X

Kendimizi iyileştirerek dünyayı iyileştirebilir miyiz?

Kendinizi iyileştirerek dünyanın iyileşmesine katkı sağlayabileceğinizi hiç düşündünüz mü? “Kendimizi iyileştirdiğimizde, dünyayı iyileştiririz. Çünkü beden, bireysel hücreleri kadar sağlıklıdır ve dünya da bireysel ruhları kadar sağlıklıdır.” diyor Mark Nepo, The Book of Awakening: Having the Life You Want by Being Present to the Life You Have kitabında. Hayatta karşılaştığımız zorluklar, yaşadığımız kötü günler bazen kendi başımıza, bazense yaşadığımız şehrin ya da ülkenin başına gelenler bizi durma noktasına getirebiliyor.

Hepimizin hiçbir şey yapmak istemediği, üretmeye devam etmek için motive olamadığı zamanlar illaki olmuştur -olacaktır da- ancak çözüm hayata küsüp bir kenarda beklemek değil. “Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol!” diyor Mahatma Gandhi ve işler iyi gitmediğinde neyin değişmesini istiyorsak önce kendimizden başlamamız gerektiğine işaret ediyor.

Gerçek bir iyileşme süreci başlatmanın, pozitif bir dönüşüm yaratmanın anahtarı, kendimizden başlamak! Daha iyi dünya istiyorsak önce kendimizin daha iyi versiyonuna ulaşmalıyız. İyileşen bir dünya için iyileşen bireyler… Gelin, bunu nasıl başarabileceğimize bakalım.

Neden iyileşmeye kendimizden başlamalıyız?

Başkalarının davranışlarını veya dış etkenleri değiştirmek zor olabilir, ancak kendi tutumumuzu, tepkilerimizi ve davranışlarımızı değiştirebiliriz. İyileşme sürecinde kendimizden başlamak, kontrolü elimize almamıza yardımcı olur ve kendi duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlığımız üzerinde etkili bir şekilde çalışabiliriz. Her birimizin içinde potansiyel olarak büyük bir güç yatıyor, kendimizden başlamak, bize bu içsel güçlerimizi keşfetme ve kullanma fırsatı verir.

Kendimizden başlayarak içsel dönüşümü gerçekleştirdiğimizde, yani iyileşme sürecimiz için ilk adımları attığımızda, ruhsal ve duygusal açıdan daha dengeli ve sağlıklı bir duruma geliriz. Bu da içsel huzur ve refahımızı artırırken, etrafımıza da daha olumlu bir enerji yaymamızı sağlar. Pozitif bir ruh haliyle, işimizi daha iyi yapar, ilişkilerimizde daha sağlıklı iletişim kurar, başkalarına destek olacak gücü bulur ve adeta ‘bir sevgi topuna’ dönüşebiliriz -zıpladığı her yere sevgi götüren cinsten-. Sevginin iyileştiremeyeceği hiçbir şey olmadığını hatırlayarak…

Kendimizi iyileştirmeye odaklandığımızda önce kendimize karşı sevgi, saygı, şefkat, anlayış gibi olumlu duygular geliştirmeye başlarız; sonra bu duyguları etrafımıza saçarız. Dalga etkisini (ripple effect) hatırlayalım: Dalga etkisi, bir olayın veya eylemin başlangıç noktasından yayılarak diğer insanlara ve ortama etki etmesidir. Örneğin, güler yüzle bir ortama girdiğinizde daha fazla insanın size gülümsediğini fark edersiniz, sevgi dolu bir tutum sergilediğinizde çevrenizdeki insanlardan da benzer tavırlar görmeye başlarsınız. Kısacası, kendi içsel dönüşümünüz size olduğu kadar etrafınızdakilere de ilham verir ve onları da kendi dönüşümlerini başlatmaları için teşvik eder. Bu da toplumsal değişimin başlamasına yardımcı olur ve daha geniş bir ölçekte dünya üzerinde pozitif bir etki yaratabilir.

Kendimizi iyileştirme sorumluluğunu aldığımızda, dünyanın daha iyi bir yer haline gelmesi için ‘bireysel katkılarımızı’ dahil etme gücünü keşfedebiliriz. Sonuç olarak, dünyayı iyileştirmek için kendimizden başlayacağız ve küçük adımlarla kendi yolculuğumuza odaklanarak dünyada çok daha büyük bir etki yaratma potansiyelimizi keşfedeceğiz.

İyileşme sürecini nasıl başlatabiliriz?

Evet, kendimizden başlayacağız, daha iyi bir dünya için ‘daha iyi bir ben’ diyeceğiz… Peki ama nasıl?

Kendinize odaklanın

Kendini iyileştirme, kişisel gelişimimize yatırım yapmak ve kendimizi daha iyi bir versiyon haline getirmekle başlar. Bu süreç, dünyada barışı ve sevgiyi yaymak için de önemli bir adımdır. Özellikle zor zamanlardan geçerken kişisel ihtiyaçlarınızı karşılamak, öz bakım pratiklerini benimsemek imkansız görünebilir, ancak değişmek, gelişmek, iyileşmek istiyorsanız kendinize iyi bakmanız gerektiğini unutmamalısınız. Dengeli beslenin, yeteri kadar uyuyun, bedeninizin ihtiyaçlarına kulak verin, gereken takviyeleri alın; bedeniniz, ruhunuza ve zihninize iyi bakın.

Hedeflerinizi gözden geçirin

Değişmesi gereken neler var? Daha önceki hedeflerinizde başarısız mı oldunuz? Yeni hedefleriniz neler olabilir? Nerede yanlışlıklar var, daha iyi nasıl olabilirdi? Hepsini düşünün. Değişmesi gereken hedefleriniz varsa değiştirin, daha iyilerini koyun. Beklentileriniz üzerine yoğunlaşın, uyarlamalar yapın. Değişmeyen tek şey, değişimin kendisi. Takılıp kalmayın. Devam edin. İhtiyacınız olan motivasyon, değişimin içinizde başlamasıyla gelecektir, göreceksiniz. Sadece inanın ve adım atın.

Olumlu duygularınızı pekiştirin

Sevgi ve şefkat dolu, sürekli iyilik haliyle donatılmış bir toplumda, dünyada yaşamak istiyorsanız içinizdeki olumlu duyguları yeşertin. Negatif düşünmenin, karamsar inançlar arasında boğulmanın kimseye faydası yok. Kendinizi sevin, insanları sevin, affedin, şükredin. Olumlu düşünceler, sevgi, neşe ve minnettarlık gibi duyguları güçlendirmek, ruh halimizi yükseltir ve içsel iyileşme için gerekli zemini oluşturur. Şükran günlüğü tutabilir, mindfulness pratiklerinden faydalanabilir, yoga ve meditasyon gibi iyi yaşam alışkanlıklarını benimseyebilirsiniz.

İyiliği küçük alışkanlıklarla yayın

Her sabah karşılaştığınız komşunuza selam veriyor musunuz? İş arkadaşlarınızı yeterince tebrik ediyor musunuz? Sevdiklerinize onları sevdiğinizi sık sık dile getiriyor musunuz? Kendiniz üzerinde çalışmaya devam ederken çevrenize de sevgi ve iyilik yaymaya devam edebilirsiniz. İçinizde büyüttüğünüz olumlu duyguları etrafınıza yayarak diğer insanları da iyileşme sürecinin içine dahil edebilir, yaşadığınız dünyayı güzelleştirebilirsiniz.

Üretmeye devam edin

İster bir öğretmen ister bir doktor ister bir yazar olun… Mesleğiniz veya yaptığınız iş ne olursa olsun elinizden gelenin en iyisini yapın. Üretmeye devam edin. Böylece yaratıcılığınızı ve tutkularınızı canlı tutabilir, hayat amacınız üzerinde çalışabilir, hem kendinize hem çevrenize ilham vererek motive olabilirsiniz. Eğer çalışmaya bir süre ara verdiyseniz ya da işlerden biraz uzak kalmak istiyorsanız da odağınızda olan şey ne ise onun ‘en iyisini’ yapmaya çalışın. Dinlenecekseniz onun da hakkını verin. Kısacası, ne yapıyorsanız en iyisini yapın. Üretmek, sadece fiziksel olarak bir çıktı almak anlamına gelmez.

Dünyayı iyileştirmek, büyük bir hedef gibi görünebilir, ancak gerçekte her birimizin yapabileceği küçük adımlarla başlayabiliriz. Kendimizi iyileştirerek, içsel dönüşümümüzü gerçekleştirerek ve toplumsal bir etki yaratarak dünyayı daha iyi bir yer haline getirebiliriz.

Kendi içsel yolculuğumuza çıkarak, empati kurarak, pozitif enerji yayarak ve toplumsal bilinçle hareket ederek, çevremizde olumlu bir değişim yaratma gücümüzü keşfedebiliriz. Unutmayalım ki, her birimizin yaptığı küçük iyilikler, toplumsal bir dönüşüm yaratmak için birleştiğinde büyük bir etki yaratabilir. Kendimizi iyileştirerek dünyayı iyileştirmek bizim elimizde!

İlginizi çekebilir: Her şeyi yapabilirim zihniyeti nedir? Bize ne gibi faydalar getirir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale