X

Gebelikte sarı akıntı neden olur?

Hamilelikte sarı akıntı her zaman bir endişe sebebi değildir. Ancak enfeksiyon veya fetüsü koruyan amiyon kesesinde bir sızıntı anlamına da gelebilir. Sarı akıntı özellikle kötü koku, ağrı ve kaşıntı ile birlikte olduğundan endişe kaynağıdır.

Bu problemlerin ciddiyeti söz konusu olduğundan, hemen doktorunuza görünmeniz uygun olacaktır. Doktorunuz fizik muayene yapacak ve akıntı numunesi alacaktır. Bu durumun sebebini ne kadar çabuk öğrenirseniz, doğru tedaviye ulaşma şansınız o kadar yüksek olur ve muhtemel komplikasyonların riskini azaltma imkanınız olur.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Hamilelikte Normal Akıntı Nasıl Olmalı?

Hamilelikte vajinal akıntılarda biraz artış olması normaldir. Bu akıntı genel olarak kokusuzdur ve hafifçe kokar, genelde sıvı ve temiz renklidir. Havaya maruz kaldıktan sonra beyaz veya sarı renge dönebilir.

Akıntının miktarı gebelikte artabilir ve özellikle üçüncü trimesterde bu durum görülür. Ancak görünümü kişiden kişiye değişir.

Gebelikte sarı akıntı ise bazen özellikle kötü koku ve kaşıntı da eşlik ediyorsa enfeksiyon işareti olabilir. Tedavi edilmeyen enfeksiyonlar gebeliği risk altına sokabilirler. Bu nedenle sarı akıntı gördüğünüzde doktorunuza danışmanız önerilir.

Mantar Enfeksiyonu

Vajinal mantar enfeksiyonları kadınlarda oldukça yaygındır. Değişen hormon düzeylerinden dolayı hamilelikte daha yaygın şekilde görülebilirler. Bedeninizde doğal olarak yetişen bir miktar mantar vardır. Bunlar üreme sisteminin önemli bir parçasıdırlar. Ancak çok fazla olduklarında enfeksiyon haline gelirler.

Başka bir rahatsızlığın tedavisi için geniş spektrumlu antibiyotikler alıyorsanız, mantar enfeksiyonu riski artar çünkü antibiyotikler zararlı bakteriler kadar faydalı bakterileri de öldürürler. Bu da vajinal ortamın dengesini bozar.

Ayrıca geçmişte yaşadıysanız mantar enfeksiyonu riskiniz de daha yüksektir.

Mantar Enfeksiyonu Belirtileri

Mantar enfeksiyonlarının belirtileri şöyledir:

  • Vajina ve vulvada kaşıntı, kızarma ve şişkinlik
  • Lor peynirine benzer ve genelde beyaz olmasına karşın hafif sarı da olabilen akıntı
  • İdrar yaparken yanma hissi

Mantar Enfeksiyonu Gebeliği Nasıl Etkiler?

Mantar enfeksiyonu rahatsızlık verse de gebeliğe bir zararı yoktur. Reçetesiz vajinal kremleri kullanabilirsiniz veya düşük dozlu mantar karşıtı ilaçları tercih edebilirsiniz.

Eğer rahatsızlık tekrar ediyorsa veya tedaviye dirençli bir mantarınız varsa doktorunuzun önerilerini takip edin ama bu durum çok nadirdir.

Bakteriyel Vajinozis

Bakteriyel vajinozis, bakterilerin aşırı çoğalmalarından kaynaklanan bir vajina enfeksiyonudur. Bazen gebelikte sarı akıntıya sebep olabilir.

Bakteriyel Vajinozis Belirtileri

Rahatsızlık asemptomatik olabilir ama belirtiler ortaya çıkarsa şunlar bulunabilirler:

  • Kaşıntı
  • Akıcı beyaz, sarı ve gri akıntı
  • Özellikle cinsel ilişkiden sonra kötü koku
  • İdrar yaparken yanma hissi

Bakteriyal Vajinozis Gebeliği Nasıl Etkiler?

Rahatsızlık şunların riskinde artışa sebep olur:

  • Suyun erken gelmesi
  • Erken doğum
  • Düşük doğum ağırlığı
  • Doğum sonrası endometritis

Bel Soğukluğu

Bel soğukluğu cinsel organlarda, rektumda ve boğazda enfeksiyona sebep olabilen bir zührevi hastalıktır. Özellikle 15-24 yaş arası genç insanlarda yaygındır ve gebelikte sarı akıntılara sebep olabilir.

Genellikle antibiyotik iğnesi ile tedavi edilir. Fakat günümüzde antibiyotik direnci nedeniyle tedavisi daha zor hale gelmiştir.

Bu nedenle bir kaç günlük tedavinin ardından hala belirtiler varsa doktorunuzu bilgilendirmeniz gerekir.

Bel Soğukluğu Belirtileri Nelerdir?

Rahatsızlığın bazı belirtileri şöyledir:

  • İdrar yaparken yanma hissi
  • Vajinadan gelen yoğun, bulanık, yeşil veya sarı akıntı
  • Genital kaşıntı
  • Ağrı
  • Kanama
  • Tuvalete çıkınca ağrı

Bel Soğukluğu Gebeliği Nasıl Etkiler?

Bel soğukluğu doğumda bebeğe geçebilir. Enfeksiyon aynı zamanda şu riskleri de arttırır:

  • Düşük
  • Erken doğum
  • Düşük doğum ağırlığı
  • Kesenin erken yırtılması
  • Amniyon sıvısının enfeksiyon kapması

Eğer enfeksiyon doğumda bulaşırsa ve tedavi edilmezse bebekte göz enfeksiyonuna sebep olabilir.

Klamidya

Klamidya genelde 15-24 yaş aralığını etkileyen yaygın bir zührevi hastalıktır. Tedavi edilmezse doğurganlık problemleri riskini artrırır, fallop tüplerine zarar verebilir, dış gebelik ve kısırlığa sebep olabilir.

Klamidya Belirtileri

Klamidyanın belirtileri şöyledir:

  • İdrar yaparken yanma ve kaşıntı
  • Cinsel ilişkiden sonra kanama
  • Kötü vajinal koku
  • Rektal ağrı ve kanama
  • Beyaz, gri veya sarı akıntı

Klamidya Gebeliği Nasıl Etkiler?

Gebelikte klamidya şu riskleri arttırır:

  • Erken doğum
  • Kesenin erken yırtılması
  • Bebeğin düşük doğum ağırlığına sahip olması

Klamidyaya maruz kalan yenidoğanlarda göz ve akciğer enfeksiyonları oluşabilir.

Trikomonas

Trikomonas, trichomonas vaginalis adı verilen ve cinsel yolla bulaşan bir bakteriden kaynaklanan vajinal enfeksiyondur.

Trikomonas Belirtileri

Çoğu insan bu rahatsızlıkta belirti yaşamasa da şunlara sahip olabilirsiniz:

  • Kaşıntı
  • Tahriş
  • Sıradışı koku
  • Yoğun veya ince, yapışkan sarı-yeşil akıntı
  • İdrar yaparken ve cinsel ilişkide ağrı

Eğer hamilelikte yeşil-sarı akıntınız varsa, hemen doktorunuza ulaşın.

Trikomonas Gebeliği Nasıl Etkiler?

Trikomonas enfeksiyonu gebelikte şu risklerde artışa sebep olur:

  • Kesenin erken yırtılması
  • Erken doğum
  • Düşük doğum ağırlığı

Nadiren de olsa yenidoğan kız bebekler rahatsızlığı doğumda kapabilirler ve vajinal akıntıları olabilir.

Amniyon Kesesi Sızıntısı

Amniyotik sıvı şeffaftır ve hafifçe sarıdır. Amniyon kesesi içindeki bebeği korur.

Kesenin dokusu sıvıyı içeride tutar ve genelde doğum zamanına kadar yırtılmaz. Fakat devamlı olarak gelen sarımsı bir sıvı varsa, bu durum kesenin yırtıldığı anlamına gelebilir.

Amniyon Kesesi Sızıntılarının Belirtileri

Eğer birden bir sıvı boşalmaya başladıysa bu genellikle kesenin yırtıldığı anlamına gelir. Ancak yavaşça sıvı salan küçük bir delik varsa, bunun vajinal akıntı mı, idrar mı yoksa amniyotik sıvı mı olduğunu ayırt etmek zor hale gelebilir.

Amniyotik sıvı sızıntısının belirtileri şöyledir:

  • Devamlı sıvı gelmesi
  • Sulu ve ince akıntı
  • Hafifçe tatlı bir koku veya hiç koku olmaması

İdrar ve amniyotik sıvı arasındaki temel fark, idrarın kokusunun daha güçlü olmasıdır. Eğer sulu bir sıvı fark ederseniz ve idrar mı yoksa kese sıvısı mı olduğunu anlayamazsanız, ped takım. İdrarsa idrar kokusu pedde daha fazla olacaktır.

Amniyon Kesesi Sızıntısı Gebeliği Nasıl Etkiler?

Hamileliğin hangi noktasında olursanız olun, amniyon kesesinin yırtıldığından şüphe ediyorsanız hemen doktorunuza ulaşın. Amniyotik sıvı sızıntısı enfeksiyon riskini arttırır ve hem kendiniz hem de bebek için doğru şekilde değerlendirilmesi gerekir.

Eğer en az 37 haftalık olduysanız, bu durum doğumun başlayacağının işareti olabilir. Doktorunuz durumu gözlemleyerek doğuma başlayacağınızı onaylayabilir. Eğer doğumun başlaması uzarsa enfeksiyon riski de artar ve bu nedenle ilaç ile doğumun başlaması tetiklenebilir.

37 haftadan önce sıvı gelirse bu erken doğum olarak kabul edilir ve daha riskli olabilir.

34-37 hafta arasındaysanız, doktorunuz enfeksiyon riskinden dolayı doğumu erken başlatmak isteyebilir.

34 haftadan önce ise doktor enfeksiyon işareti yoksa yatak istirahati verebilir. Ayrıca enfeksiyonu önlemek için antibiyotik ve bebeğin akciğerlerinin daha hızlı gelişimi için steroidler yazabilir. Hastanede yakın gözlem altında olursunuz ve akciğer gelişiminin gözlenmesi için testler uygulanır. Eğer akciğerler olgun hale gelirlerse, doğum başlatılabilir.

Sonuç olarak hamilelikte vajinal akıntı çok yaygındır ve hamilelik ilerledikçe artar. Akıntıların bazıları normal ve sağlıklıdır, ancak bazı akıntı türleri, özellikle de kötü koku ve sarılık varsa, enfeksiyon işareti olabilir.

Çoğu enfeksiyon hamilelikte tedavi edilebilir durumdadır. Tedavi olmadığı durumlarda sizin ve bebeğinizin sağlığı risk altında olur.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

İlginizi çekebilir: Rahim Ağzı Yetmezliği Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale