X

Depresyon bulaşıcı mı?

Bu sorunun kısa cevabı evet olsa da, aslında durum biraz daha karmaşık. Depresyonun bulaşıcı olması, depresyonda olan bir arkadaşınızın sizin omuzunuzda ağlaması sonucu bunun size bulaşacağı anlamına gelmiyor. Çünkü hassasiyetiniz ve bağışıklığınız, genetiğinizden kişisel geçmişinize ve stres seviyenize kadar birçok şeye bağlı durumda.

Yaklaşık 10 yıldır, sağlıklı ve sağlıksız tüm davranışların bulaşıcı olduğu bilinmekte. Örneğin arkadaşlarınızın sigarayı bırakması durumunda sizin de bunu yapmaya daha fazla eğilim göstereceğiniz muhakkak. Hatta bu durumun intihar için bile geçerli olduğu söylenebilir.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı beslenme depresyon riskini de azaltıyor

Depresyonun bulaşıcı olduğu yapılan araştırmalar sonucu ortaya konmuştur.

Depresyon; karamsarlık, kusur bulma, sosyal planları erteleme, genel asabiyet gibi bir dizi sağlıksız düşünce ve tutumla birlikte gerçekleşir. Bu olumsuz davranışlar ve onları tetikleyen olumsuz inançlar ise insanlar arası iletişimde yer alabilir. Örneğin; depresyondaki üniversite öğrencilerinin oda arkadaşları, depresyonlu ebeveynlerin çocukları veya depresyon yaşayan bir partnere sahip olan bireyler de bazı depresif belirtiler göstermeye başlayabilirler. Depresyonun iletişimde olan insanlar arasında nasıl bulaşıcı olabileceği 4 madde ile özetlenebilir:

1- “Negatif bilişsel üçlü”

Psikolog Aaron Beck bu terimi depresif düşünce şeklinin olumsuz işlediği üç alanı anlatmak için kullandı. Buna göre depresyondaki bireyler kendilerine, etraflarındaki insanlara ve geleceklerine olumsuz bir bakış açısı geliştirerek bakarlar. Bu ise tam tersini yapmaya çalışsalar bile konuşmalarına yansır ve bu şekilde etraflarındaki insanları da etkilerler.

2- Negatif enerji

Bu başlık da aslında bir önceki maddeyle benzerlik taşıyor. Sürekli olumsuz düşünen biriyle aynı ortamı birkaç saatliğine paylaştığınızı düşünün. Onun negatif enerjisi ister istemez sizi de etkileyecektir.

3- Kendini soyutlama

Depresyondaki bireylerin kendini soyutlaması, en yakınında olan insanları da aynı şeyi yapmaya yöneltir. Partneri dışarı çıkmak istemeyen bir birey bir süre sonra onu ikna etmeye çalışmaktan yorulacak ve kendisi de eve kapanmaya başlayacaktır.

4- Öğrenilmiş çaresizlik

Psikolog Martin Seligman’ın ortaya attığı öğrenilmiş çaresizlik kavramı, depresyonda olan bireylerin ne kadar çaba sarf etseler de sonuçları değiştiremeyeceklerini ve bu yüzden yaptıkları her şeyin fazla yorucu olduğunu düşünmelerini ifade eder. Gündelik işlerde ya da daha büyük ölçekteki eylemlerde hiçbir çaba sarf etmeyen depresyonlu bireyler, çevrelerindeki insanlara daha fazla yük yüklemiş olurlar ve dolayısıyla bu insanların kendilerini daha yorgun ve depresif hissetmelerine neden olurlar.

İlginizi çekebilir: Depresyonda olan birine söylememeniz gereken 9 şey

Öte yandan 2015 yılında fareler üzerinde yapılan bir araştırmada da depresyonun bulaşıcı olduğu sonucuna ulaşıldı. Haftalarca ışıkların 48 saat açık bırakılması ya da yuvalarına su dökülmesi gibi öngörülemez ve kontrolü imkansız stres etkenlerine maruz bırakılarak depresyona girmeleri sağlanan farelere bir süre sonra, yuvalarını paylaşmaları için yeni arkadaşlar verildi. Sonrasında ise deneye yeni eklenen hayvanların da depresyon belirtileri gösterdiği gözlemlendi.

Peki bu depresyonda olan insanlarla daha az vakit geçirmeniz gerektiği anlamına mı geliyor? Bu sorunun cevabını ancak siz verebilirsiniz. Fakat onlarla vakit geçirirken yapmanız gereken şey, kendilerine ne kadar sevildiklerini, daha iyi hissetmeyi ve mutlu olmayı hak ettiklerini ve sizin için önemli olduklarını hatırlatmak olacaktır. Ayrıca depresyondaki yakınlarınızı yardım almaya da teşvik etmelisiniz. İlk adımı atmak her zaman zor olacaktır, size düşen de bu konuda sabırlı olmak. İyi haber ise bulaşıcı olan düşüncelerin sadece olumsuz düşünceler olmaması. Pozitif tutum ve düşünme biçimi de, tıpkı negatif olanlar gibi bir insandan diğerine geçebilir. Bu açıdan düşünüldüğünde depresyon yaşayan yakınlarınıza pozitif düşünceleriniz sayesinde yardım dahi edebilirsiniz.

Kaynak:

psychologytoday.com

psychcentral.com

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale