X

Sağlıklı beslenme ve aktif yaşam rehberi: Yeni yılda daha enerjik, fit ve zinde olmak isteyenler için öneriler

Her yeni yılda hemen hemen hepimizin aldığı ancak uygulamakta da bir o kadarımızın zorlandığı o karar size de tanıdık geldi mi? O zaman hep bir ağızdan söylüyoruz: ‘Daha sağlıklı, daha fit ve daha formda olacağım.’

Klişe gibi görünse de, hepimizin yeni yıl kararları listesinde şekersiz beslenme, yogaya başlama, şekle girme ya da kilo verme gibi bedensel değişime işaret eden en az birkaç madde olduğuna eminiz. Öyle ki, Uplifers okuyucularının 2021 yılında kazanmak istediği iyi yaşam alışkanlıklarını ve yaşam tarzında yapmak istediği değişiklikleri merak ederek Instagram hesabımız üzerinden gerçekleştirdiğimiz soru/cevap etkinliğinde de en öne çıkan dört ana başlıktan biri ‘daha fit, enerjik ve zinde olabilmek’ oldu.

Yeni yıl kararlarının söylemesi kolay, uygulaması zor maddelerinden biri olan daha sağlıklı ve formda olma fikri eminiz her yıl kendinize söz verdiğiniz ancak gerekliliklerini de maksimum birkaç hafta yerine getirebildiğiniz bir alışkanlık. Sporu ve sağlıklı beslenmeyi odağına alan ve beden sağlığınız için aslında bir tercihten çok bir gereklilik olan daha fit, enerjik ve zinde olma hedefini gerçekleştiremememizin ardında onlarca farklı neden bulunuyor.

Çoğumuzun yeni yıl kararları arasında olan sağlıklı ve fit bir yaşam için ihtiyaç duyabileceğiniz beslenme ve egzersiz önerilerimizi, en önemlisi de bu önerileri gerçekleştirirken dikkat etmeniz gereken noktaları sizler için derledik.

Egzersiz, sağlıklı beslenme, diyet, spor… Yılbaşında aldığımız sağlıklı yaşam kararlarını uygulamak neden bu kadar zor?

Yeni yıl kararlarımızın büyük bir çoğunluğu Şubat ayında, hatta belki daha Şubat ayına girmeden ortadan kayboluyor. Yeni yıl kararlarımızı, özellikle de sağlıklı beslenme ve spor gibi bol miktarda kararlılık ve motivasyon gerektiren hedeflerimizi sürdüremememizin temelde iki ana sebebi bulunuyor. Bunun ilki, hedeflerimizin net sınırlarla belirlenmemiş olması. Yani hedeflerimizi belirtirken ‘sağlıklı olmak’, ‘kilo vermek’, ‘spor yapmak’ gibi bir hedef ve doğrultu belirtmeyen, havada kalmaya son derece müsait, sınırları belirsiz tamlamalar kullanmamız… İkincisi ise geçmiş başarısızlıklarımızın tekrarlanacağına dair edindiğimiz tutum. Yani, her yıl aynı kararı alıp, her yıl bu kararları sürdürmekte bir şekilde başarısız olduysanız, bu sene de almış olduğunuz kararları başarıyla sürdürebileceğiniz konusunda şüpheci davranmanız, dolayısıyla da ihtiyaç duyduğunuz motivasyonu ve kararlılığı bulamamanız çok olası.

Sağlıklı yaşamı alışkanlık haline getirmenin yolları

Öyle hemen yelkenleri suya indirmek yok! Bu yıl da hedeflerinizin sadece özenle hazırladığınız yılbaşı kararları listesinde yazılı kalmamasını sağlamanız ve Şubat ayından sonra da kararlıkla uyguladığınızı görebilmeniz için size kapsamlı bir sağlıklı yaşam rehberi hazırladık. Sağlıklı beslenmeyi, sporu, egzersizi, diyeti… Kısacası bedensel iyi oluşunuzu odağına alan bu listeyi harfiyen uyguladığınızda tüm taşların yerine oturduğunu somut sonuçlarıyla birlikte göreceksiniz.

1. Olabildiğince net ve sınırları belli hedefler koyun

Kendinize kilo vermek, şekle girmek, sıkılaşmak gibi hedefler koydunuz, evet. Fakat tüm bu şeyler sizin için ne anlama geliyor? Bedeninizde gerçekleştirmek istediğiniz değişim ölçülebilir bir değişim mi? İstediğiniz değişimin ölçülebilir bir değeri varsa o değer nedir? Kendinize neden bu hedefi koydunuz? Hedefinize ulaşmak için belirlediğiniz bu ölçünün ne kadar altında, ne kadar üstünde kalabilirsiniz? İstediğiniz görünüme kavuşmak için kaç kilo vermeniz yeterli? Kalçanızı istediğiniz ölçülere getirebilmek için ne kadar egzersiz yapmalısınız?

Hedefinizi belirleme aşamasında şu 5 ölçütü dikkate aldığınızdan emin olun: Spesifik, ölçülebilir, gerçekçi, yaşam tarzınıza uygun ve zamansal olarak çerçevelendirilmiş. ‘Bu yıl kilo vereceğim’ demek yerine ‘Mart ayının sonunda 5 kilo vermiş olacağım.’ gibi çok daha spesifik ve sınırları belli hedefler belirlediğinizde ulaşmanızın ve sürdürebilmenizin çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.

İlginizi çekebilir: İyilik, sağlık ve mutluluk yolunda: Hedef belirlemenin önemi ve hedeflerinize ulaşmak için atmanız gereken etkili adımlar İyilik, sağlık ve mutluluk yolunda: Hedef belirlemenin önemi ve hedeflerinize ulaşmak için atmanız gereken etkili adımlar 

2. Fırsat bulduğunuz her anı aktif geçirin

Sadece 15 dakikada gidebileceğiniz bir yere arabayla, taksiyle ya da toplu taşımayla gittiğiniz son anı düşünün. Mutlaka araç kullanmak zorunda mıydınız? Çok yoğun olduğunuz için zamanınız mı yoktu? Ya da buluşmanıza mı geç kalmıştınız? Marketten o kadar şeyi taşımaya mı üşendiniz, yoksa hava mı kötüydü? Bunlardan hiçbiri sizin için bir bahane değilse, gerçekten o 15 dakikalık yolu yürüyebilir miydiniz? Aslında aktif ve hareketli bir yaşam derken anlatmaya çalıştığımız şey tam olarak, tüm alternatifler arasından mümkün olabilen en hareketli ve aktif olan seçeneği ikinci kez düşünmeden seçebilme becerisi. Fırsat bulduğunuz her anı aktif geçirmenin arkasındaki en önemli ilke de aslında bu: Egzersiz yapmaya ya da düzenli olarak spora gitmeye zaman bulamıyor olabilirsiniz. Çok yoğun çalışıyor, çocuklarınızla ilgilenmekten spora fırsat bulamıyor ya da karantina zamanında evde egzersiz yapamıyor olabilirsiniz. Önemli olan, fırsat bulduğunuz an harekete geçmeye ne kadar istekli olup olmadığınız. Dolayısıyla ‘yapamıyorum’ ve ‘yapmak istemiyorum’ arasındaki ince çizgiyi çok iyi ayırt edebilmeniz gerekiyor.

İlginizi çekebilir: Hareketsizlikten kurtulun: Aktif bir yaşam için ne yapmalıyız?

3. Beslenmenizde mevsim meyve ve sebzelerine yer verin

Mevsiminde yetişen ve tüketilen meyve ve sebzeler tüm beden sağlığınızı destekleyen, hastalıkları önleyerek daha enerjik ve zinde olmanızı sağlayan lifler, vitaminler ve minerallerle doludur. Daha enerjik ve canlı hissetmek için günde 5-8 porsiyon arasında mevsim meyvesi ve sebzesi tükettiğinizden emin olun. Evden çalıştığımız ve zamanımızın çoğunu evde geçirdiğimiz şu günlerde evde pişirip yemek idealinizdeki sağlıklı ve fit vücudan kavuşmanıza yardımcı olacağı gibi; besin öğelerince de zengin olduğu için daha enerjik hissetmenizi, dolayısıyla daha fazla hareket etmenizi destekleyecek. İlk öğününüzde taze mevsim meyveleriyle süslenmiş bir kase yulaf ezmesi, sonrasında bol yeşillikli bir salata ve akşam yemeğinde lezzetli bir sebze yemeği pişirebilirsiniz. Sebze yemeklerini sevmiyorsanız, ara öğünlerinize sevdiğiniz sebze ve meyveleri ekleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Bağışıklık sistemini güçlendirmek için mevsimsel beslenme: Güçlü bir bağışıklık sistemi için mevsiminde sebze meyve tüketmenin önemi

4. Antrenman sıklığınızı takip edin

Fitness Industry Association’ın yayınladığı bir araştırmanın sonuçlarına göre spor salonuna yeni başlamış olan birinin hedeflediği vücuda ulaşmasının ve başarılı olmasının en önemli belirleyicisi spor salonuna gitme sıklığı. Aynı araştırmanın sonuçlarına göre, spor salonuna yeni üye olan bireylerin yaklaşık %30’u ilk ay boyunca spor salonuna haftada 1’den daha az gitmiş ve üyeliğin üçüncü ayından sonra bir daha hiç gelmeyenler de bu gruptan. Spor yapmak için tabii ki illa spor salonuna kaydolmanız gerekmiyor. Ancak evde, açık havada, yoga stüdyosunda ya da spor salonunda; nerede olursanız olun spor yapma sıklığınızı azaltmadığınızdan ve rutininizi istikrarlı şekilde sürdürebildiğinizden emin olun. Evde de olsanız, kendinize spor yapmak için bir köşe belirleyin, tüm ekipmanlarınızı bu köşeye yerleştirin ve kendi belirlediğiniz bir zamanda ve sıklıkta, kurallarınızı esnetmeksizin spor salonuna gider gibi spor yapın. Söz konusu sürdürülebilirlik olduğunda kararlılığınızın ve antrenman sıklığınızın, ne kadar yoğun ve uzun bir egzersiz yaptığınızdan çok daha önemli olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

İlginizi çekebilir: Kilo kontrolü ve zayıflamak için yapılması gereken egzersizler

5. Beden farkındalığınızı geliştirin

Bedeninizle ilgili bir değişim kararı aldığınızda, bedeninizi sürekli olarak takip etmeniz, değişimlerin farkında olmanız ve vücudunuzun size verdiği sinyalleri duyabilme becerisi geliştirmeniz gerekiyor. Beslenmenizle ya da yaptığınız tüm egzersizlerle ilgili her şeyi bedeniniz kayıt altında tutuyor. Dolayısıyla bedeninizin çeşitli bölgelerindeki ağrıların, acıların, her zamankinden farklı bazı duyumsamaların farkında olmak; postürünüzü, omuzlarınızdaki ya da boynunuzdaki gerginliği, beden şeklinizi, vücudunuzda yağların biriktiği yerleri fark etmek, hem beslenme hem de egzersizle ilgili seçimlerinizin ve attığınız adımların belirleyicisi olacak. Bedeninizi gün boyunca taradığınızda ve ihtiyaçlarına kulak verebildiğinizde, duruşunuzu fark etmeyi, kambur durduğunuz anlarda düzelmeyi ve bedeninizi çok daha etkili şekilde kullanabilmeyi de öğrenmiş olacaksınız.

İlginizi çekebilir: Beden tarama meditasyonu ile farkındalığın 6 adımı

6. Sağlıklı yaşam günlüğü tutmaya başlayın

Yaptığınız egzersizlerin ve beslenme alışkanlıklarınızın takibinde olmak, daha da önemlisi değişim için attığınız adımları somut olarak görebilmek için bir sağlıklı yaşam günlüğü oluşturun. Belirlediğiniz hedefe göre bu günlüğe antrenmanlarınızda kaç dakika hangi egzersizleri yaptığınızı, hangi öğününüzde ne tükettiğinizi yazabilirsiniz. Başlangıç aşamasında bulunduğunuz kiloyu, yapabildiklerinizi ve normalde sürdürdüğünüz beslenme düzenini yazabileceğiniz gibi, yukarıda da bahsettiğimiz spesifikleştirilmiş hedeflerinizi de şu an olduğunuz durumu değerlendirerek çok daha kolay belirleyebilirsiniz. Günlüğünüzü farklılaştırmak için bir blog açıp bu blog üstünden değişiminizi ve yaptıklarınızı görsellerle de zenginleştirebilirsiniz. Benzer şekilde sadece sağlıklı yaşam hedeflerinizi paylaştığınız bir Instagram hesabı açarak diğer insanları da değişim sürecinizin bir parçası haline getirebilir, daha fazla motive olmanın yanı sıra başkalarına da ilham verebilirsiniz. Günlük ya da blog gibi bir araç yardımıyla tüm sürecinizi kayıt altında tutmak, gelişiminizi çok daha kolay takip etmenize ve sonraki adımlarınızı daha kolay planlamanıza yardımcı olacak.

İlginizi çekebilir: Yeni yılda yeni hedefler: Hedeflerinize ancak “siz” isterseniz ulaşabilirsiniz

7. Egzersizlerinizi çeşitlendirin

Söz konusu egzersiz olduğunda, hepimizin zevkleri ve tercihleri farklılık gösterebiliyor. Kendiniz için en uygun egzersizin ne olduğuna henüz karar vermediyseniz, Beden tipini öğren, kendine uyan egzersizi seç  yazımızı okuyabilir, sizin için en uygun olan egzersiz çeşidini öğrenebilirsiniz.

Egzersiz ve spor konusunda motivasyonunuzu korumak ve egzersizi rutin haline getirebilmek için ilgi duyduğunuz ve zevk aldığınız aktiviteleri yapmanız önem taşıyor. Koşmayı seviyorsanız veya herhangi bir aktiviteye karşı özel bir tutkunuz varsa, kendinizi sadece o şeyi yapmakla sınırlamak cazip gelecektir. Ancak beden sağlığınızı bütünsel olarak desteklemek için egzersiz düzeninizde farklı aktiviteler arasında bir denge sağlamanız oldukça önemli. Kardiyovasküler egzersizler, ağırlık çalışmaları ve esneme egzersizlerinin tamamını kapsayan bir egzersiz düzeni, yaralanma ve sakatlıkların önlenmesine yardımcı olacağı gibi zindeliğinizi ve enerjinizi destekleyerek egzersiz performansınızı artıracaktır.

İlginizi çekebilir: Evde uygulayabileceğiniz en etkili egzersiz hareketleri

8. Kendinize çok yüklenmeyin ve bedeninizi fazla zorlamayın

Egzersiz ve sporun yanı sıra sağlıklı bir beslenme düzeni ve diyet de yaparak şekle girmek, kilo vermek, zayıflamak ya da sağlıklı bir bedene kavuşmak çaba ve emek isteyen bir süreç. ‘No pain, no gain. (Acı olmadan, kazanım olmaz.)’ sözü bu süreçte ekstra efor gerektiren pek çok zorlayıcı durumla karşılaşabileceğimizin bir işareti gibi.

Sağlıklı beslenme konusunda sadece belirli besin gruplarından fedakarlık etmemiz ya da kısıtlamalara gitmemiz, sonrasında da sürecimizi sabırlı şekilde sürdürmemiz gerekirken; antrenman ve spor söz konusu olduğunda bu kısıtlamalara birazcık da acı eklenmesi gerekiyor. Ancak haberler o kadar da kötü değil: Yapılan araştırmalar yüksek yoğunluklu egzersizlerin laktat eşiğini artırarak bedenin daha geç yorulmasına, daha fazla kalori harcanmasına, kardiyovasküler sistemin desteklenmesine yardımcı olduğunu gösterse de; hafif tempolu egzersizlerin de yağ yakımını desteklediği, stresi azalttığı, kan basıncını düzenlediği gibi pek çok araştırma sonucu bulunuyor. Dolayısıyla, bedeninizin sınırlarını bir anda zorlamaktansa, kademeli olarak egzersiz zorluğunuzu artırmayı deneyin. Çok yoğun ve bedeninizi zorlayan antrenmanların ya da hem besin öğelerince zengin olmayan hem de açlık sınırlarınızı zorlayan şok diyetlerin motivasyonunuzu düşürmenin yanı sıra bağışıklık sisteminize zarar vererek hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirebileceğini unutmayın.

İlginizi çekebilir: Nefes egzersizleriyle hem zihninizi hem bedeninizi dinlendirin 

9. Kendinize en uygun diyeti ve beslenme programını bulun

Şekersiz beslenme, glutensiz beslenme, hızlı kilo verdiren diyetler, şok diyetler, detoks programları… Söz konusu daha sağlıklı, güzel görünen bir bedene kavuşmak; kilo vermek, zayıflamak ya da bedenimizi şekle sokmak olduğunda aklımıza spordan ve egzersizden de önce ilk gelen şey, görece daha az zaman ve efor gerektiren diyetler. Ancak bedeninizin ihtiyaçlarını, yağ ve kas oranınızı, kan değerlerinizi ve yaşam tarzınızı göz ardı ederek uyguladığınız diyetlerin büyük bir kısmı bedeninize faydadan çok zarar getirebiliyor. Bu nedenle herhangi bir diyete başlamadan ya da beslenme düzeninizi değiştirmeden önce mutlaka bir uzmanla görüşerek, mümkünse kişiselleştirilmiş bir diyet programıyla ilerlemeyi önceliklendirmelisiniz. Herhangi bir sağlık probleminiz yoksa ve kan değerleriniz normalse, yağ yakma, kilo verme, zayıflama, vücut şekillendirme, kas kütlesini artırma gibi farklı hedeflere yönelik beslenme programlarını deneyebilirsiniz. Mevsim meyve ve sebzelerinin ağırlıkta olduğu; protein, karbonhidrat, sağlıklı yağlar, vitaminler ve minerallerce zengin diyet programlarından kendi yaşam tarzınıza ve beslenme düzeninize en uygun olanını deneyebilirsiniz.

2020 yılının en iyi diyeti Akdeniz Diyeti seçildi. Bulunduğumuz coğrafyada yetişen gıdaların yer aldığı ve normal beslenme düzeninizde küçük değişiklikler yaparak kolaylıkla uygulayabileceğiniz bu diyete bir şans verebilirsiniz. Ayrıca aşağıdaki birbirinden farklı diyet ve beslenme stillerini inceleyerek yeni yılda kendiniz için uygulaması keyifli ve uygun olabilecek bir tanesini seçebilirsiniz:

10. Yeni bir aktivite deneyin

Yeni yılda alınan sağlıklı ve iyi yaşam kararlarının en güzel yanı, yeni şeyler denemeye ve daha önce hiç denemediğimiz şeylere yaşamımızda alan açmamız konusunda bize motivasyon ve ilham vermesi. Hareketli, enerjik, zinde ve aktif olmak için bildiğiniz ve daha önce uyguladığınız diyet programlarını ya da egzersizleri uygulamak tek seçeneğiniz değil. Konfor alanınızın dışına çıkarak bu hedefinizi gerçekleştirirken bir taraftan da yeni bir hobi edinmeye ne dersiniz? Rüzgar sörfü deneyebilir, ata binmeyi öğrenebilir, tenis dersi alabilir ya da online olarak bir pilates ya da yoga topluluğuna katılabilirsiniz. Bedeniniz her zaman aynı şeyi yapmaya devam ettiğinde ve yeni bir düzene adapte olarak bunu rutine dönüştürdüğünde, bir süre sonra bunu artık zorlayıcı bulmayarak sıkılmaya başlayabilir. Tam da bu noktada yeni bir şey denemek beyninizi ve bedeninizi yeni bir şey öğrenmeye zorlayarak sürecinizi çok daha eğlenceli ve ödüllendirici bir deneyime dönüştürecektir.

Sağlıklı beslenme, egzersiz, enerjik ve zinde bir yaşam hedeflerinizle ilgili yapabileceklerinizi incelediğimiz bu kapsamlı yazımızın yanı sıra, yeni yılda farkındalık becerilerinizi geliştirerek daha çok anda kalabilmeyi ve daha odaklı olabilmeyi de hedefliyorsanız Mindfulness nedir, nasıl alışkanlık haline getirilir: Yeni yılda farkındalığını geliştirmek isteyenler için öneriler yazımızı mutlaka okumanızı öneriyoruz. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale