Kolajen nedir: Kolajenin faydaları ve kolajen üretimini artıran besinler

Son yıllarda cilt ve saç bakım ürünlerinde sıkça karşımıza çıkan kolajen nedir? Yıllara meydan okuyan genç bir cilde sahip olmak için kolajen üretimini artırdığı iddia eden bakım ürünlerini, takviyeleri kullanmadan önce kolajen hakkında daha fazlasını öğrenin. Vücudumuzdaki en bol protein olarak bilinen kolajenin cildinize yapı sağlamak ve kanın pıhtılaşmasına yardımcı olmak gibi önemli görevleri var. Kolajen dendiğinde akla ilk olarak cilt sağlığı gelse de bu protein, bundan daha fazlası. Cildimizle birlikte kemiklerimizde, tendonlarımızda ve bağlarımızda da bulunuyor. Cildimizin destek yapısının % 75’ini oluşturuyor. Kolajeni yatağınızı çevreleyen bir karyola gibi düşünebilirsiniz; ona yapı ve destek veriyor. Aynı örnekte yatağınızın yayları elastik lifler ve dolgusu da hyaluronik asit olarak betimlenebilir. Kolajen nedir, detaylı bilgi sahibi olmak için okumaya devam edin.

Kolajen nedir?

Kolajen, vücudunuzdaki en bol proteindir ve protein bileşiminin yaklaşık üçte birini oluşturur. Kemiklerin, cildin, kasların, tendonların ve bağların ana yapı taşlarından biridir. Ayrıca kan damarları, kornealar ve dişler de dahil olmak üzere vücudun birçok bölümünde doğal olarak bulunur. Aslında onu tüm bu yapıları bir arada tutan bir tutkal gibi hayal edebilirsiniz. Zaten kelimenin kökeni de Yunancadaki “kólla”kelimesinden gelir.

Kolajen ne işe yarar?

Kolajen nedir anladıktan sonra vücudumuzdaki işlevlerine bakalım. Bilinen en az 16 çeşit kolajen vardır ve bunlar vücudumuzun tamamında bulunarak çeşitli yapılara destek sağlar. Kolajen çeşitleri dört ana tipte incelenir:

  • Tip 1: Bu tip, vücudunuzdaki kolajeninin %90’ını oluşturur ve yoğun şekilde paketlenmiş liflerden oluşur. Deri, kemik, tendon, lifli kıkırdak, bağ dokusu ve dişlerin yapısında bulunur.
  • Tip 2: Bu tip daha gevşek bir şekilde paketlenmiş liflerden oluşur ve eklemlerinizi yastıklayan elastik kıkırdakta bulunur.
  • Tip 3: Bu tip kasların, organların ve arterlerin yapısını destekler.
  • Tip 4: Bu tip filtrelemeye yardımcı olur ve cildinizin katmanlarında bulunur.

Yaşlandıkça, vücudunuz daha az ve daha düşük kaliteli kolajen üretir. Bunun gözle görülür işaretlerinden biri, daha az sıkı ve esnek hale gelen cildinizdir. Benzer şekilde kıkırdak da yaşla birlikte zayıflar.

Kolajenin faydaları nelerdir?

Proteinlerin vücudumuzda önemli görevleri vardır. Bunlardan biri olan kolajen de vücut dokularına yapı, dayanıklılık ve sertlik verir. Deri içerisinde bir deri katmanına benzer ve elastik liflerle birleşerek cilde güç ve esneklik kazandırır. Ciltteki kolajen azalmaya başladığında ve vücuttaki kolajen seviyeleri düştüğünde kırışıklıklar, daha sert tendonlar ve bağlar, daha zayıf kaslar, eklem ağrıları ortaya çıkabilir. Çünkü o, vücudumuzdaki hemen her sistemin sağlığı için hayati derecede önem taşır.

Cilt içinde, günde 10 gram kadar kolajen peptidi almak cilt elastikiyetini, hidrasyonunu ve kolajen yoğunluğunu iyileştirmeye yardımcı olabilir. Dahası, Şubat 2020’de yayınlanan bir inceleme, hidrolize kolajen almanın, antioksidan etkileri sayesinde yüzde renk değişimleriyle karakterize olan melazmaya karşı koruma sağlayabileceğini göstermekte.

Kolajenin faydaları sadece cilt sağlığı üzerinde değil. Konu eklem ağrısı olduğunda da bir çözüm olarak karşımıza çıkabilir. Ocak 2017’de yayınlanan bir bilimsel çalışmada, diz ağrısı olan 139 genç yetişkin sporcunun 12 hafta boyunca günde 5 g kolajen peptidi alması sağlandı. Plasebo grubuyla karşılaştırıldığında, kolajen destekli gruptakilerin egzersiz sırasında daha az eklem ağrısı yaşadığı görüldü. Çünkü proteinler kıkırdaktaki mikro yaralanmaların onarımını hızlandırdı ve rahatsızlığa katkıda bulunan iltihabı azalttı.

Şaşırtıcı faydalarından bir diğeri ise kardiyovasküler sağlığınız olabilir. Mayıs 2017’de sağlıklı yetişkinlerle yapılan küçük bir araştırmaya göre, altı ay boyunca bir kolajen tripeptit tüketen katılımcılar, kolesterol ve arter sertliğinde bir iyileşme gösterdi, bu da kolajenin koroner arter hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini düşündürdü.

Kolajen üretimini artıran besinler

Kolajen nedir öğrendiğimize göre vücudunuzdaki kolajeni artırmak için neler yapabileceğinize geçelim. Kolajenlerin tamamı, vücudunuzdaki yaşamlarına prokolajen olarak başlar. Vücudunuz glisin ve prolin isimli iki amino asidi birleştirerek prokolajen yapar. Bu işlem için C vitaminini kullanır. Aşağıdaki besinleri diyetinize ekleyerek vücudunuzdaki kolajen üretimini destekleyebilirsiniz. İşte kolajen üretimini artıran bazı besinler:

  • C vitamini: Turunçgillerde, dolmalık biberde ve çilekte ciddi oranlarda bulunur.
  • Prolin: Yumurta akı, buğday tohumu, süt ürünleri, lahana, kuşkonmaz ve mantarlarda bulunur.
  • Glisin: Tavuk derisi ve jelatinde önemli miktarda bulunur. Ayrıca çeşitli protein içeren gıdalarda da vardır.
  • Bakır: Et çeşitleri, susam tohumları, kakao tozu, kaju fıstığı ve mercimekte bulunur.

Bunların yanı sıra, vücudunuzun yeni proteinler üretebilmesi için gerekli amino asitleri içeren yüksek kaliteli proteinlere ​​ihtiyacı vardır. Kırmızı et, kümes hayvanları, deniz ürünleri, süt ürünleri, baklagiller ve tofu mükemmel amino asit kaynaklarıdır.

Kolajen, doğal olarak hayvansal gıdaların bağ dokularında bulunur (Örneğin, tavuk derisi). Özellikle kemik suyu kolajen anlamında zengin bir besin kaynağıdır. Jelatin, özünde pişmiş kolajendir, bu nedenle amino asitlerde bolca bulunur.

Kolajen açısından zengin besinler tüketmenin vücudunuzdaki protein seviyelerini gerçekten artırıp artırmadığı konusunda tartışmalar var. Çünkü protein içeren bir besin tükettiğinizde amino asitlere parçalanır ve sonra yeniden birleştirilir. Böylece yediğiniz kolajen doğrudan vücudunuzda daha yüksek seviyelere dönüşmez. Bu fikri destekleyen uzmanlar, belirli bir yaştan sonra kolajen takviyeleri kullanılmasını önerir.

Kolajeni azaltan şeyler

Bazı alışkanlıklar, vücudunuzdaki kolejenin azalmasına neden olabilir. Bu tür davranışlardan kaçınmak, ideal kolajen seviyelerinin korunması açısından önem taşır. İşte kolajeni azaltan şeylerden bazıları:

  • Çok fazla şeker ve işlenmiş karbonhidrat yemek: Şeker, kolajenin kendini onarma yeteneğine müdahale eder. Bu yüzden ilave şeker ve işlenmiş karbonhidrat tüketiminizi en aza indirin.
  • Çok fazla güneş ışığı almak: Ultraviyole radyasyon kolajen üretimini azaltabilir. Aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçının.
  • Sigara içmek: Sigara kolajen üretimini azaltır. Bu, yara iyileşmesini yavaşlatabilir ve kırışıklıklara neden olabilir.
  • Ayrıca lupus gibi bazı otoimmün bozukluklar da kolajene zarar verebilir.

Kolajen takviyeleri ne işe yarar?

Kolajen vücudumuzda doğal olarak üretilse de 20’li yaşların ortalarından itibaren giderek daha az üretilmeye başlar. Vücudunuzdaki kolajeni artırmak için kolajen üretimini teşvik eden besinler tüketebileceğiniz gibi kolajen takviyeleri de kullanabilirsiniz. Bu tür takviyeleri tıpkı diğerleri gibi doktor önerisi olmadan kullanmamanızı öneririz.

Kolajen takviyeleri konusunda tozlar ve kapsüller şeklinde farklı seçenekler var. Bunlar son zamanlarda kahve ve smoothie’lere ek olarak moda olmuş durumda. Kolajen takviyelerinin yaşlanma görünümünü azaltmak konusunda umut verici olduğunu gösteren çeşitli bilimsel çalışmalar mevcut. Bununla birlikte bazı uzmanlar, kolajen tozu da bir protein olduğu için vücudumuzun onu diğer proteinlerle birlikte sindirdiğini, dolayısıyla doğrudan cilde ulaşamayacağını savunuyor.

Ayrıca kolajen içeren kremler ve serumlar da var. Bu prokolajen ürünler, kırışıklık görünümünü azaltarak yaşlanma belirtilerini gidermeyi vadediyor. Bu konuda da destekleyici çalışmalar olsa da halen kolajenin topikal tedaviye nasıl dahil edileceğine dair daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

Bazı insanlar hayvan kemiklerinden elde edilen kolajenle dolu kemik suyu içmeyi tercih ediyor. Diyetinize kolajen kaynaklarını eklemeniz sağlığını için faydalı, ancak ciltteki yaşlanma karşıtı faydaları henüz kanıtlanmış değil.

Yine de genel olarak tüm kolajen takviyeleri şu faydalarıyla öne çıkıyor:

  • Kas kütlesi: 2019 yılında yüksek aktivite düzeyine sahip erkeklerle yapılan bir araştırma, kolajen peptit takviyeleri ve kuvvet antrenmanı kombinasyonunun kas kütlesini ve gücünü arttırdığını gösterdi.
  • Artrit: 2017 yılında yapılan bir hayvan çalışması, travma sonrası osteoartriti olan farelere kolajen takviyesi vermenin etkilerini inceledi. Sonuçlar, takviyenin hastalığın gelişiminde ve ilerlemesinde koruyucu bir rol oynayabileceğini gösterdi.
  • Cilt elastikiyeti: 2019 yılında kadınlarla yapılan bir çalışmada, kolajen takviyelerinin cilt görünümünde ve elastikiyetinde iyileşmeler yarattığı görüldü.

Son söz

Kolajen nedir, açıkladıktan sonra kolajen konusunda kararı size bırakıyoruz. Kolajen takviyelerinin faydaları konusunda, bugüne kadar yapılmış araştırmalarla birlikte sınırlı sayıda güvenilir bilgi bulunuyor. Dolayısıyla kolajen takviyelerinin zararları hakkında da kanıta dayalı bir yorum yapmak pek mümkün değil. Takviyelerin potansiyel yan etkileri arasında ise hoş olmayan bir tat ve mide ekşimesi hissi var. Ayrıca takviye kaynağına alerjiniz olması durumunda alerjik reaksiyon gösterebilirsiniz. Bu nedenle öncelikle doktorunuza danışın.

İlginizi çekebilir: Evde cilt bakımı rehberi: Öneriler, uyarılar ve tüm bilinmesi gerekenler

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!