X

Evinizi kış mevsimine hazırlamanıza yardımcı olacak ipuçları

Geç gelen bir sonbahardan sonra, yağmurlar bastırmışken kış aylarının soğuğu ve çetin şartları da göz kırpmaya başladı… Dolayısıyla evlerimizi de kışa hazırlamanın zamanı geldi çattı. Yalnızca dışarıdaki soğuktan korunmak için değil, aynı zamanda olası problemleri de önlemek için yaşam alanlarımızı gözden geçirmek, gereken tedbirleri almak ve ihtiyaç duyulan tamiratları tamamlamak şart. Ev temizliğinden ısıtma sistemlerinin bakımına, dekorasyonda yapılması gereken değişikliklerden iç ve dış mekanlardaki önlemlere kadar kışın getireceği zorluklara karşı evlerimizi güçlendirmenin yolları için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.

Dip köşe temizlik yapın

Şüphesiz ki evlerimizi yeni bir döneme hazırlamanın ilk adımı, derinlemesine bir temizlik yapmak. Yaz ve sonbahar aylarında özellikle camlar, balkon kapıları gibi sürekli hava sirkülasyonunu sağlamak için açık tuttuğumuz yerler kışın yaklaşması ile birlikte kapanmaya başladı. Dolayısıyla, bu doğayı evimizin her köşesine davet ettiğimiz mevsim geri kalırken, evlerimizde biriken tozlardan, kirlerden ya da dışarıdaki hava ile birlikte gelen her şeyden arınmanın da zamanı geldi. Balkonda ya da pencere kenarlarında birikmiş kuru yapraklardan da… Bu sebeple evinizi kış için hazırlamak ve düzenlemek için işlere girişmeden önce dip köşe bir temizlik yapmanız en iyisi. Bu temizlik, varsa gereksiz eşyaları da ayıklamak için iyi bir fırsat olabilir. Silin, süpürün, toz alın… Camları, sineklikleri, kapıları, avizeleri, banyo fayanslarını, dolap içlerini de unutmayın. Temizlik konusunda ilhama ve farklı fikirlere ihtiyacınız varsa şu yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Büyük mobilyaların yerini değiştirin

Hazır temizlik yaparken mobilyaları da yerinden oynatmaya başlamışken, evinizi kış moduna sokmak için özellikle büyük mobilyaları nasıl yerleştirebileceğinizi de düşünün. Kalorifer, soba, şömine gibi ısı kaynaklarının önünde duran büyük mobilyalar varsa ısı akışının tüm odaya yayılmasını engellememek için onların yerini değiştirin. Isı kaynaklarının önünü mümkün olduğunca açın ve ısının odaya eşit bir şekilde dağılabilmesi için uygun alanı oluşturun. Pencere önlerinde güneş ışığının girmesine ve odaya dağılmasına engel olan mobilyalar, aksesuarlar, eklentiler varsa onları da düzenleyin. Karanlık günlere uyanmaya başlamışken, gün ışığından mümkün olduğu kadar faydalanabilmek için pencerelerinizin önünü açık tutmaya özen gösterin. Ayrıca, yeni mevsimi yeni bir dekorasyonla karşılamak da hoş olacaktır.

Yazlık kıyafetleri ve kumaşları kaldırın

Eğer gardıroplarınızı hala düzenlemediyseniz, evinizi kışa hazırlarken giyim seçkinizi de oluşturun. Sabah alel acele işe yetişmek için gömleğinizin üzerine kazak ararken muhtemelen elinize bir bikini üstü ya da pareo gelmesini istemezsiniz… Kışlık kıyafetlerinizi çıkarın ve yazlıkları elinizin altında olmayacak bir yere kaldırın. Bunu yaparken evinizdeki tekstil ürünlerini de gözden geçirin, ince perdeler, keten güneşlikler ya da bambu kilimler gibi ince dokulu, yaz ve bahar aylarına daha çok uygun olan kumaşlardan üretilmiş parçaları da kaldırabilirsiniz. Hava soğuyor, şimdi sıcak katmanlar ekleme zamanı, bir sonraki yaza kadar ince kumaşlara veda edebilirsiniz.

Sıcak katmanlar ekleyin

İnce ve yaz mevsimine uygun kumaşları, tekstil ürünlerini kaldırmışken kışa uygun kalın, sıcacık, yünlü parçaları da çıkarın. Zeminlerinizi dilerseniz daha fazla halı ile kaplayın, böylece yerden gelen soğuğun şiddetini azaltabilirsiniz. Koltuklarınızın üzerine şallar ekleyin, tüylü kırlentler, yastıklar koyun. Dekorasyonunuza sıcak katmanlar eklemek için farklı dokulardaki ve renklerdeki kumaşlardan üretilen, sıcak tutma özelliği olan ev tekstili ürünlerinden faydalanın.

Ortamı daha fazla aydınlatın ve ısıtın

Güneşin kendini daha az gösterdiği ve karanlık günlerin uzadığı kış mevsiminde doğal ışıktan yeterince faylanamıyor olsak da evimizi aydınlatacak farklı yöntemler var. Sürekli tavandaki ışığın açık olması size iyi hissettirmeyebilir, ancak ayaklı abajurlar ya da zemine döşenmiş led ışıklar, loş dokunuşlar yaparak daha yumuşak bir aydınlatma sağlayabilir. Ayrıca, mumlar yakarak da hem daha fazla aydınlık hem de daha fazla sıcaklık katabilirsiniz. Odanızın farklı köşelerine hoş kokulu doğal mumlar ve küçük aydınlatıcılar ekleyebilirsiniz. Böylece yaşam alanlarınız hem daha aydınlık hem de daha sıcak olacaktır.

Tadilat gereken yerleri onarın

Dekorasyon ve ev düzenin zevkli kısımları bittikten sonra, sıra geldi tamirat işlerine… Yaptığınız değişikler ve eklemeler evinizi kış için daha hazır bir hale getirecek olsa da tek başına yeterli olmayacaktır. Biraz daha geniş çaplı düzenlemelere ihtiyacınız var. Dolayısıyla, evde tamire ihtiyaç duyan yerleri gözden geçirmenizde fayda var. Örneğin, çatlamış bir cam, yırtılmış sineklik, sökülmüş kapı veya pencere süngerleri, tam kapanmayan pencere kolları ve benzeri sorunlar varsa, havalar iyiden iyiye soğumaya başlamadan bunları çözmeniz önemli. Aksi halde özellikle kapı ve pencerelerle ilgili sıkıntılar, tüm kış soğuk havayı evinizde misafir etmenize neden olabilir.

İlginizi çekebilir: Pratik tamiratlar: Evdeki sinir bozucu seslerden kurtulmanın yolları

Kombi bakımını yaptırın

Eğer eviniz doğalgaz ile ısınıyorsa, kombi bakımını kışa girmeden önce yaptırmanız çok önemli. Bu, hem kışın soğuk günlerinde olası bir bozulma durumunu önlemenize hem de bakımını yaptırdığınız kombinin daha verimli ve enerji tasarruflu çalışmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca, eğer bir problem varsa onu daha büyük bir sorun haline gelmeden çözmüş olacağınız için bütçenizi de zora sokacak büyük masraflardan kurtarmış olacaksınız. Bir kombi ustasından veya kombi markanızın servisinden destek isteyebilirsiniz. Karışık bir çalışma sistemine sahip olduğu için kendi başınıza bakım/tamir yapmamanızda fayda var.

Isıtma sistemlerini elden geçirin

Soba, şömine, petekler, ısı pompası ya da elektrikli ısıtıcı… Kış aylarında ısınmanızı sağlayan sistemlerin verimli çalışıp çalışmadığını kontrol edin ve gerekliyse doğru bakımları yaptırın. Örneğin, soba borularını temizlemek, peteklerin temizliğini yaptırmak ya da şöminenin bacasında herhangi bir tıkanıklık olup olmadığını kontrol etmek, kışın olası kötü sürprizlerle karşılaşmanızı önleyecek, sıcak bir kış mevsimi geçirmenizi sağlayacaktır.

Mümkünse ısı yalıtımı yaptırın

Hem enerji tasarrufu sağlamak hem de daha konforlu bir kış mevsimi geçirmek için ısı yalıtımına önem verin. Eğer, yaşadığınız apartmanın dış cephesinde ısı yalıtımı yoksa, apartman yöneticisi ve diğer komşularınızla irtibata geçebilir, site içerisinde yaşıyorsanız site yönetimi ile konuşarak ısı yalıtımı yaptırılıp yaptırılamayacağını konuşabilirsiniz. Müstakil bir evde yaşıyorsanız, kendiniz ısı yalıtımı yaptırmak için gereken adımları atabilirsiniz. Bu hem evinizin daha sıcak kalmasına hem de ısınma maliyetlerinizin azalmasına yardımcı olacaktır. Baştan yapacağınız bir masraf, sizi daha sonraki potansiyel masraflardan kurtaracak ve uzun ömürlü bir yatırıma dönüşecektir.

Tavanları ve çatıyı kontrol edin

Tavanlarda herhangi bir sorun var mı kontrol edin, çatlak, döküntü ya da sızıntı ve benzeri sıkıntılar, kış aylarında daha büyük sorunlara neden olabilir. Özellikle en üst katta oturuyorsanız ya da müstakil bir eviniz varsa, tavandaki sorunlar çatı ile ilgili sıkıntılara da işaret ediyor olabilir. Yağmurda, karda, rüzgarlı, fırtınalı havalarda zorlanmamak ve olası çatı akması, kiremit uçması ve benzeri problemlerle karşılaşmamak için gerekli yerleri gözden geçirin ve tadilatlarını yaptırın.

İlginizi çekebilir: Farklı zeminlerde oluşan su lekeleri nasıl çıkar?

Bahçenizi kontrol edin

Eğer bir bahçeniz varsa, kışın çetin şartlarından olumsuz etkilenebilecek tüm eşyalarınızı kapalı bir ortama alın. Dış mekandaki su vanalarını kapatın, bahçe hortumlarının içindeki suyu boşaltın, su borularını sarın, donmalarını önlemek için izole edin. Bahçe duvarında, kapısında, evin giriş kısmında size sıkıntı yaratabilecek olası bir tehlike var ise önlemlerinizi alın. Uçma riski olan ama bahçede kalması gereken eşyalarınızı sağlamlaştırın, mümkünse bir yere bağlayın, üstü kapatılması gereken yerler var ise kapatın, bitkileriniz, çiçekleriniz ya da ekip biçtiğiniz meyve-sebzeler varsa, korunaklı bir alan oluşturmaya çalışın.

Tüm bunların yanı sıra soğuyan ve erken kararan günlerin etkisinde modunuzu yüksek tutmak için size iyi hissettirecek kişisel dokunuşları da yaşam alanlarınıza ekleyebilir, sıcak olduğu kadar keyifli bir kış mevsimi geçirebilirsiniz. Daha fazla fikir için aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale