X

Stres hormonu kaosu: Kortizol dengesizliği nedir?

Stres, hepimizin hayatında var… Kimi zaman az kimi zaman çok, kimi zaman yönetmesi daha kolay kimi zamansa neredeyse imkansız… Hepimiz stresle bir şekilde karşılaşsak da bazılarımızın stres deneyimi çok daha yoğun ve sık. Ancak, hepimiz için işlerin adeta ‘çığrından çıktığı’ anlar var. İşte bu anlar “kortizol dengesizliği” ile karşı karşıya geldiğimiz zamanlar. Peki, nedir bu kortizol dengesizliği, hayatımızı nasıl etkiler ve onunla baş edebilir miyiz? İşte cevaplar:

Kortizol dengesizliği nedir, belirtileri nelerdir?

Maruz kaldığımız stresin bedenen, zihnen ve ruhsal olarak bize zarar verdiği aşikar. Stres vücudumuzda çok çeşitli sorunlara neden olsa da yaygın olarak hormon dengesizliklerine yol açıyor. En başta da stres hormonu olarak bilinen kortizol dengesizliğine.

Kortizol, ana stres hormonu olmasının yanı sıra ruh halini, motivasyonu, korkuyu kontrol etmek için beynin belirli bölümleriyle iş birliği yapıyor. Çoğu insan, kortizolü “savaş ya da kaç” tepkisindeki rolüyle biliyor olsa da kortizolün daha pek çok görevi var:

  • Vücudun karbonhidratları, yağları ve proteinleri nasıl kullandığını yönetiyor,
  • Enflamasyonu düşük tutuyor,
  • Tansiyonu düzenliyor,
  • Uyku/uyanıklık döngüsünü kontrol ediyor,
  • Kan şekeri seviyelerini ve kan basıncını denetliyor ve
  • Metabolizmayı düzenliyor.

Ana stres hormonu olarak tanımlanan kortizol, stres kaynaklarına tepki olarak adrenal bezlerde üretiliyor ve çok yüksek ya da çok düşük seviyelerde kaldığında vücut fonksiyonlarını kısıtlayabiliyor.

Yüksek kortizol:

  • Karın bölgesinde kilo alma
  • Anksiyete ve sinirlilik
  • Uyku sorunları
  • Yüksek kalp hızı
  • Kan şekeri ve kan basıncı dengesizliği gibi sorunlara yol açarken

Düşük kortizol:

  • Gün boyu düşük enerji
  • Aşırı yorgunluk
  • Dikkat eksikliği
  • Şeker ve tuz isteği
  • Düşük cinsel dürtü
  • Hafıza sorunları gibi sağlık problemlerine neden olabiliyor.

Aşırı ve uzun süreli stres, ister yüksek ister düşük olsun, kortizol dengesizliğinin birincil nedeni!

Peki, vücutta bu kadar önemli rolleri üstlenen ve yüksek veya düşük olması halinde pek çok soruna yol açan kortizol dengesizliği ile başa çıkmanın bir yolu var mı? Elbette!

Kortizol dengesizliği ile nasıl başa çıkılır?

Kortizol dengesizliğinin temelinde stres ve stresten doğan olumsuz duygular, düşünceler, sağlık sorunları olduğu için bu dengeyi korumanın başlıca adımı da stresi yönetebilmek. Stresi hayatlarımızdan ne yazık ki tamamen çıkaramayız -ah keşke çıkarabilsek- ama elimizde olan/olmayan pek çok sebep ve kontrolümüzde olmayan gelişmeler yaşadığımız stresi tetiklediği için yapmamız gereken stresle başarılı bir şekilde baş etmek. Beslenmemizden günlük egzersizlerimize, uyku düzenimizden iyi yaşam pratiklerine yaşamımızda dikkat edeceğimiz pek çok faktör stresi kontrol altına almamıza ve dolayısıyla kortizol dengesizliği ile başa çıkmamıza yardımcı olabilir.

Stres yönetimini öğrenin: Stres yönetimi, kortizol dengesizliğiyle mücadele etmek için önemli bir adım. Stresi azaltmak için stres yönetimi tekniklerini öğrenmek ve uygulamak fazlasıyla önemli. Bunlar arasında zaman yönetimi, öncelik belirleme, sınırlar koyma, gevşeme teknikleri ve hobi edinme gibi stratejiler yer alabilir. Stresi etkin bir şekilde yönetmek kortizol seviyelerini dengelemeye yardımcı olabilir.

İyi yaşam pratiklerinden faydalanın: Nefes egzersizleri, yoga ve mindfulness gibi uygulamalar, stresi azaltmaya ve rahatlama sağlamaya yardımcı olabilir. Derin nefes almak, rahatlatıcı hareketler yapmak ve zihni sakinleştirmek kortizol seviyelerini düşürebilir ve stresle daha iyi başa çıkmaya yardımcı olabilir. Bu konuda şu yazılarımızdan da ilham alabilirsiniz:

Kaliteli ve yeterli uyuyun: Uyku, hem günlük becerilerimizi sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmenin hem zihin ve ruh sağlığımızı koruyabilmenin hem de hormonlarımızı dengeleyebilmenin en önemli kriteri. Uyku eksikliği kortizol seviyelerinin artmasına ve hormonal dengenin bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle her gece yeterli ve kaliteli uyku almak için uyku rutinlerinizi düzenlemek, uyumadan önce rahatlama tekniklerini uygulamak ve uygun uyku ortamı oluşturmak çok önemli. Dilerseniz uyku temasını ele aldığımız yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Hareket edin; düzenli spor yapın: Fiziksel aktivite, kortizol seviyelerini dengelemenin önemli bir aşaması. Düzenli spor yapmak, stresi azaltır, endorfin salınımını artırır ve genel sağlığı destekler. Yoga, pilates, yüzme veya yürüyüş gibi aktiviteler kortizol düzeylerini dengelemek için faydalı olabilir. Sevdiğiniz veya sevebileceğiniz spor dallarına mutlaka bir şans tanıyın.

Kafein tüketimine dikkat edin: Aşırı kafein tüketimi kortizol seviyelerini etkileyebilir. Kafein, enerji artışı sağlasa da uzun vadede kortizol düzeylerinin artmasına, kaygı, endişe, olumsuz düşünceler gibi sorunlarla uğraşmanıza ve daha fazla stresli hissetmenize neden olabilir. Kafein alımınızı kontrol altında tutmak ve aşırı tüketimden kaçınmak kortizol dengesini sağlamak için önemlidir.

İşlenmiş gıdalardan, yüksek miktarda şeker içeren yiyeceklerden uzak durun: İşlenmiş gıdalar ve yüksek şeker içeren yiyecekler kortizol seviyelerini olumsuz etkileyebilir. Bu tür yiyeceklerin tüketimi enerji dalgalanmalarına ve kortizol düzeylerinin artmasına yol açabilir. Beslenmenize dikkat etmek, doğal ve besleyici gıdalar tercih etmek kortizol düzeylerini dengede tutmanıza yardımcı olur.

Destek alın: Aşırı iş yükü ve sorumluluklar kortizol seviyelerini artırabilir. Destek almak, sorumlulukları paylaşmak, yardım istemek ve ihtiyaç duyulduğunda dinlenmeye izin vermek kortizol düzeylerini dengelemek için önemlidir. Aile, arkadaşlar veya profesyonel destek gruplarından destek almak stresle başa çıkmada ve hayatın daha olumlu yanlarını fark etmeye yardımcı olabilir.

İlginizi çekebilir: Hormon dengesini korumanıza yardımcı olacak sağlıklı tarifler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale