X

2021 Wellness trendleri: Kişisel bakım, güzellik ve stil konularında öne çıkan başlıklar

2020 yılı sadece pandeminin değil ırkçılığın, adaletsizliğin, gelir dağılımındaki eşitsizliğin, küresel ısınmanın, çevre kirliliğinin, insan hakları ihlallerinin de sıkça gündeme geldiği bir yıl oldu. Bu kadar fazla zorluğun ve olumsuzluğun kaçınılmaz gerçekliği karşısında hepimizin anladığı en önemli şeylerden biri de kendimizi duygusal, zihinsel ve spiritüel anlamda beslemenin ve desteklemenin lüks ya da tercih değil, en temel insan ihtiyaçlarından biri olduğu gerçeği.

Bugüne kadar öz bakım denildiğinde hepimizin aklına bizi mutlu eden, haz veren, konfor sağlayan şeyler ya da deneyimler gelirken; önümüzdeki dönemde tüm bunlara ek olarak ruh sağlığımızı korumaya yönelik adımlar da atarak yaşamdaki gerçek mutluluğu dışsal kaynaklarda değil, içsel kaynaklarımızda bulmaya doğru yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. 2021 yılında öz bakım, güzellik, kişisel bakım, stil ve moda konularında öne çıkacak olan wellness trendlerine gelin daha yakından bakalım.

Öz bakım pratiklerinde kolektif bilinç ön planda

Öz bakım şimdiye kadar kendine zaman ayırmak ve tek başına kaliteli zaman geçirmek gibi durumlar çerçevesinde düşünülse de, son yıllarda yapılan araştırmalar en az kişinin kendine özen göstermesi kadar; içinde yaşadığı topluma katkı sağlamasının, çevresindeki diğer insanlara özen göstermesinin, yardımlaşmasının ve kolektif bilinçle hareket etmesinin de öz bakımın önemli bir bileşeni olduğunu gösteriyor. Kişinin kendisi kadar diğer insanların da mutluluğunu düşünmesinin, başkalarından yardım gördüğü kadar ihtiyacı olanlara yardım etmesinin, nezaketle hareket etmesinin, toplumsal yardımlaşmaya ve dayanışmaya katkı sağlamasının ‘ben merkezci’ bir bakış açısından daha fazla mutluluk getirdiğine yönelik araştırma sonuçları; öz bakımın tanımını farklı bir boyuta taşıyacak. Özellikle sosyal medya gibi dijital araçlar üzerinden yapılan yardım kampanyalarına katılmak, protestolara karşı sesini yükseltmek, farkındalık kampanyaları düzenlemek gibi dijital dünyanın hayatımıza getirdiği ayrıcalıklardan yararlanarak içinde yaşadığımız topluma katkı sağlamak yeni dönemin öne çıkan öz bakım trendlerinden biri olacak.

İlginizi çekebilir: Öz bakım becerileriyle özünüzü kökten uca besleyin: Kendinize gerçekten iyi bakıyor musunuz?

Öz bakımın ayrılmaz bir parçası olarak cinsel haz 

Sağlıklı bir romantik ilişkinin ve ilişkide cinsel mutluluğun iyi yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğunu biliyoruz. Karantina döneminde tek başına kalanlar, romantik ilişkisi olmayanlar, ilişkisini uzaktan yürütmek zorunda kalanlar ya da ilişkisi olsa da cinsel hazzın farklı boyutlarını keşfetmek isteyenler öz bakımına cinsel hazzı dahil etmeyi de ihmal etmedi. 2021 yılında da cinsellikten alınan hazzı destekleyen seks oyuncakları, afrodizyak içerikli kayganlaştırıcılar, hazzı artırmaya yönelik tasarımlarıyla ön plana çıkan prezervatifler ve çok daha fazlasının öz bakım rutinlerimizde yer alması bekleniyor. Cinsel hazzı artırmaya yönelik ürünlerin yanı sıra kama sutra ve tantrik cinsellik gibi cinsel yaşamı renklendirecek ve cinsellikten aldığınız hazzı farklı boyutlara taşıyacak uygulamalar da yeni dönemde adını daha fazla duyacağımız cinsellik pratikleri içinde yer alıyor.

İlginizi çekebilir: Cinsellikten aldığınız hazzı doruklarda yaşamanıza yardımcı olacak öneriler

Kıyafetlerde konfor, rahatlık ve sürdürülebilirlik

Pandemi döneminde üstümüzden çıkarmadığımız pijamalarımız ve ev kıyafetlerimiz 2021 modasına yön veren en önemli parçalar olacak. Pandemi sonrası dönemde lüks giyim markaları da dahil olmak üzere pek çok giyim markası rahatlığın ve konforun ön planda olduğu tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Evde giydiğimiz eşofman, tayt, swetshirt gibi rahat ve konforlu parçaları artık sokaklarda da daha sık göreceğiz. Pamuklu, cilde dost materyallerle yapılan kıyafetler yeni dönemde daha fazla ön planda olacak. Rahatlık ve konforun ön planda olmasının yanı sıra, tüketicilerin dünyanın kaynaklarının bilinçli kullanılması konusunda farkındalık kazanması, daha az tüketmeye ve sürdürülebilir ürünlere öncelik vermesi de moda sektöründe köklü bir değişime ve dönüşüme yol açabilir. Üretimlerinin her aşamasını şeffaf bir şekilde tüketiciyle paylaşabilen, doğaya dost materyaller kullanan, tasarımlarında sadeliği ve minimalizmi ön plana çıkaran yerel markaların önümüzdeki dönemde moda sektörüne yön vermesi bekleniyor. 

İlginizi çekebilir: Hızlı tüketim sektörüne “iyi yaşam” ayarı: Markalar neden iyi yaşam alanına yöneliyor?

Teledermatoloji

Sağlık hizmetlerinin uzaktan hale gelmesiyle birlikte, yeni dönemde özellikle önleyici ve koruyucu sağlık hizmetlerinde hızlı bir yükseliş bekleniyor. Yüz yüze doktor ve hastane ziyaretlerini minimuma indirmeyi amaçlayan tele sağlık uygulamaları, özellikle dermatoloji alanında çok daha yoğun olarak kullanılmaya başlanacak. Akne, roza, kırışıklıklar, deri döküntüleri, sedef hastalığı, hiperpigmentasyon gibi pek çok rahatsızlık hali hazırda tele-dermatoloji uygulamalarıyla tedavi edilebiliyor.

Uzmanlar, özellikle tanı için herhangi bir test yapılmasını gerektirmeyen, cilt yüzeyindeki semptomlarla tanısı kolaylıkla yapılabilen cilt rahatsızlıklarının teledermatoloji hizmetleriyle hızlı ve güvenli bir şekilde yapılabileceğini söylüyor.

İlginizi çekebilir: Dermatoloğunuza cilt bakımıyla ilgili mutlaka sormanız gereken 10 soru

Cilt bakımında sadeleşme

Herhangi bir dermatoloğa cildinizin hangi ürünlere ihtiyacı olduğunu sorduğunuzda alacağınız cevabın bir elinizin avcunu doldurmayacağını biliyor muydunuz? Güzellik sektöründe, özellikle son yıllarda influencerlar aracılığıyla pazarlanan yüzlerce farklı cilt bakım ürününe denk gelmiş olabilirsiniz. Söz konusu güzellik ve cilt bakımı olduğunda, binlerce kişinin kullanıp çok memnun kaldığını söylediği bir ürünü almamak için kendinizi zor tutuyor olmanız günümüz koşullarında çok normal. Ancak pandemiyle birlikte güzellik algısı ve cilt bakım rutinlerimiz de köklü bir değişime uğradı. Zamanımızın çoğunu evde geçirdiğimiz için özellikle makyaj ürünlerinin ve çevresel kirleticilerin cildimize verdiği zarar ortadan kalktı. Cildimiz dinlenme, yenilenme, tazelenme fırsatı bulurken ihtiyaç duyduğu destek de farklılaştı. İçten dışa, sağlık konusunda edindiğimiz bütünsel bakış açısı, cilt bakım ürünlerinde de az ama öz seçimler yapmaya, ihtiyacımız olandan fazlasını almamaya ve kendimize olduğu kadar çevreye de zarar vermeyen ürünleri tercih etmemize yön verecek. Pek çok içeriğin bir arada yer aldığı cilt bakım ürünlerindense, tek bir hedefe (gözenek küçültme, peeling, nemlendirme, anti-aging gibi) yönelik daha spesifik içeriklerden oluşan serumlar ve doğal ürünler ön plana çıkacak.

İlginizi çekebilir: Cilt bakımında yeni trend: Kodlarla gelen güzellik

Pandemiye özel cilt bakımı

‘Her yeni icat ihtiyaçtan doğar.’ sözünün doğruluğu, önümüzdeki dönemde güzellik sektöründe daha önce hiç görmediğimiz ürünlerle birlikte bir kez daha kanıtlanmış olacak. Pandemi sonrası yaşam tarzı değişikliklerinin beraberinde getirdiği bazı durumlar, cilt bakım ürünlerinde de yeni ihtiyaçlarımıza yönelik yeniliklerin ortaya çıkmasına aracı olacak. Ellerimizi daha fazla yıkamamız, sık aralıklarla kullandığımız alkol içerikli dezenfektanlar, devamlı maske kullanımı ve zamanımızın büyük çoğunluğunu kapalı ortamlarda geçirmek cildimizin ihtiyaçlarını da değiştirecek. Ellerimizi ve cildimizi daha fazla temizlememiz; vücuda zararlı organizmaların girmesine engel olan, lipidlerden ve proteinlerden oluşan cilt bariyerinin daha fazla zarar görmesine neden oluyor. Önümüzdeki dönemde krem, sabun, dezenfektan gibi temizlik ve hijyen ürünlerinde cilt bariyerine zarar vermeyen içeriklerin kullanılması gündemde olacak. İç mekanlardaki ekran ışığı gibi yapay ışıklara karşı koruma sağlayan UV koruyuculu yüz kremleri, yapay ışığın sebep olduğu hiperpigmentesyon ve serbest radikal hasarı gibi problemleri önlemeye ve tedavi etmeye yönelik cilt bakım ürünleri yeni dönemde daha da popüler hale gelecek.

Plastiksiz cilt bakımı

Çevreye dost, doğaya duyarlı ürünleriyle ön plana çıkan kozmetik markaları, moda ve gıda endüstrisinde olduğu gibi güzellik sektöründe de yavaş yavaş daha fazla ilgi ve talep görmeye başlayacak. Kozmetik ürünlerin ambalajlarının yaklaşık %91’i geri dönüştürülmeden, plastik okyanusundaki yerini alıyor. Kozmetik sektörünün plastik ambalajlar kullanarak doğaya verdiği zararın farkıda olan ve tüketicilerinin çevre dostu tüketim alışkanlıklarına uygun düzenlemeler yapmak isteyen güzellik sektörü üreticileri önümüzdeki günlerde şampuanlardan vücut losyonlarına, tüm ürünlerini plastik ambalaj kullanmaksızın, bar formunda üreterek tüketicilerine ulaştırmayı hedefliyor. Kremlerden şampuanlara, duş jellerinden güzellik maskelerine, toniklerden serumlara güzellik ürünlerini raflarda ambalajsız görmeye hazır olun. 

İlginizi çekebilir: Sıfır atık rehberi 6: Kişisel bakım

Öz bakım, güzellik, moda ve stil konularında 2021 ve sonrasında bizleri bekleyen wellness trendlerinde sürüdürülebilirlik, pandemiden doğan ihtiyaçlara cevap verme, sadeleşme, rahatlık  ve konfor ön planda.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale