X

Gece telefona bakmanın zararlarını en aza indirmek mümkün

Şüphesiz ki çoğumuz defalarca duyduk, duymaya da devam ediyoruz: “İyi bir uyku için ekranlardan uzak durmalıyız.” Evet ama nasıl? Teknoloji bu kadar her anımıza nüfuz etmişken; bildirimlerimiz susmuyor, maillerin ardı arkası kesilmiyor, son dakika haberleri hızla ekrana düşmeye devam ediyorken nasıl bırakacağız telefonlarımızı… Hele ki yatağa girer girmez uykuya dalana kadar ekran kaydırmaya devam ediyorken…

Araştırmalara ve uyku uzmanlarına göre gece geç saatlere kadar yapılan tüm ekran kaydırmaları, beynimizi uyanık ve uyarılmış tutarak uykuya dalmayı geciktiriyor ve kaliteli bir dinlenme deneyimini engelliyor. Elektronik cihazlarını yaydığı ışık, vücut saatini bozuyor ve uykumuzu sabote ediyor. Bu yüzden her yerde karşımıza çıkan tavsiye çok net: “Yatmadan birkaç saat önce elektronik cihazları kapatın ve mavi ışıklardan uzak durun.” Ama ne yazık ki tavsiye çok net olsa da uygulaması pek kolay değil. Peki, uyku düzenimizi bozmadan, kaliteli dinlenme deneyimini riske atmadan ekranların keyfini çıkarmanın bir yolu var mı? Güzel haber: Evet! Davranışsal uyku tıbbı uzmanı ve Hello Sleep kitabının yazarı Dr. Jade Wu’ya göre günlük rutinlerimizde birkaç küçük değişikle gece maruz kaldığımız ekranların uykumuz üzerindeki olumsuz etkisini azaltabiliriz. İşte yapılması gereken o düzenlemeler:

Gün boyunca mümkün olduğunca fazla ışık alın

Dr. Wu’nun ilk önerisi gün boyunca yeteri kadar gün ışığı almak. Bunun nedeni, uyku-uyanıklık döngüsü veya vücut iç saatimizin çalışma şekli. Sirkadiyen ritim ve uyku ilişkisini hatırlarsınız. Uykuyu düzenleyen bir hormon olan melatonin, vücudumuzda akşamları yükselir, geceleri yüksek seviyede kalır, sabahları ve gün boyunca yavaşlar. “Melatonin, vücudunuza ne zaman uykulu olması gerektiğini söyleyen ve ortamdaki ışık miktarına doğal olarak yanıt veren bir zaman tutucu hormondur.” diyen Dr. Wu, az ışık olduğunda beynimizin gece olduğunu anladığını ve melatonin salgılayarak kendimizi uykulu hissetmemizi sağladığını söylüyor. Ve ekliyor: “Etrafta çok fazla ışık varsa -bu ister gerçek gün ışığı, ister bir ekrandan veya lambadan gelen yapay ışık olsun- beyniniz gündüz olduğunu düşünür ve melatonini baskılayarak sizi tetikte ve uyanık tutar.” Örneğin, bütün gün dışarıdaysanız ve eve gelip yorganın altına girseniz, ışıkları kapatsanız ve tabletinizde bir kitap okusanız, maruz kaldığınız ışık miktarında büyük bir fark olacaktır. Bu senaryoda, gece ekranı kullanımınıSirkadiyen ritim ve uyku ilişkisini hatırlarsınız. Uykuyu düzenleyen bir hormon olan melatonin, vücudumuzda akşamları yükselir, geceleri yüksek seviyede kalır, sabahları ve gün boyunca yavaşlar. “z, tüm gün perdeler kapalıyken içeride çalışıyor olmanızdaki kadar uykunuzu etkilemeyecektir. Dr. Wu’ya göre, esasen beynimiz gün boyunca ne kadar ışığa maruz kaldığını takip ediyor. “Beş saat önce çok fazla ışık varsa ve şimdi ekranınızdan biraz ama çok daha az ışık geliyorsa, beyin hala ışık gelmesine rağmen şimdi akşam olması gerektiğini bilecektir” diyor. Açık havada mümkün olduğunca yürüyüş yapabilir, molalarınızı dışarıya taşıyabilir, evden çalışıyorsanız masanızı pencere kenarına taşıyabilirsiniz.

Akşam saatlerinde ışıkları açın

Dr. Jade Wu, akşamın erken saatlerinde, akşam yemeği saatinde maruz kaldığınız ışık miktarını artırmanın, gece geç saatlerde ekran kullanımının olumsuz etkilerini de yumuşatabileceğini söylüyor. “Böylece, akşamın erken saatlerinde, vücudunuzun akşamın ilerleyen saatlerinde, daha az ışık olacağı bir kontrast oluşturmaya hazır olması için kendinize kısaca biraz ışık enjekte ediyorsunuz.” şeklinde açıklıyor. Ve bu önerinin özellikle gün içinde fazla ışık alma şansımız yoksa daha da etkili olabileceğini belirtiyor. Akşam üstü yürüyüş yapmak, gün batımını izlemek elbette ki en ideal ipuçları ancak olmuyorsa akşam yemeğini hazırlarken mutfağı iyice aydınlatmak ve akşam yemeği sırasında yemek masasının üstündeki ışığı yakmak da yardımcı! Dr. Wu “Akşamları parlak ışıkları açmak, vücudunuza birkaç saat içinde, ışıklar kapalıyken yataktayken daha ağır maruziyetten kurtulma şansı verebilir. Daha erken ışığa maruz kalma, aslında akşam saat 22.00 veya 23.00’de parlak ışıkların etkilerini azaltacaktır.” diyerek konuya açıklık getiriyor.

Ekranları farkındalıkla kullanın

Yukarıdaki iki adımı izleseniz bile, yatağa girdiğinizde örneğin kalp atış hızınızı artıracak polisiye bir dizi izlerseniz uyku kaliteniz alt üst olabilir. O yüzden ekranlarımızda neye maruz kaldığımız da çok önemli. Dr. Wu, “Ekranlarınızda yaptığınız şeyin içeriği, ışığa maruz kalma kadar kritik.” diyor ve bizi daha mindful bir yaklaşıma davet ediyor. Dr. Wu, insanların genellikle uykularını getirmek için sıkıcı şeyleri seçmeleri gerektiğini düşündüklerini söylüyor, “Ancak can sıkıntısı bir bakıma beyninizi sinirlendirebilir ve onu uyandırabilir, böylece bu plan geri tepebilir.” diye de ekliyor. Bu yüzden sıkıcı değil, rahatlatıcı, gevşemeye yardımcı içerikler seçmek ve mümkün olduğunca tek bir ekranda kalmak -yani aynı anda video izleyip, mesaj atıp, doomscrooling yapmamak- çok önemli.

Mavi ışığı engelleyen gözlük kullanmayı deneyin

Söz konusu biyolojik saatimiz olan sirkadiyen ritm olduğunda, uzmanlara ve araştırmalara göre mavi ışık en büyük düşman. Telefonlarımızın, tabletlerimizin, bilgisayarlarımızın yaydığı mavi ışık, uyku hormonu olan melatoninin salgılanmasını baskılayarak kaliteli bir uyku deneyimini zedeliyor. Bu nedenle maruz kaldığımız mavi ışığın etkilerini kırmak önemli. Dr. Wu, “Beyni ve özellikle sirkadiyen ritmi uyarmak söz konusu olduğunda ışığın tüm frekansları eşit değildir.” diyor ve mavi ışığı engelleyen bir gözlük kullanılmasını öneriyor. Çok süslü ve pahalı camlara gerek olmadığını, sarı, turuncu veya kehribar renkli camlara sahip gözlüklerin mavi ışığı kırabileceğini söylüyor. Ancak, şunu da belirtmekte fayda var, Dr. Wu, göz doktoru önermediği sürece tüm gün bu gözlükleri takmanın gerekli olmadığını da belirtiyor. Aksi halde beyni tüm gün kandırmak, uyku-uyanıklık ve gün ışığı maruziyetini iyice karıştırabilir.

Son olarak Dr. Jade Wu, herkesin mavi ışığa verdiği tepkinin aynı olmadığına dikkat çekiyor ve şunu belirtiyor; “Örneğin, çocuklar geceleri mavi ışıklara karşı daha hassaslarken yaşlılar geceleri ekran maruziyetini daha fazla tolere edebilme eğilimindedir.” O yüzden önerilerin etkisi de kişiden kişiye değişebilir. Elbette ki uykuya dalmadan birkaç saat önce ekranlardan kopmak hem uyku hem de zihinsel sağlığımız açısından en iyisi ancak bunu yapamıyorsak da yukarıdaki ipuçlarına şans verebiliriz.

Kaliteli uyku deneyimini artırmak için aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Daha iyi bir uyku için kullanabileceğiniz doğal taşlar ve anlamları
Uyku eksikliğinin nedenleri ve az bilinen etkileri
Kaliteli uyku için biyolojik saatinizi sıfırlayın ve yeniden kurun

Kaynak: self

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale