X

Ten açlığı (skin hunger) nedir, nasıl giderilir?

“Bir çocuk size sarıldığı zaman asla ilk bırakan siz olmayın. Ne kadar sarılmaya ihtiyacı olduğunu bilemezsiniz…” sözünü belki daha önce duymuş olabilirsiniz ama bu sözü biraz evriltmek daha yerinde olabilir; belki de kime sarılmış olursak olalım ilk bırakan biz olmamalıyız. Neden mi? Çünkü insanlar olarak dokunmaya, dokunulmaya fazlasıyla ihtiyacımız var. Dokunma, tıpkı su gibi, yemek gibi bir ihtiyaç ve uzmanlara göre ondan yoksun kalmak, fiziksel ve zihinsel sorunlara yol açabiliyor. Ten açlığı ya da dokunma açlığı olarak karşımıza çıkan bu kavram, fiziksel temasın çok sınırlı olduğu ya da hiç olmadığı durumlarda ortaya çıkabiliyor. Peki, literatürde ‘skin hunger’ olarak da geçen bu durum hayatımızı nasıl etkiliyor ve dokunmak gerçekte ne kadar önemli? Gelin, birlikte keşfedelim.

Ten açlığı (skin hunger) nedir?

Ten ya da dokunma açlığı veya yoksunluğu, isminden de anlaşılacağı üzere alışık olduğumuz kadar fiziksel temas alamadığımız ya da herhangi bir fiziksel temasa maruz kalmadığımız zamanlarda ortaya çıkan bir durum. Dokunma, hayatlarımızda sandığımızdan çok daha fazla yer kaplıyor. Doğduğumuz günden, bebeklikten itibaren ölene kadar fiziksel temasa ihtiyaç duyuyoruz. Yaşamın ilk yıllarından ileriki yaşlara kadar fiziksel ve zihinsel sağlığımızı koruyabilmek için temas halinde olmaya ihtiyacımız var. Dokunma, kalp atış hızını ve kan basıncını düzenlemekten stres seviyesini azaltmaya, bağışıklığı güçlendirmekten mutluluk hissini artıran hormonların salgılanmasına kadar pek çok kritik rol üstleniyor. Dolayısıyla dokunma açlığı söz konusu olduğunda dengeler bozulabiliyor ve bir şeyler ters gitmeye başlıyor.

Yeni tanıştığımız insanlarla tokalaşıyor, sevdiklerimizle sarılıyor, partnerimizle el ele yürüyoruz… Sosyal çevremizde, kişisel hayatımızda pek çok insanla fiziksel temasta bulunuyor, kendimizi hem toplumun bir parçası olarak hissediyor hem de dokunma ihtiyacımızı giderebiliyoruz. Ancak, Covid-19 etkisi ile hem ülkemizde hem de dünya genelinde uygulanan kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları, virüsün bulaşma korkusu gibi nedenler, fiziksel izolasyon ve maska-mesafe kurallarını açığa çıkardığı için sosyal etkileşimlerin sınırlanmasına yol açtı.

Dolayısıyla insanlar olarak birbirimizden uzaklaşmaya ve birbirimize daha az dokunmaya başladık. Bu da haliyle dünya genelinde ten açlığının artmasına neden oldu. Bugün, pandeminin etkileri yavaş yavaş görünürlüğünü yitiriyor olsa da dünya üzerindeki pek çok insan hala fiziksel yakınlıktan uzak durabiliyor, bu da dokunma açlığına zemin hazırlayabiliyor. Peki, bu durum nasıl anlaşılır?

Dokunma açlığı nasıl anlaşılır?

Sebepsiz yere agresif davranışlar sergiliyor, normalden daha öfkeli, sinirli davranıyor, birtakım uyku sorunları yaşıyor, bağlanmaktan kaçınıyor, yalnız hissediyor, yüksek stresle baş ediyor, yeme bozuklukları deneyimliyor ve/veya cinsel yaşamınızda sorunlarla karşılaşıyorsanız, tüm bunlar ten açlığı yaşadığınızın belirtileri olabilir. Bu sinyallere kulak vermek ve dokunma ihtiyacınızın hayatınızda yeterince karşılanıp karşılanmadığını değerlendirmek yaşam kalitenizi ve sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olabilir.

Evden mi çalışıyorsunuz, yalnız mı yaşıyorsunuz, partnerinizle, arkadaşlarınızla, ailenizle ne sıklıkla görüşüyorsunuz, cinsel yaşantınız nasıl, en son ne zaman birine sıkı sıkıya sarıldınız… Bu ve benzeri soruları kendinize sorun, cevaplarınız dokunma açlığı yaşayıp yaşamadığınızı anlamanız konusunda size yol gösterebilir. Peki, ya öyleyse? Yani ten açlığı yaşıyorsanız, o zaman ne yapmalısınız?

Ten açlığını gidermenin yolları

Elbette ki aklınıza ilk gelen “sarılmak” olabilir. Çok doğru. Gidin ve en sevdiğiniz insana sıkı sıkı sarılın, doyasıya sarmaş dolaş zaman geçirin. Keşke her zaman bu seçenek mümkün olsa… Ama maalesef ki bazen şartlar yeterince olgunlaşmamış olabilir. Belki sevdiklerinizden uzaktasınız, belki bir sebepten ayrı kaldınız veya bir süre yalnız kalmanızı gerektiren bir yerdesiniz…

Öyleyse, ten açlığından muzdarip olmaya devam mı etmeniz gerekiyor? Hayır tabii ki! Dokunma açlığını gidermenize yardımcı olabilecek farklı yollar var. İşte en etkili olanlar:

  • Sosyal bağlantılarınızı güçlendirin: Sosyalleşmeye ve sevdiklerinizle zaman geçirmeye daha fazla özen gösterin. Birlikte gezin, dolaşın, sarılın, kol kola yürüyün, birbirinizin eline, omzuna dokunun, dinleyin, teselli edin/teselli alın, konuşun, uzun sohbetler yapın. Kısacası sizi yalnızlık hissinden kurtaracak veya yalnız hissetmenize engel olacak, sevgi ve iyi hissettiren temaslarla dolu güvenli ortamlara dahil olun.
  • Masaj yapın veya yaptırın: Masajın iyi hissettirmemesi mümkün değil! Kendi kendinize masaj yapabilir veya bir profesyonele masaj yaptırabilirsiniz. Dokunma açlığınızın bu sayede azaldığını fark edeceksiniz. Bir SPA merkezine giderek destek alabilir ya da ilk başta Abhyanga masajıAbhyanga  olmak üzere kendi kendinize kolayca uygulayabileceğiniz farklı masaj tekniklerini keşfedebilirsiniz.
  • Evcil hayvanlarla zaman geçirin: Bir kuşu, kediyi ya da köpeği sevmeyeli, tüylerini okşamayalı ne kadar zaman oldu, bir düşünün… Eğer evcil hayvanınız varsa onunla daha fazla zaman geçirebilir, onu sevmeye, sarıp sarmalamaya, tüylerini taramaya daha çok vakit ayırabilirsiniz. Evcil hayvanınız yoksa da bir tane sahiplenmek için harika bir fırsat olabilir! Onu da yapmak istemiyorsanız hayvan barınaklarını ziyaret edebilir veya mahallenizdeki minik patili dostlarınızla kaynaşmaya başlayabilirsiniz.
  • Farklı alternatifleri araştırın: Hiç balıkların yüzdüğü su dolu bir fanusa ayaklarınızı soktunuz mu ya da salyangozların cildinizde dolaşmasına izin verdiniz mi? Peki ya atlarla yapılan terapiyi denediniz mi? Ten açlığınızı gidermeye yardımcı olabilecek, bu yöntemlerden size en çok uyanı seçebilir ve hemen deneyebilirsiniz.

  • İyi yaşam pratiklerinden destek alın: Ten açlığını gidermek için sadece başkalarıyla temas halinde olmanıza ya da diğer canlılarla etkileşime geçmenize gerek yok. Kendinizle baş başa kaldığınızda da dokunma açlığını gidermek için çalışabilirsiniz. Araştırmalara göre dans etmek, yoga, nefes egzersizleri veya meditasyon gibi pratikler de skin hunger ile başa çıkmakta etkili.
  • Eğlenceli yöntemleri keşfedin: Touch kitabının yazarı Dr. Tiffany Field’e göre cildi hareket ettirmek, cildin etkileşimini artırmak, dokunma açlığını gidermekte oldukça etkili. Üstelik tek başınıza da yapabileceğiniz için her zaman, her koşulda geçerli. Tıpkı kendi kendinize masaj yaparak ten açlığını giderebileceğiniz gibi, kuru fırçalama, cildi ovarak krem/yağ sürme, saç derisine masaj yapma gibi yöntemler de cildi uyararak cildinizin açlığının sona ermesine yardımcı olabilir.

Son olarak “sarılmanın yerini hiç tutar mı” diyorsanız ama yanınızda sarılabileceğiniz bir sevdiğiniz o an için yoksa büyük yastıklara, yorgan veya battaniyelere sarılarak da dokunma ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Hayatınızda sarılmaya daha çok yer açmanız için 3 neden

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale