X

Hiper empati sendromundan muzdarip olabilir misiniz?

Empati, insan ilişkilerinde köprüler inşa etmemizi, duygusal bağlar kurmamızı ve karşılıklı anlayışı artırmamızı sağlayan harika bir yetenek. Ancak, bazılarımız empati konusunda olması gerekenden daha yoğun duygular yaşayabiliyoruz. Şöyle ki, çok fazla empati kurarak kendimizden ödün verebiliyor, iyi bir şey yaptığımızı zannederken aslında kendimize zarar verebiliyoruz.

Hiper empati sendromu veya aşırı empati olarak tanımlanan bu durum, başkalarının duygu ve durumlarını anlayışla karşılamanın ötesinde onların yaşadıklarını tıpkı bir sünger gibi kendimize çekme durumumuzu anlatıyor. Peki, hiper empati sendromuna sahip olup olmadığımızı nasıl anlayabiliriz ve bu durumdan nasıl kendimizi kurtarabiliriz?

Hiper empati sendromu nedir, nasıl anlaşılır?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, hiper empati sendromu, empati yeteneğinin normalden çok daha güçlü, çok daha yoğun olduğu durumları anlatmak için kullanılıyor.

Hiper empat olan kişi, diğer insanların duygusal deneyimlerine kendinden fazla odaklanır ve onların hislerini daha derinden anlamaya çalışır. Onların acılarına karşı kendi içinde daha güçlü bir tepki verme eğilimi gösterebilir ve bu duygusal yükleri taşımakta zorlanabilir.

Eğer siz de benzer deneyimler yaşadığınızı düşünüyorsanız hiper empati sendromuna sahip olup olmadığınızı anlamak için şu belirtilere dikkat edebilirsiniz:

  • Gereğinden fazla duyarlı olma,
  • Başkalarına karşı aşırı bağımlılık hissetme,
  • Ani duygu değişimleri,
  • Yüksek stres,
  • Sosyal anksiyete,
  • Zayıf benlik algısı,
  • Takıntılı olma,
  • Aşırı koruyuculuk ve
  • Sınırları koruyamama hiper empati sendromunun en belirgin semptomları arasındadır.

“Hiper empatlar, yalnızca duygularınızı hissetmekle kalmazlar. O kadar güçlü hissederler ki bu duygu onlarda derinlere yerleşebilir ya da kendi duygularını gözden kaçırmalarına neden olabilir.” -Dr. Lorenzo Norris

İlginizi çekebilir: Empatların özellikleri: Empat olup olmadığınızı anlamanın yolları ve empat testi

Eğer bu belirtiler sizinle uyuşuyorsa siz de hiper empat olabilirsiniz. Fazla empatik olmanın zararlı olmayacağına kendinizi inandırmaya çalışsanız da bu durum sizin uzun vadede çok fazla yıpranmanıza ve sürekli olumsuz duygularla mücadele etmek zorunda kalmanıza neden olabilir. Duygusal ve zihinsel sağlığınızın bozulmasının yanı sıra yoğun stres, anksiyete, sınır ihlali gibi nedenlerden hızlı kalp çarpıntısı, nefes darlığı gibi fiziksel sıkıntılar da yaşayabilir, bütüncül sağlığınızı tamamen tehlikeye atabilirsiniz.

Öte yandan, hiper empati sendromu yalnızca onu yaşayan kişi için değil çevresindeki bireyler için de olumsuz süreçler doğurabilir. Aşırı empati gösterirken kişi, karşısındaki kişinin sınırlarını ihlal edebilir, tam anlamıyla ‘üstüne vazife olmayan’ durumların içerisine dahil olmaya çalışarak karşısındaki kişi ile ilişkisine zarar verebilir. Bu çatışma, ilişkilerin bozulmasına, hiper empatın çevresinden uzaklaştırılmasına da neden olabilir.

Tüm bu nedenlerden dolayı hem size hem ilişkilerinize zarar veren hiper empati sendromundan kurtulmanız önemlidir. İşte bu konuda yapabilecekleriniz…

Hiper empati sendromu ile başa çıkmaya yardımcı ipuçları

Psychology Today’de yazan psikolog Dr. Marcia Reynolds, her hiper empat için spesifik bir tedavi yönteminin olmadığını, ancak kişilerin aşırı empati gösterdikleri zamanda, duygusal yük altında ezilmeyi önlemek ve duygularını kontrol altına almak için bazı yöntemlerden faydalanabileceklerini söylüyor ve şu egzersizi öneriyor:

  • Rahatlayın: Derin nefesler alıp verin, vücudunuzdaki gerilimi gevşetin.
  • Bağlantıyı koparın: Zihninizdeki tüm düşünceleri temizleyin, kendinizi fiziksel ve zihinsel olarak ortamdan uzaklaştırın.
  • Merkezlenin: Farkındalığınızı kendi merkezinize aktarın. Nefes alışverişlerinizi yaparken göbeğinizin hemen altında kendi merkezinizi hissedin.
  • Odaklanın: Nasıl hissetmek istediğinizi temsil eden bir veya birkaç anahtar kelime seçin ve onlara odaklanın.

Dr. Reynolds’a göre bu adımlar, sizi aşırı empati göstermekten koruyabilir ve dikkatinizi kendinize vermenizi sağlayabilir.

Bu anlık adımların yanı sıra doğada daha fazla zaman geçirmek, kendinizle baş başa kalacağınız daha fazla zaman yaratmak, kişisel bakımınıza özen göstermek, sınırlar belirlemek ve onları korumak, gerekiyorsa bir uzmandan yardım almak da hiper empati sendromu ile başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Unutmayın, empati doğru kullanıldığında ilişkileri geliştiren bir beceri olsa da aşırı olduğunda sağlıksız ve dengesiz ilişkilere, yıpratıcı duygulara neden olabilir. Bu durumun farkında olmak ve önlem almak, hem sizi hem de ilişkilerinizi iyileştirmek için ilk adım olabilir. Eğer yukarıdaki belirtilere rağmen hiper empat olup olmadığınızı fark edemiyorsanız,

Judith Orloff’un The Empath’s Survival Guide: Life Strategies for Sensitive PeopleThe Empath’ isimli kitabında yer alan hiper empat testine de göz atabilirsiniz. Kitabı incelemek veya satın almak için tıklayabilirsiniz.

Son olarak Başkalarının duygularına duyarlı bir empat olarak kendinizi nasıl korursunuz? yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale