X

En iyi Netflix belgeselleri: Mutlaka izlemeniz gereken yapımlar

En iyi Netflix belgeselleri hangileri, merak ediyorsanız doğru yerdesiniz! İlham verici biyografiler, gerçek hikayeler, yürek burkan hayatlar, motivasyon kaynağı keşifler… İlgi çekici ve etkileyici içerikleriyle izleyicilerinin beğenisini toplamayı başaran belgeseller bu yazımızda. Netflix’te izleyecek farklı içerikler arayan ve dizilere biraz ara vermek isteyen herkesin faydalanabileceğini düşündüğümüz Netflix belgesellerini sizin için derledik. Doğa belgeselleri, wellness belgeselleri, seyahat belgeselleri ve çok daha fazla çeşit bu yazımızda. Peki hangi belgeseller izlenmeli? En iyi Netflix belgeselleri için okumaya devam edin:

Pepsi, Jetim Nerede? (IMDb: 7.0)

Dünya devi rakip bir kola markası ile rekabet edebilmek için çareyi büyük ve etkileyici bir reklam kampanyasında bulan Pepsi, potansiyel tüketicilere Pepsi puanlarını toplayarak bir savaş jeti kazanabileceklerini söylüyor. Tabii ki bunun gerçekten olması mümkün değil, ancak reklamda şaka olduğunu belirten bir ibare de yok. Sonrası ise tam bir hukuk mücadelesi. Çünkü, tüketicilerden biri gerçekten o jeti almak istiyor, peki neler oluyor? Hepsi Pepsi, Jetim Nerede? Belgeselinde.

Harry & Meghan (IMDb: 5.1)

İngiliz kraliyet ailesinin en magazinel evliliği; Harry ve Meghan birleşmesi. İkilinin geçmiş deneyimlerini, bugünkü yaşantılarını, kraliyetten neden ve nasıl kaçtıklarını, kendi özerk çekirdek ailelerini kurma çabalarını anlatan bu belgesel, tüm dünyanın izlemesi gereken türden.

The Minimalists – Less is now (IMDb: 5.9)

Hep çok fazla eşyaya sahip olduğunuzu düşünüyor, hatta yaşam alanlarınızdaki kalabalıktan şikayet ediyor ama bir türlü fazlalıklardan arınamıyorsanız, ihtiyacınız olan ilhamı sunan bir belgesel: The Minimalists. Günümüzün tüketim çılgınlığına dikkat çeken bu yapımı kaçırmayın.

Money Explained (IMDb: 7.0)

Para, para, para… Varlığı bir dert, yokluğu yara… Şarkısını bir kez daha hatırlatan, para harcama alışkanlıklarına, para harcama tuzaklarına, nasıl birikim yapıp-nasıl ve neden yapılamadığına dikkat çeken etkileyici belgesel Money Explained ile siz de bütçenizi ve yatırımlarınızı iyileştirebilirsiniz.

Moving Art (IMDb: 8.6)

Doğanın büyüleyici atmosferine en meditatif ezgilerle tanıklık etmek ister misiniz? Film yapımcısı Louie Schwartzberg’in okyanuslarda, ormanlarda, çöllerde, çiçeklerde, kısacası doğanın her bir köşesinde gizlenen güzelliği vurgularken yarattığı eşsiz sanatı deneyimlemek için bu belgesele mutlaka göz atmalısınız.

Eğer sanatsal belgesellere ilgi duyuyorsanız Sanatseverlerin kesinlikle izlemesi gereken 10 belgesel yazımıza da göz atabilirsiniz.

Yaparsın Şekerim (IMDb: 8.3)

Duayen tiyatro oyuncusu, usta sanatçı Haldun Dormen’i anlatan, adeta bir başyapıt: Yaparsın Şekerim. İlham ve motivasyon dolu bu belgeselden her yaştan insanın öğreneceği çok şey olduğundan emin olabilirsiniz.

Mantarların Gizemli Dünyası (IMDb: 7.4)

Mantarların Gizemli Dünyası, 3.5 milyar yıl önce mantarların dünyada başlayan yaşamlarını ve günümüze kadar gelmiş şifa dolu yolculuklarını anlatıyor. Benzersiz şekilleri, renkleri ve ormanda üstlendikleri görevleriyle büyüleyici bir maceraya tanıklık etmenizi sağlıyor.

Babies (IMDb: 6.9)

Sevimli bebeklerin dünyayı nasıl keşfettiklerini hiç merak ettiniz mi? Bebekler belgeseli, bebeklerin yaşamlarının ilk yıllarında dünyayı nasıl tanımaya başladıklarını, beyinlerinde neler olup bittiğini, etraflarını nasıl gördüğünü anlatıyor. İnsan olmanın ne anlama geldiğini ve ‘nasıl olunduğunu’ keşfeden bebeklerin yüzünüzü güldürecek halleri bu belgesel serisinde.

What the Health (IMDb: 7.2)

Diyetler ve hastalıklar arasındaki bağlantıyı açığa çıkaran, bunu yaparken de ilgili birçok sektörün etkisini gözler önüne seren “What the health”, çarpıcı gerçekleri ve bunların insan ve toplum sağlığını nasıl etkilediğini anlatıyor.

Wild Babies (Yavru Hayvanların Gizli Yaşamı) (IMDb: 7.7)

Sevimlilikleriyle içimizi ısıtan yavru hayvanların macera dolu yaşamlarına doğru keyifli bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Vahşi doğadaki yaşamın iniş çıkışlarıyla baş etmeyi öğrenen aslan, fil, penguen, pangolin ve daha pek çok yavrunun hayatlarına yakından bakma şansı yakaladığımız bu Netflix belgeseli, toplam 8 bölümden oluşuyor.

Ancient Apocalypse (Kadim Uygarlıklar) (IMDb: 8.0)

Dünyanın gizemini keşfetmeye hazır mısınız? Gazeteci Graham Hancock, son Buzul Çağı’na kadar uzanan gizemli, kayıp uygarlıkların kanıtlarını aramak için dünyayı dolaşıyor. Gunung Padang’dan Derinkuyu’ya Graham Hancock, tarih öncesi uygarlıkları ve ortadan kaybolduğuna inanılan yerleri Kadim Uygarlıklar belgeselinde araştırıyor.

İlginizi çekebilir: İlham ve mutluluk veren belgeseller

Saklı İstanbul (IMDb: 5.6)

Tarihçi Cem Akoğul’un yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği, Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz, Mimar Olcay Aydemir’in içeriğini hazırladığı ve anlatıcılığını yaptığı Saklı İstanbul belgeseli, izleyicileri İstanbul’un tarihinde ve muhteşem manzarasında olağanüstü bir yolculuğa çıkarıyor. 6 bölümden oluşan Netflix’te yayınlanan Saklı İstanbul belgeselinde Zeyrek, Sultanahmet Meydanı, Sultanahmet Arastası, Cankurtaran, Haliç-Vefa ve Galata’nın hikayesini keyifle dinlemeye hazır olun.

David Attenborough: A Life on Our Planet (IMDb: 8.9)

Her bir cümlesi ve sahnesi derin anlamlar barındıran, kendi hayatı ile vahşi yaşamı birleştirerek anlatan David Attenborough, deneyimleri ile başarılı bir doğa bilinci yaratmayı başarıyor. Vahşi doğanın güzelliğinden, hiç bilmediğimiz canlı türlerine kadar zengin bilgiler sunan belgesel, aynı zamanda gezegenimizin karşılaştığı zorlukları da gözler önüne seriyor.

Seaspiracy (IMDb: 8.3)

Cowspiracy’nin yapımcılarının elinden çıkan Seaspiracy, okyanusların nasıl giderek kötüleştiğini ve böyle giderse nasıl yok olacağını gözler önüne seren, tüyler ürpertici bir belgesel. Dünya yüzeyinin %70’ini kaplayan okyanus sularının insanlar tarafından nasıl mahvedildiğini ve acilen korunması gerektiğini anlatan Seaspiracy, dünyaya bakış açınızı değiştirebilir.

My Octopus Teacher (IMDb: 8.1)

Başarılı yönetmen Craig Foster’ın kaleme aldığı My Octopus Teacher, iletişim ve yaşam döngüsü üzerine odaklanan başarılı bir belgesel. Güney Afrika sahillerinde bir gezintiye çıkan yönetmen, deniz canlıları ile kendini iyileştirmeye çalışırken dişi bir ahtapotla tanışır ve aralarında bir dostluk oluşur. İçinizi ısıtacak bu yapımı izlemediyseniz hemen listenizi kaydetmelisiniz.

The Fear of 13 (IMDb: 7.6)

Yürek burkan ama içinizi de ısıtmayı başaran bir belgesel olan “The Fear of 13”de 20 yıl hapiste kalmış ve idamı için mahkemeye başvuran Nick Yarris’in hikayesine tanık olacaksınız. Nickin’in çocukken yaşadığı trajik olaylarla başlayan, zaman geçtikçe içinden çıkılmaz bir batağa saplanan ama aşkın iyileştirici gücüyle yenilenen umut dolu hikayesini konu alıyor.

Being Elmo: A Puppeteer’s Journey (IMDb: 7.6)

Sevimli kukla Elmo’yu tanımayan ve sevmeyen yoktur, bu eğlenceli belgesel Elmo’nun yaratılış hikayesini konu alıyor. Elmo’nun yaratıcısı Kevin Clash’in Susam Sokağı’na uzanan ilham verici serüvenini anlatan bu belgeseli izlemediyseniz hemen listenize ekleyebilir, aradığınız ilham kaynağına kavuşabilirsiniz.

Period. End of Sentence (IMDb: 7.4)

Kısa ama oldukça etkili bir içeriğe sahip, 91. Oscar Ödül Töreni’nde En İyi Kısa Belgesel Ödülü’nü alan Period. End of Sentence, Hindistan’daki kadınların ekonomik özgürlük mücadelelerini konu alan ilham verici bir yapım. Regl dönemine önyargıyla yaklaşan bu toplumda, kadınlar kendi hijyenik pedlerini üretmek için kolları sıvıyorlar ve istediklerini başarıyorlar.

Secrets of the Saqqara Tomb (IMDb: 7.2)

4400 yıl boyunca el değmemiş bir mezarı açan arkeologlardan oluşan bir ekibin olağanüstü gizemleri çözmelerini konu alan bu belgesel; ilham verici tarihi, hala aydınlanmamış geçmişten kesitleri ile birçok hikayeye ışık tutan Mısır’da yapılan bir arkeoloji keşfi, son elli yılın en büyük sırlarını açığa çıkarıyor.

Peru: Hidden Treasure (IMDb: 6.1)

Adeta bir görsel şölen tadında izleyeceğiniz, geçmişi 1000 yıl öncesine uzanan Peru, ender coğrafi özelliklere sahip ülkelerden bir tanesi. Okyanuslar, dağlar, çöller, ormanlar, hepsinin kesiştiği aynı zamanda kültürel zenginlikler ile dolu bu güzel ülkeye dair birçok bilinmeyen bilgiyi öğreneceksiniz. Dilerseniz Manzaralarıyla akıllardan çıkmayacak, nefes kesen belgeseller yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Cooked (IMDb: 8.1)

En iyi Netflix belgeselleri listemizin ilk önerisi gazeteci ve gıda uzmanı Michael Pollan’ın kitap uyarlaması. Belgesel doğanın dört elementi ateş, su, hava ve toprağın objektifinden gıdaların evrimsel tarihini ve dönüşümünü ele alıyor. Ve başlarken karşımıza çıkan cümle, bu yapımla ilgili her şeyi en net haliyle özetler nitelikle:

“Yemek pişirmeyi öğrendiğimiz zaman gerçekten insan olabiliriz.”

Tiger King: Murder, Mayhem and Madness (Kaplan Kral) (IMDb: 7.5)

En iyi Netflix belgeselleri arasında gösterilen Kaplan Kral, Oklahoma’daki özel bir büyük kedi hayvanat bahçesinin gösterişli ve son derece kendine güvenen sahibi Joe Exotic’i konu alıyor. Joe Exotic’in hikayesi, yalanlar, silahlar, ABD başkanlığı için bir teklif ve kiralık bir cinayet komplosu içeren; kurgudan çok daha garip bir hikaye. İzlerken gerçekliğinden şüphe edeceğiniz bu sürükleyici belgeselin 2021’de 2. sezonunun geleceğini de hatırlatalım.

The Last Dance (Son Dans) (IMDb: 9.1)

Bu 10 bölümlük belgesel dizisinin büyüsüne kapılıp hayran olmak için ille de basketbolu sevmek zorunda değilsiniz. 10 saat boyunca, Michael Jordan’ın Chicago Bulls’taki son sezonunun öyküsü, önceki yaşamı ve kariyeri; Scottie Pippen ve Dennis Rodman gibi ünlü takım arkadaşlarının kariyerleriyle birlikte ele alınıyor. Jordan’ın hikayesi, kesinlikle herkese ilham olacak kadar etkileyici. Hiçbir başarının tesadüf olmadığının kanıtı niteliğindeki bu harika belgeseli henüz izlemediyseniz mutlaka göz atmanızı öneririz.

Jim & Andy (IMDb: 7.6)

Jim & Andy en iyi Netflix belgeselleri arasında yer almayı sonuna kadar hak eden yapımlardan. 1999 yapımı “Man on the Moon” filminin çekimleri sırasında, sevilen aktör Jim Carrey, komedyen Andy Kaufman karakterine bürünme kararı aldı. Ve bu zor çekim sırasında Kaufman’ın birkaç arkadaşından, kendisini hem sette hem de set dışında filme alarak bu deneyimi belgelemelerini istedi. Ancak Universal Pictures, insanların Carrey’in “pislik” olduğunu düşünmesinden korktuğu için görüntülerin yayınlanmasını engelledi. Yani Jim & Andy, bu görüntüleri, Carrey’nin 2017’deki samimi bir röportajıyla birlikte ilk kez gün yüzüne çıkaran bir yapım.

Belgeseli izlerken Carrey’nin oyunculuğunun ne kadar büyüleyici olduğuna inanamayacaksınız. Ki bu bazen yıpratıcı, bazen de oldukça çileden çıkarıcı!

Wild Wild Country (Vahşi Kırlar) (IMDb: 8.1)

Netflix’in ses getiren belgeseli Vahşi Kırlar, kitapları dünya çapında hala en çok okunanlar listesinde yer alan ve Osho olarak tanınan Bhagwan Shree Rahneesh’in hayatını ve Rajneesh hareketini anlatıyor. Hintli guru, dünyaca ünlü biriydi ve dini bir lider olarak çok güçlüydü. Yine de belgesel, onunla ilgili hiç bilmediklerimizi gözler önüne seriyor. Peki ama Osho bu kadar ünlü olmayı ve milyonlarca insanı etkilemeyi nasıl başardı?

Our Planet (Gezegenimiz) (IMDb: 9.3)

Planet Earth’ün yapım ekibi tarafından hazırlanan “Gezegenimiz” de en iyi Netflix belgeselleri arasında. Sekiz bölümden oluşan bu doğa belgeseli, üzerinde yaşadığımız gezegenin büyüleyici güzelliklerini gözler önüne seriyor. Çekimleri dört yıl gibi uzun bir sürede tamamlanan yapım, iddia ediyoruz size benzersiz bir yolculuk yaşatacak.

Dark Tourist (Kara Turist) (IMDb: 7.5)

Kara Turist, Yeni Zelandalı gazeteci David Farrier tarafından hazırlanan sekiz bölümlük bir belgesel dizisi. Ve izleyenleri dünyanın en sıra dışı destinasyonlarına götürüyor. Pablo Escabar’ın peşinden Medellin, Fukushima’daki nükleer felaketin izinden Tomioka, Manson Ailesi’nin cinayetlerinin ardından Los Angeles… Kimsenin seyahat listesinde olmayan bu noktalar, kesinlikle sizi çok etkileyecek.

Icarus (IMDb: 7.9)

Oscar ödüllü bir belgesel olan İkarus, doping kullanımını konu ediniyor. Belgeselin yönetmeni Bryan Fogel, sporcularda doping kullanımı üzerine araştırmalar yaparken Rus bilim insanı ile tanışıyor ve ikili araştırmalarını birlikte yürütmeye devam ediyorlar. İkarus ayrıca Rusya’nın olimpiyat oyunlarındaki doping skandallarıyla ilgili birçok detayı da gözler önüne sermekte.

100 Humans: Hayati Sorular ve Cevapları (IMDb: 5.8)

100 Humans, farklı geçmişlere ve özelliklere sahip 100 insanın eğlenceli deneylere tabi tutulduğu bir belgesel dizisi. Her bölümde farklı konuların ele alındığı belgeselde genel olarak insanların gündelik yaşamına dair sorular üzerinde duruluyor. İzlerken hem eğleneceğiniz hem de üzerine düşüneceğiniz bir şeyler arıyorsanız, bu yapım kesinlikle size göre.

Bob Ross: Küçük Mutlu Ağaçların Arasında Gizlenen İhanet ve Hırs (IMDb: 6.9)

En iyi Netflix belgeselleri arasında yeni bir yapım olan “Bob Ross”, sevilen ressamın işinin arkasındaki rahatsız edici gerçeği ve özellikle onun zamansız ölümünden sonra olanları konu alıyor. Ross’un oğlu ve en iyi arkadaşının yanı sıra onu tanıyan diğer kişilerle röportajlar içeren yapım, Ross’un tesadüfen nasıl ikon haline geldiğini ortaya koyuyor. Bunu yaparken aynı zamanda bize tuvalin arkasındaki o adamı da gösteriyor.

Gaga: Five Foot Two (Lady Gaga) (IMDb: 7.0)

2017 yılında gösterime giren belgesel, tahmin edeceğiniz gibi Lady Gaga’nın yaşamını konu alıyor. Sevilen sanatçı hakkında derine inen bir belgesel izlemek istiyorsanız bu yapımı mutlaka listenize ekleyin deriz. Tabii sanatçının özel yaşamı ve kariyeriyle ilgili daha önce duymadıklarınızı duymaya ve şaşırmaya da hazır olun.

The Great Hack (Büyük Hack) (IMDb: 7.0)

The Great Hack, Facebook-Cambridge Analytica skandalını ve Facebook’un inkarlarına rağmen sosyal medya devinin, kullanıcılarından toplanan kişisel verileri nasıl kullandığını derinlemesine inceliyor. Araştırmacı gazeteciler ve Cambridge Analytica muhbiri Brittany Kaiser ile yapılan röportajlar sayesinde belgesel, verilerin nasıl gezegendeki en değerli kaynak haline geldiğine ve kullanıcıları hedeflemek için nasıl kullanıldığına dair şok edici bir bakış sunuyor.

The Serpent (IMDb: 7.6)

En iyi Netflix belgeselleri listemizin son önerisi milli gururumuz İlker Kaleli’nin de yer aldığı The Serpent için tam anlamıyla belgesel diyemesek de gerçek bir olayı konu alması sebebiyle bu yazıda yer alması gerektiğini düşündük. Dizi 70’li yıllarda Güneydoğu Asya’da Batılı turistlerin peşine düşen seri katil Charles Sobhraj’ın hikayesini ele alıyor. Sobhraj çeşitli ülkelere seyahat eden 20 gezginin cinayetinin sorumlusu. Dünyanın farklı kıtalarında hakkında arama emri çıkarılan Sobhraj’ın yakalanma öyküsünü izlediğimiz dizinin sonunda, faillerin gerçek fotoğraflarını görüyoruz.

İlginizi çekebilir:

Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliği temalı en iyi belgeseller

Netflix’ten ufkunuzu açacak 10 wellness belgeseliNetflix’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale