X

2025’in öne çıkan lüks seyahat trendleri

Lüks seyahat, 2025’te sadece konforu çağrıştıran bir eylem olmaktan çıkarak bilinçli deneyimler içeren bir yaşam sanatı haline geliyor. Bu yıl, dinginliğin ve maceranın kusursuzca harmanlanmasını sağlayan trendler lüks seyahatin standartlarını yeniden tanımlıyor. Bu yazımızda, bu trendleri sizler için derinlemesine inceliyoruz.

Serin ve soğuk iklimlere sahip lokasyonlar ilgi çekiyor

Pek çok insan güneş enerjisiyle çalıştığını ifade etse de 2025’te lüks seyahat sıcak ve tropik destinasyonlardan uzaklaşıyor. Seyahat danışmanlarının %76’sı, müşterilerinin artık daha ılıman ve serin hava koşullarına sahip bölgeleri tercih ettiğini belirtiyor. Bu oran, geçen yıla göre %5’lik bir artışa işaret ediyor.

Bu yıl, daha serin iklimlere sahip lokasyonlara yapılan seyahatlerde artış gözlemleniyor. Bu eğilim doğrultusunda, Antarktika, İzlanda ve Norveç popülaritesi hızla artan destinasyonlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu trendin yükselmesinin arkasında çeşitli sebepler bulunuyor. Bazı insanlar iklim değişikliği ve aşırı sıcaklardan kaçmak isterken bazıları da kalabalıklardan uzak ve doğayla iç içe bir tatil arayışında olduğu için daha soğuk bölgelere yöneliyor. Bunlara ek olarak, Finlandiya, Norveç ve İzlanda gibi soğuk İskandinav ülkelerinden görülebilen kuzey ışıklarını seyretme isteği de tetikleyici bir neden. Aynı zamanda, sıcağa alışmış olan gezginler daha farklı deneyimler yaşama arzusuyla da bu destinasyonları tercih edebiliyorlar.

İtalya dünyanın en iyi seyahat destinasyonu olarak tanımlanıyor

2025’te lüks seyahat sektörünün zirvesine İtalya yerleşiyor. Trevi Çeşmesi ve Pisa Kulesi ile tanınan bu ülke, yeni yılda aile tatilleri ve balayı için fazlasıyla tercih ediliyor.

İtalya’nın başkenti Roma, dünyanın en popüler üçüncü şehri olarak karşımıza çıkıyor. Ülkenin en turistik ve tarihi yerlerine ev sahipliği yapan bu şehir, pek çok gezginin ilgisini çekiyor. Roma, bu artan ilgi doğrultusunda Londra ve Tokyo’nun önüne geçerek geçmiş yıllara göre daha çok turiste kısa süreliğine ev sahipliği yapıyor. Aile tatilleri açısından İtalya’yı Hawaii, Kosta Rika, Yunanistan ve Japonya takip ediyor. Balayı tatili açısından ise İtalya’nın arkasında Yunanistan, Bali, Maldivler ve Fransa bulunuyor.

Macera ve wellness deneyimleri seyahatlere yön veriyor

Lüks seyahat severler, 2025’te adrenalin ve huzurun mükemmel dengesini arıyor. Bazı gezginler Antarktika ve Alaska gibi keşif odaklı destinasyonları tercih ederken bazıları da Fas, Kosta Rika ve Butan gibi hem fiziksel aktiviteyi hem de holistik wellness uygulamalarını barındıran rotalara yöneliyor.

Bu yıl, konfor alanının dışına çıkılmasını sağlayan macera turizmiyle birlikte dinlenme ve rahatlama odaklı tatil anlayışı popülarite kazanıyor. Macera turizmi klasik tatiller yerine doğa ile iç içe keşifler sunan ve aktifliği ön plana çıkaran rotaları barındırıyor. Hem bedenini hem de zihnini sakinleştirmek isteyen gezginler ise lüks spa retreatleri, doğayla uyumlu inzivalar, mindfulness odaklı deneyimler, yoga kampları ve termal oteller gibi rahatlama ve sağlığı ön planda tutan seyahatlere yöneliyorlar. Bu eğilim, lüks seyahatin bir prestij olmaktan çıkarak zihinsel ve fiziksel dengeyi bulma aracı haline geldiğini somutlaştırıyor.

SPA odaklı tatiller yükselişe geçiyor

Wellness turizmi, 2025’te seyahat sektörünü etkisi altına alıyor. İnternette SPA tatili aramalarındaki %52’lik artış da bu trendi pekiştiriyor.

Wellness, bu yıl ek bir hizmet olmaktan uzaklaşarak pek çok seyahat planının merkezine yerleşiyor. Lüks seyahat tutkunları, konforlu konaklama seçenekleriyle birlikte lüks bakım ve spa deneyimlerini bir arada yaşamak istiyorlar. Beş yıldızlı oteller ve üst düzey wellness tesisleri, bu trendi benimseyerek spa merkezlerine yatırım yapıyorlar. Seyahatle beden ve ruh sağlığını beslemek isteyen bireyler, aynı zamanda uzun süreli tatil kavramını benimseyerek spanın merkezde olduğu kişisel gelişim deneyimleriyle buluşuyorlar. Kısacası, lüks wellness tatilleri ve özel bakım ritüelleri seyahat dünyasında yeni bir standart haline geliyor.

Cruise tatilleri tek başına seyahat edenlere hitap etmeye başlıyor

Gemi turu olarak da bilinen cruise tatilleri, 2025’te farklı bir şekilde ön plana çıkıyor. Okyanus ve nehir turlarına katılarak sevdikleriyle beraber keşif yapmak isteyen kişileri etkisi altına alan cruise gemileri, artık kendi hızında macera arayan yalnız gezginler için cazip bir seçenek.

Birçok cruise şirketi, bu yıl tek başına seyahat eden kişilere özel kampanyalar ve sosyal etkinlikler düzenliyor. Bu eğilim doğrultusunda, yalnız yolculuk yapanlar diğer gezginlerle daha kolay ve etkili bir şekilde bağlantı kuruyor. Gemi turlarının sunduğu lüks yemek, eğlence, alışveriş ve dinlenme gibi olanaklardan faydalanan yalnız gezginler, bu turlar aracılığıyla konforlu bir sosyal bir ortamda yeni yerler keşfetmenin keyfini sürüyorlar.

Yukarıdaki trendlere ek olarak, insanların seyahat etmeyi tercih ettiği dönemlerde de değişiklik gözlemleniyor. Seyahat danışmanlarının %78’i, gezginlerin artık omuz sezonu (shoulder season) ve düşük sezon (off-peak) olarak adlandırılan dönemlerde yolculuk yapmayı tercih ettiklerini belirtiyor. Omuz sezonu, ilkbahar ve sonbahar gibi yüksek sezon ve düşük sezon arasındaki geçiş dönemini ifade ediyor. Düşük sezon ise turistik bölgelerin daha az yoğun olduğu ve hava koşullarının daha ılıman olduğu dönem anlamına geliyor. Örneğin, bazı insanlar çeşitli popüler yaz tatili lokasyonlarını kış aylarında gezmeyi tercih ediyor. Bu dönemlerin seçilmesinin arkasında daha sakin bir tatil isteği ve daha iyi hizmet alma fırsatı bulunuyor.

Bu eğilimler, lüks seyahat sektörüne wellness pratiklerinin hızla entegre edildiğini belirginleştiriyor. İlerleyen yıllarda da beden ve ruh sağlığını iyileştirmek adına daha sakin ve özgün deneyimlerin peşine düşüleceğini vurgulamak istiyoruz.

Kaynak: Luxury Gold, TravelAge West

İlginizi çekebilir: Wellness turizminin altın çağı 2025’te başlıyor olabilir mi?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 

Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale