X

Yeni yıla girerken bunlarla vedalaşsak mı?

Yeni yıl taze bir başlangıcın, umut dolu bir geleceğin en güzel habercisi. Aynı zamanda hayatımızdaki sayfaları çevirmenin ve yeni bir bölüme başlamanın da vakti. Ancak bu vakit, büyümek, gelişmek ve kendimizin en iyi versiyonuna dönüşmek için geçmişteki sayfalarda bırakmamız gereken şeylerin de hatırlatıcısı. Çünkü, hafiflemek gerek, geçmişin yüklerinden, kalbimizdeki-zihnimizdeki ağırlıklardan kurtulmak, başkaları için değil, kendimiz için yaşamak gerek. İşte yeni yıl bu eski, artık bize hizmet etmeyen ve yaşamlarımızda ağır ve taşınması zor yüklere dönüşmüş ne varsa onları terk etmek demek. Yeni yıla daha hafif, daha özgür, daha huzurlu girmek istiyorsanız, işte bırakmanız gerekenler:

Sürekli meşgul olma ihtiyacı

Elbette ki kendimiz için, sevdiklerimiz için, işimiz için bir şeyler yapmak, çaba ve zaman harcamak, hayatın olağan akışında var. Ancak, son zamanlarda bu durum öyle bir hal aldı ki, faydadan çok zarar sağlayabiliyor. Çünkü sürekli meşgul olmaya çalışıp kendimizi dinlemeyi ve dinlenmeyi ihmal edebiliyoruz. Kendimizle kaliteli zaman geçirme ya da dinlenme gibi çok temel ihtiyaçlarımızı ikinci plana atıp, boş kalan her anımızda ‘faydalı’ bir şeyler yapma telaşında olabiliyoruz. Yeni yılla birlikte meşgul olma ve sürekli olarak kendinizi geliştirme ihtiyacınızı bir kenara bırakın ve öz bakımınıza daha fazla zaman ayırmanın, bazen de hiçbir şey yapmamanın keyfini deneyimleyin. Sıkılmaya, yalnızlığa, hiçbir şey yapmaksızın sadece ‘durmaya’ bir şans verin. Meşgul olmak ve sürekli bir şeylerle uğraşma ihtiyacı alışkanlık olabilir mi? yazımızdan ilham alabilirsiniz.

Eleştirel ve olumsuz iç ses

Yılın son günleri yeni kararlar almak için muhteşem zamanlar olsa da, eski yılın değerlendirmesini yaparken pişmanlıklarınızı, keşkelerinizi ve başaramadıklarınızı düşünmeniz de son derece olası. 2024’ün başında kendiniz için belirlediğiniz hedeflerin ne kadarına ulaştığınızı gözden geçirirken, henüz gerçekleşmeyenler için kendinizi suçlamayın ve fazla yüklenmemeye çalışın. Eleştirel iç sesinizi geride bırakarak yaşadığınız olumlu ya da olumsuz deneyimlerin tamamından çıkarılabilecek derslere odaklanın ve sonuç ne olursa olsun, içinde bulunduğunuz koşullarda elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı unutmayın. Kendinizle nasıl konuşuyorsunuz? Olumlu bir iç ses geliştirmenin yolları yazımız size bu konuda ışık tutabilir.

Gelecek endişesi

Yeni yıla bembeyaz bir sayfa açarak ‘merhaba’ demenin heyecanı hiç şüphesiz hepimiz için motive edici. Ancak son birkaç yıldır tüm dünyada yaşanan tatsız gelişmeler ve ardı arkası kesilmeyen olumsuzluklar nedeniyle ‘Acaba bu sefer de gelen gideni aratacak mı?’ endişesi taşımanız son derece normal. Planlarınızı biraz esnek bırakmanız, kontrol edemeyeceğiniz durumlar için kendinizi suçlamamanız, mükemmeli değil elinizden gelenin en iyisini yapmayı hedeflemeniz ve sadece başarılarınızı değil, çabanızı da kutlamanız yeterli. Bazen en iyisi sürece güvenmek ve geleceğin güzelliklerle dolu olduğuna inanmaktır… 2024’ün nasıl geçeceğine dair endişelenmek yerine, harika olacağını kendinize şimdiden hatırlatmaya başlayın!

İlginizi çekebilir: Endişelenmeyi durdurmanın 10 etkili yolu

Başarısızlık korkusu

Kendiniz ve yetenekleriniz hakkında sahip olduğunuz düşünceleri gözden geçirin. Başarıyla ilgili değerlendirmeleriniz, kendinizi ne kadar yeterli hissettiğiniz, kendinize olan inancınız başarınızda çok büyük bir rol oynuyor ve başarısızlık korkusu yerine başarılı olacağınıza dair inancınızı canlı tutmak, hedeflerinizi gerçekleştirmenizin en önemli ön koşullarından biri. Bugüne kadar başaramamaktan korktuğunuz için kendinizi ne kadar geride tuttuysanız, yeni yılda da bir o kadar öne atın. Bakın, neler olacak…

‘Evet’ deme zorunluluğu

Bir düşünün; bu yıl içinizden ‘hayır’ diye haykırırken kaç plana ‘evet’ dediniz? 1? 3? 10? ya da çok daha fazla? İster yapacak başka veya ‘daha iyi’ bir şeyiniz olmamasından ister karşınızdaki kişiyi kırmamak için olsun fark etmez, istemiyorsanız ‘hayır’ deme özgürlüğünüz olduğunu kendinize hatırlatmalısınız. Zamanımızı ve kişisel enerjimizi koruyabilecek tek kişi kendimiziz. Dolayısıyla boş vaktimiz olsun olmasın bir yere gitmek, bir davete katılmak istemiyorsak evet demek zorunda değiliz. Hayır demeyi öğrenmek için hala geç değil: Sınırlarınızı korumak için: Kendinizi suçlu hissetmeden ‘hayır’ diyebilmenin yollarıSınırlarınızı korumak için: Kendinizi suçlu hissetmeden ‘

‘Her şeyi kontrol etmeliyim’ inancı

Stresin yaşamımızda var olmasının en önemli sebebi hiç şüphesiz kontrolsüzlük hissi. Yaşamımızın kontrolünün kendi elimizde olmadığını hissettiğimiz, belirsizliğin hakim olduğu bir atmosfer yeni başlangıçlar için adım atabilmemizin, konfor alanımızın dışına çıkabilmemizin ve ‘kendimizi gerçekleştirmemizin’ önündeki en önemli engellerden biri. Ancak geçtiğimiz yıllarda çok daha iyi anladığımız gibi, yaşamımızdaki çoğu şeyin kontrolü sadece bizim elimizde değil. Geleceğin neler getireceği ve hayatımızın bir sonraki bölümünde neler yaşanacağını öngörebilmemiz neredeyse imkansız. Bu nedenle durumları, başınıza gelenleri, yaşadığınız talihsizlikleri ya da diğer insanların size olan davranışlarını değil, kendi tepkilerinizi kontrol edebileceğinizin bilincinde olun.

İlginizi çekebilir: Belirsizlik, kaos ve gelecek kaygısı üçgeninde, hayat amacımızı yeniden bulabilmek mümkün mü?

Gereksiz ‘drama’lar

Halihazırda hepimizin hayatında yolunda gitmeyen birtakım durumlar var. Belki işle ilgili, belki okulla ilgili sıkıntılar, mali konular, ilişkiler, ailevi problemler… Kısacası hiçbir hayat mükemmel değil diyebiliriz -ki olmasına da gerek yok.- Zaten hepimiz ne yaşadığımızı biliyorken ve çevremizdeki yakınlarımızın da benzer süreçlerden geçtiğini tahmin edebiliyorken fazladan dramatik olmaya hiç gerek yok. Bu, yaşamdan aldığımız tadı daha da azaltmaktan başka bir işe yaramayacaktır. O yüzden tüm gereksiz dramaları bu yılda bırakın, yeni yıla taşımayın.

İlginizi çekebilir: Dramalardan uzak bir ilişki yaşamak mümkün mü?

Başkalarını memnun etme çabası

Gelin, birlikte tekrarlayalım: Kimseyi memnun etmek zorunda değilim. Hele ki kendimizi üzüyor, yıpratıyor, hayal kırıklığına uğratıyorsak bunu yaparken, hiç mi hiç zorunda değiliz! Şu sözü hiç duydunuz mu: Sınır koymanızdan rahatsız olan kişiler, sınır koymamanızdan faydalananlardır.” Sınırlarınızı çizin ve kendinize karşı bir koruma kalkanı oluşturun. Bu sayede başkalarını memnun etmeye çalışmayı da bırakabilir, kendi istek ve ihtiyaçlarınızı önceliklendirebilirsiniz. Kişisel enerjiniz ve zamanınız çok kıymetli; bunu unutmayın ve kaynaklarınızı harcarken bir kez daha düşünün. Sırf başkasını memnun emek için yapacağınız bir şey sizi yıpratıp zamanınızdan ve enerjinizden çalışıyorsa, yeni yılda artık bunu yapmamaya özen gösterin.

İlginizi çekebilir: Başkalarının mutluluğundan siz sorumlu değilsiniz

Artık heyecanlandırmayan hedefler

Her yıl pek çoğumuz kendimize yeni hedefler koyar, o hedefler doğrultusunda ilerlemeye başlarız… Ancak hayat her zaman dümdüz ilerleyen ya da sadece yukarıya doğru giden bir yol değil. Bazen iniş-çıkışlar, bazen cep yollar, bazen çok çekici ara sapaklarla dolu… Dolayısıyla o yolun başında kafamızda olan hedefler, yolda ilerledikçe aynı kalmaz. Değişir, dönüşür, evrilir, dahası biz değişiriz. Çünkü hayat yolculuğu dönüşümlerle dolu. Ve öyle bir an gelir ki o yolun başında koyduğumuz hedefler bizi artık eskisi kadar heyecanlandırmaz, hatta belki de hiçbir şey ifade etmemeye başlar. O zaman da onlara tutunmanın bir manası kalmaz. Çünkü yaşam değişim ister, dönüşmek ister. Eğer geçmişte koyduğunuz ve sırf kendinize bir yol haritası çizdiniz diye artık sizi heyecanlandırmayan hedefleriniz için çalışıyorsanız, boşuna motivasyonunuzun sınırlarını zorlamayın. Bırakın ve kendinize yeni bir yol çizin.

Her şeye yetişmeye çalışırken hayatı kaçırmak

Sürekli bir yerlere, bir şeylere yetişmeye çalıştığımız bir hayatımız var… Sabah erkenden yola koyul işe yetiş, iş çıkışı çocukların okuluna yetiş, gün ortasında uzak bir yerdeki toplantıya yetiş… Devamlı oradan oraya koşturarak ‘Oh be yetiştim!’ demek için uğraşıyoruz. Peki, bu yetişme telaşının sonunun geldiğini siz hiç gördünüz mü? ‘Ah tamam bitti, artık bir yere yetişmeyeceğim!’ dediğiniz oldu mu? Pek sanmıyoruz… Çünkü yaşam devam ettikçe bu yetişme telaşı da sürüyor. Öyleyse neden bazı şeyleri ertelemeyelim, sonraya bırakmayalım? Nasılsa yapacağız, nasılsa eninde sonunda yetişeceğiz, o zaman tüm bir günü, tüm bir haftayı, ayı ya da yılı keyif aldığımız şeyleri neden erteleyerek geçirelim? Gelin, bugün kendinize izin verin ve o yetişmek zorunda olduğunuzu sandığınız kuru temizleme işini yarına erteleyip kendinize bir kahve ısmarlayın… Yeni yılda daha fazla kendinize kahve ısmarladığınız anlar biriktirin

Başkalarından bir şeyler beklemek

Yaşamın pek çok alanında başkalarından bir şeyler bekliyoruz, bazen büyük, bazense küçük… Hatta bunu yaparken çoğu zaman hayal kırıklığına uğrayacağımızı da biliyoruz ama yine de o beklentilerimizden bir türlü vazgeçemiyoruz. Oysa ki değiştirebileceğimiz, hükmedebileceğimiz tek kişi kendimiziz. Sadece kendi üzerimizde yaptırım gücümüz var, başkalarının ne diyeceğini, nasıl davranacağını seçemez ve belirleyemeyiz. Bir düşünecek olursanız eminiz ki geçmişte bu beklentileriniz yüzünden ne kadar üzüldüğünüzü, kaç kez hayal kırıklığına uğradığınızı hatırlayabilirsiniz. Öyleyse yeni yılla birlikte bu beklentilere de veda edin.

İlginizi çekebilir: Başkalarından beklemeyi bırakmanız gereken şeyler

Kalbi yoran yükler

Kalbimizde ne çok yük biriktiriyoruz öyle değil mi? Pişmanlıklar, kin, öfke, suçluluk, kırılmışlıklar… Ne çok şey taşıyor zavallı kalbimiz. Yazık değil mi ona? Bunca yükle nasıl baş etsin? Nasıl yorulmasın? Gelin, bu yıl kendiniz ve kalbiniz için kocaman bir iyilik yapın ve onun yüklerini hafifletin. Kin beslemeyi bırakın, keşkelerinizi terk edin, geçmişte olmuş ve değiştiremeyeceğiniz şeyler üzerine daha fazla ona yük bindirmeyin. Hafif ve taze bir başlangıç için kalbinizin fazlalıklarını boşaltın, ona tertemiz ve sevgi dolu bir alan açın. Yıllar geçtikçe daha da ağırlaşan 15 yük yazımıza da mutlaka göz atın.

Tüm bunları geride bıraktığınızda, yeni yıla çok daha hafiflemiş, arınmış ve özgürleşmiş bir başlangıç yapabilirsiniz!

İlginizi çekebilir: Yeni yıl temizliği: Yılbaşından önce vedalaşmanız gerekenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale