X

Yaşam bir sınav değil, oyun arkadaşıdır: Şükrederek yaşama izin vermek

Dönem çok ilginç bir dönem, ikmale kalmış çocuklar gibi telaş ve yetememe ihtimaliyle koşuşup duruyoruz ortalıkta. Bir kısmımız da kendini kapattıkça kapatıyor içine ve daha da içerilere.

Sanki yıllardır çalıştık çabaladık, son sınavları verdik sanırken, yine beklenmedik bütünlemeler, hazırlıksız sözlüye kaldırılmalar başladı.

Ya yapamazsak, ya gerçekten öğrenemediysek derslerimizi? Tekrar aynı durumların içinde debelenmeye başlarsak? Olabilir mi?

Aslında ehil olduğumuzu, artık anladığımızı düşünürken, çırak çıkarsak yaşama ve “gerçek” addettiklerimiz bir anda yıkılırsa? Dışarı çıktığımızda, var sandığımız dünya karton dekorlar gibi yıkılmış olursa? Olabilir mi?

Olur! Ne yapacağız peki?

Dert etmeyip, şimdi görebildiğimize şükredeceğiz.

Şükretmek için yaşama bakış açınızı değiştirin

Polyannalık değil bahsettiğim! Şükrün ve anlamış olmanın saltanatını çok sürdüm, o yüzden diyorum ki şükredeceğiz! Sonunda görmüş olmaktan, bunca zamandır fark etmeyen halimize de anlayış göstererek, hayal kırıklığına uğramadan… Çünkü yaşam, sınavlardan oluşmaz!

Şaşırtıcı gibi ama değil: Yaşam bizi sınamaz. Ders diyoruz ama, sonrasında öğrenip öğrenmemiş olduğumuzu ölçecek bir kurum ya da kuruluş yoktur ortada. Yaşam bizim dostumuzdur, oyun arkadaşımızdır.

Bu dersler, tecrübeler önemlidir, çünkü bir sonraki düzlemde yanımıza aldığımız her şeye ihtiyacımız olabilir. Bir strateji oyunu gibi düşünün. Hediyelerin ve öğrenmen gereken her şeyin belli olay ve unutulmaz, geçilmesi kolay olmayan anların ardına gizlendiği. Oralardan çıkarken yanına ne aldığını asla unutmayasın diye.

Sonunda kimin ne kadar yapabildiği, ne kadar öğrendiğinden öte, deneyimin seni ne kadar yumuşattığı önemlidir. Bu biraz metali tavlamaya benzer, yüksek ısıda tavlarsın ki, sonrasında istediğin kadar inceltebilesin. Enerjilerimizin iyice incelmesi gerekir, sanki altın güneş telleri gibi… Her yere girebilecek, her yerden geçebilecek, her şekle bükülebilecek kadar esnek ve pürüzsüz… Yaşam bizi buna hazırlar. Derdi bizi üzmek, yormak değildir onun, korumaktır, kollamaktır aksine. İçine ateşler düştüyse bil ki kıvrılmaya gönlü olmayan bir parçan vardır.

İleride olabilecek fırtınalar için seni hazırlamak ister yaşam, kırılıp parçalara bölünmeyesin diye. Ve ancak süptil bir enerjiye sahip olduğunda, incecik ve pürüzsüz olduğunda, akışkanlığının ve geçirgenliğinin yumuşacık hareketine sahip olduğunda sessizleşir, dinleyebilecek hale gelirsin yaşamın fısıltıyla konuşan o naif sesini… Kaba enerjilerle, daracık yerlerden geçmeye çalışırken sürtünmekten, oraya buraya çarpmaktan, çıkardığın gürültüden uzaklaşırsın.

Bu gürültüler, çoğunlukla isyanlardır, acılardır, şikayettir, kibirdir, öfkedir, hırstır… Yarışılacak ve sana karşı bir tutum olmadığını, yani yaşamın senin karşında duvar olmadığını anladığın zaman, enerjinin de o kadar yumuşak ve kırılgan olduğu zamandır.

Sessizlik kendiliğinden gelir, işte güneş batarken tüm doğanın susması ve saygıyla geceyi ve ayı karşılamaya başlaması gibi. Bütünlüğün içinde izlenecek sessiz bir senfonide olmaktır. Hem içinde bir parçası olmak, hem bilincin farkında olmak.

Bu günler sanki işte, her birimizi o kamburumuzdan kurtarmaya çalışıyor gibi. Savaşa çıkmaz aslında bize dokunan eller, eğer onların sadece yardım için geldiğini kabul edersek, bunları yargılamayı bırakıp usulca yatarsak yaşam ananın kucağına… Sırtımızdaki kaba kamburları özenle çıkaracak ve bizi hafifletecektir.

Dil ilginç bir şey. Anlaşma aracımız gibi görünürken aslında ayrışma aracımız. Bilmek şart, dille değil, varlığımızın gerçek özüyle anlaşıyoruz bizler. (Dilin ayrıştırması örneği için, Babil Kulesi hikayesini anlatmıştım daha önce) ve kullandığımız her kelimenin bir enerjetik gücü var. Şöyle bir düşünürsek, “ders” kelimesi, çoğunluğumuzda okullardan kalma bir alışkanlık olarak -mecburiyet, başarmak zorunluluğu, cezalandırılma ihtimali vb.- negatif diyebileceğimiz, biraz tırmalayan bir his bırakır bizlerde.

Yaşamın tecrübeleri ve ayıklamalarına da “ders” kelimesinin enerjisiyle yaklaşırsak, sonunda acı çekeceğimiz gerçeğine onay vermiş oluruz. Hem de otomatikman. Seçimimiz sanki bilinçli olarak, acıdan yana olur! Ve izin verdiğimiz her şey gerçek olur! “Bunu ben mi istedim?” diyen hallerinizi hatırlayın, altında bir çok gizli “evet” barındırır!

Yaşamın bize, deliklerinden geçebilmemiz için önerdiği yöntemlere, okula gitmek istemeyen çocuk mızmızlığında değil de, gerçek bir dostun şefkatli eli gibi bakarsak -ki öyledir- telaşlarımız, korkularımız ve güvenimiz ilahi bir seviyeye çıkar. Sessizleşmek ve sessiz bilgiyi, yaşam şarkısını, yaşamın masalını dinlemek mümkün olur. Tecrübeler gönüllü olur, rızayla ve bilerek olur. O zaman eş yaratıcı olmanın ne demek olduğu ile ilgili bir fikre sahip oluruz. Bilinçli olarak oyuna dahil olmanın!

Ve belki gerçekten, dinleyen olma mertebesine erişiriz. Oturduğumuz yerden, tüm yaşamı, yaratımı, gönüllerin şarkılarını, ilahi olanın masalını, kendi yol şarkımızı, bütünün senfonisini dinleyen.

Yaşamın da tam olarak istediği bu değil midir? Çığlık çığlığa bağıran şımarık çocuklar, küskün ergenler gibi her şeye direnç gösteren gürültülü hallerden sıyrılıp, her daim çocuk kalacak bizlerin, büyük büyük atasının dizinin dibinde sessizce ve merakla masalını dinlemek…

Bu yüzden, izin verelim olan olsun. Bizlerin içinden geçsin gitsin rüzgarlar, alacağını alsın, getireceğini getirsin. Bilen ellere, ehil ellere teslim edelim kendimizi, yaşamın ta kendisine… Hava dinginleşince yine çıkarız kırlara, güneşin altın telleri altında nefes almaya…

Sevgi ve nezaketle geçsin günleriniz…

İlginizi çekebilir: Bir yol masalı: İçimizdeki ışık ve onu koruyan gardiyanlar

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale