X

Çocuklarla manifesting hakkında nasıl konuşulur?

Söz konusu hayal gücü, yaratıcılık ve bol pozitiflik olduğunda, aklımıza çocuklardan daha iyi bir özne geliyor mu? Her anın tadını çıkarmayı bilen, hayal kurmaktan asla vazgeçmeyen, coşkusunu gizlemeyen ve çoğunlukla hayatın güzel yanlarına odaklanmayı başaran çocukların dünyası son derece renkli… Ve bu renkli dünyayı ve sınırsız hayal gücünü istediklerini hayatlarına çekmek için kullanmayı öğrenebilirler. Peki, nasıl? Elbette ki manifesting ile. Daha önce pek çok yazımızda manifesting nedir, nasıl yapılır konularını ele almıştık, bu yazımızda ise çocuklarla manifesting nasıl konuşulur, onlara bu konuda nasıl rehberlik edilir bunları konuşacağız.

Manifesting ya da manifestation; isteklerimizi yaşamımıza çekmek için kullandığımız bir yöntem ve çocukların da bu yöntemden faydalanmasını sağlayabiliriz. Üstelik, onların sınırsız hayal gücü ve olumlu bakış açısı sayesinde, manifesting yaparak isteklerini elde etmeleri, biz yetişkinlerden çok daha kolay olabilir.

Manifesting, çocuklar için neden önemlidir?

Manifesting, bir şey üzerine olumlu düşünerek, onun gerçekleşeceğine bilinçli olarak inanmak anlamına gelir ve kendini gerçekleştiren kehanet, çekim yasası ya da düşünce gücü gibi yaygın olarak kullanılan kavramlarla da yakın ilişkilidir. Temelinde, inançların davranışları etkileyerek o inancın gerçekleşmesini sağlaması yatar ve yalnızca hayatına olmasını istediği şeyleri çekmek için uğraşan yetişkinler açısından değil, çocuklar açısından da önemlidir. Bunun nedeni manifesting ile çocukların;

  • Daha geniş hayal gücü,
  • Daha yüksek öz güven,
  • Daha olumlu bakış açısına sahip olabilmeleri ve
  • Daha fazla şükretmeyi,
  • Kendi değerlerini bilmeyi,
  • Başarabileceklerine inanmayı ve
  • Zor zamanlarda güçlü kalmayı öğrenebilmeleridir.

Manifest for Kids kitabının yazarı ve kişisel gelişim koçu Roxie Nafousi, “Büyüdüklerinde ne yapmak istediklerine karar vermeleri ve öz güven geliştirmeleri konusunda çocukların üzerinde çok fazla baskı var. Manifesting bu konuda çocuklara yardımcı olabilir.” diyor ve manifestingin çocukların hayatta başarılı olmaları konusunda önemli bir yaşam becerisi olduğunu söylüyor. Peki, her ne kadar aktif bir katılım, çaba gerektiriyor olsa da soyut bir kavram olan manifestingi çocuklara nasıl en doğru şekilde aktarabiliriz? Özellikle de kafalarını çok fazla karıştırmadan… İşte bu konuda yol gösterecek ipuçları:

Sihir değil, eylemler bütünü olduğunu anlatın

İlk adım, çocuklara manifestingin ne olduğunu anlayabilecekleri şekilde, yaş ve gelişim düzeylerine uygun olarak, kısa, öz ve kolay anlaşılabilir kelimelerle anlatmak. Ve manifestingin bir sihir olmadığını, kendi kendine gerçekleşmediğini, bunun için bilinçli çaba gerektiğini vurgulamak. Çocuklarınıza hayatlarında olmasını istedikleri şeyler hakkında olumlu düşünerek yani olacağına inanarak ama bir yandan da bunun için çaba harcayarak, yani eyleme geçerek o şeyi gerçekleştirebileceklerini anlatabilirsiniz. Ne kadar güçlü inanırlarsa ve bunun için çalışırlarsa, istedikleri şeyi elde etme fırsatlarının o kadar artacağını söyleyebilirsiniz.

Hayal gücünü destekleyin

“Hayal gücü her şeyin başladığı yerdir.” Orada mümkün olmayan, gerçekleş-e-meyecek hiçbir şey yok. Ve bu, harika bir güç. Ancak, biz yetişkinler ne yazık ki büyüdükçe bu yeteneğimizi kaybediyoruz, o yüzden çocuklar bu konuda çok şanslı. Sonsuz, rengarenk hayal dünyaları var ve bundan daha iyi bir manifesting tekniği olamaz. O yüzden hayal güçlerini beslemeye özen gösterin ve onları daha fazla hayal kurmaları için yüreklendirin. Sorular sorun, meraklarını taze tutacak ortamlar yaratın, isteklerinin gerçekleştiği anları hayal etmelerini isteyin, mümkün olduğunca detaylı hayal kurmaları için onlara rehberlik edin.

Görselleştirmenin (visualization) gücünü öğretin

Çocuklarınızı manifesting konusunda desteklerken hayal güçlerini geliştirebilmeleri için onlara görselleştirmenin gücünü öğretin. Hayal güçlerini geliştirebilmek için hedeflerini, elde etmek istediklerini zihinlerinde nasıl canlandırabileceklerini anlatın. İstedikleri hedefe ulaştıklarında nasıl hissedeceklerini, nasıl görüneceklerini sorun ve bunları gözlerini kapatıp canlandırmalarını isteyin. Görselleştirme konusunda ne kadar ustalaşırlarsa, uyguladıkları manifesting de o kadar iyi olur ve yıllar içinde çok çok daha başarılı sonuçlar elde edebilirler.

Olumlamaları kullanın

Eğer, manifestingin sihirsel bir tarafı varsa o da sihirli cümleler, yani ‘olumlamalar’ olabilir. Çocuklara, olumlu düşüncelerle daha olumlu olayları çekebileceklerini öğretmek, hayatlarını daha olumlu bir yönde şekillendirmelerine yardımcı olabilir ve manifestingin ne olduğunu, nasıl uygulandığını daha net bir şekilde anlamalarını sağlayabilir. Örnek durum ve olaylar üzerinden, örnek olumlu cümlelerle, olumlamaları nasıl kullanabileceklerini öğretebilirsiniz. Günlük hayatlarında kullanabilecekleri pratik olumlamaları tekrarlamalarını sağlayabilirsiniz. Örneğin, ‘Her gün daha fazla şey öğreniyorum. Kendime güveniyorum. İyi notlar alıyorum. Sınavlarımdan başarıyla geçiyor…’ gibi. Ayrıca, manifestingi uygularken, olumlamaların yalnızca sözcüklerden ibaret olmadığını, duygularla desteklenmesi gerektiğini de çocuklarınızla paylaşın. Onların, pozitif duyguları da bu sırada içselleştirmelerini sağlayın. Ve sürekli, birlikte pratik yapın. Siz bu konuda çocuklarınıza ne kadar iyi rol model olabilirseniz, onlar da o kadar iyi öğrenebilir ve uygulayabilirler.

İlginizi çekebilir: Çocukların olumlu bir iç ses geliştirmelerine yardımcı olacak öneriler

Birlikte vizyon panosu hazırlayın

Vizyon panosu, en etkili ve yaygın kullanılan manifesting yöntemlerinden biri, üstelik çocuklarla birlikte hazırlamak ve somut adımlar ortaya çıkarmak için de çok uygun. Çocuklarınızla birlikte onların elde etmek istedikleri şeyleri hedef alan, hayallerini görselleştiren bir vizyon panosu yapabilirsiniz.

Sonuç olarak ağaç yaşken eğilir söyleminden yola çıkarak çocuklarınıza sizi anlayabilecekleri küçük yaşlarından itibaren manifesting hakkında bilgi verebilir, birlikte pratikleri gerçekleştirebilirsiniz. Bu, hem onların hayal güçlerini geliştirmelerine ve hedeflerini görselleştirebilmelerine yardımcı olacak hem de kendilerine daha fazla güvenmelerine, geleceğe dair olumlu bir bakış açısı geliştirmelerine destek olacaktır.

İlginizi çekebilir: Dünyanın en eski kültürlerinden özgüvenli çocuklar yetiştirmek için 3 ipucu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale