X

Kemik erimesini önlemek, eklem ağrılarını gidermek ve kas kütlesini artırmak için mutlaka tüketmeniz gereken mikro besin öğeleri

Dünyayı keşfetmek, yazı yazmak, kitap okumak, yemek yemek, oturmak ya da koşmak… Hayatımız boyunca bedenimizi ayakta tutan, organlarımızı destekleyen, hareket etmemizi sağlayan, attığımız her adımı borçlu olduğumuz en önemli sistemlerin başında kas ve iskelet sistemimiz geliyor. Kas ve iskelet sisteminin sağlığının korunması için en az hareketli bir yaşam tarzı ve düzenli egzersiz kadar önemli olan şeyse beslenme düzeninde bu sistemi destekleyen temel besin öğelerine yer verilmesi. 

Kas, kemik ve eklem sağlığının korunmasında beslenmenin rolü

Kaslar, kemikler ve eklemlerden oluşan iskelet sistemi sağlığının korunması; kas, kemik ve eklem ağrılarının önlenmesinde, vücudun postürünün korunmasında, tüm sistemlerin uyumlu ve düzgün çalışmasında, hareket kabiliyetimizin artırılmasında, güç gerektiren en ufak işleri bile tamamlayabilmemizde hayati bir öneme sahip.

Eklem iltihaplanmaları, romatoid artrit gibi enflamasyona bağlı eklem rahatsızlıkları, darbe ve burkulmalar sonucu yaşanan kırılmalar ve çatlamalar, kas ağrıları ancak kemik ve kas sistemini güçlendirici etkiye sahip bir beslenme düzeni izlenerek önlenebiliyor. Bu nedenle kemiklerin, kasların, kıkırdak ve bağ dokunun yapısında bulunan yapı taşlarını çok iyi bilmek ve bu yapı taşlarının korunmasına, dokulardaki hücrelerin çoğalmasına destek olacak besinleri tüketmek oldukça önemli. Gelin bu mikro besin öğelerinin neler olduğunu ve hangi besinlerde bulunduğunu yakından inceleyelim.

Proteinin kas, kemik ve eklem sağlığına faydaları

Protein, vücudumuzda hücre üretiminde kullanılan en temel besin öğelerinden biri. Solunumdan boşaltıma, metabolizma faaliyetlerinin tamamında hayati bir rol üstlenen protein, söz konusu kas, kemik ve eklem sağlığı olduğunda adını anmadan geçilmemesi gereken besin öğelerinin başında geliyor. Kaslarımızın %20’sinden fazlası proteinden oluşuyor. Yeterli ve dengeli miktarda protein tüketmek, yeni kas liflerinin oluşturulmasında, zarar gören kasların ve kemiklerin tamir edilmesinde, kas ve kemik kütlesinin korunmasında son derece önemli bir rol oynuyor.

Kişiden kişiye değişmekle birlikte birçok insan bir öğünde yalnızca 30-42 gram kadar protein sindirebiliyor. Bundan daha fazla protein aldığımızda ise vücudumuz bu fazladan alınan proteini kas yapımı ya da hücre onarımı için kullanamıyor. Bu yüzden fazladan alınan protein, yağ olarak depolanıyor. Kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler gibi bitkisel pek çok protein kaynağı bulunsa da, hayvansal ürünlerde bulunan proteinlerin çok daha yüksek kalitede olduğu söyleniyor. Bunun sebebiyse, hayvansal kaynaklardan elde edilen proteinlerin kas sağlığı için optimum fayda sağlayacak aminoasitlerin tamamını bir arada içermesi.

İlginizi çekebilir: Yeterli miktarda protein tüketiyor musunuz: Protein eksikliğinde vücudunuzda gerçekleşen 5 değişiklik

Kolajenin kas, kemik ve eklem sağlığına faydaları

Vücuttaki hücrelerin yapısında bulunan, en önemli yapısal proteinlerden biri olan kolajen sadece daha genç ve dolgun görünen bir cilt için değil, aynı zamanda daha sağlıklı kemikler ve eklemler için de son derece önemli bir bileşen. Güçlü kolajen lifleri dokularınızı bir arada tutar. Kolajen, kemiklerinizin zayıflamasını ve kırılmaya yatkın olmasını engeller. Ayrıca kemiklerinizi iskeletinize sabitleyen tendonları, kemikleri birbirine bağlayan eklemlerdeki bağ dokuyu ve kırkırdakları da güçlendirir. Kemikteki dokulara esneklik vererek kırılma ve çatlamaları önleyen, eklemlerdeki kıkırdak ve bağ dokunun yapısında bulunarak kemiklerin birbirine sürtünmesini ve eklem iltihaplanmalarını engelleyen, yeni kas ve kemik hücresi üretilmesine yardımcı olan kolajenler vücudumuzda doğal olarak üretilse de, yaşımız ilerledikçe üretimi yavaşlayabiliyor. Bu nedenle uzmanlar, kemik ve kas sağlığının korunması için, özellikle ilerleyen yaşlarda kolajen içeren besinlerin daha fazla tüketilmesini, vücuda dışarıdan alınan kolajenlerin emilimi konusunda bir problem yaşanması durumundaysa emilimi görece daha kolay olan kolajen takviyelerinin alınmasını ve vücutta kolajen sentezlenmesine destek olan C vitamini kaynaklarının tüketilmesini öneriyor.

İlginizi çekebilir: Hem cilt hem vücut için değerli bir protein: Kolajen nedir, ne işe yarar, hangi besinlerde bulunur?

C vitamininin kas, kemik ve eklem sağlığına faydaları

C vitamini, kas-iskelet sistemi sağlığında önemli rol oynayan vitaminlerin başında geliyor. Kaslarınızı, eklemlerinizi ve kemiklerinizi oluşturan dokular, yukarıda da bahsettiğimiz gibi yapısal bir protein olan kolajen içeriyor. C vitamini eksikliği yeterince kolajen üretilmemesine neden olarak kolajen dokunun parçalanmasına ve eklemlerinizde şişlik ve ağrılara yol açabildiği gibi kemiklerinizdeki dokuyu da zayıflatabiliyor. Araştırmalar ortalama boyutlardaki yetişkin kadınların günde en az 75 miligram erkeklerinse 90 miligram C vitamini alması gerektiğini söylüyor. Mevsiminde tüketilen pek çok meyve ve sebze, özellikle de çilek, kivi, kırmızı biber ve turunçgiller bol miktarda C vitamini içeriyor.

İlginizi çekebilir: C vitamini hakkında her şey: Nasıl işe yarıyor, nasıl kullanılıyor?

D vitamininin kas, kemik ve eklem sağlığına faydaları

Güneş ışığıyla birlikte vücutta sentezlenen D vitamini kemik, eklem ve kas sisteminin olmazsa olmaz vitaminleri arasında yer alıyor. D vitamini, kemiklerin yapısında bulunan, yiyecekler aracılığıyla vücuda alınan kalsiyum mineralinin bağırsaklar tarafından emilmesinde ve kemik hücresi yapımında kullanılmasında önemli bir rol oynuyor. Yağda çözünebilen bir vitamin olan D vitamini, kandaki kalsiyumun kemik hücrelerine aktarılmasında adeta bir köprü görevi görüyor. Deri yoluyla vücuda alınan güneş ışınları vücudumuzdaki D vitaminin en önemli kaynağı. Ancak sardalya, somon, ton balığı gibi yağlı balıklarda ve süt ürünlerinde de az miktarda da olsa D vitamini bulunuyor.

İlginizi çekebilir: D vitamini depolarınız ne durumda: D vitamini neden bu kadar önemli?

Kalsiyumun kas, kemik ve eklem sağlığına faydaları

Yaşın ilerlemesiyle birlikte kolajen üretiminin azalması, kas ve iskelet sisteminin zayıflamasına neden olabiliyor. Kalsiyum, özellikle kemik sağlığının korunması ve güçlendirilmesinde en önemli rolü oynayan minerallerden biri. Vücudumuzdaki kalsiyumun yaklaşık %99’u iskeletimizde bulunuyor. Bu nedenle kandaki düşük kalsiyum seviyeleri, kemik ve iskelet sağlığınızda problem olabileceğine işaret edebilir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücuttaki kemik doku yavaş yavaş azalmaya başlar. Yeterli miktarda kalsiyum tüketilmesi, kemik erimesinin yavaşlatılması ve kemiklerin güçlendirilmesi için son derece önemlidir. Kalsiyum eksikliği olan kişiler kemik kütlesini normalden çok daha hızlı kaybederler. Kemiklerin zayıflaması, iskelet sistemini kırılmalara ve çatlamalara karşı daha korunmasız hale getirebilir.

Kemik dokuyu güçlendirmesinin ve desteklemesinin yanında kalsiyum minerali ayrıca kaslarınızı beslemeye de yardımcı olur. Her bir kas lifi, kasılmak için az miktarda da olsa kalsiyuma ihtiyaç duyar. Hareket kabiliyetinin sürdürülebilmesi, kasların çabuk yorulmaması ve kas spazmları yaşanmaması için kalsiyum ihtiyacının günlük olarak çeşitli besinler yardımıyla ya da besin takviyeleriyle karşılanması gerekir. Özellikle süt ve süt ürünlerinde bol miktarda bulunan kalsiyum, soya ürünleri ve koyu yapraklı sebzeler aracılığıyla, bitkisel kaynaklardan da alınabilir.

İlginizi çekebilir: Günlük kalsiyum ihtiyacımız hakkında bilmeniz gereken noktalar

Omega-3 yağ asitlerinin kas, kemik ve eklem sağlığına faydaları

Eklemler sürekli hareket halinde oldukları için iltihaplanmaya duyarlıdır. Eklemlerdeki dokuların harekete ve sürtünmeye bağlı olarak zarar görmesi ve iltihaplanması şişliklere ve ödem oluşumuna neden olarak eklemlerdeki sürtünmenin artmasına ve eklem ağrılarının ortaya çıkmasına aracı olabilir.

Omega-3 yağ asitleri antioksidan ve antienflematuar etki göstererek eklemlerdeki iltihapların azaltılmasına yardımcı olur. Yapılan araştırmalar, sağlıklı ve doymamış yağlarda bulunan omega-3 yağ asitlerinin romatoid artrit gibi eklem iltihabı nedeniyle oluşan hastalıkların semptomlarının görülme sıklığını azalttığını gösteriyor. Omega-3 yağ asitleri ayrıca kemiklerdeki kıkırdak dokunun onarılmasına ve yeni hücre üretilmesine destek olarak eklem esnekliğini artırıyor ve eklem ağrılarını azaltıyor. Yağlı balıklar, keten tohumu ve ceviz en önemli omega-3 kaynakları olarak biliniyor.

İlginizi çekebilir: Omega-3 yağ asitlerini yakından tanıyın: Ne kadarı faydalı, nasıl tüketmeli, hangi besinlerden almalı?

Magnezyumun kas, kemik ve eklem sağlığına faydaları

Kalbin kasılıp gevşemesi, midenin sindirim fonksiyonunu gerçekleştirmesi, besinlerin yutulması gibi yaşamsal tüm fonksiyonlar kasların doğru şekilde kasılıp gevşemesiyle mümkün. Kasların gerekli ve doğru şekilde kasılmasını ve gevşemesini kontrol eden sinirsel uyarımlarsa magnezyum minerali aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Magnezyum minerali vücudumuzdaki tüm hücrelerin yapı taşı olan yaşamsal proteinlerin sentezlenmesinde, kas fonksiyonlarının düzenlenmesinde, metabolizmanın enerji üretmesinde, vücuttaki tüm kasların kasılıp gevşemesinde hayati bir role sahip. Magnezyum ayrıca, kalsiyum mineralinin kandan kemiklere ve eklemlere iletilmesinde de görev aldığı için sadece kas sağlığı değil, kemik sağlığı için de yaşamsal öneme sahip bir mineral.  Yeşil yapraklı, lifli sebzelerde; işlenmemiş tam tahıllarda, kuruyemişlerde bolca; hayvansal ürünlerde az miktarda bulunan magnezyumun bağırsaklar tarafından emilebilmesi için ihtiyaçtan fazla lif tüketilmemesi ve yeterli miktarda protein alındığından emin olunması gerekiyor.  

İlginizi çekebilir: Magnezyuma neden ihtiyacımız var: Yeterli miktarda magnezyum almak için doğru beslenme

Sağlıklı ve güçlü bir iskelet sistemine sahip olmak ve kas kütlenizi artırmak için hangi besinleri tüketmelisiniz?

Kas ve kemik sağlığınızı korumak, eklemlerinizi güçlendirmek, kas ve kemik kütlenizi artırmak; kemik erimesi, eklem ve kas ağrıları gibi problemlerin önüne geçmek için için yukarıda sağdığımız tüm mikro besin öğelerinden zengin bir beslenme düzeni izlemeniz şart. Besin değeri yüksek mevsim meyve ve sebzeleri, taze ve işlenmemiş gıdalar daha sağlıklı bir iskelet ve kas sistemine kavuşmanıza yardımcı olabilir.

Aşağıdaki besinler sağlıklı kemikler, eklemler ve kaslar için gerekli olan mikro besin öğelerince en zengin ve en fazla çeşitliliğe sahip olan kaynaklar olmalarının yanı sıra tüm sistemlerinizin düzgün çalışmasına, bağışıklık sisteminizin desteklenmesine ve daha sağlıklı olmanıza da yardımcı olacaktır.

Koyu yeşil yapraklı sebzelerin faydaları

Kalsiyum denince ilk aklımıza gelen besin süt ve süt ürünleridir. Ancak koyu yeşil yapraklı sebzelerin de kalsiyum içeriği oldukça yüksektir. Ispanak, marul, karalahana, pazı, maydanoz gibi sebzeler ve yeşil yapraklılar sağlıklı bir iskelet sisteminin en önemli destekleyicilerindendir.

İlginizi çekebilir: Kış mevsiminde yetişen sebzeler: Bağışıklık destekleyici kış sebzeleri, faydaları ve sebzeli yemek tarifleri.

Turunçgillerin faydaları

C vitamini, kolajen gibi yapısal proteinlerin üretimini desteklediği için kemik erimesini önlemeye yardımcı vitaminlerin başında geliyor. C vitamininin en önemli kaynaklarıysa kolaylıkla tahmin edebileceğiniz gibi turunçgiller. Günlük olarak ihtiyaç duyduğumuz C vitamini ihtiyacını karşılayabilecek kadar çok C vitamini içeren turunçgillerden greyfurt, portakal, limon ve mandalina gibi meyveleri özellikle kış aylarında bol bol tüketmeniz öneriliyor. 

İlginizi çekebilir: Kış mevsimi meyveleri: Bağışıklık destekleyici, vitamin deposu kış meyveleri, faydaları ve meyveli tarifler

İncirin faydaları

Hem tazesi hem de kurusu oldukça yoğun miktarda kalsiyum ve magnezyum içeren incir, kemikler için ilaç niteliğinde bir meyve. Şeker oranı yüksek olduğu için, dolayısıyla da yüksek kalori içerdiği için dikkatle tüketilmesi gereken inciri kemik ve kas sağlığınız için öğünlerinize dahil edebilirsiniz. 

İlginizi çekebilir: Sağlıklı tarifler: Pratik taze incir tatlısı

Yağlı balıkların faydaları

Omega-3’ün ve D vitamininin kemik sağlığı için son derece önemli olduğunu biliyoruz. Morina, somon, ton balığı gibi yağlı balıklar bu iki değerli bileşeni de içerdiği için haftada en az 2-3 kez öğünlerinize dahil etmeniz gereken besinlerin başında geliyor. 

İlginizi çekebilir: Somon Balığı: Besin Değerleri ve Sağlığımıza Faydaları

Bademin faydaları

Kalsiyum ve protein açısından en zengin kuruyemişlerin başında badem geliyor. 2 yemek kaşığı badem yaklaşık 112 mg kalsiyum içeriyor. Bu nedenle de kemik ve kas gelişimimiz için mutlaka tüketmemiz gerekiyor. 

İlginizi çekebilir:Badem sütü inek sütüne iyi bir alternatif mi: Ne kadar besleyici, hangi vitaminleri barındırıyor?

Süt ve süt ürünlerinin faydaları

Kalsiyum denildiğinde akla ilk gelen besinlerden olan süt ve süt ürünleri kemik ve kas sağlığının desteklenmesi için gerekli olan proteinlerce de son derece zengindir. Kas ve kemik sağlığınızı desteklemek için yoğurt, kefir, peynir, süt gibi hayvansal protein kaynaklarını öğünlerinizde günlük olarak tüketmeye dikkat etmelisiniz. Hayvansal ürünler tüketmiyorsanız, bitkisel bazlı protein kaynakları aracılığıyla da kalsiyum ve protein ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Ancak bitkisel bazlı kaynakların kalsiyum ve protein oranlarının hayvansal bazlı ürünlerden farklılık göstereceğini ve tüketmeniz gereken miktarın değişebileceğini unutmamalısınız. 

İlginizi çekebilir: Laktozsuz süt hakkında merak edilen her şey: Neden laktozsuz süt?

Yumurtanın faydaları

Yumurta ortalama 6 gram protein içerir ve vücudun ihtiyacı olan esansiyel aminoasitlerin karşılanmasına yardımcı olur.  Sadece içerdiği yüksek protein değil selenyum, fosfor, kolin, B12 gibi vitamin ve mineralleri de içeren yumurta en kaliteli protein kaynaklarının da başında geliyor. Omega-3 içeren, D vitamininin bağırsaklardan emilmesine ve kemik hücresi üretiminde kullanılmasına yardımcı olan yumurta, uzun süre tokluk hissi verdiği için diyet yapanların da rahatlıkla tüketebileceği besinlerin başında geliyor. 

İlginizi çekebilir: Bol proteinli kahvaltılar: Yumurta ile yapabileceğiniz 7 farklı tarif

Sonuç olarak sağlıklı bir iskelet sisteminin ve kemik, kas ve eklem sağlığının korunmasının ne yediğinizle doğrudan bağlantısı bulunuyor. Daha sağlam kemikler, daha güçlü kaslar ve eklemler için protein, sağlıklı yağlar, vitaminler ve mineraller açısından dengeli bir beslenme düzeni izlenmesi gerekiyor. Beslenme alışkanlıklarınız nedeniyle kas ve iskelet sistemi için gerekli olan besin öğelerini doğal kaynaklardan karşılayamıyorsanız ya da vücudunuzda besinlerin emilimiyle ilgili bir problem varsa, doktorunuza danışarak besin takviyeleriyle de bu besin öğelerini vücudunuza alabilirsiniz. 

Kaynaklar: BASF Nutrition, Spine Health, Health Line

 

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale