X

Neden yardım isteyemiyoruz: Yardım istemeyi kolaylaştıracak ipuçları

Yardım isteme konusunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? İhtiyacım varsa birinden destek alırım mı diyorsunuz yoksa şartlar ne olursa olsun zorlayıp kendim yaparım mı? Küçükken iki lafından biri ‘Şunu yapmama yardım eder misin?’ olan biz insanlar, ne oldu da büyüdükçe yardım istemekte bu kadar zorlanmaya başladık? Psychological Science Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, çoğu insan başkalarına yardımcı olmak konusunda istekli olsa da kendileri ihtiyaç duyduklarında yardım istemekten kaçınıyor. Hatta araştırmanın baş yazarı Dr. Xuan Zhao bile böyle bir araştırmayı yürütmesine rağmen yardım istemekte tereddüt yaşadığını belirtiyor. Peki, yardım istemek neden bu kadar zor ve daha kolay yardım istemek mümkün mü?

Yardım istemek neden zor?

Yardımlaşma hem insanlığın hem de işlevsel bir toplumun en doğal parçası. Hepimiz, doğamız gereği başkalarına yardım etmeye meyilliyiz ve çoğu zaman bundan fayda sağlıyoruz; hatta fayda sağlamanın da ötesinde büyük keyif alıyoruz. Birçok bilimsel araştırma, yardım etmenin iyi oluşu desteklediğine; zihinsel, ruhsal ve fiziksel yarar sağladığına dikkat çekiyor. Ancak, ne yazık ki söz konusu yardım istemek olduğunda işler zorlaşıyor, bazı kişiler içinse neredeyse imkansız bir eylem halini alıyor.

Yardım istememenin birçok farklı nedeni olabilir. Ancak, araştırmalar ve uzman görüşleri de gösteriyor ki en yaygın sebebi, yetersiz görünme korkusu. Çoğu insan bir başkasından yardım istediğinde başarısız olarak algılanacağına inanıyor, kimse yetersiz, savunmasız olarak görünmek istemiyor; yardım istemek tüm bu anlamlara gelmediği halde… Öte yandan, reddedilmekten çekinme de önemli bir neden olarak karşımıza çıkıyor. Yani ‘Yardım isteyeceğim ama ya yardım etmezse…’ diye düşünmek, birçok insanın ihtiyacı olduğu halde yardım istemesine engel oluyor. Oysa ki sormadan bilemeyiz değil mi, belki de –hatta büyük olasılıkla– karşımızdaki kişi bize yardım etmek için can atıyor.

Bireysel inanç ve düşüncelerin yanı sıra bir de çoğu zaman başımıza dert olan bir kişilik özelliği var ki, o da yardım istemenin önündeki en büyük engel: Mükemmeliyetçilik. Yaptığı herhangi bir işin kusursuz olmasını isteyen insanlar, yani mükemmeliyetçiler, o işi başkalarından destek alarak ya da onlara bırakarak yapmak istemiyor; çünkü kontrolü elden bırakmak onlara çok korkutucu geliyor. İşin her adımında bulunmak, kontrol etmek, gözlemlemek, yorumlamak, düzenlemek, iyileştirmek; kısaca mükemmelleştirmek istiyorlar. Bu nedenle de zaman ve enerji yükü pahasına başkalarından yardım istemekten kaçıyorlar.

Bireysel nedenlerden çıkıp biraz daha toplumsal açıdan konuya yaklaşırsak karşımıza bu kez de kültürel normlar çıkıyor: Kimseye yük olmak istememek. Aman zahmet vermeyeyim, yanlış anlaşılmamayım, kimsenin vaktinden, enerjisinden çalmamayım gibi düşünceler kişilerin yardım istemelerine engel olabiliyor. Dolayısıyla tüm bu sebepler hem kişilerin hem de toplumların önünde set oluşturabiliyor. Öyleyse yapılması gereken yardım istemeyi bilmek ve yardım istemek.

Yardım istemenizi kolaylaştıracak ipuçları

Kurda sormuşlar, boynun neden kalın? Kendi işimi kendim görürüm de ondan, demiş. İyi de fazladan bir elin ne zararı olur? Zararı değil, faydası olur; bir elin nesin var iki elin sesi var. Gelin hem kendimize hem topluma iyi gelecek bir adım atmak için yardım istemeyi normalleştirmeye, daha fazla görünür ve kabul edilir kılmaya çalışalım. İşte yardım istemenizi kolaylaştıracak ipuçları:

1. Önce siz yardım edin

Yardım istemekte zorlanmamak, kendinizi yardım konusunda rahatlatmak için önce yardım eden siz olun ve başkalarına cömertçe yardım elinizi uzatın. Siz insanlara yardım ettikçe onlar da sizin için bir şeyler yapmak isteyecek ve destek istediğinizde yardımınıza koşacaklardır.

2. Bilime kulak verin

Eğer kişisel inançlarınızdan ya da karakteristik özelliklerinizden dolayı yardım istemekten çekiniyor, korkuyor ya da kaçıyorsanız kendinizi bilimle ikna edebilirsiniz. Yardım etmenin iyi oluşu desteklediği birçok araştırma tarafından açığa çıkarılıyor; benlik saygısını iyileştiriyor, stres düzeyini düşüyor, sosyal ilişkileri düzenliyor… Aynı şekilde yardım istemek de kişiyi geliştiriyor. Nasıl mı? Şaşırabiliriz ama birçok çalışma, uzman görüşü ve bilimsel araştırma yardım isteyen kişilerin güçsüz ya da zayıf olarak değil aksine yetkin, yeterli, sağlam olduklarına vurgu yapıyor. Yani bir dahaki sefere yetersiz olduğumu düşünürler fikri aklınızdan geçerse bunu hatırlayarak yardım isteme sürecinizi kolaylaştırabilirsiniz.

3. Yardım istemeyi alışkanlık haline getirin

Yardım istemeyi yaşamınızın, sosyal ilişkilerinizin olağan bir parçası haline getirmek için nispeten daha küçük ve kolay adımlarla başlayabilirsiniz. Örneğin, birkaç günlüğüne tatile gittiğinizde komşunuzdan postalarınızı almasını ya da bahçenizdeki çiçekleri sulamasını isteyebilirsiniz. Böylelikle kendinizi yardım isteme fikrine alıştırabilir, daha büyük yardımları isteme konusunda da zaman geçtikçe daha rahat hissedebilirsiniz.

4. SMART yardımlar isteyin

SMART yani specific (spesifik), meaningful (anlamlı), action-oriented (eyleme yönelik), realistic (gerçekçi) ve time-bound (zamana bağlı). SMART hedeflerden hatırlayabileceğimiz bu kavram, tıpkı hedeflerimize daha kolay ulaşmak için onları nasıl belirlememiz gerektiğine vurgu yaptığı gibi yardım isteklerinin de ifade edilmesini ve gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için aynı adımları takip etmek gerektiğine dikkat çekiyor. Yardım isteklerinizi SMART’a uyarlarsanız hem sizin hem de yardımda bulunacak karşı taraf için daha etkili olabilir. Örneğin, üzerinde çalıştığınız belli bir projede tıkandığınız bir alanda mesela kaynak bulma, bütçe ve benzeri bir konuda iş arkadaşınızın desteğini isteyebilirsiniz. Bu hem sizin hem de iş arkadaşınızın gelişmesi için bir fırsat olabilir.

5. Doğru şekilde yardım isteyin

Doğru bir şekilde yardım istemek ilk bakışta çok kolay görünüyor olabilir. “Ne var yani yardım eder misin?” demekte diye düşünüyor olabilirsiniz ama konu biraz daha derin. Sadece yardım eder misin diyorsanız tamam; doğru şekilde yardım istiyor olabilirsiniz, peki ya farkında olmadan daha fazlasını söylüyorsanız? Örneğin, “Ya aslında çok da önemli değil ama…” “Çok küçük bir konuda yardıma ihtiyacım var…” “Şimdi senden bunu isteyeceğim için çok kötü hissediyorum ama… “Normalde böyle bir konuda yardım istemem de…” ve benzeri cümleleri de yardım isteklerinizin önüne-ardına sıkıştırıyor olabilir misiniz, bir düşünün. Bu tür cümleler yardım isterken verimsizdir; çünkü istediğiniz yardıma ihtiyacınız olmadığı ve hatta gereksiz olduğu mesajını bile karşı tarafa verebilir.

6. Çevrenizde yardım istemeyi ve almayı normalleştirin

Yardım istemek söz konusu olduğunda, özellikle ev, okul, iş veya arkadaş gruplarınız gibi ortamlarda duygusal yakınlıklar önemlidir. Bu alanlar her insan için güvenli bir izlenim yaratır ve ihtiyaçların dürüstçe dile getirilmesine olanak tanır. Arkadaşlarınıza, ailenize, kısacası sevdiklerinize yardım etmeyi ve onlardan yardım istemeyi ne kadar normalleştirirseniz hem sizin hem de onların yardımlaşmaya bakış açısını iyileştirebilirsiniz.

7. Karşılıklı bir şeyler yapın

Evet, yardımseverlik söz konusu olduğunda ‘karşılık beklememe’ vurgusunun yapıldığı bir gerçek, ancak bu ipucundaki karşılık biraz farklı. Yardım isteme kültürünü yaratmak için diğer insanlarla birlikte olduğunuz ortamlarda bir halka yaratır ve herkesin ihtiyaç duyduğu bir konuda yardım istemesini sağlayın. İş, arkadaşlık, başarı, aşk hayatı ve benzeri aklınıza ne geliyor fiziksel ya da duygusal bir destek için herkesin kendini ortaya koymasını teşvik edin. Böylece hem yardım istemeyi normalleştirebilir ve daha fazla kabul görür hale getirebilir hem de gerçekten bir konuda desteğe ihtiyacı olanların ortaya çıkmasını sağlayabilirsiniz.

8. Başkalarının ne bildiğini bildiğinizi varsaymayın

Çoğu zaman göz ardı edilen gerçek şu ki; siz sorana kadar insanların ne bildiklerini veya size nasıl yardımcı olabileceklerini tam olarak bilemezsiniz. Belki yardım istemekten çekindiğiniz o konu, karşınızdaki kişinin özel ilgi alanı, belki geçmişte o şeyle ilgili bir deneyimi var, belki de size gerçekten yardım edebilecek birini tanıyor… Tüm bunlar ve daha fazlası mümkün. O yüzden tahmin etmeye çalışmayın, varsaymayın ve en önemlisi her şeyi bilemeyeceğinizi kabul edin. Sorun, yardım isteyin ve sonuçları görmeye başlayın. Ve kimsenin yardım etme hakkını elinden almayın. Nasıl ki yardım istemek en doğal hakkımızsa, bir başkasına yardım edebilmek de öyle.

9. ‘Hayır’ları kabul edin

Son olarak her yardım çağrısının olumlu bir şekilde karşılık bulmak zorunda olmadığını kabul edin ve bundan bir şeyler öğrenin. Reddedilmekten, geri çevrilmekten, ricanızın, yardım isteğinizin karşılıksız kalmasından korkmayın. Hayat bu ya, olabilir. Belki yanlış bir konuydu, belki yanlış bir kişi… Belki de zaman yanlıştı. Kişisel algılamayın, her hayırdan bir şeyler öğrenin ve kaldığınız yerden yardım istemeye devam edin. Hayırların yardım isteme konusunda şevkinizi kırmasına izin vermeyin.

Unutmayın, doğası gereği her insan zaten yardım etmeye meyillidir; önemli olan yardım istemeyi bilmektir. Mükemmeliyetçiliği, kibiri, utancı, ön yargıları bir kenara bırakın ve hem kendinizin hem de içerisinde bulunduğunuz toplumun iyileşmesi için yardım isteyin. En kötü ihtimalle yardım çağrınız olumlu yanıt bulmasa bile ilk yardım istediğiniz ama yardım edemeyen kişi, size yardımcı olacak bir başkasını tanıyor olabilir. Yardım alma ve başkalarına yardımcı olma fırsatını hiçbir zaman kaçırmayın.

İlginizi çekebilir: Yardım istemek bazı insanlar için neden çok zordur?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale