X

Sürekli kusursuz olma baskısı: Güzellik tükenmişliği nedir?

Kalıcı kaş dövmeleri, kirpik renklendirmeleri, kaş liftingleri, kırmızı ışık terapileri, kolajen dolguları, çarşaf ve göz maskeleri, soyulabilir dudak renklendiricileri, ısısız bigudiler ve daha nicesi… Bunlardan kaçına aşinasınız? Eğer yanıtınız birden fazlaysa o halde çağımızın en tehlikeli sorunlarından olan güzellik tükenmişliğine hoş geldiniz. 

Günümüzde filmlere bile konu olan bu durum, kişiye kendini iyi ve güzel hissettirmek şöyle dursun daha yetersiz ve kötü hissettirme etkisine sahip. O halde bu konuya açıklık getirmekte fayda var.  Bu yazımızda güzellik tükenmişliğinin olası risklerini ve bu durumun içinden çıkmak için yapılabilecekleri ele aldık!

Güzellik tükenmişliği neden kaynaklanır?

Güzellik rutinlerinin kendini sevmek ve öz güven gibi kavramlarla ilişkilendirildiği söylense de modern toplumun estetik yükünü taşıyan kadınlar için durum ne yazık ki pek böyle değil. Keyiften çok bir zorunluluğa dönüşen bu tür ritüeller ürünlerin aşırı kullanımı, ciddi zaman ve para harcama, bitmek tükenmek bilmeyen bakım seansları gibi sorunların yanı sıra kendini yetersiz hissetme ile sonuçlanabiliyor. Gelişimini sürdüren güzellik sektörünün her geçen gün farklı bir trendle karşımıza çıkması ise adapte edilmesi gereken yepyeni bir rutin anlamına geldiğinden kişi üzerindeki baskı ve stresi artırabiliyor. 

Güzellik tükenmişliği olarak adlandırılan bu durum, en temelde toplumdaki kalıplaşmış mükemmellik anlayışından kaynaklanıyor. Özellikle sosyal medyada trend haline gelen bakım seansları, ünlülerin estetik uygulamaları ve sürekli daha iyi olma halini vurgulayan paylaşımlar istemeden de olsa bu güzellik kalıplarından etkilenmemizi sağlayabiliyor. Bu denkleme bir de gerçek olmayan filtreler ve yapay zekayla oluşturulmuş görüntüler eklendiğinde işler bir anda kontrolden çıkabiliyor.

Güzellik tükenmişliği yaşadığınızı nasıl anlarsınız?

Psikolojide de karşılığı olan tükenmişlik, kişinin koşullar üzerinde tam olarak kontrol sahibi olmamasından ötürü yaşadığı kötü hisleri ifade ediyor. Bir diğer deyişle, toplumun güzellik beklentilerini yakalayamamak veya bunları yakalamak için sürekli bir çaba içinde olmak, beyindeki ödül devreleri yerine stres unsurlarını tetikliyor. Bu durumun yaygın belirtileri arasında ise şunlar yer alıyor:

  • Sürekli değişen güzellik trendlerini takip etmekte zorlanma ve bu durumdan rahatsız olmak
  • Güzellik ürünleri veya bakım seansları için gerektiğinden daha fazla vakit ve para harcamak
  • Her yeni çıkan ürünü alıp deneme ama bitirmeden bırakma ve yenisine geçme
  • Fazla ön hazırlık gerektirdiği gerekçesiyle sosyal etkinliklerden kaçınmak
  • Dış görünüşünden memnun olmadığı zamanlarda dışarı çıkmak istememek
  • Depresyon, izolasyon, anksiyete ve kaygı duygularına artış

Özetle; eğer uyguladığınız bakım ritüellerini ve sürekli gittiğiniz randevuları, içten gelen bir heves yerine sadece güzellik standartlarını karşılamak için tekrarlıyorsanız, güzellik tükenmişliğinden muzdarip olabilirsiniz.

Güzellik tükenmişliği hissinden nasıl çıkılır?

Güzellik tükenmişliğinin sayısız olumsuz etkisi olduğu gerçek. Özellikle estetik yaşının düştüğü, yaşlanmanın ise doğal olmanın tam aksi yorumlandığı böyle bir dönemde, sizin de benzer kaygılar yaşıyor olmanız çok normal. Ancak bu noktada tükenmişlikten kurtulmak için atabileceğiniz bazı etkili adımlar var.

1.Keyif aldığınız yapılabilir bir rutin edinin.

Güzellik tükenmişliğinin en büyük nedenlerinden biri, bitmek bilmeyen ve her yerde karşımıza çıkan o sözde çok faydalı bakım rutinleri. Ancak bu rutinler her zaman en yapılabilir ve en etkili yöntemler olmayabiliyor. Örneğin; yüz yogası yapmaktan çok hoşlanmamış ve bu rutini sıkıcı bulmuş olabilirsiniz. Bu noktada size kendinizi iyi hissettirecek başka bir rutine geçiş yapmayı deneyebilirsiniz. Ortada çok sayıda güzellik trendi olduğundan, bunlar arasından kendi zevkinize ve yaşam biçiminize en uygun olanını bulacağınıza eminiz. Ama bazen, nemlendirici sürerken yüze hafifçe masaj yapmak bile sizin için yüz yogası gibi zahmetli bir rutinden çok daha iyi gelebilir.

2.Dijital detoks yaparak kendi güzelliğinizi tekrar keşfedin.

Güzellik tükenmişliğinin bir diğer önemli tetikleyicisi sosyal medya başta gelmek üzere dijital platformlarda gördüklerimiz. Bu nedenle dijital detoks yaparak bu tür zararlı içeriklerden korunabilir ve gerçek hayata odaklanabilirsiniz. Güzelliğin standartlaşmış kalıplardan oluşmadığını görmek ve gün içinde bu rutinleri uygulamayan insanlarla karşılaşmak, sizi bu yapay dünyadan daha hızlı çıkaracak ve kendi güzelliğinizi fark etmenizi sağlayacaktır. Üstelik dijital detoks işe ve yapılması gerekenlere odaklanmanız, zihinsel yorgunluğu azaltmanız ve kendi iç sesinizi dinlemeniz için de harika bir fırsat olabilir. Bu sırada daha basit rutinlere dönebilir, bazen makyajsız dışarı çıkmayı kabullenerek algınızı yenileyebilirsiniz. Hatta belki kişinin her gün aynı derecede iyi, bakımlı ve güzel görünmeyeceğini bile normalleştirebilirsiniz.

3.Standartlarınızı gerçekçi şekilde belirleyin.

Güzellik baskısının üzerinizde yarattığı olumsuz hislerden korunmak için yapabileceğiniz bir diğer şey de standartları gözden geçirmek. Çünkü söz konusu güzellik olduğunda irdelenmesi gereken onlarca marka ve ürün var ki, bazen basit bir dudak parlatıcısı almak için bile gerektiğinden çok vakit harcamak gerekebiliyor. Bu noktada, standartlarınızı kendi kendinize belirlediğinizden ve trendlerin yönetmediğinden emin olun. Bunun için de öncelikle söz konusu ürün veya rutini edinmek için vazgeçmek zorunda olduklarınızı düşünün. Yapacağınız harcamayı ve zamanı başka nasıl değerlendirebileceğinizi sorgulamak, size oldukça fayda sağlayabilir ve daha mantıklı seçimler yapmanıza yardımcı olabilir.

Son fakat asla en azı değil: Vücudunuz, cildiniz ve görünüşünüz hakkında size dışarıdan kimsenin bir şey söylemesine izin vermeyin. Kendi değerinizi net şekilde belirlediğiniz ve bakım rutinlerinizi de hayatınızı da buna göre şekillendirdiğiniz sürece, kendinizi bu kadar yorgun ve tükenmiş hissetmeyeceğinize eminiz. Sadece bu bile, gidişatı kırmaya başlamak için yeterli bir sebep değil mi?

Kaynak: themagger, voguebusiness

İlginizi çekebilir: Tükenmişlik sendromunun 3 aşaması, Annelerimizden öğrendiğimiz güzellik sırları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale