X

Sirkadiyen beslenme, aralıklı oruç ve uyku ilişkisi

Beslenme düzeninin sağlık üzerindeki etkileriyle ilgili bugüne kadar yapılmış olan bilimsel araştırmaları ve uzman görüşlerini Live Up kategorimizdeki sağlıklı beslenme yazılarında sizlerle sık sık paylaşıyoruz. Sağlıklı yiyecekler tüketmek ve dengeli beslenmek, bedendeki pek çok sistemin doğru çalışması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve zihinsel sağlığın korunması gibi etkilerinin yanı sıra kaliteli bir uykunun da en önemli ön koşullarından biri. Özellikle geç saatlerde yenen yemeklerin uykuya geçiş süresinin uzatılması, uykudan alınan verimin azalması ve derin uykuda geçirilen sürenin kısalması gibi bilimsel olarak desteklenmiş olumsuz etkileri bulunuyor. Bu yazımızda sizlerle sirkadiyen beslenme, aralıklı oruç ve uyku kalitesi arasında nasıl bir ilişki olduğunu paylaşacağız.

Beslenme ve uyku arasındaki ilişkinin evrimsel kökenleri

Geç saatlerde yenen yemeklerin uyku kalitesini olumsuz etkilemesinin ardındaki neden aslında evrimsel bir temele dayanıyor: Avcılık ve toplayıcılıkla yaşamını sürdüren ilk insan için gündüzler avlanmak ve avlandıklarıyla karnını doyurmak, güneş battıktan sonraki karanlık vakit olan geceler ise dinlenmek ve uyumak için kullanılan zaman dilimleriydi. Geçmişte bu alışkanlıklara uyum sağlayan beynimiz ve sindirim sistemimiz buna uygun bir ‘biyolojik saat’ (sirakdiyen ritim) geliştirdi.

İnsan türünün yerleşik düzene geçmesi ve özellikle sanayi devriminden sonra değişen yaşam koşulları nedeniyle gece geç saatlerde yenen işlenmiş ve ağır yiyecekler biyolojik saatinizde, dolayısıyla bedendeki pek çok sistemde tutarsızlık yaratabiliyor ve bu durum sistemlerin çalışmasını olumsuz etkileyebiliyor. Güneş battığında beyniniz bedeninize uyumaya hazır olduğunuza dair sinyaller veriyor ve tüm sistemlerde olduğu gibi sindirim sistemindeki organlar da dinlenme moduna geçerek sindirim fonksiyonlarını yavaşlatmaya başlıyor. Bu zaman diliminde dinlenme modunda olan, uyumaya hazırlanmış bedeninizi çalışmaya zorladığınızda, sindirim ve dinlenme aktiviteleri aynı anda gerçekleştirilemediği için, sindirim sistemi sindirime odaklanıyor ve tekrar uyku moduna geçmeniz uzun bir zaman alabiliyor.

İlginizi çekebilir: 2017 Nobel Tıp Ödülü: Biyolojik saatin nasıl çalıştığını açığa çıkaran araştırma, ödülün sahibi oldu!

Sirkadiyen beslenme nedir?

 ‘Neredeyse’ anlamına gelen ‘circa’ ve ‘gün’ anlamına gelen ‘diem’ kelimelerinin birleşimi olan sirkadiyen kelimesi ‘neredeyse bir gün’ anlamına geliyor. Sirkadiyen ritim, gündüzleri bedendeki tüm sistemlerin aktif olarak çalışması, gece ise hiç çalışmadan dinlenme modunda olması demek. Sirkadiyen beslenme ise bir günün döngüsüyle uyum içinde çalışan, biyolojik saate uygun beslenme anlamına geliyor. Peki biyolojik saate uygun beslenmek ne demek? Güneşin doğuşundan batışına kadar olan gündüz saatlerinde yemek yiyip güneş battıktan sonra oruç tutarak hiçbir şey yemediğinizde beyniniz ve sindirim sisteminiz evrimsel olarak alışık olduğu döngüye uygun beslenmiş olur. Beyniniz tüm bedeninize durma ve rahatlama sinyalleri gönderdiğinde mideniz, pankreasınız ve karaciğeriniz günlük mesailerini tamamladıklarını anlayarak kendilerini ‘çevrimdışı’ moduna alır. Tüm sindirim sistemi organları dinlenme moduna geçmişken siz uyumadan hemen önce bir şeyler yediğinizdeyse tüm organlarınız dinlenme modundan çıkar ve asıl görevleri olan sindirimi tamamlayabilmek için canla başla çalışmaya başlar.

İlginizi çekebilir: Büyük soru: Akşam 6’dan sonra yemek yesek mi, yemesek mi?

Aralıklı oruç nedir?

Yukarıda bahsettiğimiz çalışma sistemini göz önüne aldığımızda sindirim sisteminizin uykudan hemen önce aktive edilmekten pek de hoşlanmadığını söyleyebiliriz. Bu nedenle aralıklı oruç olarak bilinen bir beslenme düzeni olan, günün belli saatlerinde yemek yemek ve belli aralıkta sindirim sistemini dinlendirmek üzerine kurgulanmış beslenme şeklinin bedenin evrimsel olarak geliştirdiği biyolojik saatle son derece uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. ‘Aralıklı oruçun pek çok farklı türü bulunuyor ve her biri uyku düzenini farklı şekillerde etkiliyor. Ancak en yaygın olarak uygulanan versiyonları 5:2, 16:8 ya da 18:6.

  • 5:2 verisyonu, 5 gün ihtiyacınız kadar beslenip, 2 gün kısıtlı enerji alarak (yaklaşık 500-700 kcal kadar) bir kalori kısıtlaması yapmayı içeriyor.
  • 16:8 veya 18:6 versiyonunda ise 16 ya da 18 saati aç, 8 ya da 6 saati ise beslenerek geçiriyorsunuz. Açlığın daha fazla hissedildiği bu versiyonda, aç olduğunuz zaman dilimlerinde çay, kahve, su gibi enerji vermeyen (0 kalori) gıdaları tüketmeniz ise serbest.

Aralıklı oruç ve uyku ilişkisi

Aralıklı oruçla ilgili yapılmış olan araştırmalar bu beslenme düzenine yeni başlamış kişilerin uykuya dalmakta zorlanma gibi uyku problemleriyle karşılaşabildiklerini gösteriyor. Peki neden? Her ne kadar hava karardıktan sonra bedenin tüm diğer sitemleri uykuya geçişe hazırlansa da, sindirim sistemi hayatta kalma iç güdüsü nedeniyle uykuya geçmeden önce son kez beyinle iletişime geçerek ‘Çok uzun zamandır bir şey yemedin, bir şeyler yemeye ihtiyacın olmadığına emin misin?’ diye metabolizmanın ihtiyacını kontrol etmek ister. Normal düzeninde acıktıkça yemek yiyen biri aralıklı oruca geçtiğinde, beden ters giden bir şeyler olduğunu düşünerek stres hormonu olan kortizolü daha fazla salgılar ve olası bir yemek fırsatını kaçırmamanız için uyanık kalmanızı sağlamaya çalışır. Ancak bu durum yalnızca beden yeni beslenme düzenine alışana kadar sürecek, geçici bir durumdur. 3 – 7 gün kadar devam edebilecek bir geçiş sürecinden sonra bedeniniz yeni beslenme düzenine alışarak ritmini tutturacak ve aralıklı orucun uyku kaliteniz üzerindeki olumlu etkilerini görmeye başlayacaksınız.

Aralıklı orucu beslenme düzeni haline getirdiğinizde bedeniniz bu yeni düzene alışacak ve sirkadiyen ritme uygun hale gelecek. Aralıklı oruç, bedendeki insülin seviyesinin azalmasını, melatonin seviyesinin ise artmasını sağlar. Melatonin bedendeki uykuyu tetikleyen, daha hızlı uykuya geçişi sağlayan ve daha kaliteli bir uyku uyumamıza yardımcı olan en önemli hormondur. Aralıklı oruç ayrıca büyüme hormonunun salgılanmasını artırarak beden için hayati önem taşıyan ve uyku sırasında gerçekleşen hücre yenilenmesini de hızlandırır.

Açken uyumanızı kolaylaştıracak öneriler

Uyku, bedenin doğal olarak oruç moduna geçtiği bir zaman aralığı. Bu zaman aralığını daha sağlıklı ve kaliteli geçirebilmek için;

  • Uyku saatinizden en az 3 saat öncesine kadar ağır öğünler tüketmemeye çalışın. Yemek yemek metabolizmanızı hızlandırarak uykuya geçişinizi zorlaştırır ve uyku kalitenizi olumsuz etkiler.
  • Aralıklı oruca geçiş sürecinizde yavaş adımlarla ilerleyin. Aralıklı oruca başladığınız ilk zamanlarda bedeniniz kaç-savaş tepkisi vererek normalin üstünde kortizol hormonu salgılayabilir. Kortizolün stres gibi olumsuz etkileriyle başa çıkabilmek için kendinize rahatlama süresi tanıyın. Yatmadan önce meditasyon yapmak, çevresel uyarıcıları azaltmak, nefes egzersizleri rahatlamanıza yardımcı olabilir. 

İlginizi çekebilir: Hemen uyumakta zorlananlara kolayca uykuya dalmanın 7 etkili yolu

Uyku kalitesini ölçümleyebilmek mümkün mü?

İnsanoğlu henüz bedensel ve zihinsel olarak tarih öncesi çağlarda geliştirdiği alışkanlıklardan sıyrılarak günümüz yaşam koşullarına tam olarak uyum sağlayabilmiş değil. Eskiden yiyecek bulabilmek bir problemken bugün sayısız yiyeceğe dakikalar içinde ulaşabilmek mümkün. Ancak yine de beden henüz evrimsel olarak bu çevresel koşullara uyum sağlayamadığı için aç kaldığında yiyecek kıtlığı olduğunu düşünerek strese girebiliyor.

İlginizi çekebilir: Uyku kalitenizi arttırmak için uygulayabileceğiniz pratik öneriler

Bu konuda karşılaşılan en büyük problemlerden biri de insanın genellenemeyecek kadar özel ve kompleks bir varlık olması. Her bireyin yiyeceklerle ilişkisi ve beslenme düzeni değişikliği karşısında gösterdiği tepkiler birbirinden çok farklı olabiliyor. Günümüzde akıllı saatler gibi kişiye özel teknolojilerle bedenin ihtiyacını ve güncel durumunu ölçümleyebilmek, uyku düzenine göre beslenme alışkanlıklarını ve diğer sağlık verilerini düzenleyebilmek ve takip edebilmek mümkün hale geldi.

Yakın bir gelecekte tarih öncesindeki yaşam stiline tekrar geri dönmemiz pek mümkün gibi görünmese de insan bedeninin karmaşık ve kişiye özel işleyişine uyum sağlayabilecek cihazlar üreterek daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürebilmek mümkün.

Kaynaklar: Zerofasting, Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale