X

Çatışan duygular bizleri nasıl etkiliyor?

Daha önce birbirine uyum sağlamayan hissiyatların duygu dünyanızı eş zamanlı olarak ele geçirmeye çalıştığını hissettiğiniz oldu mu? Eğer bu soruyu büyük bir ‘evet’ ile cevapladıysanız çatışan duyguları deneyimlemiş olduğunuzu belirtmek istiyoruz. Neredeyse herkesin karşılaştığı çatışan duygular, özel hayattan iş hayatına kadar yaşamın her noktasını etkiliyor. Bu yazımızda, çatışan duyguların ne olduğunu ve insan hayatını nasıl etkilediğini sizler için kaleme aldık.

Çatışan duygular nedir?

Karışık veya karmaşık duygular olarak da bilinen çatışan duygular, bir insanın birbiriyle çelişen duyguları aynı anda deneyimlediği durumları ifade ediyor. Örneğin, partnerine büyük bir aşk besleyen fakat aynı anda ondan nefret de eden bir insanın romantik ilişkisinde çatışan duygulara sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hüzün verici bir olay karşısında gözyaşı dökerken birdenbire ağlamayı bırakarak kahkaha atmaya başlamak gibi gündelik hayatın içinden örnekler de bu duyguları somut bir şekilde tanımlıyor.

Duygusal bir ikilemin içinde sıkışmaya neden olan çatışan duygular, aklınıza gelebilecek her duyguyu barındırıyor. Başta sevgi ve nefret olmak üzere saygı, şefkat, mutluluk, üzüntü, öfke, sakinlik, tiksinti, ilgisizlik, çekim, heyecan, kaygı ve korku gibi hisler arasında bir çelişki durumu ortaya çıkabiliyor. Bu durum, genellikle karar verme süreçlerinde, kişisel ilişkilerin belirsizliğe sürüklendiği zamanlarda, büyük değişikliklerin yaşandığı anlarda ve beklentilerin gerçekle uyuşmadığı dönemlerde kendisini belli ediyor. Bir başka deyişle, hayat akışının herhangi bir noktasında açığa çıkan zorluklar beraberinde çatışan duyguları getirebiliyor.

Psikologlar ve psikoloji araştırmacıları, çatışan duyguların dört farklı modelle karşımıza çıkabildiğini belirtiyor. İlk model, bir duygunun hissedildikten sonra yerini kendisine zıt olan bir duyguya bırakması durumunu açıklıyor. İkinci model ise birbirine zıt iki duygunun eş zamanlı fakat farklı yoğunluklarda hissedilebileceğini vurguluyor. Üçüncü modele göre birbirine zıt duygular bir yükselip bir alçalıyor ve bu durum da birbiriyle uyuşmayan olumlu ve olumsuz hislerin fark edilmesine yol açıyor. Son model de birbirine zıt duyguların eş zamanlı ve aynı yoğunlukta yaşanabileceğini ifade ediyor.

Bazı insanlar çatışan duyguları kararsızlığa sahip karakterlerle özdeşleştirse de bazı bilimsel çalışmalara göre bu duygular duygusal karmaşıklığa dayanıyor. Bu araştırmalara göre, insanların duygu dünyası o kadar zengin ki aynı anda birbirine uyum sağlamayan duyguların hissedilmesi oldukça doğal. Bu nedenle, çatışan duyguların varlığını hissettiğiniz zaman kendinizi suçlamak yerine onların normal olduğunu kendinize hatırlatabilirsiniz.

Çatışan duygular hayatımızı nasıl etkiler?

Olağanlığı tartışmaya açık olmayan çatışan duygular, içinde bulunulan duruma bağlı olarak olumlu veya olumsuz etkilerde bulunabiliyor. İlk olarak, bu duyguların duygusal dünyanın zenginleşmesine katkı sağladığını belirtmek istiyoruz. İnsanlar, birden fazla duyguyu aynı anda deneyimlediklerinde benliklerini daha iyi anlayabiliyorlar ve farklı duygular arasında bağlantı kurabiliyorlar. Ayrıca, çatışan duygular farklı bakış açılarının tek zihinde sahiplenilmesine yardımcı olarak yaratıcılık seviyesini artırıyor. Bunlara ek olarak, bu duyguların empati gelişimine ve duygusal büyümeye katkı sağladığını da vurgulamalıyız.

Her ne kadar çatışan duygular bazı hayat şartları altında pozitif sonuçlara doğru bir kapı aralasa da bu duyguların olumsuz etkilerini de yok sayamayız. Örneğin, karar verme süreçlerinde hissedilen belirsizlik çatışan duyguları beraberinde getirerek stres seviyesinin yükselmesine yol açabiliyor. Bununla birlikte, aynı anda birbirine zıt duyguların hissedilmesi sonucunda karar verme süreçleri karmaşık bir yapıya bürünebiliyor. Bu karmaşıklık sonucunda da insanlar karar vermekte zorluk çekerek yanlış seçeneklere yönelebiliyorlar. Ayrıca, başta romantik ilişkiler olmak üzere çeşitli ilişkilerde çatışmalar açığa çıkabiliyor. Son olarak, bu duyguların duygusal büyümeyi beraberinde getirmediği zamanlarda duygusal istikrarsızlığın kendisini belli edebildiğini belirtmek istiyoruz.

Çatışan duygularla nasıl başa çıkılır?

Eğer olumlu sonuçlar doğuran çatışan duygularla baş başaysanız bırakın bu duygular duygu dünyanızda var olmaya devam etsin. Olumlu etki yerine olumsuz bir etkinin açığa çıktığını düşünüyorsanız bu duygularla başa çıkmak için bazı yöntemleri göz önünde bulundurabilirsiniz. Şimdi, bu yöntemleri sizler için açıklamak istiyoruz.

İlk olarak, hissettiğiniz çelişkili duyguları bilinçli bir şekilde fark ederek onları kabul etmelisiniz. Bir insan olduğunuzu ve her insan gibi korkabileceğinizi, endişelenebileceğinizi, üzülebileceğinizi ve öfkelenebileceğinizi unutmamalısınız. Duygularınızı tanıyıp kabul ettikten sonra, bu duyguların altında yatan sebepleri anlamaya çalışabilirsiniz. Ayrıca, duygusal dengenizi korumak için meditasyon, derin nefes egzersizleri ve yoga gibi rahatlatıcı teknikleri düzenli olarak uygulayabilirsiniz. Son olarak, çatışan duygularla başa çıkmanın kimi zamanlar zor olduğunu ve bu duyguların her zaman içsel olarak tutulmasının doğru olmadığını belirtmeliyiz. Eğer bu duygularla tek başınıza mücadele edemediğinizi düşünüyorsanız durumunuzu sevdiğiniz birisiyle paylaşabilirsiniz veya bir terapistten yardım alabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Duygusal iyi oluş için değerini daha fazla bilmeniz gereken duygular

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale