X

Tesbih Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Tesbih çiçeği, her eve ayrı bir hava katabilecek bir sukulenttir. Hızlıca büyüyen ve kolayca çoğaltılabilen tesbih çiçeğine hem iç mekanda hem de dış mekanda bakmanız mümkündür. Sıcak ve kuru ortamları seven tesbih çiçeğinin saksıda bakılması, bitkinin istendiğinde dışarıda istendiğinde içeride bakılması açısından avantaj sağlamaktadır.

Tesbih çiçeğine bahçenizde saksıda değil de toprakta bakmak istiyorsanız, bitkinizi dikeceğiniz yeri iyi seçmeniz gerekir. Tesbih çiçeği, güneş ışığını seven bir bitki olsa da bitkinizin öğleden sonra sıcaktan korunabileceği gölge bir yerde olması, bitkinin zarar görmemesi açısından önemlidir.

Tesbih çiçeğine dair merak ettiğiniz her şeyi ve tesbih çiçeği bakımında dikkat etmeniz gereken püf noktalarını bu yazıda okuyabilirsiniz.

Tesbih Çiçeği Nedir?

Tesbih çiçeği, bezelye şeklinde küçük yapraklara sahip bir bitkidir. Sağlam bir gövdesi bulunan ve yılda yaklaşık 15-45 cm büyüme hızına sahip olan tesbih çiçeği çoğaltıldığı takdirde uzun yaşayabilmektedir. Doğal ortamı olan Doğu Afrika olan tesbih çiçeğini yılın istediğiniz zamanı ekmeniz mümkün olsa da en fazla başarı sıcak yaz aylarında elde edilmektedir. Bezelye şeklindeki yapraklarının yanı sıra hoş kokulu beyaz çiçeklere sahip olan tesbih çiçeği iç mekanda bakılabilen bir bitki olsa da iç mekanda çiçeklenme mümkün olmayabilir. Hem insanlar hem de evcil hayvanlar için zehirli olan tesbih çiçeğini hem iç mekanda hem de dış mekanda yetiştireceğiniz yeri iyi seçmeniz önemlidir.

Tesbih çiçeğinin genel özellikleri ve ihtiyaçları şu şekildedir:

Botanik adı: Curio rowleyanus

Aile: Papatyagiller (Asteraceae)

Türü: Sukulent

Olgunlaştığında ulaştığı ölçüler: 30-60 cm yükseklik, 30-60 cm genişlik

Güneş isteği: Tam, kısmi

Toprak isteği: Kumlu, drenajı iyi toprak

Toprak pH’ı: Nötr ila asidik

Çiçeklenme dönemi: Yaz

Çiçek rengi: Beyaz

Kökeni: Afrika

Toksisite: İnsanlar ve evcil hayvanlar için zehirlidir

Tesbih Çiçeği Nasıl Bakılır?

Tesbih çiçeği, yetiştirme koşulları konusunda seçici değildir. Yeterli ışık ve gübre verildiğinde güçlü bir büyüme gösteren tesbih çiçeği genelde beş yıl ömre sahiptir. Bununla birlikte tesbih çiçeğini elinizdeki bitkiden çelikle çoğaltarak uzun süre boyunca tesbih çiçeği bakabilirsiniz. Genelde hastalık sorunu olmayan ve fazla bakım gerektirmeyen tesbih çiçeğine bol miktarda güneş ışığı sağlamanız yeterli olacaktır.

İç mekanda ve dış mekanda tesbih çiçeği bakmak için dikkat etmeniz gereken noktalar genel olarak şu şekildedir:

Işık ihtiyacı

Hem iç mekanda hem de dış mekanda bakılan tesbih çiçeklerinin günde en az 6 ila 8 saat dolaylı güneş ışığı alması gerekir. Bununla birlikte dış mekanda bakılan çiçeklere özellikle öğleden sonra gölge sağlamak önemlidir. İç mekanda bakılan çiçekler ise doğuya bakan bir pencere kenarına konularak yeteri kadar güneş ışığı almaları sağlanmalıdır. Ancak bitkinizi yaklaşık 15-20 cm uzağa yerleştirmeye dikkat etmelisiniz. Havanın serin olduğu aylarda bitkinizi daha aydınlık bir yere taşımayı düşünebilirsiniz.

Su ihtiyacı

Tesbih çiçeği, aşırı sulamaya karşı hassas bir bitki olduğu için sulama konusunda dikkatli olmanız gerekir. Bitkinizi genel olarak iki haftada bir sulamanız yeterli olacaktır. Bitkinizi fazla sulamadığınızdan emin olmak için toprağın üzerindeki birkaç santimetrelik kısmın kurumasını beklemelisiniz. Bitkinizi kış aylarında ayda bir olmak üzere daha seyrek bir şekilde sulayabilirsiniz. Tesbih çiçeği genelde iç mekanda yetiştirilen bir bitki olmakla birlikte dış mekanda da yağış sıklığına göre sulamayı ayarlayarak bitkinize bakabilirsiniz.

Toprak ihtiyacı

Tesbih çiçeği tüm sukulentler gibi drenajı iyi toprağa ihtiyaç duyar. Bu nedenle bitkinizi mutlu etmenizin en önemli yolu, drenajı iyi bir toprak hazırlamaktır. Toprağın drenajının yanı sıra saksının toprak veya seramik saksı seçmeniz de fazla suyun atılmasına yardımcı olacaktır.

Sıcaklık ve nem ihtiyacı

Tesbih çiçeği, ilkbahardan sonbahara kadar  21°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda gelişir ve 10-15°C’nin üzerindeki kış sıcaklıklarını sever. Düşük nemli ortamları seven tesbih çiçeğinizi evde mutfak veya banyo gibi nemli yerlerde yetiştirmemeniz gerekir.

Gübre ihtiyacı

Tesbih çiçeğini büyüme dönemi boyunca iki haftada bir yarı yarıya seyrelttiğiniz dengeli bir sıvı gübre ile veya suda çözünebilir gübre ile besleyebilirsiniz. Bitkinizi kış döneminde ise altı haftada bir beslemeniz yeterli olacaktır.

İlginizi çekebilir: Tillandsia Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Tesbih Çiçeği Nasıl Çoğaltılır?

Tesbih çiçeğini çelikle kolayca çoğaltabilirsiniz. Bunun için bitkinizin gövdesinden parçalar kesmeli ve bunları ilkbahar ve yaz aylarında veya sonbaharın başında dikmelisiniz. Yeni bitkinin kök salması 3-4 haftayı bulabilir. Tesbih çiçeğini tohumla çoğaltmak da mümkün olmakla birlikte çelikle çoğaltmak çok daha kolay olmaktadır.

Tesbih çiçeğini çelikle çoğaltmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:

  • Bitkiyi kesmek için budama makası kullanın. Yeni bitkiyi dikmek için 10-15 cm’lik bir saksı alın ve içine sukulent toprağı koyun.
  • Bitkide yaprak düğümünün hemen altında olacak şekilde 10-12 cm’lik bir parça kesin. Kesimdeki son iki yaprağı kesin. Dikimden önce kestiğiniz ucun ve yaprakların kuruması için birkaç gün bekleyin.
  • Saksıyı toprakla doldurun. Ortaya, kestiğiniz bitkileri dikeceğiniz bir delik açın.
  • Kestiğiniz bitkileri en az 2,5 cm derinliğindeki deliğe yerleştirin. Tüm yaprakların toprağın üzerinde olmasına dikkat edin. Toprağı sulamadan önce birkaç gün bekleyin.
  • Bitkiye içeride bakacaksanız saksıyı aydınlık bir yere yerleştirin. Ancak açık havada bitkinin daha iyi gelişeceğini unutmayın. Toprak kuruduğunda sulamayı ihmal etmeyin.

İlginizi çekebilir: Şeflera Çiçeği Bakımı

Tesbih Çiçeği Nasıl Ekilir?

Tesbih çiçeğini tohumdan büyütmenin zor olmasının nedeni, öncesinde çiçeklerin tozlaşmasının gerekmesindendir. Bu nedenle elinizdeki tohumları ekene ve sonrasında bekleyene kadar bunların canlı olup olmadığını anlamanız mümkün olmayacaktır.

Tohumları ekmek için sukulent toprağı tercih etmeli ve ekimden sonra toprağın kurumasına izin vermemelisiniz. Toprağın nemini korumak için saksının etrafına şeffaf bir poşet geçirebilirsiniz.

Tohumları ektikten sonra çimlenme süresi birkaç hafta ila birkaç ay sürebilir. Tohumları ilkbahar veya yaz aylarında ekmeniz, çimlenmenin daha hızlı olmasına yardımcı olabilir.

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale