X

Uyumanın amacı nedir? Neden uykuya ihtiyaç duyarız?

Uyumanın amacı nedir, neden uyuruz, hiç düşündünüz mü? Uyku bedeninize ve beyninize kendini onarma ve atıkları temizleme, hormonları salgılama gibi önemli işlevleri gerçekleştirmesi için zaman verir. Uyku iyi bir sağlık için çok önemlidir. Su ve yemeklere ihtiyaç duyduğumuz gibi ona da yaşam için ihtiyaç duyarız. Bu nedenle yaşamlarımızın üçte biri kadarı uykuda geçer.

Uyku esnasında pek çok biyolojik işlem gerçekleşir:

  • Beyin yeni bilgileri depolar ve toksik atıklardan kurtulur
  • Sinir hücreleri iletişim kurar ve tekrar organize olurlar, bu da sağlıklı beyin işlevlerini destekler
  • Beden hücreleri onarır, enerji toplar, hormon ve protein gibi molekülleri salgılar

Bu işlemler genel sağlığımız için çok önemlidirler. Onlar olmazsa bedenimiz doğru şekilde işlev gösteremez.

Neden uyuruz?

Uykunun amacına dair hala bilinmeyen çok şey var. Ancak genel kabullere göre bir tane sebebi yok ve pek çok biyolojik sebep nedeniyle gerekli. Günümüze kadar bilim insanları bedenin uykudan çeşitli şekillerde faydalandığını fark ettiler. En yaygın olan teoriler şu şekilde:

Enerjiyi koruma: Enerji koruma teorisine göre, enerjiyi korumak için uykuya ihtiyacımız vardır. Uyumak daha alt bir metabolizma hızına geçmemizi sağlar ve kalori ihtiyacımızı azaltır. Bu teorinin çıkış noktası, uykuda metabolizma hızının düşmesidir. Araştırmalara göre 8 saatlik bir uyku, aynı süreyi uyanık geçirmeye göre %35 oranında enerji tasarrufu sağlıyor. Bu teoriye göre uykunun temel amacı, gıda bulmanın zor olduğu saatlerde bedenimizin uykuya geçerek enerji kullanımını azaltması.

Hücre onarımı: Onarım teorisine göre bedenin kendini tamir etmek için uykuya ihtiyacı var. Burada temel fikir, uykunun hücrelerin çoğalma ve tamirine olanak tanımasıdır. Bu durum uykuda gerçekleşen pek çok önemli işlemle destekleniyor:

  • kas tamiri
  • protein sentezi
  • doku büyümesi
  • hormon salınımı

Beyin işlevleri: Beyin plastisitesi teorisine göre uyku beyin işlevleri için gerekli. Çünkü sinir hücrelerinin tekrar organize olmalarına olanak tanıyor. Uyuduğunuz zaman beynin atık temizleme sistemi merkezi sinir sistemindeki atıkları temizler. Beyinde gün içinde ortaya çıkan toksik yan ürünleri ortadan kaldırır. Böylece uyandığımızda iyi çalışmaya hazır olur. Araştırmalara göre uyku kısa vadeli hafızayı uzun vadeli hafızaya taşıyarak hafızada da işlev gösterir. Ayrıca sinir sistemini karıştıran gereksiz bilgilerin silinmesine ve unutulmasına da izin verir. Uyku beyin işlevlerini pek çok şekilde etkiler:

  • öğrenme
  • hafıza
  • problem çözme yetenekleri
  • yaratıcılık
  • karar verme
  • odaklanma
  • konsantrasyon

Duygusal sağlık: Uyku aynı zamanda duygusal sağlık için de gereklidir. Uyku esnasında beyinde duyguları yöneten bölgelerdeki aktivite artar ve böylece sağlıklı beyin işlevleri ve duygusal denge sağlanır. Uyku esnasında beynin aktifleşen bölgeleri şöyle:

  • amigdala
  • striatum
  • hipokampüs
  • insula
  • medyal prefrontal korteks

Uyku esnasında duyguların düzenlenmesinin bir örneği amigdaladır. Beynin bu bölgesi temporal lobda yer alır ve korku tepkisinden sorumludur. Algılanan bir tehlikeye karşı verdiğimiz tepkinin kontrol edildiği noktadır. Yeterince uyuduğunuz zaman amigdala daha adaptif bir şekilde tepki verir. Ancak uykusuz olduğunuzda aşırı tepki verme ihtimali daha yüksektir. Araştırmalara göre uyku ve ruh sağlığı birbiri ile ilişkilidir. Uyku bozuklukları ruh sağlığı problemlerine sebep olabilirken, ruh sağlığı problemleri de uyku bozukluklarını tetikleyebiliyorlar.

Kilo kontrolü: Uyku açlık hormonlarının kontrolünde etkilidir. Bu hormonlar arasında iştahı kontrol eden ghrelin ve tokluk hissi sağlayan leptin de bulunuyor. Uykuda ghrelin azalır çünkü uyanık zamanınıza göre daha az enerji tüketiyor olursunuz. Ancak uykusuzluk ghrelini arttırır ve leptini azaltır. Bu dengesizlik daha aç hissetmenize sebep olur ve daha fazla kalori alma, sonucunda kilo alma eğilimi ortaya çıkan. Son araştırmalara göre kronik uykusuzluk, sadece beş gece arka arkaya yetersiz uyku alınsa bile, aşağıdaki riskleri arttırıyor:

  • obezite
  • metabolik sendrom
  • tip-2 diyabet

İnsülin işlevleri: İnsülin hormonu hücrelerin glukozu, yani şekeri enerji için kullanmalarını düzenler. Ancak insülin direnci ortaya çıktığında, hücreler insüline doğru şekilde tepki vermezler. Bu da kanda glukozun artmasına ve zaman içinde de tip-2 diyabetin oluşmasına sebep olur. Uyku insülin direncine karşı koruma sağlayabilir. Hücrelerinizi sağlıklı tutar ve böylece glukozu kolayca alabilirler. Beyin aynı zamanda uykuda daha az glukoz kullanır ve bu da bedenin genel glukoz düzeylerini düzenlemesini kolaylaştırır.

Bağışıklık: Sağlıklı ve güçlü bir bağışıklık sistemi uykuya bağlıdır. Araştırmalara göre uykusuzluk bağışıklık tepkisini engelleyebiliyor ve bedenin mikroplara yatkın hale gelmesine yol açıyor. Uyuduğunuz zaman bedeniniz enfeksiyonlar ve inflamasyonla savaşan sitokinler üretir. Aynı zamanda bazı antikor ve bağışıklık sistemi hücrelerini de üretir. Bunlar birlikte zararlı mikroplara ve moleküllere karşı savaşır ve hastalıkları önlerler. Bu nedenle hasta ve stresli olduğunuzda uyumak çok önemlidir. Bu zamanlarda bedenin daha fazla bağışıklık hücresine ve proteine ihtiyacı vardır.

Kalp sağlığı: Kesin sebebi belli olmasa da bilim insanları uykunun kalp sağlığını desteklediğini düşünüyorlar. Bunun sebebi, kalp hastalıkları ile kötü uyku arasında bağlantı olmasıdır. Yapılan araştırmalara göre normal bir yetişkin günde 7 saat uyuyor. Bundan azını düzenli olarak uyumak kalp sağlığına zarar verebilen sağlık problemlerine yol açabiliyor. Uykusuzluğun getirdiği bazı risk faktörleri şöyle:

  • yüksek tansiyon
  • sempatetik sinir sistemi aktivitelerinde artış
  • inflamasyonda artış
  • kortizol düzeylerinde artış
  • kilo alımı
  • insülin direnci

İlginizi çekebilir: Stresli ve zor zamanlarda uykuya dalmak için neler yapabilirsiniz?

Uyuduğunuzda ne olur?

Bedeniniz uyku esnasında dört döngüden geçer. Bu döngüler gece içerisinde farklı süreler boyunca birden fazla defa ortaya çıkarlar. Süreleri 70-120 dk arasında değişim gösterebilir. Döngüler genellikle 7-9 saatlik uyku boyunca dört beş defa tekrar ederler. Bu düzenin iki temel aşaması vardır: non-REM ve REM uykusu. Uykunun dört aşaması üç tane non-REM uykusu ve bir tane de REM uykusundan oluşur. Non-REM uykusunda göz hareketleri mevcut değildir ancak REM uykusunda rüya görülür ve bu esnada hızlı göz hareketleri vardır.

Döngü 1: Non-REM Uykusu

İlk uykuya daldığınızda ortaya çıkar. Bedeniniz hafif uykuya dalarken, beyin dalgalarınız, kalp ritmi ve göz hareketleri yavaşlar. Bu aşama 7 dakika kadar sürer.

Döngü 2: Non-REM Uykusu

Bu aşamada derin uykudan önceki hafif uykudur. Beden sıcaklığı azalır, göz hareketleri durur, kalp ritmi ve kaslar rahatlamaya devam ederler. Beyin dalgaları önce hafifçe artar, sonra yavaşlarlar. Gece uykusunda çoğunlukla ikinci döngüde vakit geçirilir.

Döngü 3: Non-REM Uykusu

Döngü 3 ve 4’te derin uyku başlar. Göz ve kaslar hareket etmezler, beyin dalgaları iyice yavaşlar. Derin uyku onarıcıdır. Bedeniniz enerji toparlar ve hücreleri, dokuları, kasları onarır. Bu aşama ertesi gün uyanık ve yenilenmiş hissetmek için gereklidir.

Döngü 4: REM Uykusu

Bu aşama uykuya dalmanızdan 90 dakika sonra ortaya çıkar. Gözleriniz REM uykusu esnasında hızlıca sağa sola hareket eder. REM uykusunda beyin dalgaları ve göz hareketleri artış gösterirler. Kalp ritmi ve nefes de hızlanır. Rüyalar genelde REM uykusunda ortaya çıkarlar. Beyin bu aşamada öğrenme ve hafıza için önemli olan bilgileri işlemler.

İlginizi çekebilir: Daha iyi bir uyku için kullanabileceğiniz doğal taşlar ve anlamları

Ne kadar uykuya ihtiyaç vardır?

Uyku ihtiyacınız yaşınıza göre değişir. Ayrıca kişiden kişiye de değişir ancak genel olarak aşağıdaki şekildedir:

  • doğumdan 3 aylığa kadar: 14-17 saat
  • 4-12 ay arası: 12-16 saat, öğle uykuları dahil
  • 1-2 yaş: 11-14 saat, , öğle uykuları dahil
  • 3-5 yaş: 10-13 saat, , öğle uykuları dahil
  • 6-12 yaş: 9-12 saat
  • 13-18 yaş: 8-10 saat
  • 18-60 yaş: 7 saat veya daha fazla
  • 61-64 yaş: 7-9 saat
  • 65 yaş ve üzeri: 7-8 saat

Yeterince uyumazsanız ne olur?

Yeterince uyumazsanız bedeninizin doğru işlev göstermesi zorlaşır. Uyku eksikliğinin kalbi, böbrekleri, kanı, beyni ve ruh sağlığını etkileyen kronik sağlık problemleri ile bağlantısı vardır. Uykusuzluk aynı zamanda yetişkin ve çocuklarda sakatlanma riskinde de artışa sebep olur. Örneğin araba sürerken uykunuzun gelmesi kazalara sebep olabilir. İleri yaşlı yetişkinlerde kötü uykunun düşme ve kemik kırılması riskini arttırdığı belirtiliyor. Uykusuzluğun bazı sonuçları şöyle:

  • ruh hali değişimleri
  • anksiyete
  • depresyon
  • kötü hafıza
  • odaklanma ve konsantrasyon problemleri
  • motor işlevlerde kötüleşme
  • yorgunluk
  • bağışıklık sisteminde zayıflama
  • kilo alımı
  • yüksek tansiyon
  • insülin direnci
  • diyabet ve kalp hastalıkları gibi kronik hastalıklar
  • erken ölüm riskinde artış

Sonuç olarak uyku bizi sağlıklı ve iyi işlev gösterir halde tutar. Bedenin ve beynin tamirine, enerji kazanmasına olanak tanır. Yeterince uyumazsanız, kötü hafıza ve odaklanma, bağışıklık sisteminde zayıflama ve ruh hali değişimleri gibi yan etkiler yaşama ihtimaliniz artar. Çoğu yetişkinin her gece 7-9 saat kadar uykuya ihtiyacı vardır. Uyuma problemleri çekiyorsanız doktorunuzla görüşebilirsiniz. Böylece altında yatan sebep bulunabilir ve uyku kaliteniz iyileştirilebilir.

İlginizi çekebilir: Uyku eksikliğinin nedenleri ve az bilinen etkileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale