X

Her şeyi tecrübe etmek mi, tecrübe edenlerden ders çıkarmak mı?

Enerjisini güneşten alanlar için zorlu mevsim koşullarına giriş yapıyoruz. Sonbahar hüznünü, kış depresyonunu daha az zararla atlatmayı kim istemez. Fiziksel gelişimini spora, zihinsel gelişimini meditasyona emanet edenler için mevcut durumu korumak önemli ta ki “hayat, biz plan yaparken başımıza gelenlerdir” sözünü yaşayana kadar. Ben bu sözün birazcık tecrübelerle ilgili kısmındayım. Hayatlarımızın normal seyrinden dertlere, sorunlara aktığı dönemlerde yani başımıza gelenlere çözüm bulma arayışındayken hepimizin aklına düşen o soruyu soruyorum; her şeyi tecrübe etmek mi, tecrübe edenlerden ders çıkarmak mı?

İlginizi çekebilir: Sonbahar depresyonu nedir, üstesinden nasıl gelinir?

Çok tatlı bir kız arkadaş gurubum var; birbirini sürekli geliştiren, besleyen, önemseyen. Her şeyi konuşuyoruz ve yargılamadan sadece farklı bakış açılarıyla kim olduğumuzu hatırlıyoruz, kafamızdaki senaryolara başka açılardan sahneler ekliyoruz. Her seferinde konu son günlerin popüler tabiri “tekamül”e geliyor. Tekamül, mutluluk gibi varılacak bir sonuç değil, yolun kendisi bir süreç. Kendi yaşamına göre tekamülün neresinde olduğun önemli, ölçülebileceğin bir şey değil sadece gözlemleyebilirsin tecrübelerinle.

Fiziksel gelişimini spora, zihinsel gelişimini meditasyona emanet edenler için mevcut durumu korumak önemli ta ki “hayat, biz plan yaparken başımıza gelenlerdir” sözünü yaşayana kadar.

Mesela dün olduğun kişiden ne kadar farklısın bugün, bu farkın ne kadarını kendi tecrübenden edindin ne kadarını çıkardığın derslerden? Her şeyi tek başına tecrübe etmeye çalışmak belki biraz macera ancak her seferinde konfor alanını genişletmeye daha yakınsın, denenmemiş yolu tercih etme haliyle biraz özgür ruhlusun. Ama bu kadar zamanın ve gücün var mı?

Ders çıkarmanın daha “pratik” gibi geldiği durumlarda bu sefer yaşadığın olayların duygularını anımsadığında, gelecek bir sonraki hamle için kalbini, aklını sağlama alayım derken bu sefer de kontrolü fazla kaçırabilir, kendini baskılayabilirsin. Keşkelere kapılmayacak kadar ömrün uzun mu?

“İyi bir geçmiş, iyi bir bilince sahip olmak gibidir… Bunun bilincinde olduğun zaman, çektiğin tüm ıstıraplar için minnet hissedeceksin, her acıyı ve görünürdeki her haksızlığı kutsayacaksın”

Stefano D’annaTanrılar Okulu” kitabında der ki;

“İyi bir geçmiş, iyi bir bilince sahip olmak gibidir… Bunun bilincinde olduğun zaman, çektiğin tüm ıstıraplar için minnet hissedeceksin, her acıyı ve görünürdeki her haksızlığı kutsayacaksın… Bir gün bunların seni yüceltmek ve geliştirmek için geldiklerini; gelişimin için ne denli gerekli olduklarını bileceksin.” İster kendin tecrübe et ister ders çıkar, yaşadığın her durumun seni tekamül sürecinde hep daha iyiye götüreceğinden emin olarak hareket et.

İlginizi çekebilir: Yaşamda kalmak için akış deneyimlemesi

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Eğitim Danışmanı Burçak Çakmak: A Sınıfı Eğitim kurumunda yönetici ve eğitim danışmanı. 7. sınıftan itibaren öğrencilere verimli ve düzenli ders çalışmayı öğreterek programlarını takip ediyor. Liseye Geçiş ve üniversiteye hazırlık sınavlarında Türkiye derecesi yapan öğrencilere rehberlik yapıyor. Hayatta hepimize lazım olanın sadece inanç, çaba ve sevgi olduğunu düşünüyor. Her ay eğitim, başarı, motivasyon, psikoloji ve kişisel gelişim gibi farklı alanlarda yazılarıyla okurlarının yüreğine dokunmaktan mutluluk duyuyor. Eğitim ile ilgili güncel gelişmeleri TRT Haber'de konuk olarak değerlendiriyor. TRT kuşak programlarında eğitim gününde danışmanlık hizmeti veriyor. Ankara Üniversitesi İLEF’te Yüksek Lisans tezini "Yeni Medya, Dijital Nesil ve Kimliklerin İnşası" konusu üzerine çalışıyor.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale