X

Zihninizi olumsuz düşüncelerden uzaklaştırmak için yapabileceğiniz rahatlatıcı aktiviteler

Kayıp ve yas süreci, doğal afetler, toplumsal travma, belirsizlik, gelecek kaygısı gibi pek çok olumsuz durum ve duyguyu bir arada deneyimlediğimiz, ne yapacağımızı bilemediğimiz ve kendimize, ruhumuza, zihnimize iyi bakamadığımız zor zamanlarda biraz olsun yıkıcı gündemden, üzücü haberlerden uzaklaşmak mümkün olabilir mi? Kafamızı dağıtacak ve olumsuz gelişmeleri birkaç saatliğine de olsa takip ettirmeyecek bir şeyler yapabilir miyiz? Evet, birtakım hobi ve uğraşlardan içinde bulunduğumuz stresi yönetmek ve bir nebze olsun iyi hissedebilmek için destek alabiliriz. Üstelik hobilerimizin olması da şart değil; gün içinde zaman ayıracağımız birkaç keyifli ya da el ve zihin oyalayıcı aktivite, kafamızın biraz olsun dağılmasına, gündemdeki yıkıcı haberlerden bir süreliğine uzaklaşmamıza yardımcı olabilir. Peki, neler yapabiliriz?

Evde bazı düzenlemeler yapmak, açık havada zaman geçirmek ya da doğanın, yemeklerin, patili dostların şifalı gücünden yararlanmak içerisinde bulunduğumuz stresli ve zorlayıcı zamanlarda zihnimizi olumsuz düşüncelerden uzaklaştırarak zamanımızı geçirmemizi sağlayabilir. İşte size ilham olabilecek birkaç öneri:

Mandala boyayın: Normal rutininizde resim yapmak, kara kalemle bir şeyler çizmek, ahşap boyamak gibi sanatsal hobileriniz olsa da stresli zamanlarda bu hobileriniz için gereken dikkati, zamanı, enerjiyi ayıramıyor olabilirsiniz. Öyleyse bu tür sanat aktivitelerinin nispeten biraz daha basit ve kolay uygulanabilir bir hali olan mandala boyamayı deneyebilirsiniz. Günlük rutininizde normal şartlarda sanatsal hobilerle ilgilenmiyor olsanız da mandala boyama stresli dönemlerde zihninizi sakinleştirmenize yardımcı olabilir. Yetişkinler için özel olarak tasarlanan mandala boyama kitaplarını deneyebilirsiniz.

Yürüyüşe çıkın: “Tebdili mekanda ferahlık vardır.” yani ortam değiştirmek rahatlatıcı bir etki yaratabilir. Ayrıca, doğanın iyileştirici gücü; kuşların sesi, yaprakların hışırtısı, güneş ışınları ve mis gibi temiz havayı da düşünecek olursanız hızlı bir koşu ya da açık havada yüksek tempolu egzersiz stresli, zor geçen zamanlarda ilk tercihiniz olmasa da hafif ve kısa bir yürüyüş yapmak zihninizdeki olumsuz düşüncelerden bir süreliğine uzaklaşmanıza yardımcı olabilir.

Yemek yapın: Mutfakla aranız iyi olsun olmasın, yemek yapmanın da yemek yemenin de duygulara dokunan bir eylem olduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Mutfakta zaman geçirmek, daha önce hiç denemediğiniz bir tarifi pişirmek hem elinizin hem zihninizin oyalanmasına ve kendinizi olumsuz haberlerin yarattığı girdaptan bir süreliğine de olsa kurtarmanıza yardımcı olabilir. İllaki meşakkatli bir tarif denemenize de gerek yok, bir bitki çayı, hafif bir tatlı ya da aromatik bir kahve tarifi bile gündemden biraz uzaklaşmanızı sağlayabilir.

Bahçe işleri ile uğraşın: Toprağa dokunmak, bitkilerin yapraklarını okşamak, büyülü çiçekleri koklamak ya da çimleri biçmek, kısacası sizi doğayla bağ kurmaya iten her şey toplumsal travmanın yarattığı olumsuz duygu ve düşüncelerle başa çıkmaya çalıştığımız şu süreçte rahatlamanızı ve gündemden biraz olsun uzaklaşmanızı sağlayabilir.

Rahatlatıcı egzersizler yapın: Eğer dışarıya çıkmak istemiyorsanız ya da açık havada kısa bir yürüyüş yeterli gelmediyse ama kendinizi de hali hazırda fiziksel ve zihinsel olarak yorgun hissettiğimiz şu dönemde daha fazla yormak istemiyorsanız, evde rahatlatıcı egzersizler yapmayı deneyebilirsiniz. Yoga, meditasyon, nefes ve mindfulness egzersizleri gibi pratikler hem stres ve kaygıyı azaltmanıza hem de kendinizi bu süreçte daha iyi hissettirecek eylemlerle zaman geçirmenize yardımcı olabilir.

Hayvanlarla zaman geçirin: Minik patili dostlarımızın birbirinden sevimli hallerine mutlaka defalarca şahit olmuşsunuzdur, haliyle onlarla zaman geçirmenin modunuzu yükselttiğine de… Eğer evinizde bir evcil hayvanlarınız varsa bu stresli dönemde onlarla daha sık geçirebilir veya sokak hayvanları için mama, su gibi temel ihtiyaçları temin edebilirsiniz. Dilerseniz hayvan barınaklarını da ziyaret ederek minik dostlarının size biraz yaşam sevinci aşılamalarına izin verebilirsiniz. Evcil hayvan sahibi olmanın yaşamınıza “pozitif enerji” kattığının kanıtlarıEvcil hayvan sahibi olmanın yaşamınıza “ yazımızdan da ilham alabilirsiniz.

Temizlik ve düzen ile uğraşın: Bir düşünün; ertesi güne yetişmesi gereken bir iş, bir proje varken ya da sabah önemli bir sınava girecekken bir gece önce çalışmak yerine kalkıp evi temizlemeye başladığınız oldu mu? Cevabınız evetse, stres yaratan bir durum veya olaydan kaçınmak için fiziksel ve zihinsel olarak sizi meşgul edecek temizliğe neden sığındığınızı fark edebilirsiniz. Evinizdeki dağınıklığı toparlamak, varsa ıvır zıvır çekmecelerini düzenlemek veya ortalığı mis gibi kokutmak için toz almak zamanınızı olumsuz haberleri takip etmek dışında bir şeylerle meşgul olarak geçirmek için iyi bir fikir olabilir. Üstelik, temiz ve düzenli yaşam alanlarınızın içerisinde kendinizi bir nebze olsun daha iyi hissedebilirsiniz.

Dekorasyonda değişiklik yapın: Temizlik ilginizi çekmiyorsa ya da canınız istemiyorsa belki dekorasyonda değişiklik yapma fikrine bir şans verebilirsiniz. Tüm mobilyaları yerinden oynatmanıza da gerek yok üstelik; küçük objelerin, dekoratif eşyaların, aynaların ya da tabloların yerini değiştirebilir, her zaman aynı odada kullandığınız bir eşyayı farklı bir odada kullanmayı deneyebilirsiniz. Biraz değişiklik size iyi gelirken, dekorasyonla uğraşırken geçirdiğiniz zamanda da gündemin yarattığı stresten uzaklaşabilirsiniz.

Bir şeyler yazın: Yazmak, adeta terapötik bir aktiviteye dönüşebilir. Şiir, kitap ya da makale gibi büyük işlere de kalkışmanıza gerek yok; yalnızca aklınızdan-kalbinizden geçenleri, korkularınızı, kaygılarınızı, endişelerinizi yazabilir, şükrettiğiniz her şeyin bir listesini yapabilir ya da kendinize gelecekten bir mektup hazırlayabilirsiniz. Eğer yazmanın size iyi geldiğini fark ederseniz günlük yazmayı da günlük rutinlerinize ekleyebilirsiniz Yazı yazmanın şifalı gücü: Yazmanızı kolaylaştıracak 4 ipucu yazımıza da göz atabilirsiniz.

Sevdiklerinizle zaman geçirin: Stresli ve zorlayıcı zamanlardan geçerken yalnız kalmayı isteyebilir, sosyalleşmeye bir süre ara verebilirsiniz. Kendinizle baş başa kalmak elbette ki en doğal ihtiyacınız, ancak bu yalnızlık süresini uzattığınızda daha fazla olumsuz duygu ve düşünce ile baş başa kalabilirsiniz. Bu nedenle sosyal bağların önemini aklınızda tutarak sevdiklerinizle birlikte bu süreci atlatmak için aranızdaki bağdan güç alabilirsiniz.

Kutu oyunlarını deneyin: Hem sevdiklerinizle bir arada olmak hem de zihninizi haberlerden uzaklaştırabilmek için normalde kendinizi pek ‘oyuncu’ biri olarak tanımlamıyorsanız bile kutu oyunlarına bir şans verebilirsiniz. Kelime oyunları, satranç, puzzle ya da lego gibi aktiviteleri deneyebilirsiniz. Dilerseniz Oyunsever yetişkinlerin daha mutlu olmalarının nedenleri yazımıza da göz atabilirsiniz.

Belki bir kitabın satırlarını takip edebilmek ya da bir filme odaklanmak çok zor olabilir ama yukarıdaki gibi katı bir zaman dilimine gerek olmayan, sizi zihinsel veya fiziksel olarak yormayan ve kolayca deneyebileceğiniz aktiviteler stresli zamanlarda denemek için iyi fikirler olabilir.

İlginizi çekebilir: Hayatı ertelemek: Mutluluğu askıya almak istediğinizden emin misiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale