X

Sürdürülebilir hayatı desteklerken ekolojik yaşam imkanı sunan 30 çiftlik

Yaşadığımız çağda teknolojinin gelişmesi ve şartların da değişmesiyle birlikte üreticilikten sıyrılarak devamlı tüketen kişilere dönüştük. İnsanlar üretimden çekildikçe daha çok tüketmeye ve çoğu zaman çevreye daha zararlı bireyler haline gelmeye başladı. Neyse ki günümüzde çevreye destek olmak için sürdürülebilir hayatı destekleyip ekolojik yaşam sürdürenler hala var.

2016 yılında çevreci bir nesil yetiştirmek ve her gün hızla kirlenen doğaya yardım etmek adına Türkiye’nin ilk ekolojik çocuk yuvası açılmıştı. Kadıköy Belediyesi’nin Sahrayıcedit Mahallesi’nde hizmete açtığı yuvanın inşaatından altyapısına kadar her bir detayı çevreci anlayışla oluşturulmuş ve bina ekolojik yaşamı vurgulayan eğitimiyle de dikkatleri üzerine çekmişti.

İlginizi çekebilir: Daha çevreci bir nesil yaratmak amacıyla Türkiye’nin ilk ekolojik çocuk yuvasını kapılarını açtı

Peki sürdürülebilir hayatı destekleyerek ekolojik yaşama katkıda bulunmak isteyen yetişkinler için ne gibi seçenekler var?

Ekolojik yaşamı desteklemek adına kurulan Buğday Derneği, sürdürülebilirlik ve ekolojik yaşam konularında doğaya katkıda bulunmak isteyen kişilere yönelik bir proje başlattı. Buğday Derneği tarafından kurulan TaTuTa (Tarım Turizm Takas) ağı, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış olan 55 ekolojik çiftlik, ekolojik üretimle ilgilenen gönüllü ve ziyaretçileri bu çiftliklerle buluşturmayı hedefliyor.

Buğday Derneği tarafından 2004 yılında 25 çiftlikle tohumları atılan projesi; altı yıldır hem Türkiye’den, hem de WWOOF (Ekolojik Çiftliklerde Gönüllüler Örgütü) aracılığıyla yurt dışından gelen gönüllüler ve konuklarla Türkiye’de ekolojik tarım yapan çiftlikleri buluşturuyor. Bu ağ sayesinde şu anda Türkiye’ye yayılmış 55 çiftlik yıl boyunca ya da yılın belli zamanlarında ziyaret edilebiliyor.

Ekolojik çiftliklere gidenler neler yapıyor?

  • Yemek ve konaklama masraflarını ödeyerek, ekolojik üretimin ve yaşamın tanığı olabiliyorlar.
  • Çiftliklere gönüllü olarak gidip yemek ve konaklamanın karşılığını çiftlikte çalışarak verebiliyorlar.
  • Gidilen çiftlikte mevsimine göre meyve toplama, zeytin hasadı, toprak çapalama, turşu kurma ya da salça yapma öğreniliyor.
  • Gidilen yerde yer halkla vakit geçirip ekolojik yaşam hakkında önemli bilgiler ediniliyor.
  • Ekolojik yaşam felsefesi benimsenip eko-gönüllü olarak evlere dönülüyor.

Farklı bölgelerden seçenekler

TaTuTa ağı ile gideceğiniz ekolojik çiftliği kendiniz seçebiliyorsunuz. Birçok çiftliğin kayıtlı olduğu sistemde Samsun’dan Muğla’ya, Erzurum’dan Diyarbakır’a kadar pek çok seçenek bulunuyor. TaTuTa’nın web sitesine girdiğinizde ‘Ev Sahipleri’ sekmesinden sisteme kayıtlı olan çiftlikleri inceleyebilir ve gitmek istediğiniz bölgeye göre seçiminizi yapabilirsiniz. Sisteme kayıt olmak için kişi başı 60 lira ödemeniz yeterli. Bu ücret 1 sene boyunca gönüllü veya konuk olarak istediğiniz kadar çiftliği ziyaret etmenize olanak sağlıyor. Tabii Buğday Derneği üyesiyseniz hiçbir ücret ödemenize gerek yok.

TaTuTa ağına bağlı olan ve ekolojik yaşam imkanı sunan 30 çiftlik

Ahmet Bağ Çiftliği (Canik / Samsun)

Arıcılık, sebze, meyve, şifalı ot yetiştirme, sertifikalı organik tarım gibi işlerin yapılabildiği Ahmet Bağ Çiftliği’nde yerli tohumlar kullanılırken aynı zamanda geleneksel üretim yapılıyor. Yaklaşık 85 dönüm araziye sahip olan çiftlikte 3 kuşak birden yaşıyor. Geleneksel ve organik tarım yöntemlerinin uygulandığı çiftlikte, ev sahibi Ahmet Bey, üç yıldır sertifikalı organik tarım yapıyor. Yıl boyu gönüllü kabul sağlayan çiftlikte gönüllüler için evde bir oda bulunuyor. Bağlı olduğu köyün en büyük sertifikalı organik tarım üreticilerinden olan Ahmet Bey Çiftliği’ne gidecek gönüllülerden bahçe işleri, temizlik işleri, hayvan bakımı ve basit inşaat işleri yapılması bekleniyor.

Ali Koçak Çiftliği (Tortum / Erzurum)

Yerli tohum ve geleneksel üretimi merkezine yerleştiren Ali Koçak Çiftliği’nde özellikle bahçe ve tarla işleriyle ilgileniliyor. Doğu Anadolu Bölgesinin en güzel noktalarından birinde yer alan çiftlikte yaklaşık 10 dönüm üzerinde tarım yapılıyor. Su değirmeninde tahıl öğütüp un yapılan çiftlikte, elma, armut, dut, kiraz ve cevizin yanı sıra fasulye, mısır, soğan, patates ve biber gibi sebzeler ekolojik prensiplerle üretiliyor. Gelen misafirler ve konukların 7 odalı büyük bir yapıda kaldıkları çiftlikte kahvaltılar hep birlikte yenirken diğer öğünler ayrı yeniyor.

Ali Taşköylü Çiftliği (Savaştepe / Balıkesir)

Sebze, meyve ve şifalı ot üretiminin yanı sıra doğa dostu mimarisiyle ön plana çıkan Ali Taşköylü Çiftliği, bahçe işlerinin haricinde üretim, işleme ve paketleme hizmetleriyle de biliniyor. Gönüllüler, kendilerine tahsis edilmiş köy evinde kalıyorlar. Farklı arazilerde yulaf, yonca, buğday, mısır üretilirken, ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar da domates, biber, kavun, karpuz, ceviz yetiştiriliyor. Çiftlik ikinci derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alıyor. Çiftlik yaz mevsimi için gönüllü işleri şu şekilde kategorilendirmiş:

  • Mayıs: Ekim, dikim, çapa, yulaf ve yonca biçilmesi, yonca sulama, mısır ekimi, peynir yapımı, ekmek ve çörek yapımı
  • Haziran: Mısır ekimi, buğday, sarımsak ve yonca hasatı, sulama, çapa
  • Temmuz-Ağustos: Çapa, sulama, yonca biçimi, peynir, ekmek, çörek, bulgur, tarhana, salça yapımı, patlıcan-biber kurutma
  • Eylül: Sulama, yonca biçimi, peynir, ekmek, çörek, bulgur, tarhana, salça, turşu yapımı

Ali ve Cennet Şener Çiftliği (Salihli / Manisa)

Benzersiz doğasıyla dikkat çeken ve Ege’nin en sakin şehirlerinden biri olan Manisa’nın Salihli ilçesinde yer alan Ali ve Cennet Şener Çiftliği’ni işleten aile geçimlerini tütün ve 1990’dan beri de ekolojik üretimden sağlıyor. Aile Türkiye’nin ilk ekolojik sertifikalı üretim yapan ailelerinden biri olmasıyla da ön plana çıkıyor. Bir yıl boyunca her ay gönüllü ve konuklarını çiftlikte ağırlayan aile, ekolojik olarak bağcılık, bahçecilik, buğday üretimi ve hayvancılık yapıyor ve doğa dostu enerji kullanarak tüm çalışmalarını sürdürüyor.

Aralcak (Menemen / İzmir)

Bu ekolojik çiftliğin geçmişi çok eskiye dayanmıyor ama içerisinde çok güzel bir hikaye barındırıyor. Hikayeyi TaTuTa’dan aktaralım: “Aralcak’ın 40 yıllık terk edilmişliği 13 Nisan 2013 tarihinde Halime ve Cüneyt’in gelişi ile son buldu. Ektikleri tohumlar ve diktikleri ağaçlar gibi onlar da o tarihten sonra orada yeni bir yaşama kök saldılar. Yola çıkış amaçları sistemin içindeki birer birey olmaktan kurtulmak ve doğa ile barışık sürüdürülebilir bir yaşam kurmak. Bu amaç doğrultusunda 12 dönümlük arazinin 1 dönümünü gıda bahçesi olarak geri kalan ise 250 orman ve meyve ağacı dikerek değerlendirdiler. Bu süreç 40 yıldır hiçbir kimyasalın ve elin değmediği arazide, kimyasalsız ve mümkün olan en az müdahale ile gerçekleşti. Şu anda sofraya gelen gıdanın yarısından fazlası kendi üretimleri. Araziyi tavuk, kaz, kedi, köpek ve arılar ile paylaşıyorlar. Elektrik ihtiyaçları güneşten, su ihtiyaçları ise yakınlarındaki bir kaynaktan karşılanıyor.”

Çiftlik sahiplerinin yaşadıkları taş ev 1 yatak odası ve mutfağın da içinde olduğu 1 oturma odasından oluşuyor. Misafirlerini ise oturma odasında veya çadırda ağırlıyorlar. Yapım hazırlıkları ve temeli tamamlanan çuval evin yapımına ise 2018 Mayıs ayı itibarıyla devam edilecek ve ev tamamlandıktan sonra gelen misafirler çuval evde ağırlanacaklar. Çiftlik Mart ve Ekim ayları arasında gönüllüleri ağırlıyor.

Ata’dan Çiftliği (Bismil / Diyarbakır)

Doğa dostu enerjiyi merkezine yerleştiren çiftlik, yerli tohumla geleneksel üretim yapıyor ve doğa dostu mimarisiyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Tarım ve hayvancılığın yanı sıra Ata’dan Çiftliği’nde geleneksel el sanatlarına da önem veriliyor. Bir yıl boyunca her ay hem gönüllülere hem de konuklara açık olan çiftlikte yapılacak işlerin aylara göre dağılımı ise şöyle:

  • Ocak-Şubat: Hayvan bakımı, kar küreme
  • Mart-Nisan-Mayıs: Hayvan bakımı, toprak işleri, tohum ekimi, fidan dikimi
  • Haziran-Temmuz: Hayvan bakımı, bahçe işleri
  • Ağustos: Hayvan bakımı, bağ işleri
  • Eylül: Hayvan bakımı, bağ bozumu
  • Ekim: Hayvan bakımı, şarap ve pekmez yapımı
  • Kasım-Aralık: Hayvan bakımı

Bahri Kayıkçı Çiftliği (Şebinkarahisar / Giresun)

Mart ve Eylül ayları arasında gönüllülere kapılarını açan Bahri Kayıkçı Çiftliği işletmecileri bölgede sertifikalı organik tarımı kabul eden ilk ailelerden. Yaklaşık 100 dönüm araziye sahip olan çiftçi, buğday, arpa, sebze, yonca, dut, ceviz gibi birçok ürün yetiştiriyor. Ürünlerini çoğunlukta pazarlarda satan aile, aynı zamanda büyük market zincirlerine de organik ürünlerini satıyor. Evlerinin iki kişilik odasını gönüllüler için ayıran ailenin temel gelir kaynağı ise tarım. Şebinkarahisar’da bulunan çiftlik aynı zamanda çevredeki birçok tarihi yapıya da komşu. Gönüllüler için işlerin aylara göre dağılımı şu şekilde:

  • Mart : Ot yolma, ekim, bahçe hazırlığı, fide hazırlığı, ağaç dikimi
  • Nisan: Ekim, fidan dikimi
  • Mayıs: Sebze dikimi, hayvan bakımı, çobanlık
  • Haziran: Sebze toplama, çapalama, sulama, ot biçme, dut silkeleme, arpa, buğday hasadı
  • Temmuz: Sebze hasadı, sulama, kışlık sebze dikimi
  • Ağustos-Eylül: Sebze hasadı

Balabanağa Çiftliği (Daday / Kastamonu)

Geçmişi çok eskiye dayanan çiftlik ismini yaklaşık 450 yıldır sahipleri olan Oğuzbalaban ailesinden almış. Çiftlikte Kastamonu’ya has antik siyez buğdayı, elma, armut, erik, ahlat, alıç, ayva gibi birçok ağaçtan yararlanılıyor ve Karadeniz ikliminde yetişen birçok sebze de burada rahatlıkla yetiştiriliyor. Oğuzbalaban ailesi çiftliğe gelen misafir ve gönüllüleri 1636 yılında yapılan Balabanağa Konağı’nda ağırlıyor. Yemekler hep beraber pişiriliyor. Çiftlik sahipleri konağın bir odasını misafirlerin kalması için hazırlıyor. Gönüllüleri Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında ağırlayan çiftlik; konuklarını Nisan ve Ekim ayları arasında çiftlikte misafir ediyor.

Bayrak Ailesi Çiftliği (Gümüşhacıköy / Amasya)

Bayrak Ailesi Çiftliği hem konukları hem de gönüllüleri yılın belli zamanlarında misafir ediyor. Gönüllülerin Mart ve Ekim ayları arasında geldiği çiftlikte konuklar ise Haziran ve Ekim ayları arasında ağırlanıyor. Emekli öğretmen bir ev sahibi olan çiftliği konuk olarak ziyaret ettiğinizde Bayraklar’ın meyve ağaçlarıyla dolu çiftliğinde veya kasabadaki evlerinde kalabiliyor, organik ürünlerle hazırladıkları sofralarına 3 öğün katılabiliyorsunuz. Ekolojik meyvecilikle uğraşan aile elma, ayva, şeftali, kiraz, armut, vişne, erik ve ceviz yetiştirmenin yanı sıra kendi ihtiyaçları kadar sebze yetiştiriciliği de yapıyorlar.

Birecik Doğa Evi (Birecik / Şanlıurfa)

Yerli tohumlarla geleneksel üretimin yapıldığı çiftlikte erik, domates, biber, patlıcan, salatalık ve acur gibi sebze ve meyveler ekolojik prensiplere sadık kalınarak yetiştiriliyor. Bunun yanı sıra 6 kişinin birlikte canlandırdığı çiftlik, bölgesinde nesli tehlike altında olan türler üzerine yoğun çalışmalar yürütüyor. İran-Turan bitki örtüsünün hakim olduğu bölge, yerli yabancı birçok doğa gözlemcisini ve korumacısını ağırlıyor. Çiftliğin çevresi kelaynaklar, çöl varanları ve çizgili sırtlanlar gibi nadir türlere ev sahipliği yapıyor.

Cevizbağı Çiftliği (Kaman / Kırşehir)

Bir aile işletmesi olan çiftlikte daimi bir ailenin yanı sıra ihtiyaca göre mevsimlik işçiler de çalıştırılıyor. Çiftlikte iki müstakil ev bulunuyor. Bir tanesi iki katlı olup, üst kat daimi çalışan aileye, alt kat misafirlere; diğer tek katlı ev ise işletme sahiplerine hizmet veriliyor. Ayrıca tarım turizmi amaçlı yeni bir ev inşaatı da mevcut. Yaklaşık 105 dekarlık araziye sahip çiftlik 1994 yılında, Türkiye’de son derece popüler olan Kaman Cevizi üretimi amacıyla kurulmuş. Organik tarım kapsamında Kaman cevizi ağaçlarının yanı sıra badem, elma, armut, kayısı, üzüm, vişne, kiraz ve ayva gibi iklime uygun meyveler de yetiştiriliyor. Konuklar ve gönüllülerin her ay ziyaret edebildiği çiftlikte gelen misafirler bahçe ve tarla işlerine yardımcı oluyorlar.

Chevrel Traher Çiftliği (Kurtköy / Yalova)

Halen organik tarım danışmanı olarak çalışan ev sahibi, yaklaşık 11 dönüm üzerine kurmuş oldukları çiftlikte yıl boyu üretim yaparak ailenin tüm sebze ihtiyacını karşılıyorlar. Kompost, permakültür, eko turizm ve sertifikalı organik tarım yapılan çiftlikte, ev sahibinin tek bir şartı bulunuyor: Gelmek isteyenlerin İngilizce bilmesi. Mart ve Ekim ayları arasında hem gönüllülere hem de konuklara kapılarını açan çiftliğin etrafında gürgen, kestane ve ıhlamur ağaçlarının ağırlıkta olduğu bir orman da bulunuyor.

Ekodanitap (Çamlıhemşin / Rize)

1992’de İstanbul’dan memleketi olan Çamlıhemşin’e geri dönen aile ilk yıllarda 12 metrekarelik bir barınakta para kullanmadan yaşamış sonrasında ise şu anda oturdukları yere gelip pansiyonculukla geçinmeye başlamış. Etrafı Karadeniz’e özgü ağaç ve bitkilerle çevrili olan Ekodanitap, 5 dönümlük arazi üzerine konumlandırılmış. Çiftlikte 22 kişinin turistik amaçla kalabildiği kütük evler bulunuyor. Ev sahibinin yapmış olduğu barınakta kalan olan gönüllüler, geldiklerinde tarımın yanı sıra marangozluk işlerinde de tecrübe edinebiliyor. Bölgenin en önemli ayrıntılarından biri ise birçok doğa sporunun yapılmasına olanak sağlaması.

Fatma Gülbin (Maçahel / Artvin)

Ev sahipleri, evlerinde dört kişinin aynı anda kalabileceği bir odayı TaTuTa konuklarına ayırıyor. Temel geçim kaynakları ekolojik ana arı yetiştiriciliği olan çiftlikte banyo ve tuvalet içeride bulunuyor. Yemekler aile ile birlikte yendiği çiftlikte ayrıca fındıkçılık ve kendilerine yetecek kadar meyve sebze üretimleri de var. Ev sahibi, 15 günden az kalacak gönüllüleri kabul etmiyor çünkü ortama ve işlere alışmanın zaman aldığını söylüyor. 15 günden az kalacak olanlar günde 70-80 TL katkı bedeliyle yarım pansiyon konaklayabiliyorlar. Çiftlik Mayıs ve Eylül ayları arasında hem gönüllülere hem de konuklara açık. Yapılan işler mevsimlere göre değişiklik gösteriyor.

Codron Ailesi Çiftliği (Çakırlar / Antalya)

Antalya şehir merkezine ve denize sadece 10 kilometre uzaklıkta olan çiftlik, dağlar ve portakal ağaçları ile çevreleniyor. Çiftlik; modern geniş bir evden, bir bostandan, bir meyve bahçesinden (portakal, kayısı, şeftali, nar) ve bir kümesten (tavuk, ördek, kaz, tavşan) oluşuyor. Çiftliğe gelmek isteyenler; ekmek fırını yapımı, bahçe, ağaç ve hayvan bakımı gibi işlerde çalışabiliyorrlar. Ailesi ile birlikte seyahat eden gönüllüler de çiftliği ziyaret edebiliyorlar. Gönüllerle birlikte günlük aile hayatı paylaşılıyor ve yemek imece usulü yapılıyor. Ev sahipleri Charlotte ve Guillaume, haftanın 3-4 günü Akdeniz Üniversitesi’nde ders veriyorlar. Çiftlik Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları hariç diğer tüm aylarda müsait.

Çalatlı Çiftliği (Kozan / Adana)

Büyük bir arazi üzerine kurulmuş olan Çalatlı Çiftliği’nde üç ailenin emeğiyle organik tarım ve hayvancılık gerçekleştiriliyor. Kozan ilçesinin genel geçim kaynağının büyük bölümünü kültür tarımı oluşturuyor. Bölgede yüksek arazilere doğru gidildikçe hem büyük hem de küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılırken Çalatlı Çiftliği’nde ise mandalina, greyfurt, limon, nar ve portakal yetiştiriciliği yapılıyor. Arazide 200 keçi ve 100 kadar koyun bulunuyor.

Çalatlı çiftliğinde, yerli tohum kullanılarak geleneksel yöntemlerle sebze ve meyve hasat ediliyor. Yılın on iki ayı gönüllü kabul eden çiftlikte konaklama imkanı da sağlanıyor.

Furma Çiftliği (Karaburun / İzmir)

Hedefi, sürdürülebilir yaşam biçimine sahip olmak ve gıda ormanları oluşturmak olan Şadan Tütüncü, 2016 yılında üst düzey yöneticiliği bırakıp çiftlik yaşamını tercih ediyor. Bu amaçla yaptığı ilk girişim 2011 yılında, şu anki çiftliğin bulunduğu konuma 15 km uzaklıkta bulunan Yaylaköy’de nar ağaçları dikerek başlıyor.

Ardından 2013 yılında Masanobu Fukuoka’dan etkilenerek çoklu kültüre geçmeye karar veriyor. Bugün ise yörenin florasına uygun bini aşkın asma, meyve ve azot bağlayıcı ağaçlar dikmiş durumda. Arazide toprak işlemesi yapılmıyor. Çiftlik, Karaburun merkeze 5 km mesafede ve on iki dönüm büyüklükte yer alıyor. Ana binaya bitişik, misafir ve gönüllülerin kalabileceği her birinin kendi banyo ve tuvaleti olan yedi adet oda bulunan çiftlik, Midilli’den İzmir körfezine kadar 180 derecelik bir deniz manzarasına sahip. Çiftlik çevresinde yüzme, dalış, olta balıkçılığı, doğa yürüyüşleri, bisiklet turları yapılabilecek birçok doğal alan bulunuyor.

Konuk olarak ziyaret etmek isteyenler konaklama ve yemek katkı bedeli için ev sahibiyle görüşüyor.

Gönüllü yapılacak işler ise: Bahçe hazırlık, bakım ve onarım, ot biçme, meyve hasatı, nergis sökümü ve dikimi, nar ve zeytin işleme olarak sıralanıyor.

Hakan Yazıcılar (Kars)

Haziran, Ağustos ve Eylül aylarında gönüllü ziyaretlerin gerçekleştirildiği çiftlikte Hakan Yazıcılar ve ailesi Kars’ın Boğatepe (eski adıyla Zavot) köyünde yaşıyorlar. Kökleri Kafkaslara dayanan aile, geçim kaynakları olan hayvancılığı kuşaklardır sürdürüyor. Zavot ırkı inekler, çeşit çeşit bitkinin yetiştiği çayırlarda özgürce otluyor. Kış mevsiminde ise hayvanlar geleneksel yöntemlerle biçilen yulaf, arpa ve otlarla besleniyor. Sağlıklı beslenmesine özen gösterilen bu ineklerin sütü köy mandırasına veriliyor böylece bu sütle Kars’a özgü meşhur kaşar peyniri elde ediliyor.

Hüseyin Saydam Çiftliği (Pasinler / Erzurum)

Hüseyin Saydam Çiftliği, anne, baba ve kızları TaTuTa konuklarının rahat edeceği şekilde üç kişilik odalarda ağırlıyor. Bölgenin kültüründen dolayı kadınlar ve erkekler ayrı yemek yiyor. Tuvalet alaturka ve dışarıda yer alıyor, konukların konforunu sağlayacak sıcak su şofbeni bulunuyor.

Ev sahibi, sekiz yıldır sertifikasız ekolojik tarım yapıyor ve çevresindekilere yaymak için çaba gösteriyor. Haziran ayından Ekim ayına kadar gönüllülük ve konaklama sağlanan Hüseyin Saydam Çiftlik arazisinde: Ekmeklik buğday, hayvanlar için arpa ve ot, ailenin ihtiyacı kadar patates ve fasulye yetiştiriliyor. Tandırda pişirilen ekmeğin tadıyla konuklara eşsiz bir lezzet sunuluyor.

İstafil Bio-dinamik Tarım Çiftliği (Çatalca / İstanbul)

İstafil çiftliği, İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri olan Çatalca’ya bağlı İhsaniye Köyü’nde meşe ormanının içinde yer alıyor. İstafil çiftliği adını Rumca kelime anlamı “üzüm”den alıyor. Çiftliğin arazisi yaklaşık 3 yıl önce tesadüf olarak keşfeden çiftlik sahibinin asıl mesleği abrasiv üretimi ve İngiliz orijinli yarış atı yetiştiriciliğidir.

Narköy Çiftliği (Kandıra / Kocaeli)

İstanbul’a bir buçuk kilometre mesafede bulunan Narköy Çiftliği, Karadeniz kıyısında yer alan eğitim merkezi ve organik tarım çiftliğidir. Modern külliye mantığında işleyen bu çiftlikte yaklaşık dört yıldır insanlar, hayvanlar ve bitkiler doğal döngüye saygılı bir biçimde yaşıyor. Nar eğitim ve danışmanlık merkezinin ekolojik eğitim ve araştırma merkezi de Narköy’de yer alıyor. Narköy’de alternatif eğitimler, atölye ve organizasyonlar gerçekleşiyor. Yılın her ayı konuk alan bu çiftlikte gönüllülük Nisan ayı itibarıyla başlıyor.

Şaban Burhan Çiftliği (Karacabey / Bursa)

İstanbul’daki en eski ekolojik pazar üreticilerinden biri olan ev sahibi 2001 yılından beri sertifikalı organik tarım yapıyor. Arazinin büyüklüğü yaklaşık 200 dönümdür. Çiftliğin tüm faaliyetleri tarımsal üretimle ilgilidir. Yılın on iki ayı boyunca üretime elverişli olan arazi ürünlerinin satışı internette de gerçekleşiyor. Marketçilikten çiftçiliğe geçen aile bölgenin organik tarım liderleri arasında yer alıyor. Çiftliğin konumu Akdeniz ve Karadeniz iklim koşullarının görüldüğü bir noktada bulunuyor. Nisan ve Kasım ayları arasında gönüllü kabul ediliyor.

Ünsal Yener (Alaplı / Zonguldak)

TaTuTa’daki en genç ev sahibi Yenerler, 2003 yılından beri ailecek organik tarım yaparken 2006 yılından beri ekolojik pazarda ürünlerini satıyor. Köyün farklı noktalarında fındık, patatesi yeşillikler ve çeşitli sebzeler üretirken kestane ve ıhlamur ağaçlarının bulunduğu bölgede de arıcılık faaliyetlerini sürdürüyor. Mart ve Kasım ayları arasında gönüllük için fırsat tanıyor.

Yarışkaşı Konağı (Mudurnu / Bolu)

Doğa dostu yöntemlere inanmış ve gönül vermiş ev sahibi, eşiyle birlikte hazırladıkları tarhana, konserve ve ev işlerini sahibi oldukları otelde satıyor. Sebze ağırlıklı üretim yapıyorlar. Her mevsim yeşil kalan bitki örtüsü ve verimli tarım alanlarıyla dikkat çeken bir konumda bulunuyor. Bolu, merkezinde yer alan hamamları, tarihi mekanları ve kaplıcalarıyla meşhurdur. Abant tabiat parkı ise çiftlikten sadece 18 km uzakta yer alıyor. Bölge yürüyüş yolları, yaban hayatı ve doğal güzellikleri ile yürüyüş severlerin ilgisini çekiyor. Yılın her ayında konuk kabul eden bu konakta, Mayıs ve Eylül aylarında gönüllü çalışmalara yer veriliyor.

Yeniköy Çiftliği (Bayramiç / Çanakkale)

Kış mevsiminde kar yağışı görülebilen bölgede geçim kaynağı hayvancılık ve tarımdır. 50 dönümlük bir arazide yer alan çiftlikte permakültür ve geleneksel tarım yöntemleri kullanılıyor ayrıca arazi birçok seminer ve kursa ev sahipliği yapıyor. Çiftlik içerisinde doğa dostu yöntemlerle yapılmış kapalı mekanlar bulunuyor. Yerel tohumların ekildiği Yeniköy’de başta buğday çeşitleri olmak üzere çeşitli tahıl ve sebzeler yetiştiriliyor. Bölgede geleneksel kaşıkçılık ve ahşap oymacılığı devam ediyor.

Çiftlikteki çalışmalar gönüllü durumuna göre belirleniyor ve çiftlik yılın her ayı gönüllü çalışmalara fırsat tanıyor.

Yonca Lodge (Fethiye / Muğla)

Fethiye’nin Yanıklar köyü sahilinde yer alan Yonca Lodge, 14 odalı küçük-butik bir otel. Akdeniz’in en güzel ada ve kıyılarıyla iç içe bir kumsalın, meyve ağaçları ve çiçeklerle süslü sevimli bir bahçenin içinde yer alıyor. Bahçenin bir yanında endemik tür olan Sığla ağacı ormanı varken diğer yanında balık, kaplumbağa ve birçok deniz canlısının bulunduğu dere akıyor.

Evler, doğa ile bütün olma ve entegre felsefesi ile tamamen toprak sıva ve ahşap kullanılarak ve geleneksel yapım tekniklerinden faydalanarak inşa ediliyor. Sadelikten uzaklaşmayan şık dekore edilmiş ferah ve rahat odaları bulunuyor. Odalarda bulunan ürünlerin doğal malzemelerden üretilmiş olmasına özen gösteriliyor.

Restoran sahilde, denizin kenarında yer alıyor. Akdeniz ve Ege’nin sağlıklı, hafif yemeklerinin yer aldığı bir menüye sahip olan yemeklerin lezzeti kullanılan doğal ürünlerden sağlanıyor. Deniz ürünleri menüsü ile o gün avlanan mahsule uygun olarak hazırlanıyor.

Konaklama bedeli ziyaret dönemine göre değişiklik gösteriyor. Yılın her ayında gönüllü katılıma teşvik ediyor.

Yoga Evi Çiftliği (Yalova)

Çiftlik, Avrupa ve Sibirya iklim kuşağına ait ağaç türlerinin yer aldığı ormanlık bir alan içerisinde bulunuyor. Bağlı olduğu köy merkezinden kısmen uzak ve izoledir. Yaklaşık 35 dönüme sahip olan arazinin 10 dönümlük kısmında tarım yapılıyor. Arazi birçok meyve ve sebze türüne elverişli bir toprağa sahiptir. Ev sahibi, geçim kaynağı tarımcılık olmamasına rağmen doğa ve toprak tutkusu nedeniyle tarımla uğraşıyor. Çiftlik dönemsel olarak kullanıldığı için gönüllülük ve konaklamaya Mart ve Ekim ayları arasında olanak sağlıyor.

Yusuf Coşkun Çiftliği (Hemşin / Rize)

Denizcilik yaparak dünyanın pek çok ülkesini dolaşan ancak yöresinin samimiyetiyle başka bir yerde karşılaşamayan çiftlik sahibi, doğduğu topraklara geri dönerek ekolojik prensiplere bağlı kalarak arıcılık ve bahçecilik yapmaya karar verir. Yöresinin ilk ekolojik üreticisi olan çiftlik sahibi, yaklaşık 60 kovanda arıcılık yapmayı hedeflerken piyasada sertifikalı peten bulunmadığı için kendi eteğini kendi yapmak üzere kara kovanda doğal mum üretiyor. Aile kendi ihtiyaçlarını karşılayacak kadar sebze üretimi yapmakla birlikte sertifikalı organik çay da üretiyor. Ailenin ürettiği bal ve yumurtaların yanı sıra sahip oldukları 30 dönümlük arazinin tümü sertifikalıdır.

Vakıflı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (Samandağ / Hatay)

Tarihi, doğal ve kültürel çeşitliliği ile ön plana çıkan Vakıflı, Doğu Akdeniz’in en güzel noktalarından birinde yer alır. Bir kooperatife bağlı köy evini gönüllülere ve misafirlere ayıran ev sahipleri temelde narenciye yetiştirmektedir. Gönüllüleriyle Bedros Bey’in misafirleriyle ise Karolin Hanım’ın ilgilendiği kooperatif organik tarım yöntemlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Antakya’ ya bağlı Samandağ’a konumlanmış mekan Titus Tüneli ve Antakya Müzesi gibi birçok tarihi noktaya yakındır. Nisan ayından itibaren gönüllülük şansı tanıyan kooperatifte yılın her ayı konuk kabul ediliyor.

Yüksel Baba Çiftliği (Sinop)

Köyün çiftçilerinden biri olan ev sahibi, yıllarını tarıma vermiş, topraktan beslenen, neşeli ve paylaşmayı seven insanlardır. Bahçelerinde çeşitli meyve ve sebze ağaçlarını bulunuyor. Tarlada hayvanlar için mısır ve kendileri için buğday yetiştiriyorlar. Üretilen tüm ürünlerde ekolojik yöntemler kullanılıyor. Çiftlikte Lütfiye Arslanoğlu, oğulları Harun, kızları Demet ve Funda yaşamaktadır. Yüksel Baba Çiftliği, evlerinin yakınında bulunan iki oda ve evlerinde bulunan iki oda olmak üzere toplam dört odada misafirlerini ağırlıyor. Tuvalet ve banyonun ortak kullanım alanı olduğu evde yemekler kendin pişir kendin ye mantığıyla yapılıyor. Mayıs ayı itibarıyla konuk alımı gerçekleşiyor.

Kaynaklar:
bugday.org
tatuta.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale