirilmiş ürünlere olan ilginin artması bekleniyor.

İlginizi çekebilir: Permakültür nedir: Ekolojik dengeye saygılı ve doğayla uyumlu bir yaşam için benimsemeniz gereken 12 prensip

5. Fonksiyonel içecekler

Kombucha ile başlayan sağlıklı ve fonksiyonel içecek trendinin önümüzdeki dönemde farklı formlardaki içeceklerle daha da popüler hale gelmesi bekleniyor. Probiyotikli çaylar ve gazlı içeceklerden botanik bitkilerden elde edilen bitkisel toniklere (çim suyu gibi) sağlık için sayısız fayda sunan, bağışıklık sistemini destekleyen ve besleyici değeri yüksek içeceklerin 2022 yılında en popüler beslenme trendleri arasında yer alacağı öngörülüyor.

Daha fazlası için: 2022 Sağlıklı beslenme trendleri: Moringa, yuzu, foksiyonel içecekler ve çok daha fazlası

Güzellik ve kişisel bakım konularında öne çıkacak başlıklar:

1. Ev konforunda profesyonel cilt bakım deneyimi sunan elektronik cihazlar

2020 yılından önce de evde epilasyon cihazları ya da elektronik maskeler gibi kişisel bakım teknolojileri hayatımızda olsa da, alınan hijyen önlemleri nedeniyle güzellik merkezlerinin kapatılmasıyla birlikte kişisel bakım elektroniklerine duyulan talebin artması, ”Her icat ihtiyaçtan doğar.” sözünü doğrular nitelikte. LED ışık terapisi, ısıtma ve soğutma terapileri, mikro akım özelliği gibi profesyonel cilt bakım uygulamalarında kullanılan cihazlar önümüzdeki dönemlerde evlerimize taşınıyor. Estetisyenlere ve dermatologlara olan talebi azaltan bu ilgi doğrultusunda cilt bakım teknolojileri üreten markalar da artan talebi karşılamak için yoğun bir şekilde yenilik yapıyor. Sonuç olarak kişisel bakım sektörü, 2022’de akıllı cilt bakım teknolojilerinde daha da fazla büyüme görmeye hazırlanıyor.

İlginizi çekebilir: Cilt bakımında yeni trend: FOREO BEAR Microcurrent ve UFO 2 yüz bakım terapisi

2. Güzellik sektöründe cinsiyet ayrımcılığı ortadan kalkıyor

Güzellik sektöründeki ürünlerin neredeyse tamamının kadınlara yönelik ürünler olması ve pazarlama stratejilerinin kadın tüketicileri odağına alması hepimiz için alışıldık bir durum. Ancak 2022 yılında güzellik sektöründeki bu cinsiyetçi ayrışmanın çözünmeye başladığını gözlemleyeceğiz. Ürün çeşitliliğini artırarak cinsiyete dayalı değil ihtiyaca göre ürünler sunmayı hedefleyen güzellik markaları, cinsiyet konusunda çok daha kapsayıcı ve eşitlikçi adımlar atmaya hazırlanıyor. 

3. Cilt bakımında hücresel ‘cellbeing’ dönemi

Güzellik endüstrisinin en ön çıkan hedeflerinden biri hiç şüphesiz yaşlanma karşıtı bakımlar. Kırışıklık, koyu lekeler, göz altı morlukları gibi yaşlanma belirtileriyle baş etmeyi odağına alan kişisel baım ürünleri uzun zamandır hayatımızda olsa da, 2022 yılıyla birlikte yaşlanma karşıtı ürünler hücresel düzeyde tedaviye ve önleyici çözümlere odaklanacak. SPF koruması, antioksidanlar, kolajenler gibi cildi hücresel düzeyde iyileştirmeyi ve korumayı amaçlayan hedefe yönelik ürünlere olan talebin daha da artacağı öngörülüyor.

Egzersiz ve fitness konularında öne çıkacak başlıklar:

1. Sağlık verilerine entegre uygulamalarla kişiselleştirilmiş ve kapsayıcı bir egzersiz deneyimi

Pandemi döneminde egzersiz rutinlerinin eve taşınmasıyla birlikte evde egzersiz ve fitness mobil uygulamalarının sayısında adeta bir patlama yaşandı. Egzersiz çeşitliliğini, spor motivasyonu korumayı ve farklı seviyelerdeki kişilerin ihtiyaçlarına uygun antrenmanlar sunmayı amaçlayan egzersiz uygulamaları, önümüzdeki dönemde beslenme, sağlık verileri, ruh sağlığı, mindfulness gibi iyi yaşam indikatörlerini de programlarına entegre ederek, kapsamlı bir wellbeing hizmeti sunmaya hazırlanıyor. Bu yolla artık ihtiyaca yönelik, kişiselleştirilebilir ve çok daha esnek bir egzersiz deneyimi oluşturulabilmesi amaçlanıyor.

2. Ruh-zihin-beden bağlantısını odağına alan egzersizler

Hareketli bir yaşam tarzı benimsemek sadece kas ve kemik sağlığının güçlendirilmesini ve beden sağlığının desteklenmesini değil, daha iyi hissetmemize neden olan hormonların salgılanmasını da sağladığı için özellikle kronik stres, depresyon ve anksiyete gibi problemlerin önlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Zihin ve ruh sağlığıyla ilgili problemlere sahip insanların sayısında pandemi dönemiyle birlikte yaşanan artış, stres faktörleriyle baş etmeyi kolaylaştırıcı mindfulness, nefes ve meditasyon odaklı yoga pratiklerine olan talebin artmasıyla kendini gösteriyor. Beden-ruh-zihin bağlantısını odağına alan, beden farkındalığı ile vücudumuzun ihtiyaçlarına çok daha duyarlı olmamızı sağlayan egzersizlerin ilerleyen dönemlerde çok daha yaygın hale geleceği öngörülüyor.

3. Dijital spinning uygulamalarının yükselişi

Yine pandemi döneminde hayatımıza giren, evde kardiyo egzersizlerimizin kurtarıcısı olan kondisyon bisikletleriyle yapılan antrenmanlar ilerleyen dönemlerde de hayatımızda uzun bir süre var olacağa benziyor. Pandemi döneminde satın alınan spinning bisikletleri nedeniyle spinning odaklı antrenmanlar sunan egzersiz stüdyoları da evde grupla spinning antrenmanı yapmaya olanak veren uygulamalarıyla ön plandaydı. Geçmişte sadece spor salonunda ya da spinning stüdyolarında bulunabilen grup egzersizlerinin artmasıyla birlikte 2022 yılında dijital ve fiziksel dünya arasında bağlantı kurabilen fitness işletmelerinin revaçta olması bekleniyor.

Yaşamlarımızda bu kadar fazla değişim yaşanmışken, 2022 yılının öne çıkan wellness trendleri tabii ki bunlarla sınırlı olmayacak. Ruh sağlığı alanında dijitalleşme, evde egzersiz uygulamalarındaki inovatif yenilikler, bitki bazlı beslenme uygulamaları gibi pek çok farklı wellness trendini ve wellness dünyasında yaşanacak diğer gelişmeleri merakla takip ediyor olacağız.

İlginizi çekebilir: 2021 Wellness trendleri: İyi yaşam konusunda öne çıkan başlıklar

Kaynaklar: Well + Good, Mind Body Green

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale