X

Yoga ve meditasyonda nefesin önemi: Nefes pratikleriyle yaşam enerjisini artırmanın yolları

İnsanın yaşamdaki varoluşunu sürdürebilmesinde, bedenin ve benliğin dünyayla kurduğu iletişimde en önemli rolü oynayan duyuların hayati bir öneme sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Hindistan’da duyular ve yaşam gücü, yani prana arasındaki diyaloğu anlatan mitolojik bir hikaye anlatılır. Hikayeye göre, bir gün beş duyu kendilerinin ne kadar önemli olduklarıyla ilgili hararetli bir tartışmaya girer. Gözler ‘Biz olmasaydık kimse önünü göremez, herkes düşüp yaralanırdı.’ der. Kulaklar, ‘Biz olmasaydık insanın gözlerin göremediği sesleri duyarak tehlikelerden korunması, birbirinden güzel sözleri duyması mümkün olmazdı.’ der. Koku duyusu, ‘Görmeden ve duymadan yaşayabilmek mümkün belki, ancak dünyanın tüm zenginliğini koklamadan yaşamanın ne anlamı var?’ diye karşılık verir ve bu böyle sürer gider. Duyuların tartışması bittikten sonra yaşam enerjisi, yani prana konuşmaya katılır ve ‘Ben olmasaydım hiçbiriniz görevinizi yerine getiremez, işlevsiz hale gelirdiniz.’ der. Duyular ‘prana’ya inanmaz ve söylediklerini hafife alırlar. Buna kızan ve tüm duyulara bir ders vermek isteyen prana yavaş yavaş bedenden ayrılmaya başlar. Prana azaldıkça, duyuların tamamı güçsüzleşir ve işlevlerini yerine getirememeye başlar. Sonunda duyular prananın söylediklerinin doğru olduğuna ikna olarak kendisinden özür dilerler.

Prana (yaşam gücü) nedir?

Yoga öğretisinde, prana, yani yaşam gücü, sadece beş duyuyu kontrol eden bir güç değil, tüm bedenin yaşamını sürdürebilmesi için en gerekli olan şey, ruh, hayatın özü olarak bilinir. Hayatı deneyimlememizi sağlayan şey pranadır. Vücudun bir bölümü iyi çalışmıyorsa, bu bölümün muhtemelen prana’dan yoksun olduğu söylenir. Prana, kaynağını nefesten alan enerjidir. Bazen yanlışlıkla nefesin kendisiymiş gibi algılansa da, yaşam gücünden yoksun olduğumuz zamanlada da nefes alabiliyoruz. Dolayısıyla nefes prananın kendisi değil kaynağı olduğu için; prananın artmasını ya da azalmasını kontrol eden en önemli eylemlerden biridir. Yoga ve meditasyon pratikleri de özünde, yaşam enerjisini artırmayı hedefleyen pranayama (prana: yaşam enerjisi; -ayama: artırmak, genişletmek) nefes çalışmalarını içerir.

Doğru nefesin ne olduğundan ve günlük yaşamda sürdürdüğümüz bazı alışkanlıklar nedeniyle aldığımız nefeslerin bedenimizin tüm noktalarına eşit olarak ulaştırılamadığından, doğru nefes almamanın hangi problemleri beraberinde getirebileceğinden Doğru nefes alıp vermenin püf noktaları ve nefes teknikleri yazımızda detaylı olarak bahsetmiştik. Özet olarak, aldığımız nefeslere diyaframı ve karın kaslarını dahil etmemek, nefesin sadece göğüs boşluğunu dolduracak şekilde alınmasına ve akciğerlerin kapasitesini optimum düzeyde kullanamamasına neden olur. Benzer şekilde karından nefes alarak göğüs kafesinin genişlemesine izin vermeden nefes almak da vücutta benzer bir etkiye sahiptir. 

Yoga ve meditasyon pratikleri nefesi odağına alan uygulamalarında, beden, zihin ve ruh bağlantısını bir araya getirerek yaşam enerjisini artırmak için nefesle ilgili fizyolojik süreçlerden maksimum fayda sağlamayı amaçlar. 

Yoga öğretisinde ve meditasyon pratiklerinde nefesin rolü

Herhangi bir yoga pratiğine başladığınızda öğrendiğiniz ilk şeylerden biri burundan doğru nefes alıp vermeyi öğrenmek olacaktır. Sonrasındaki adımlarda ise ujjayi nefesi olarak adlandırılan, okyanus nefesi olarak da bilinen, sadece burundan nefes alıp vermeyi değil aynı zamanda boğazın arka kısmına hafif bir baskı yaparak ve boğazdaki kasları kullanarak nefes alıp vermeyi içeren pratik deneyimlenir. Ujjayi pratiğini aktif şekilde kullanmak, nefesin daha yoğun olarak alınıp verilmesine ve daha iyi kontrol edilmesine olanak sağlar. Nefes alışverişleri sırasında boğazdaki kasları kullanmak, nefes verirken okyanus dalgalarının sesine benzer bir sesin çıkmasına neden olur.

Ujjayi öğrenildikten sonra, yoga pratikleri sırasında bir yandan duruşlara (asanalara) odaklanırken bir yandan da nefes alışverişinde bu nefes pratiğini sürdürebilmek önem taşır. Bu, ister aşırı derecede zorlayıcı bir şey yapıyor olun, ister sadece hareketsiz şekilde meditasyon yapıyor olun; sakin ve kontrollü bir şekilde nefesi sürdürebilmek anlamına gelir. Ancak çoğu yoga ve meditasyon pratiğinde bedenin duruşuna ve fiziksel duyumsamalara odaklanmak, nefes akışının da doğru şekilde sürdürülmesini aksatabilir.

Yoga ve meditasyon pratiklerinin en önemli amacı, ruh-zihin-beden bağlantısını koruyarak, varoluşun bu üç öğesine de eşit şekilde ve aynı mesafeden odaklanarak uyum ve ahenk içinde akışın sürdürülmesini sağlamaktır. Bazen bedeni zorlayıcı egzersizler, bazen zihni meşgul eden düşünceler ya da yoğun duygular prananın tükenmesine neden olabilir. Bu nedenle yoga ve meditasyonun merkezinde olan nefes egzersizleri hem bedensel, hem zihinsel, hem de ruhsal olarak tükenen enerjinin yenilenmesi için son derece önemlidir. Yavaş, sakin ve derin nefeslerle ve farklı yoga duruşlarıyla bedenin her noktasına oksijen iletilerek tüm noktalardaki yaşam enerjisinin canlandırılması ve bedenin içindeki akışın engelsiz şekilde sürdürülmesi amaçlanır.

Pranayama nefes egzersizleri

Yoga kelimesinin tam anlamı “birlik olmak, bir araya getirmek” tir. Yoga pratiği, zıtların birlikteliğini, beden ve zihinin birliğinin çaba ve teslimiyetle sağlanmasını odağına alır. Bu birliği sağlayacak olan en önemli şeyse, iç dünyayı dış dünyayla bağlantılayan nefestir. Yoga Sutra’da Patanjali, ‘pranayama‘yı, yani yaşam gücünü artıran nefes çalışmalarını, ‘bilinçsiz nefes alma’ alışkanlığını dönüştürebilecek ve nefes alışverişini çok daha uzun, kolay ve pürüzsüz hale getirebilecek bir süreç olarak tanımlar. Pranayama tekniklerinin bu kadar faydalı olmasının temel nedenlerinden biri, doğru uygulandığında parasempatik sinir sistemini destekleyebilmesidir. Pranayama pratikleri “gevşeme tepkisi” olarak bilinen parasempatik sinir sistemi tepkilerini etkinleştirmeyi öğrenerek stresi ve stresin bedeniniz ve zihniniz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmanızı sağlar.

Yoga Sutra’da ana hatları çizilen sekiz yoga prensibi, bilinçli farkındalık geliştirmeyi ve odaklanma becerilerinin geliştirmesini sağlar. Ancak bu farkındalık ve beceriler yoga öğretisinin nihai amacı değildir. Nefesi odağına alan yoga pratiklerinin tamamı dikkatinizi bilinçli şekilde, istediğiniz yere yöneltme becerinizi geliştirerek bedeni, ruhu ve zihni içeren benliğinizi daha iyi keşfetmenizi amaçlar.  Benliğinizle bağlantı kurduğunuzda, zihninizi, bedeninizi, düşüncelerinizi, duygularınızı, işinizi ve çevrenizdeki tüm değişen koşulları görmeniz daha kolay hale gelir. Bu ayırt etme becerisi, benliğin herhangi bir noktasından hareket etmenize, aksiyona geçmenize ve insanlığın ortak duygusu olarak bilinen acıdan özgürleşmenize yardımcı olur.

Yoga ve meditasyon pratiklerindeki nefes uygulamaları, yani pranayama, bilinçli farkındalıkla odaklanmayı öğrenebilmek için kullanılan en temel araçlardır. Pranayama uygulamalarıyla, gerçek benliğinizle bağlantı kurmanızı engelleyen tüm zihinsel kalabalıktan kolaylıkla uzaklaşabilir, daha temiz ve berrak bir benliğe sahip olabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Pranayama ile nefesinizi farkındalığa açın

Yoga ve meditasyon pratiklerinde kullanılan nefes teknikleri

Yoga öğretisinde ve meditasyon uygulamalarında bedendeki yaşam enerjisinin akmasını sağlayan beş temel nefes tekniği kullanılır. Her ne kadar farklı amaçlarla kullanılan farklı nefes pratikleri olsa da, bu beş temel nefes uygulaması nefes aracılığıyla yaşam enerjisini yükseltmenin en bilinen yollarındandır. Yoga öğretisinde kullanılan ve aynı amaca hizmet eden diğer tüm nefes uygulamaları bu beş nefes türünün kombinasyonlarından oluşur:

Shamatha: Dikkati nefese getirme

Shamatha nefesi, nefesinizle ilgili herhangi bir şeyi değiştirmek için çaba sarf etmeksizin, nefes alışverişlerinize olduğu haliyle odaklanmayı içeren bir nefes tekniğidir. Özellikle farkındalık meditasyonlarında kullanılır ve zihni ‘şimdi ve burada’ya getirmek için aracı görevi görür. Journal of Cognitive Enhancement dergisinde 2018 yılında yayınlanmış olan bir araştırma, shamatha uygulamasını odağına alan meditasyon pratiklerinin, dikkatin ve odağın geliştirmesine katkıda bulunduğunu, yaşa bağlı olarak bilişsel fonksiyonlarda oluşan gerilemenin engelenmesini sağladığını gösteriyor.

Shamatha nefesi nasıl uygulanır?

Otururken, uzanırken ya da ayakta dururken, üzerinde bulunduğunuz ya da ayaklarınızın temas ettiği zeminde bedeninizin ağırlığını hissedin. Bedeninizi ve omurganızı dik bir konuma getirin. Bakışlarınızı yumuşatın ve önünüzdeki herhangi bir noktaya sabitlemeye çalışın. Karnınızın yükselip alçalmasını duyumsayarak nefesinizin doğal döngüsünü takip edin.

Kundalini: Diyafram nefesi

Kundalini uygulamasında, diyafragmatik solunum gibi kontrollü nefes alma teknikleriyle vücut içinde hareket eden enerjiye odaklanarak nefes alışverişleri kontrol edilir. Akciğerlerin hemen altında bulunan, karın boşluğu ile göğüs boşluğunu birbirinden ayıran diyafram, solunumda görev alan en önemli kastır. Diyaframdan nefes almak, bu kası nasıl doğru şekilde kullanacağınızı öğrenmenizin yanı sıra bu önemli kası güçlendirmenize de yardımcı olur. Kundalini nefesini uygulayarak akciğerlernizin kapasitesini tam olarak kullanmasını sağlayabilir, daha fazla hava alabilir ve vücudunuzun oksijen ihtiyacını en aza indirebilirsiniz. Diyafragmatik solunum uygulaması özellikle kronik akciğer hastalığı olan kişilerde nefes darlığını hafifletmek ve havanın akciğerlerden çıkmasına yardımcı olmak için kullanılabilir.

Kundalini nefesi nasıl uygulanır?

Otururken ya da sırtüstü yatarken, bir elinizi göğsünüzün üst kısmına, diğer elinizi karnınıza koyun. Burnunuzdan yavaşça nefes alın ve karnınızın elinizin altında, dışarı doğru genişlediğini hissedin. Elinizi olabildiğince sabit tutmaya çalışın. Sadece göğsü dolduran sığ nefesler yerine akciğerleri dolduran derin nefeslere odaklanın. Her seferinde 5 ila 10 dakika olmak üzere, günde üç ya da dört kez bu nefes pratiğini uygulayabilirsiniz.

Nadi Shodhana: Dönüşümlü burun nefesi

Kundalini’ye benzer şekilde, nadi shodhana da kontrollü nefes almayı, odağınızı bedeninize çevirmeyi ve içsel dengeyi bulmayı sağlayan, nefes odaklı bir meditasyon uygulamasıdır. Nadi shodhana ya da değişimli burun nefesi (alternative nostril breathing), burun deliklerinin her birinden, dönüşümlü olarak nefes alıp vererek yapılır. Hava akışını değiştirmek için bir burun deliği manuel olarak (genelde parmakla) kapatılırken, nefes alışverişi diğer burun deliğinden gerçekleştirilir. Medical Science Monitor Basic Research’te 2017 yılında yayınlanmış olan bir araştırmanın sonuçlarına göre bu nefes tekniği kan basıncını önemli ölçüde düşürebiliyor ve yorgunluk hissini azaltıyor.

Nadi shodhana nefesi nasıl uygulanır?

Rahat bir pozisyonda oturun ve sol baş parmağınızı sol burun deliğinizi nazikçe kapatmak için kullanırken, sağ elinizi dizinizin üzerinde dinlendirin. Sağ burun deliğinden yavaşça nefes alın ve ardından yüzük parmağınızla kapatın. Birkaç saniye bekleyin ve ardından sol burun deliğinden nefes verin. Bu adımları her burun deliğinde 5 ila 10 kez tekrarlayabilirsiniz.

Zhuanqi: Nefesi yumuşatma

Taocu meditasyon olarak da bilinen bu nefes tekniği türü, doğa ile uyumu bulmak için bedeni ve zihni susturmayı odağına alır. Budist meditasyonuna da benzeyen Zhuanqi, Taoizm’de nefesiniz yumuşayana kadar odaklanarak nefes ve zihni birleştirmeyi amaçlayan, meditatif bir nefes tekniğidir. Uygulama sırasında nefes alışverişleri gözlemlenir ve nefes sessiz hale gelene kadar odak nefes alışverişinde tutulur. İçerideki zehirli havanın diyafram ve karın kaslarını aktif olarak kullanarak dışarı atılması hedeflenir.

Zhuanqi nefesi nasıl uygulanır?

Dik bir postürde, rahat olduğunuz bir pozisyonda oturun ve bakışlarınızı gözleriniz yarı kapalı olacak şekilde burnunuzun ucuna sabitleyin. Nefesiniz görece daha yumuşak ve sessiz hale gelene kadar karın kaslarınızı aktif şekilde kullanarak nefes alıp verin. Karın kaslarınızı etkili bir şekilde kullanmak için sağ elinizi karnınızın üzerine ve sol elinizi göğsünüzün üzerine koyun. Derin nefesler alın ve hangi elin daha fazla ve hangi yönde hareket ettiğini izleyin. Karnınızdaki elin içe ve dışa doğru daha fazla hareket etmesini sağladığınızdan emin olun.

Kumbhaka: Aralıklı nefes uygulaması

Kumbhaka, nefes alıp vermeyi takiben aralıklı olarak nefes tutmayı odağına alan bir nefes egzersizidir. Kumbhaka’da havayı içe çektikten sonra tutmak antara (iç) kumbhaka, havayı verdikten sonra bir süre beklemekse bahya (dış) kumbhaka olarak adlandırılır. Indian Journal of Medical Research’te yayınlanan bir araştırma, kısa sürelerle nefes tutmanın oksijen kapasitesini %56 gibi yüksek bir oranda artırdığını gösteriyor. Benzer şekilde 2018 yılında Indian Journal of Physiology and Pharmacology dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonuçları, aralıklı nefes almanın, vücudun oksijeni kullanma ve yakma oranında yarattığı değişiklikler nedeniyle metabolizma sorunlarını önlemede yararlı olabileceğini gösteriyor.

Kumbhaka nefesi nasıl uygulanır?

Omurganız dik olacak şekilde oturarak ciğerlerinizdeki tüm havayı ağzınızdan ve burnunuzdan dışarı boşaltın. Dudaklarınızı kapatın ve burnunuzla ciğerleriniz tam olarak dolana kadar yavaş ve derin bir nefes alın. Antara için, ciğerlerinizdeki havayı üç ila beş saniye arasında tutun ve ardından yavaşça serbest bırakın. Bahya alıştırması yapmak için, ciğerlerinizi boşalttıktan sonra, nefes almadan önce nefesinizi üç ila beş saniye tutun. Kendinizi iyi hissettiğiniz sürece, 5-10 tur kadar bu tekniği uygulayabilirsiniz.

Yoga, meditasyon ve modern tıpta kullanılan farklı nefes pratiklerini ve nefes egzersizlerini bir araya getireceğimiz kapsamlı yazımızı ilerleyen günlerde Haftanın Teması kategorisinde sizlerle paylaşacağız. Takipte kalın! 

İlginizi çekebilir: Nefes ve yoga: Doğru nefes için postürünüze yoga ile yardımcı olun

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale