X

Yeryüzünün denge merkezi “empat”lar ve 10 adımda empatları tanıma kılavuzu

Herkesin acısını, ağrısını hissediyorum diyor musunuz? Ya da bir ortama girdiğinizde sanki odadaki ve insanlardaki tüm enerjiyi sünger gibi çekiyor musunuz? Ben de bir tuhaflık var mı diyorsunuz? Belki de sizde bir tuhaflık yoktur. Belki de siz de sadece bir “empat” sınızdır.

Peki, nedir empat olmak? 

Yüksek oranda duyarlı olan empatlar için sezgileri, dünyayı algılamak için kullandıkları pusulalarıdır.

Empatlar, yüksek oranda duyarlı insanlardır. Her şeyi hissederler ve duygularını rasyonalize etmeye daha az eğilimlidirler. Hatta adeta duyguları ile yaşarlar. Sezgi, onlar için dünyayı algılamaktaki filtreleri, pusulalarıdır. En çok kullandıkları kelime “Hissediyorum” ya da “Biliyorum” dur.

Siz de hayatınızın birçok döneminde kendinizdeki bu farklılığı hissetmiş hatta bunu insanlardan bile duymuş olabilirsiniz. Herkes “Sende farklı bir şeyler var” derken, siz “Bende kesin bir sorun var, karşımdaki ne söylerse söylesin herkesin gerçek niyetini biliyorum, hissediyorum ve bunda hiç yanılmıyorum” diyorsanız, toplum içinde yaşamak bile bazen size zor geliyorsa, zaman zaman kendinizi çaresiz hissediyorsanız, bilin ki aslında bu bir lanet değil, aksine size verilmiş bir hediye.

İlgili yazı: Duygusal açıdan güçlü ve sağlıklı olan insanların 7 ortak özelliği

New York’taki Stony Brook Üniversitesinde Psikolog Elaine Aron (PHD: Doktora) tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, nüfusun %20’si genetik olarak daha empatik ve farkındalıklı olmaya eğilimli. Elaine Aron ve takımı, empatların beyinlerinde, bazı belirgin durumlarda duygularını güçlü bir şekilde tetikleyen, fiziksel veri bulmuşlar. Dr. Elaine Aron bu konuda şunları dile getiriyor: “Beynin farkındalık ve duygu ile ilgili olan kısmında, özellikle empatik hislerle bağlantılı olan bölümünde, 12 saniye boyunca üzgün ya da mutlu yüz resimleri izleyen yüksek oranda hassas kişilerin beyinlerinin ilgili bölümlerinde daha az hassas kişilere oranla daha fazla kan akışı gerçekliyor.”  Uzmanlara göre empatlar doğal dinleyiciler ve doğal şifacılar. Esasen bu bir duygusal uyumsuzluk hastalığı değil ve bu insanlar da hasta değil.

Eğer siz de bir empatsanız, kim olduğunuzu bildiğiniz ve neden böyle hissettiğinizi keşfettiğiniz anda önünüzde bambaşka bir kapı açılacak ve hayatınızı gerçek doğanıza göre yönetebileceksiniz.

Empatların özellikleri

Haydi, şimdi gelin bakalım, empatların en belirgin özellikleri neler, siz de bir empat olabilir misiniz ve bu süreci nasıl yöneteceksiniz:

Vahşet, trajedi ya da işkence görmeye, duymaya tahammül edemezler

Empatlar ne pahasına olursa olsun vahşet sahnelerine bakmaya, hatta bu tarz hikâyeleri dinlemeye bile tahammül edemezler. Kendi kontrolleri dışında bu sahnelere maruz kalmamak için televizyon izlemez, haberlere bakmaz ve gazete okumazlar. Bu sebeple birçok empat, ya çocukluğundan itibaren vejetaryendir ya da bir süre sonra et yiyemez. Ona “Ne zaman vejetaryen oldun?” diye sormanız bile gereksizdir. Çünkü bu onun için bir tercih değildir, sadece yiyemiyordur, hatta “Midem bulanıyor, yiyemiyorum.” diyebilir. Çünkü aslında hem midesi hem gönlü hazmetmiyordur et yemeye. Balık bile yiyemeyen bir empat size komik gelse de “Denizin kokusunu alıyorum” diyebilir.

Şiddetin ve vahşetin her türlüsüne karşıdır. Adeta canı yanar. Böyle bir sahne izlerse paralize olur ve 2-3 gün etkisinde kalıp gözyaşlarına boğulur. Doğal bir aktivist olsa bile, barış isteyenlerin başını çekse de bir şeyi savunmaya kalkmak bile onun dünyasında kutuplaşma yaratmaktır. Bu nedenle, yani her zaman huzur ve barış yanlısı olduğu için; siyasetten uzak durur, herhangi bir siyasal örgütte aktif olarak görev almak yerine sivil toplum örgütlerinde topluma, huzura, barışa, dayanışmaya yumuşak yollardan katkıda bulunmak ona daha doğru gelir. Onun içsel amacı dünyada barış ve huzurdur. Dürtüsel olarak buna çekilir. Dünya barışı için yapılan meditasyonların başını çeker.

İkinci el ürünlerden hoşlanmazlar

Sırf sahip olmak için ikinci el bir araba almaktansa bekleyip sıfır bir araba almak ister. Onların mottosu “Enerjisi temiz olsun”dur. Aslında kullanılan eşyalardaki enerjileri hisseder ve bu yüzden de sahip olduğu her şey yeni olsun ister. Hatta cömert biri olsa bile onun eşyalarını kullanmanızdan pek hoşlanmaz. Ödünç vermek yerine tamamen hediye eder. Neden mi? Onun enerjisine sizinki karışır diye düşünür de ondan. Kendi yaşam alanına, eşyalarına yani bunların enerjilerine karşı çok duyarlıdır. Koltuğuna ayaklarınızı uzatmanızdan ya da uyuduğu yatağa oturmanızdan pek hoşlanmayacaktır, hatta tüyleri diken diken olabilir. Yemek yediği tabağa uzanmayı bir deneyin.

Hayallere dalar, gündüz düşçüsüdür

Empatlar istediği an kendi mutlu, huzurlu dünyasına çekilerek saatlerce düş kurarlar.

Gündüz düşçüsü ingilizcede “day dreamer” diye geçiyor. Birçoğunuz bu kelimeye rastlamıştır. İşte bu kelime tam da bir empatı tarif eder. İstediği an kendi mutlu, huzurlu dünyasına çekilir ve orada saatlerce düşlere dalar. Çünkü kendi dünyasında sadece güzel şeyler yaratır ve onlara tutunur.

Daima ezilenlerin yanındadır

Bir yerde biri ile dalga mı geçiliyor, biri haksızlığa mı uğruyor, biri acı mı çekiyor; bu kişiyi aramasına bile gerek yoktur. Hemen o kişiyi görür ve onu korumasına alır. Bu dürtüsüne engel olamaz. Sanki bu onun görevidir.

Kurallar, rutinler, kontroller onun için hapishanede olmak gibidir

Özgürlüğünü ve özgünlüğünü kısıtlayan her türlü kontrol, yasak ve dayatma onlar için kendilerini hapishaneye konulmuş ve baskı altına alınmış hissettirir. ‘Özgürlüğümü kaybediyorum, adeta ruhum ölüyor’ der. Rutinden hiç hoşlanmaz. O bir özgür ruhtur. Çabuk sıkılır.

Gerçek için yaşarlar

Onun doğası sadece gerçeği aramak için yaşar. Başka bir deyişle gerçek olmayan, samimi olmayan her şeye karşı duygusal bir tepki hisseder. Aslında bu da onun için dürtüseldir. Bu hislerine karşı koyamaz. Politik olmak onun gözünde yalan söylemektir. Neden doğruyu söyleyemiyorum. “Doğruyu politik olmak uğruna neden eğip bükmek zorundayım ki?” der. Hatta bu doğruyu ve gerçeği bulma arayışı onu bilime, evrenin ve yaradılışın sırrını araştırmaya itebilir. Ona yalan söylemeniz çok zordur, inanmış gibi yapar, sizi bununla bile yüzleştirip kırmak istemez. Elbet doğrunun ortaya çıkacağına inancı tamdır.

İçsel bilme

Sezgileri çok kuvvetlidir; çünkü o söylenenleri değil altta yatan enerjiyi okur. Nasıl bildiğini bilemez ama ‘Biliyorum işte’ der. Tanrı’yı bilir, hisseder. Sorgulamaya bile ihtiyaç duymaz. Cuma gününün enerjisini, bayramların enerjisini, bir şehrin enerjisini hisseder. Bayramda bayram havasındadır, Cuma günleri ise “Yaşasın tatil havasındadır”. Bazen bir depremi, olacak bir tersliği hisseder. Bazılarının birçok psişik görüsü, yeteneği vardır. Rüya ya da hisle otomatik olarak alana bağlanır ve bunları oradan yüklenir. His olarak hisseder ve siz de, onun içine doğanların olacağını belli bir süre içerisinde edindiğiniz deneyimle bilirsiniz. Birçoğu bu sebeple spiritüel alana kayar.

Gürültü ve kargaşadan hoşlanmaz

Sakinlik ve huzur ortamının daim olması empatların en çok istediği şeylerden biridir.

Yüksek sesten, kargaşadan hoşlanmaz. Her şey su gibi sakin ve huzurlu olsun ister. Hep bunu arar. Bunu bulduğu yerlere, anılara tutulur. Yumuşaklık, akış hayatının olmazsa olmazlarıdır. Sözlerde de bunu arar. Konuşurken güzel sözler söyler, güzel sözler duymak ister. Yüksek sesle konuşmalardan, bağrışmaktan, kavgadan hiç haz etmez. Orayı acilen terk etme ihtiyacı duyar, ‘Böyle bir ortamda yaşayamam’ der.

Yaratıcıdır

Her şeyi hissedebilmesi onda güzelliğe karşı da büyük bir hayranlık yaratır. Güzel bir müziği harika bir sanat eserini tanrının yeryüzündeki tezahürü diye görür. Sanata, sanat yapan her şeye büyük bir saygı ve hayranlık duyar. Aralarında ayrım yapmaz. Duygularına hitap eden her eseri sevebilir. Muhteşem bir romantik parçada kaybolurken, bir sonraki şarkı seçimi harika bulduğu bir rock parçası olabilir. Ona göre bu eserler duygularının tellerine basıyordur. Yani duygularını ifade eden bir eser yakalamıştır ve aslında müzik dinlemiyordur. O şarkıda ya kendi hislerini bulup içine akar ya da yaratan kişinin hislerine girip kaybolur. Kendi hislerini de çoğunlukla yaratarak döker. Müzik yapar, dans eder, resim yapar. Onun dansı akıcıdır. Özgündür. Aslında bunları teknik olarak yaptığını düşünmez. Ona göre bu, duygularını dışa vurmanın bir yoludur sadece. Evrende güzel olan her şeye tutulur. Genellikle sadece güzele bakmayı ister. Bir deniz manzarası, doğa onun için yaratıcının sanat eseridir. Güzellikler diye tanımladığı her şeyin yakınında olmak ister. Doğa, deniz onun için olmazsa olmazdır.

Duygularını yönetmekte zorlanır

Her şey iyi giderken kalabalıkta birdenbire sıkılabilir, ya da hissettiği tüm bu acı, duygu, sezgilerden dolayı kendini kaybolmuş hissedebilir. Ne yapacağını bilemez. Kaçmak ister. ‘Yalnız kalmak istiyorum’ der. Bir grupla yaptığı seyahatten hemen sonra “Evde yalnız başıma kalmak istiyorum, dengelenmeye ihtiyacım var” der. Aslında olan şudur. Bu yüklendiğini fark ettiği tüm enerjiyi anlayamadığı ve dönüştüremediği için aşırı yüklenme hissi içindedir. Kendi içinde var olan huzurlu merkezden kaydığını hisseder ve oraya geri dönmeye ihtiyaç duyar. Bu yüzden bu alana dönebilmeyi başarana kadar yalnız kalmaya ve dengesini geri kazanmaya çalışır. Bu konuda zorlanan ve süreci yani neler yaşadığını anlayamayan birçok empat bu duygu durumları ile baş etmek için sigara, alkol gibi bağımlılıklar geliştirebilir.

Empatların buraya yazamadığım birkaç özelliği daha var, ancak sözü daha fazla uzatmamak için yazımızı bugün burada bitirelim. Bu konu ilginizi çektiyse ve kendinizden parçalar bulduysanız internette bu konuda birçok kaynak var. İngilizce araştırma yapmak isteyenler konuyu “empath” olarak arayabilirler.

Peki, bu kadar anlattınız, bir empat olarak hayatımı nasıl yönetebileceğimden hiç bahsetmediniz diyorsanız bunun bir tane reçetesi var:

Öncelikle kendinizi tanıyın. Doğanıza uygun ortamlarda bulunun. Doğanıza uygun işler yapın. Doğanızı kabullenin ve ona göre davranın. Enerji ve hisler fazlalaştığında bu hislerden kaçmak yerine kendinizi bir dönüştürücü güç olarak düşünün. Hani içinizde her şeyi güzel gören, güzel bakan huzurlu bir alan var ya, bırakın tüm bu hisler ve enerjiler oradan geçsin, gitsin, direnmeyin. Bir kapı gibi hayal edin kendinizi. Kendinizi bir kurban gibi ya da tüm bunlar sizi zayıflatıyormuş gibi görmek yerine yaratıcının neden sizin gibi insanları dünyaya gönderdiğini anlamaya, hissetmeye çalışın. Kendinizi dünyadaki nötralizasyon istasyonları gibi düşünün. Bunun işe yarayacağını nereden mi biliyorum? Çünkü ben de bir empatım!

Sorularınız olur ise haberleşelim: ranakorkunc@yahoo.com

Namaste!

Rana Korkunç: Yoga Eğitmeni & Terapisti, Enerjist, İK Uzmanı // Çevre Mühendisi lisansının üzerine İTÜ’de MBA yaparken sosyal ve sayısal becerilerini birleştirebileceği İnsan Kaynakları alanına hayran oldu. Yaklaşık 10 yıl boyunca dünyanın önde gelen şirketlerinde İnsan Kaynaklarının nerdeyse tüm alanlarında çalıştı. Her zaman bir doğa, müzik, dans ve spor aşığıydı. Çeşitli grup ve derneklerde müzisyen ve dansçı olarak çalıştı. Yurtdışı festival ve konserlerde görev aldı. Şu anda tüm beceri ve eğitimlerini harmanlayarak dünya ile paylaşmaya çalışıyor. Kendini dünyalı ve sürekli bir hayat öğrencisi olarak tanımlıyor. Boş zamanlarında Windsurf, Tai Chi, Chi Ghong ve Dağcılık yaparak kendini tanımaya devam ediyor.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale