X

Eko-anksiyete ile başa çıkmanın yolları: İklim kriziyle ilgili kaygınızı azaltacak öneriler

Orman yangınları, kasırgalar, çevre kirliliği, geciken iklim politikaları ve gezegenin geleceğini bekleyen felaket senaryoları… İklim değişikliğinin sonuçlarıyla yüzleşmek ve çok fazla habere maruz kalmak bu aralar sizin de uykularınızı kaçırıyor mu? Tüketim kültürünün norm haline geldiği bir dünyada, gittiğiniz her yerde etrafa saçılmış çöpleri görürken atıksız bir yaşam sürdürmek ya da çöplerinizi ayrıştırmak gibi bireysel önlemlerin yetersiz geldiğini ve toplumun çevre bilinci için nasıl eğitilebileceğini düşünmek sizi de yoruyor mu? İklim kriziyle ilgili politikaların yetersiz oluşu ve geleceğin belirsizliği korkutuyor mu? Endişelenmeyin, böyle hisseden yalnızca siz değilsiniz.

Eko-anksiyete, yani iklim değişikliği ve olası sonuçları konusunda endişe ve kaygı duymak; üzüntü, endişe, çaresizlik gibi olumsuz duygularla başa çıkmakta zorlamak, özellikle krizin etkileriyle somut şekilde yüzleştiğimiz şu günlerde hepimizin gündeminde. Bir yandan da ardı arkası kesilmeyen orman yangınları haberleri… Ekolojik dengenin korunması ve iklim krizinin etkilerinin azaltılması için öncelikle kendi ruh sağlığımızı korumamız ve yaşadığımız kaygıyı yapıcı yollarla dönüştürebilmemiz gerekiyor.

Eko-anksiyeteyle başa çıkmanın yolları

İklim değişikliğinin etkileri bireysel olarak atılacak adımlarla çözülemeyecek boyutlara ulaşmış olsa da, ruh sağlığınızı koruyarak ve etkisi küçük de olsa harekete geçerek iklim krizinin neden olduğu endişelerinizi yapıcı şekilde dönüştürebilmeniz mümkün.

1. Görmezden gelmeyin

İklim değişikliğini ve olası sonuçlarını düşünmenin oldukça korkutucu ve psikolojik olarak zorlayıcı olduğunun farkındayız. Çaresizlik ve umutsuzluk hislerini görmezden gelerek eko-anksiyeteden kaçmaya çalışmanız, yaşamınıza devam edebilmeniz, sorumluluklarınızı yerine getirebilmeniz ve ruh sağlığınızı koruyabilmeniz için oldukça gerekli ve normal. Ancak her konuda olduğu gibi, iklim krizi konusunda da görmezden gelmek ve çok fazla düşünmek arasındaki dengeyi bulmanız önemli.

Kafanızı kuma görerek sonuçları bu kadar somut ve net olan bir felaketi görmezden gelmek harekete geçmenizi zorlaştırarak uzun vadede pişmanlık hissini beraberinde getirebilir. Bu gerçekliğin farkında olarak yaşamınıza devam etmeniz rahatsız edici duyguların ortaya çıkmasına neden olsa da, duygularınızı maskelemek bu duyguları işlemenizi zorlaştırarak daha da yoğun hale gelmelerine sebebiyet verebilir. İklim kriziyle ilgili gerçekleri inkar etmek ve takıntı haline getirmek arasındaki dengeyi bulabilmek için aşağıdaki önerilerimiz işinize yarayabilir:

  • İklim değişikliği gerçeğini inkar ederek, hissettiğiniz korku, yas, çaresizlik, üzüntü, öfke gibi duyguları bir kenara itmek yerine, bu duyguları tamamen sindirmek ve kabul etmek için kendinize alan yaratın ve zaman tanıyın.
  • Geçmişteki çevreye zarar veren davranışlarınızdan ve alışkanlıklarınızdan dolayı kendinizi suçlu hissediyorsanız, bu suçluluk duygusunun aynı zamanda sorumlu hissetmenizden de kaynaklandığının farkında olun ve kendinize yüklenmeyin. Bugüne kadarki davranışlarınız için kendinizi affedin ve bundan sonrasında çevre için daha fazla sorumluluk almaya söz verin.
  • Deniz kıyısında, yürüyüş parkurlarında, dağlarda, göllerde vakit geçirin. Doğa, tehlikede olduğu halde, kendinizi daha huzurlu hissetmenize yardımcı olabilecek milyonlarca kaynağa sahip. Doğanın size sunduklarına şükredin.

İlginizi çekebilir: Geç kalmış değiliz: İklim değişikliği ve acilen alınması gereken önlemler

2. Yaşam tarzınızı ve alışkanlıklarınızı gözden geçirin

Sürdürülebilir yaşam tarzı uygulamalarını benimsemek, çok küçük ve etki alanı az bir çözüm gibi görünse de bakış açınızda yaratacağı değişimle motivasyonunuzu ve umudunuzu korumanıza, kişisel değerlerinizle daha uyumlu bir yaşam sürdürerek benlik duygunuzu güçlendirmenize yardımcı olabilir. Ayrıca çevre dostu alışkanlıklar kazanmak ve bu alışkanlıkları günlük yaşamınıza entegre etmek çevrenizdeki diğer insanlara da ilham olacak ve onları teşvik edecektir.

Sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları geliştirmenin ilk adımı, hali hazırda sürdürdüğünüz alışkanlıkların ne kadarının çevre için faydalı, ne kadarının zararlı olduğunun farkına varmak olacaktır. Karbon ayak izinizi hesaplamak, bu izi nasıl azaltabileceğinize dair çözüm üretmenize de yardımcı olabilir. Otomobil kullanmak yerine bisiklete binmek ya da yürümek, uçuşlarınızı sınırlandırmak, hayvansal ürünlerin tüketimini en aza indirmek, enerji tasarrufu gibi hem kendi sağlığınıza hem de çevrenin sağlığına olumlu katkı sağlayabilecek çözümler ve alışkanlıklar geliştirmek endişenizin azalmasına yardımcı olabilir. Doğanın korunması için çaba gösteren sivil toplum örgütlerine ya da çevreci gruplara dahil olmak, becerileriniz ve yetkinlikleriniz doğrultusunda bu grupların çalışmalarına gönüllü katkıda bulunmak daha fazla insana ulaşmanıza ve çevre bilincini artırmanıza yardımcı olabilir.

3. Çevre konusunda bilinçlenin ve bilinçlendirin

Bilgiye erişimin çok daha kolay hale geldiği günümüzde yaşanan felaketlerle ilgili dezenformasyon ve bilgi kirliliği de had safhada. Çevre hakkında doğru bilgi edinebileceğiniz kaynakları araştırarak, bilgi ediniminizi sadece bu kaynaklarla sınırlandırmak hem olası bir kriz durumunda hazırlıklı olmanıza ve hızlı aksiyon almanıza, hem de çok fazla bilgiye ve görüntüye maruz kalmadan ruh sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır. Yanlış bilgiler ya da bilgi eksikliği, iklim değişikliği gibi soyut bir kavramı anlamayı ve işlemeyi zorlaştırabilir.

4. Topluluğunuzla bağlantıda kalın

‘Herkes kapısının önünü süpürse, tüm mahalle tertemiz olur.’ sözünü mutlaka duymuşsunuzdur. Bu cümledeki en kritik kelimenin ‘herkes’ olduğunun altını çizmek isteriz. Çevreyle ilgili konularda bireysel olarak atacağınız adımların yanı sıra yaşadığınız bölgede, iş ve arkadaş çevrenizde, aile ve akrabalarınız arasında çevre bilincinin artırılmasını sağlayacak etkinlikler ve projeler düzenleyebilirsiniz. Boş alanların ağaçlandırılması, çöp toplama, her evin yakınına geri dönüşüm kutuları yerleştirerek çöp ayrıştırılmasını teşvik etme, çıkarılan atık miktarının azaltılması için ileri dönüşüm ve kompost gibi yöntemlerle ilgili atölye çalışmaları… Yapabilecekleriniz sınırsız!

Çevreyi korumak isteyen ve iklim krizi konusunda duyarlı olan diğer insanlarla işbirliği içinde çalışmak, kendinizi yalnız hissetmemenizi sağlayabilir ve sizi tek başınıza mücadele etmekten kurtararak anksiyetenizi azaltabilir. Duygusal ve sosyal destek, umudunuzu ve olumlu bakış açınızı besleyerek psikolojik dayanıklılığınızı artırmanıza yardımcı olacaktır.

5. Çocuklara ve gençlere destek olun

Küçük çocuklar çevrelerinde deneyimledikleri, haberlerde izledikleri ya da yetişkinlerin konuşmalarında duydukları çevre felaketleriyle ilgili karmaşık duygular hissedebilirler ve yetişkinlere kıyasla bu duyguları anlamlandırmakta ve işlemekte çok daha fazla zorlanarak eko-anksiyeteyi daha yoğun deneyimleyebilirler. Ergenler ve gençlerse, çevrenin ve dünyanın geldiği son noktada gelecekleriyle ilgili yoğun bir kaygı taşıyabilirler ve kendilerinden önceki nesillere karşı öfke ve kızgınlıklarını yansıtabilirler.

Yetişkinler olarak çocuklara ve gençlere bu zorlu duygularla baş edebilmeleri için destek olurken, öncelikle dürüst olmanız ve yaşanan felaketlerin neden kaynaklandığını gelişim dönemlerine uygun bir şekilde, gerekirse somut örneklerle anlatmanız gerekiyor. İklim değişikliğiyle ilgili konuları konuşmak için alan yaratmak, yaşananlarla ilgili bilgileri güvenilir kaynaklardan edinmesine yardımcı olmak ve duygularını yazarak, konuşarak, çizerek ya da oyun aracılığıyla dışa vurmasına fırsat yaratmak ebeveynler olarak bu süreçte çocuğunuzu eko-anksiyeteden korumak için yapabilecekleriniz arasında.

İlginizi çekebilir: Çocuklara çevre bilinci kazandırmanıza yardımcı olacak 5 öneri

6. Psikolojik dayanıklılığınızı artırın

Travmatik durumların ve beraberinde gelen yoğun stresin üstesinden gelmekte başarılı olan ve esnek dayanıklılığı güçlü insanlar kaygıyla baş etme konusunda çok daha başarılı olabilirler. Amerikan Psikologlar Derneği (APA) psikolojik dayanıklılığınızı ve esnekliğinizi artırmak için şu yöntemlerin işe yarayabileceğini söylüyor:

  • Sizi destekleyen, şefkatli ve samimi insanlarla devamlı iletişimde kalın.
  • Her sorunun bir şekilde çözüme ulaşabileceğinin farkında olun ve inancınızı kaybetmek yerine ‘ne yapılabilir?’ sorusunun cevabını arayın.
  • Kendiniz için ulaşılabilir hedefler belirleyin ve bu hedeflere doğru istikrarlı ve kararlı bir şekilde ilerleyin.
  • Detaylarda boğulmak yerine büyük resmi görmeye çalışın ve sorunları daha geniş bir bağlamdan inceleyin.
  • Öz bakımınızı kesinlikle ihmal etmeyin ve benlik imajınızın pozitif olduğundan emin olun.
  • Kendinizi dünyadan ve diğer insanlardan izole etmeyin. Benzer düşüncelere, fikirlere ve önerilere sahip insanlarla fikir alışverişinde bulunun ve onların düşüncelerinden beslenin.

7. İyimser kalmaya çalışın

Sağlıklı iyimserlik, doğal afetler gibi stresli olaylar yaşadıktan sonra ruh sağlığınızı korumanıza, aksiyon almanıza ve duruma uyum sağlamanıza yardımcı olabilir. Olayları olumlu bir bakış açısıyla, yeniden çerçevelendirmeye çalıştığınızda, kaygınızla daha kolay başa çıktığınızı görebilirsiniz. Bardağın dolu tarafını görmek, kronikleşmiş hale gelen kaygı duygusuyla ilişkilendirilen olumsuz düşünce kalıplarını kırmanıza da yardımcı olabilir.

8. Doğayla kurduğunuz bağları güçlendirin

Açık havada, doğayla daha fazla zaman geçirmek, çevre ile olumlu bir bağ kurmanızı sağlayarak eko-kaygıyı hafifletmenize yardımcı olabilir. Kendinizi bunalmış, yorulmuş, umutsuz ve çaresiz hissettiğinizde bir kayaya oturun, bir ağaca sarılın, bir yaprağa dokunun, bir çiçeği koklayın, bir kuşun cıvıltısına kulak verin ve ıslıklarınızla ona eşlik edin… Bu davranışları zihninizde imgelemenin bile kaygınızı azalttığını fark edebilirsiniz. Çünkü, doğa iyileştirir!

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliği temalı en iyi belgeseller

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale