X

Farkındalık hayatımızda kendini nasıl gösteriyor?

Birileri karşımıza çıkıp bizim için hayatta en önemli şeyin ne olduğunu sorduğunda, birçoğumuz bu soruya yanıt verebiliyoruz. Doğal olarak hepimiz farklı yanıtlarla geliyoruz ancak önemli olan bu değil; önemli olan bu soruya yanıt verebiliyor olmamız. Ve bizler bu soruya yanıt verebildiğimiz sürece, yüksek farkındalıkla bağ kuramıyoruz. Peki bu nasıl oluyor?

Yüksek farkındalığın kendine has doğası

Bu sorunun yanıtını bulabilmek için öncelikle yüksek farkındalığın kendine has doğasını anlamamız gerekiyor. Kimileri bunun ne olduğunu anlıyor ve yaşadığını söylüyor. Yüksek farkındalıkla ilgili birçok şey yazılıp çiziliyor. Oysa yüksek farkındalık denilen kavramı derinden incelediğinizde, aslında böyle bir şeyin hiç olmadığını görmek mümkün. Farkındalık denilen şey var olabilir ancak yüksek farkındalık diye bir şey yok. Farkındalık kavramının bizlerin deneyimleyebileceği iki aşaması bulunuyor; bunlardan biri sayısız şekilde tanımlanmış, biri ise şekli, tanımı olmayan bir aşama.

Tüm tanımlardan ve şekillerden bağımsız bu farkındalık hali, çoğu zaman çok kısa sürer.

Şekli ve tanımı olan farkındalık

Farkındalığın tanımı ne anlama geliyor? Aslında bize ait olmayan yani doğuştan itibaren bizimle birlikte gelmeyen ancak verdiğimiz şekil ve form ile bizim varoluşumuzun bir parçasına haline gelmesi anlamına geliyor. 

İlgili yazı: Öz farkındalık ile bugün kendime soruyorum: ‘Ben Kimim ?’

Farkındalığın bir şekli ve tanımı oluştuğunda, ego da ortaya çıkar. Ego her zaman bizim kendimize verdiğimiz tanımlarla ilişkilidir ve bunların üzerinde durur. Yani “Benim için hayatta en önemli şey nedir” sorusuna cevap verebiliyorsak, burada “ben” kavramı tüm şekillerin ve kavramların merkezinde yer alır.

Bu farkındalık hali her zaman kısıtlayıcı ve özel bir şeydir. Tanımlamalar her zaman bir şeyin üstündedir. “Bu benim için önemli, bu değil” şeklinde bir düşünce yapısı söz konusudur. Güzel, iyi ve değerli bulduğumuz şeyleri seçeriz. Aynı zamanda bu seçim her seferinde bizim için önemli olan şeyleri kaybedebileceğimiz korkusuyla birlikte gelir. Öte yandan, kendimizi de kaybetme riski taşırız.

Tanımlama süreci hiçbir zaman durmak çünkü manevi bir yardımcıya dönüşürüz. Artık bizim için daha farklı şeyler önemli hale gelir. Farkındalık halinde, bazı manevi deneyimleri tanımlarız, bizim için artık onlar önemli hale gelir. Aslında tanımladığımız şekiller ve verdiğimiz isimler dışında hiçbir şey değişmemiştir.

İlgili yazı: Birçok insanın bilmediği en iyi farkındalık egzersizi: Farkındalık molası

Şekillerden ve tanımlardan bağımsız farkındalık

Hepimizin hayatında, verdiğimiz tüm tanımların kaybolduğu zamanlar olur. İşte böyle zamanlarda, kısa süreliğine de olsa farkındalığın çok başka bir halini deneyimleme şansı yakalarız.

Tanımlarımız sona erdiğinde yeni bir alan belirir ve bu alanı daha önceden hiç tanımadığımızı görürüz. Tanımların yok olmasıyla ego da kaybolur. İşte bu farkındalık haline kavuştuğumuzda bizlere hayatta neyin önemli olduğunu sorsalar, hiçbirimiz bu soruya yanıt veremeyiz çünkü daha önce önemli bulduğumuz her şey, egoyla birlikte kaybolup gitmiştir. Ego kaybolmuş olsa bile bizler hala hayatta kalırız ve hiçbir yere kaybolmayız.

İşte bu deneyim, belki de varoluşun en iyi tanımı olabilir. Bu saf varoluş durumunda, etrafımızda dans eden şekillerin ve tanımların çok daha ötesinde bir noktadayızdır. Hiçbir şeyi tanımlamayız, seçimler yapmak zorunda olmadığımız bir farkındalık halini yaşarız. Tüm şekillerden ve tanımlardan ayrışmış, özgür bir ruh hali.

Tanımlarımız sona erdiğinde yeni bir alan belirir ve bu alanı daha önceden hiç tanımadığımızı görürüz.

Tanımların verdiği sarhoşluktan kurtulma

Tüm tanımlardan ve şekillerden bağımsız bu farkındalık hali, çoğu zaman çok kısa sürer. Ancak bu yine de hayatımızdaki en muhteşem ve en önemli deneyimlerden birini oluşturur. Bizleri uyandırır ve hayat boyu verdiğimiz tanımların sarhoşluğundan kurtarır.

İlgili yazı: Hayattan keyif almanın yolu: Bilinçli farkındalık

Bir kere bu deneyimi yaşadığımızda, artık dikkatimiz artar ve yaşadığımız ana çok daha fazla dikkat eder hale geliriz. İşte bu dikkat ve varlığımızı “şimdi, burada” noktasına getirme sayesinde, zamanla verdiğimiz tanımlar ve şekiller de kaybolmaya başlar. Böylelikle yaşadığımız o özel an, aynı etkide olmasa bile daha fazla yaşanabilir.

Kaynak:
The mind unleashed

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale