X

Karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen sürdürülebilir wellness şirketleri

Küresel ısınma ve iklim değişikliği, günümüz dünyasının karşı karşıya olduğu en kritik sorunlar arasında yer alıyor. Bu iki fenomenin yarattığı çevresel etkiler, gezegenimizin geleceğini tehlikeye atarak uzun vadeli negatif sonuçlar doğuruyor. Bu sonuçların önüne geçmek için de her bireyin ve sektörün çevre dostu yaklaşımlar geliştirmesi büyük bir önem taşıyor.

Birbirinden farklı sektörler, sürdürülebilirliği herkesin hayatına taşımak amacıyla gerekli sorumluluklar alıyor. Bu sektörlerin başında da bireylerin iyi olma halini ve sağlığını ön planda tutan wellness sektörü yer alıyor. Pek çok yenilikçi wellness şirketi, üretim ve tüketim süreçlerindeki karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda izlenen yol, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi acil çevresel sorunlarla mücadeledeki zorlukları hafifletiyor. Bu yazımızda, böylesine büyük ölçekli problemlere karşı etkili bir direnç oluşturan beş tane wellness şirketini detaylı bir şekilde inceliyoruz.

Vegamour

2016 yılında kurulan Vegamour, sürdürülebilirlik ve etik üretim ilkelerine bağlı kalarak saç bakım çözümleri üretiyor. Bu şirket, bilimsel olarak desteklenen doğal ürünleriyle güzellik rutinlerini çevreye duyarlı bir hale getiriyor. Adil ticareti, biyoçeşitliliği, topluluk sağlığını ve kurumsal sorumluluğu birer ilke haline getiren şirket, doğal ve bitki bazlı malzemeler kullanarak ürünlerini geliştiriyor. Şirketin formüllerinde yer alan malzemeler, saç uzamasını teşvik ettiği gibi saç dökülmesini de önlüyor. Kırmızı yonca, maş fasulyesi, bezelye filizi özü, çay ağacı yağı ve Hint yağı gibi malzemeler, Vegamour’un bakım ürünlerinin etkinliğinin temelini oluşturuyor.

Zararlı kimyasallardan, sentetik kokulardan, paraben ve silikon gibi sağlığa hasar veren bileşenlerden uzak duran bu şirket, tüm ürünlerini %100 vegan olarak tanımlıyor. Ayrıca, bu ürünlerin test aşamasında hiçbir hayvan üzerinde deney yapılmadığı da vurgulanıyor. Vegamour, saç bakım yağlarından kirpik serumlarına kadar çok geniş bir ürün yelpazesi sunuyor.

Vegamour, 2021’de General Atlantic’ten 80 milyon dolarlık bir yatırım aldı ve bu yatırımı yeni ürünler geliştirmek ve organik büyümeyi ilerletmek için kullanıyor. Son olarak, bu şirketin vegan ürünlerini geri dönüştürülebilir ambalajları, karbon nötr kargo seçeneklerini ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını tercih ederek desteklediğini belirtmek istiyoruz.

Cora

Kaynak: cora.life

2016 kuruluşlu Cora, sıradan regl dönemi ürünlerine karşı çıkarak kadınlara sağlıklı ve çevre dostu menstrüasyon ürünleri sunuyor. Sektörde pozitif bir değişim yaratmayı amaçlayan bu şirket, sürdürülebilir bir yaklaşım sergilemeyen şirketlerin geliştirdiği ürünlerin olumsuz etkilerini vurguluyor. Örneğin, sıradan pedlerin çoğuna klorla beyazlatma işlemi uygulanıyor ve bu işlem sonucunda dioksin isimli zehirli kimyasallar oluşabiliyor. Dioksinler, kanser riskini artırdığı gibi üreme ve gelişim problemlerine de sebep olabiliyor. Dioksinlere ek olarak, her ay kullanılan bu ürünlerin çoğu sentetik koku, polietilen, polipropilen ve lateks gibi sağlığa zararlı malzemeler içeriyor. Cora ise organik pamuk gibi sağlığa ve çevreye zarar vermeyen malzemeler kullanarak ürünlerini geliştiriyor. Ayrıca, bu şirket kötü kokuları maskeleyen fakat aynı zamanda cilt tahrişine yol açan sentetik kokulara ve deodorantlara ürünlerinde yer vermiyor.

2021’deki son yatırım turunda 7.5 milyon dolarlık bir yatırım alan Cora, toplam fon miktarını 34.1 milyon dolara ulaştırdı. Şirket, organik pamuktan yapılmış tamponlar, pedler, menstrual kaplar ve adet külotları geliştirerek plastik kullanımını azaltıyor ve sıfır atık hedefine ulaşmaya çalışıyor.

Blueland

2019’da kurulmuş olan Blueland, plastik atık miktarını azaltma hedefiyle çevre dostu temizlik ürünleri üretiyor. Bu şirket, tüketicilere yeniden kullanılabilir ambalajlarla ürünlerini sunarak tek kullanımlık plastiklere karşı çıkıyor. Bu sayede, etkili temizlik çözümleri yenilikçi ve çevreci bir yaklaşımla destekleniyor. Temel olarak ev temizliğine ve kişisel bakıma odaklanan Blueland, karbon ayak izini azaltmaya yönelik geliştirilmiş temizlik spreyleri, el sabunları, bulaşık deterjanları, çamaşır deterjanları ve banyo temizleyicileri sunuyor. Bu ürünler, yeniden kullanılabilen şişelerle tüketicilere ulaşıyor; tüketiciler, ürünlerini bitirdikten sonra ürün şişelerini farklı amaçlarla kullanarak kazanca geçebiliyorlar. Bu noktada, bu ürünlerin formüllerinde doğal ve biyolojik olarak parçalanabilir bileşenlerin yer aldığını belirtmek istiyoruz. Blueland, organik malzemelere ürün içeriklerinde yer vererek hem insan sağlığını hem de doğayı destekliyor.

2022’deki son yatırım turunda 20 milyon dolarlık bir yatırım alan Blueland, toplam fon miktarını 23 milyon dolara yükseltti. Sürdürülebilirlik odaklı misyonuyla öne çıkan şirket, yenilikçi ürün tasarımı ve doğaya duyarlı temizlik ürünleriyle tüketicileri çevre dostu tüketim alışkanlıklarına yönlendiriyor.

Luna Daily

Kaynak: luna-daily

2022 kuruluşlu Luna Daily, hem farklı cilt tiplerine hem de farklı dönemlere yönelik günlük hijyen rutinlerine uygun kişisel bakım ürünleri sunuyor. Karbon ayak izini azaltırken kadın sağlığını desteklemeyi amaçlayan şirket, zararlı kimyasallara ve potansiyel alerjenlere ürünlerinde yer vermiyor. Buna ek olarak, şirketin ambalajlama aşamasında da çevre dostu malzemeler kullanılarak plastik atıkların önüne geçiliyor.

Luna Daily, cildiye uzmanlarıyla, jinekologlarla ve formülasyon kimyagerleriyle çalışarak hamilelikten menopoz dönemine kadar kadınlara her zaman yardım etmeyi hedefliyor. Şirket, bu amaç doğrultusunda THERMABIOME+™ ismini verdiği kompleksiyle inovatif ürünler formüle ediyor. Vücudun her yerinde denge oluşturan ve cildi hem besleyen hem de koruyan bu ürünler arasında spreyler, sabunlar ve yağlar bulunuyor. Tamamen geri dönüştürülebilir ambalajlara sahip bu ürünler, doğal ve vegan içerikleriyle öne çıkıyorlar.

Geçen yıl düzenlediği ilk yatırım turunda 3 milyon euroluk bir yatırım alan Luna Daily, ‘’En hassas bölgeniz dahil, tüm cilt tipleri için mikrobiyom dengesini koruyan vücut bakımı.’’ sloganıyla ürünlerini geliştirmeye devam ediyor. Şirket, sürdürülebilirlik misyonuyla kadın sağlığı sohbetlerini her yaş ve aşama için normalleştirmeyi hedefliyor.

Modibodi

Kaynak: eu.modibodi

2013’te kurulmuş olan Modibodi, wellness ve moda sektörlerini birleştiren bir köprü görevi görüyor. Tek kullanımlık pedlerin ve tamponların gezegenimize verdiği hasarlara yoğunlaşan şirket, yıkanabilir ve tekrar tekrar kullanılabilir regl külotları ve regl mayolarını piyasaya sürüyor. Şirket, sürdürülebilirlik felsefesiyle yumuşak bambu ve organik pamuk gibi doğal liflere ürünlerinde yer veriyor. Şirketin ürünleri, su geçirmezlik ve nefes alma özellikleriyle öne çıkarak kadınları hem etkili bir çözümle hem de rahatlık hissiyatıyla buluşturuyor. Şirket, regl iç çamaşırlarının tüm akıntı tiplerine uygun olduğunu belirterek gün boyu kuruluk ve tazelik vurgusu yapıyor.

Modibodi, 2022’de kişisel hijyene ve sağlığa odaklanan Essity isimli uluslararası şirket tarafından 140 milyon dolar karşılığında satın alındı. Puma gibi küresel ölçekte tanınan giyim markalarıyla partnerlikler kuran Modibodi, yenilikçi kumaş teknolojisini tüm kadınlara ulaştırmayı amaçlıyor.

Kaynak: Cultbeauty, Chic Style Collective, Who What Wear, Crunchbase

İlginizi çekebilir: Kadın sağlığına ve kadınların yaşam kalitesini iyileştirmeye odaklanan ‘FemTech’in yükselişi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale