X

Havana Brown Kedisi Özellikleri ve Bakımı

Havana Brown, adından da anlaşılabileceği gibi kahverengi tonlarında bir kedi olmakla birlikte cinsin kökeni Havana’ya uzanmamaktadır. Havana Brown, 1950’li yıllarda Havana’da değil, İngiltere’de ortaya çıkmış bir türdür. Cinsin isminin neden Küba’nın başkenti Havana’dan geldiği ise tam olarak bilinmemekle birlikte bazı kaynaklar bu ismin Havana tavşanından bazıları ise Havana tütününden geldiğini söylemektedir. Havana Brown kedilerini merak ediyor ve haklarında daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız, bu kedilere dair merak ettiğiniz her şeyi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Havana Brown Kedisi Özellikleri

Havana Brown kedileri son derece arkadaş canlısı, sevecen ve orta büyüklükte kedilerdir. Bu kediler bağımsız olmayı sevdikleri kadar insanlara yakın olmaktan da hoşlanırlar. Bolca ilgiye ihtiyacı olan bu kediler hem insanlarla hem de evde yaşayan diğer kedilere yakın olduklarında kendilerini mutlu hissederler. Havana Brownhair kedilerinin fiziksel özellikleri ve karakterleri genel olarak şu şekildedir:

  • Boyu: 25-30 cm
  • Ağırlığı: 3,5-4,5 kg
  • Yaşam süresi: 10-15 yıl
  • Rengi: Kahverengi
  • Arkadaş canlılığı: Arkadaş canlısı ve sosyal kedilerdir. Genel olarak çocuklarla ve evdeki diğer evcil hayvanlarla iyi anlaşma eğilimindedir.

Havana Brown Kedisi Tarihçesi

Havana Brown kedisinin ilk ortaya çıktığı zaman için 19. yüzyıl İngiltere’sinden bahsetmek gerekir. 19. yüzyılda İngiltere’de kedi gösterilerinde kahverengi kediler farklı isimler altında sergileniyordu. Bu kahverengi kediler, Siyam kedilerine oldukça benzemekle birlikte yeşil renk gözlere sahiplerdi.

1920’li yıllara gelindiğinde İngiltere’de yalnızca mavi gözlü kedilerin Siyam olarak kabul edilmesi kararlaştırılmıştır. Sonuç olarak yeşil gözlü kahverengi kediler ortadan kaybolmaya başlamıştır. 1950’lere gelindiğinde ise bazı kedi yetiştiricileri, kahverengi kedileri tekrar yetiştirmek istemişler ve çalışmalara başlamışlardır.

Siyah kısa tüylü bir kedi ile bir Siyam kedisinin çiftleşmesiyle Praha Gypka isimli kahverengi bir yavru erkek kedinin doğmasıyla birlikte kedi yetiştiricileri bu cinsi tekrar ortaya çıkarmıştır. Aynı zamanlarda farklı iki kedinin çiftleşmesiyle ise Elmtower Bronze Idol isimli kedi doğmuştur. Bu kedi, İngiltere’de Havana Brown olarak tescil edilmiş ilk kedidir ve bugünkü Havana Brown kedilerinin atası olarak kabul edilmektedir.

Havana Brown Kedisi Kişiliği

Havana Brown kedileri çok cana yakın ve sosyal kedilerdir. İnsanları seven ve onları takip etmekten hoşlanan bu kediler hareketi sevseler de günün sonunda sevdikleri insanların kucağında yatmaktan hoşlanırlar. Bu nedenle Havana Brown cinsi kedilerin her an sahiplerinin yanında olmak istemelerine şaşırmamak gerekir.

Havana Brown’ların ataları arasında Siyam’lar bulunduğu için bu kedilerin ilgi görmeyi sevdikleri söylenebilir. Ayrıca Siyam kedileri kadar olmasa da Havana Brown kedilerinin de iletişim kurmak için ses çıkarmayı sevdikleri bilinmektedir.

Oldukça uyumlu ve anlaşması kolay olan bu kediler her türlü ortama kolayca uyum sağlayabilir. Havana Brown’lar seyahat etmekten hoşlandıkları için evde olmuyor ve çok fazla yolculuk yapıyorsanız, kedinizi yanınıza almayı düşünebilirsiniz.

Zeki ve ilgi görmekten hoşlanan Havana Brown’lar, oyun oynamak için oyuncakları ağızlarında taşımayı ve insanlara getirmeyi severler. Bu kediler oyuncakları dışında evdeki diğer eşyalarla oynamayı da sevdikleri için kedinizin evinizdeki eşyaları bir yerlere sakladığını fark edebilirsiniz.

İnsanlarla yoğun ilişkiler kuran Havana Brown kedileri ilgi görmeyi sevdikleri için tek başlarına kalmaktan hoşlanmaz. Bu nedenle evde çok fazla vakit geçirmeyen kişilerin Havana Brown tercih etmemesi, yalnız kalmayı tolere edebilen kediler tercih etmesi önemlidir.

Havana Brown Kedisi Bakımı

Havana Brown kedilerinin kısa ve yumuşak tüyleri çok fazla bakım gerektirmez. Bu nedenle tüylerini haftada bir kez taramak yeterli olacaktır. Kedilerin tırnaklarını ise 2-3 haftada bir kesmek ve kulaklarını haftada bir kontrol etmek, tırnak ve kulak sağlığı açısından yeterlidir. Kulaklarda kir birikmesi halinde nemli bir pamukla nazikçe silebilirsiniz. Kulakların çok kirli olması ve enfeksiyon belirtisi olması halinde ise kedinizi veteriner hekim kontrolünden geçirmeniz önemlidir.

Havana Brown’lar doğal olarak aktif ve meraklı olduklarından dolayı bu kedilerin günlük egzersiz ihtiyaçlarını karşılamak kolaydır. Kedinizin hareket etmesi ve egzersiz yapması için interaktif kedi oyuncakları alabilir ve kedi ağacı, raflar ve kedi evleri ile kedinize tırmanması ve zıplaması için uygun ortamı yaratabilirsiniz.

Kedilerin bir şeyleri tırmalama isteği, bacaklarındaki ve patilerindeki kasları çalıştırmak ve tırnaklarını törpülemek açısından gerekli olduğu için evinizde tırmalamaya uygun alanlar oluşturmanız da önemlidir. Bunun için tırmalama direkleri kullanabileceğiniz gibi yatay tırmalama tahtaları da kullanabilirsiniz.

Havana Brown Kedisi Yaşam Süresi ve Sağlık Sorunları

Havana Brown kediler genel olarak sağlıklı bir cinstir ve genetik herhangi bir sağlık sorunu yoktur. İyi bakıldığında 15 yıla kadar yaşayabilen bu kediler, diğer cinsleri etkileyen hastalıklardan etkilenebilmektedir.

Ev kedilerinin en sık karşılaştıkları sorunların başında gelen obezite, Havana Brown’lar açısından da önemli bir sorundur. Kedilerde obezite gereğinden fazla yeme sonucu görüldüğü için kedinizi mama paketinin üzerindeki talimatlara göre beslemeniz önemlidir. Kedilerde obezite aşağıdaki sağlık sorunlarına yol açabilmektedir:

  • Diyabet
  • Artrit
  • Solunum sorunları
  • Bağışıklık sisteminde zayıflık
  • Dermatolojik sorunlar

Obezite tedavisi için etkili bir kilo verme programı oluşturulması önemlidir. Bu nedenle obez kedilerin düzenli veteriner hekim kontrolünden geçirilmeleri, düzenli egzersiz yapmaları ve özel bir beslenme programına sahip olmaları gerekir.

Kedileri etkileyen en önemli sorunlardan bir diğer ise diş sorunlarıdır. Diş fırçalama veya profesyonel diş temizliği ile diş ve diş etiyle ilgili sorunların önüne geçilebilir. Kediler hasta olduklarında bunu dışarıdan fazla belli etmedikleri için kedinizin dişlerinde sorun olup olmadığını, yemek yemeyi istememesinden anlayabilirsiniz.
Kedilerde üst solunum yolu enfeksiyonları da sıklıkla görülmektedir. Üst solunum yolu enfeksiyonları belirtileri arasında hapşırma, burun akıntısı, göz akıntısı ve iştah kaybı gibi belirtiler olup bu belirtilerin görülmesi halinde bir an önce veteriner hekime başvurmak önemlidir.

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale