X

2021 tüm dünya için ‘dönüşümün yılı’ olacak: Astrolog Merve Çubuktepe röportajı

2020’yi kan, ter ve gözyaşı içinde kapatırken çoğunluğun aklında benzer sorular: Bu yıla özgü müydü, bitiyor mu? Yoksa rakamlara takılmadan, oyuna devam mı? Hayatımız hep böyle kaotik mi artık? Yoksa bu da mı geçecek; dayanmalı, alışmalı mı?    

Merve Çubuktepe, genç kuşağın bence en parlak astrologlarından. Çok iyi bir eğitim geçmişi var her şeyden önce, mürekkep yalamış; sonra ne olmuşsa olmuş ve “evrenin matematiği”ne kaptırmış kendini. İyi de etmiş. Madem her yeni yıl, yeni bir hayat sapağı demek; yolu yürürken bu kadim bilgiden feyz almamak olmaz… Şimdiden iyi seneler! 

Merve, siz de dahil pek çok astrolog 2020 için bir tür “felaketler yılı” öngörüsü yapmıştı. Yıl bitince felaketleri de beraberinde götürecek mi? 

2020, dokusuyla gerçekten çoğu yıla benzemeyen ve en başından beri kendim de dahil birçok astroloğun çok zorlu geçeceğini belirttiği bir yıldı. 2021 için felaketler yılı değil “dönüşüm yılı” diyebiliriz. Kolay olmayacağı kesin. Çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Tüm hayat tarzımız değişti. Ancak 2021, Jüpiter-Satürn Kova etkileriyle artık pek sıklıkla konuşulan Kova çağının habercisi bir yıl. 2021’de ekonomik krizin yankıları sürecek, toplumsal ayaklanmalar ve bireyselliğe vurgu da artacak. Evet, dünyamız değişti. Bunu kabul etmek zorundayız. Her etkinin bir tepkisi oluyor. Ama 2021, özellikle bunu isteyenler için bir uyanış yılı. Teknoloji ve bilim alanında sıçramaların olması da çok mümkün. 2020 kadar karamsar bir tablo görünmüyor bu yıl için. Ancak asıl iyicil diyebileceğimiz dönem, 2022 yılı.

Hiç ummadığımız, belki ön göremeyeceğimiz bir hızla yepyeni bir yaşam biçimine uyumlandık. Belli ki pek çok şey eskisi gibi olmayacak. Bu dönüşümden en az hasarı alabilmek için, en esnek biçimde nasıl yaklaşmalıyız sürece?

Öncelikle insan olduğumuzu kabullenerek başlamalıyız. Pandemi süreci herkesi bir yandan aşırı “üretkenliğe” doğru yönlendirdi. Sürekli öğrenmek, canlı yayın, ekmek yapmak, yoga videoları, dil öğrenme zorunluluğu hissetmek gibi… Bu elbette bir dikta değil ancak belki de birçok kişi hayatının en tuhaf zamanlarını yaşıyor. Evde izoleyiz, sosyalleşemiyoruz, sürekli virüs/ölüm korkusu içindeyiz. Bu anormal bir durum ve bu sebeple hiçbir şey yok gibi, sürekli şen şakrak ve çok üretken olma beklentisini bir kenara bırakmalıyız. Elbette boş durmak da insanı paslandırır ve depresyona sokar. Ancak her şeyin bir dengesi var. Bunun özel bir koşul olduğunu ve bazen herkes gibi yorulabileceğimizi kabul etmeliyiz.

“Zamanın iki işaretleyicisi” olarak bilinen Jüpiter ve Satürn, kol kola Kova’ya geçiyor şu sıra. Ne demek bu?

Zamanın dokusu Oğlak burcundan Kova burcuna doğru ilerlemekte. Bu sebeple teknoloji hayatımızın artık vazgeçilmez bir parçası. İşimize yarayacak teknolojik gereçleri, programları etkin bir şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz. Dijitalleşmeyi küçümsememeliyiz. Şu anda sıfırdan, alakasız şeyler öğrenmek yerine kendi iş ve hayat planımıza uygun konularda kendimizi geliştirmek, en son teknik ve güncel bilgilere ulaşmak, bunu dijital hayata da uyumlamak, 2021 ve sonrasında bizim için çok ciddi bir avantaj olabilir. 

Yine hem astrologlar, hem de Birleşmiş Milletler’den Dünya Gıda Programı’na kadar pek çok farklı topluluk 2021 için “kıtlık” uyarısı yapıyor. Bu felaket uyarısını dikkate alırsak; buradan en az hasarla nasıl çıkarız?

Oğlak burcu ve yöneticisi Satürn kıtlık, kaynakların daralması, kısıtlanma ve mahrumiyetle alakalıdır. Etkilerini de bu yıl ziyadesiyle gördük. Ancak Plüton hala Oğlak burcunda, Jüpiter ve Satürn de yine Satürn’ün yönettiği bir burç olan Kova burcunda olacaklar. Bu sebeple işimiz henüz bitmedi. 

Aradaki fark ise şu: Oğlak burcu, keskin hiyerarşi ve otomatik bir düzen içerisindedir. Yani kaynaklar tükenir ve kemer sıkılır ancak ötesi için yaratıcı bir çaba gelmeyebilir. Oysa ki Kova burcu demek icat, teknoloji, yeni fikirler ve kolektif bilinç demek. Bu sebeple tükettiğimiz her gıdanın, her damla suyun sadece bize ait olmadığını anlayarak hareket etmemiz gerekiyor. Gıda, yiyecek ve giyecek gibi kavramların sürdürülebilirliği çok önemli. Eğer Oğlak dönemi zihniyle tüket-çöpe at, tüket-çöpe at döngüsüne devam edersek, en sonunda bomboş ellerle karşılaşacağız. Paylaşmayı da bilmek zorundayız. Diğer yandan Kova burcu rüzgâr, Güneş gibi enerji üretimleriyle de doğrudan alakalı. Termik santral, HES gibi geçmişte kalan yapılardan arınmak önemli olacaktır. Nükleer enerji çok büyük bir tartışma konusu ancak daha sağlıklı olması adına çalışmalar da gündeme gelebilir. Her halükarda gezegen ve ekosistem artık bizim bu “yaşantımızı” kaldırmıyor ve bir şey yapmazsak da çok geç olacağı aşikar. Bu yıl içerisinde küresel ısınma da önemli bir vurgu olarak karşımıza çıkacak. Zaten önemliydi, daha da merkeze gelecek. Ve bu konunun tek çözümü elbette insanlar değil, asıl devlet politikaları mühim. Zamanı yöneten Satürn, devletler ve otoriteyi temsil etmekte.

Jüpiter ve Satürn’ün Orta Çağ’dan bu yana ilk kez Kova’da birleşmesi dünyanın seyrini değiştirecek, belli; ama günlük hayatımızda nasıl hissedeceğiz bunun yansımalarını? 

2021 ile birlikte artık dönüşü olmayan, yeni bir döneme giriş yapıyoruz. 21 Aralık 2020’de Jüpiter ve Satürn, Kova burcunda, 616 yıl sonra ilk kez kavuşacaklar. Eski, köhne ve artık işlevi olmayan yapılarla ilgili hesapları resmen kapatmaya başlıyoruz ve artık geleceğe odaklanıyoruz. Özetle geçmiş “bitti” artık.

Tüm yıl devam edecek Satürn-Kova transitiyle birlikte sürecek olan bu güç birliği vesilesi ile kendini daha çok geliştiren; yeni çağa, son teknolojilere ve dijital dünyaya daha fazla ayak uyduran kişiler ön plana çıkacaktır. Kolektif düşünen, takım oyunu oynayan kazanacaktır. İnsanlık, geçmişteki Satürn-Kova dönemlerinde teknoloji, ulaşım, fizik, astronomi gibi konularda çok önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu zorlu salgın sürecinde öğrendiğimiz bilgiler de ileride küresel sağlık adına çok değerli olacak, ancak aynı zamanda insanlığın ilerleyen dönemlerdeki akıbetini de şekillendirebilecektir. Bilimsel gelişmeler özellikle tıp, genetik, astronomi ve havacılık gibi alanlarda gerçekleşebilir.

Hümanizm, eşitlik, adalet ve bireysel özgürlüklerle ilgili daha fazla sesin çıkacağı, kolektif hareketin artacağı, birlikte üreteceğimiz zamanlara geçiyoruz. Bu sebeple de 2020’de dünya çapında gerçekleşen büyük protestoların artışını görebiliriz. Dijitalleşen dünyada klasik meslek kalıplarından çıkarak online platformların gücünün daha da artışına, hatta yeni bir büyük dijital platformun çıkışına da şahit olabiliriz. Kripto paralar, modern yatırım metotları daha önemli hale gelebilir. Klasik meslekler yerine yeni nesil mesleklerin daha da güçleneceği bir süreç olacak. Artırılmış gerçeklik adına da önemli çalışmalar görebiliriz. Şahsen, astrofizik ve hava/uzay taşımacılığı adına da önemli gelişmeler bekliyorum. İlk uçak Satürn-Kova döneminde kullanılmış, Newton Fiziği’nin ötesine yine Satürn-Kova döneminde resmen geçilmişti. Belirttiğim gibi asıl “iyicil” denebilecek yıl 2022, 2021 bir geçiş süreci. Ancak bu yıl atılacak doğru adımlar, dünya ve bizlerin iyileşmesi adına çok önemli süreçleri hayata geçirebilir.

2021 yılı kimler için hangi alanlarda nispeten daha şanslı, kimler için nispeten daha yorucu olabilir? 

Sadece Güneş burcu bazında herhangi bir burcu şanslı veya yorucu olarak ayrıştırmak yanıltıcı olabilir. Malum, doğum haritası sayısız bileşen ve kombinasyondan oluşuyor. Bundan dolayı da ‘Bu yıl X burcunun yılıdır.’ gibi yorumlar aslında okuyucuyu yanıltmaktadır. 

En azından şöyle diyebiliriz: Ateş ve hava grubu burçları olan Koç, Yay, İkizler ve Terazi burçlarında Güneş, Ay, yükselen gibi önemli yerleşimleri olan kişiler için daha hızlı hareket ve avantaj söz konusu olabilir. Diğer yandan Boğa, Aslan, Akrep ve Kova burcunda önemli yerleşimleri olanlar için yıl daha hareketli ve yorucu geçebilir. Jüpiter Kova burcunda; ancak Satürn de yanında seyahat ediyor. Aslında bu hepimiz için bir mesaj. İşler iyi gitse dahi rehavete kapılma lüksümüz yok. Bir konuda başarılı olmak istiyorsak maraton koşucusu gibi sürekli odak ve kararlılığımızı korumak, kendimizi geliştirmek ve güncellemek durumundayız.

Son olarak: Gökyüzü bize neyi öğütlüyor bu dönemde? Bir laf, bir motto, bir reçete çıkar mı; ne dersin?

Gökyüzü bize öncelikle “Geçmiş gerçekten geride kaldı” diyor. Ve “gelecek burada, tam şu anda”. Yani artık gelmesini beklediğimiz bir gelecek yok, biz zaten içindeyiz. Geçmişte şöyle oldu, böyle yaptım, niye öyle olmadı diye arkamıza bakma lüksümüz yok. Zamanın ruhu “hızlanıyor”. Bu sebeple de sadece ileriye doğru bakanların gerçekten meyveleri toplayabileceği bir dönemdeyiz.

Güncellenmemiş yazılım gibi olma lüksümüz yok. “Ben nasılsa çok iyi biliyorum, öğrenmeme gerek yok.” zihniyeti bizi geriye götürecektir. 2020, online eğitimlerin de patlama yaptığı bir yıl oldu. Kova demek bilgi demek, kolektif demek. Bu sebeple de artık standart klasik işler yerine giderek bilgi, teknoloji ve kolektifi odaklayan işler başarı sağlayacak. Pandemi sürecinde sayısız iş kolu zarar görürken, online tüm pazarlama alanları sıçrama yaptı. 

İlla pazarlama işi gerekmiyor, bunu kendimiz için de yapabiliriz. Bilgi çağına giriyorsak eğer, konu ne olursa olsun kendimize bir yol seçip ilerlemek, istiyorsak bunu da paylaşmak harika bir misyon. Bu dönemin en önemli sıkıntılarından biri giderek artan bilgi kirliliği ve bunu da ancak gerçekten kalbiyle bilgi yolculuğuna çıkıp edindiklerini yaymayı seçenler değiştirebilir. Artık anahtar ne geçmişte, ne şimdide, ne de gelecekte aslında. Üç zamanın iç içe ve birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu anlıyoruz. Ve anlamaya da devam edeceğiz.

Bu sebeple bu yılın bir mottosu varsa eğer, “Gelecek burada, tam şu anda” derdim.

 

Astrolog Merve Çubuktepe’yi Instagram hesabı üzerinden takip edebilirsiniz. 

Yazarın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz. 

Gizem Sevinç Selvi: Gizem Sevinç Selvi, Üsküdar Anadolu Lisesi’nin ardından Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Hyundai Rotem Company’de başladığı kurumsal kariyerini hayallerinin mesleği gazetecilik için ardına bakmadan bıraktı. Habertürk Gazetesi’nin son yıllarında muhabir ve editör olarak çalıştı. Halkla ilişkiler ve reklam ajanslarında yola bir süre devam ettikten sonra Bundle News’ta Baş Editör olarak gazeteciliğe keyifle devam ediyor. Gizem, aynı zamanda The School of Life Istanbul'un çekirdek ekibinin parçası. Okuyor, yazıyor, anlamaya çalışıyor.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.

Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.



Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu

Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.



İlgili Makale