X

Yalan söylediğimizde beynimizde neler oluyor?

İster kabul edin ister etmeyin, hepimiz yalan söylüyoruz. Yalan söylemek, aslında insanlar için tuvalete gitmek, yemek yemek kadar sıradan bir şey. Ancak bu kadar sıradan olmasına rağmen hepimizin kaçındığı, sakladığı, ortaya çıkmasını istemediği tuhaf bir konu. Bunun sebebi ise yalanımız ortaya çıktığı zaman, bizi pek de pozitif olmayan sonuçların bekliyor olması. En iyi ihtimalle utançtan yüzümüz kızarır, en kötü ihtimalle hayattaki her şeyimiz mahvolur. İşte bu yüzden bazılarımız için yalan söylemek son derece doğal bir şeyken, bazılarımız için son çare. Peki, yalan söylediğimizde beynimizde neler oluyor?

İnsanların yalan söylemeye olan bu eğilimine rağmen, yalan söylendiğinde beyinde neler olup bittiğini, başkalarının ne sıklıkta yalan söylediğini, karşısındakinin yalan söyleyip söylemediğini anlama tekniklerini bilen çok az kişi var. Örneğin, yalan söylediğimizde neden gözlerimiz hareket eder, neden daha hızlı nefes alıp veririz, yalan söylemekte uzmanlaşan kişiler tutarlılığı nasıl sağlıyor, birinin yüzümüze karşı yalan söylediğini nasıl anlayabiliriz?

 

Yalan söylediğimizde beyinde neler oluyor?

Yalan söylediğimizde ilk olarak beynin ön lobu aktif hale geliyor. Bu, gerçeğin bastırılması veya gizlenmesiyle oluşuyor. İkinci olarak da limbik sistem aktif hale geliyor. Bunun da sebebi, anksiyetenin ve hayal kırıklığı seviyesinin yükselmesi. Üçüncü olarak temporal lob aktif hale geliyor. Bu bölüm, hafızaya kaydetme ve hafızadan geri çağırma işlemlerini yürütüyor. Beyin, bu aşamada zihinsel hayal gücünün doğru işleyip işlemediğini kontrol ediyor.

Ancak doğruyu söylediğimizde, daha farklı bir bilişsel süreç yaşanıyor. Beynin ön bölgesinde ve limbik sistemde daha az bölge aktif hale geliyor.

Araştırmalar, dürtüsel olarak yalan söyleyen kişilerin beyinlerinin prefrontal korteks denilen bölgesinde yüzde 26 oranında daha fazla beyaz madde olduğunu gösteriyor. Bu sayede gerçeklikle bağlantısı olmayan düşünceler arasında daha iyi bağlantı kurabiliyorlar.

Yalan makineleri ise beynin limbik sistemdeki aktivitesini ölçüyor. Yani bu makine bir bakıma, makineye bağlanan kişinin hissettiği anksiyeteyi ölçerek yalan söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyor. Bu yüzden yalan makinesine bağlanan kişi, test süresinde sürekli sakin veya gerginse, makinede büyük değişimler gözlemlenmeyeceği için yalan makinesini kandırmak mümkün olabiliyor.

Yalan söylerken bakışlarımızda neler değişiyor?

Karşınızdakinin göz hareketleri, beyninin hangi bölgesini çalıştırdığını kolayca söyleyebilir. Karşınızdakinin gözlerine bakarak, bir şeyi kafasında kurguluyor mu, yoksa sadece daha önce hafızasına kaydettiği bir şeyi hatırlamaya mı çalışıyor, bunu anlayabilirsiniz. Bu da karşınızdakinin yalan söyleyip söylemediğini anlamanın bir başka yolu. Örneğin karşınızdaki kişi yukarıya ve sola bakıyorsa, bir görseli kafasında kurguluyor demektir. Sadece sola bakıyorsa, işitsel bir öğeyi kafasında kurguluyor demektir. Aşağıya ve sola bakıyorsa bir duyguyu, kokuyu veya tadı kurguluyor demektir. Eğer karşınızdaki kişi yukarıya ve sağa bakıyorsa, görsel şeyleri hatırlamaya çalışıyor demektir. Sadece sağa bakıyorsa işitsel şeyleri hatırlamaya çalışıyor demektir. Aşağıya ve sağa bakıyorsa, kendi içinde konuşmalar yapıyor demektir.

Karşınızdaki kişinin bakışları, bir şeyi kurguladığını gösteriyorsa büyük ihtimalle yalan söylüyor demektir. Ancak bu genellemenin, her zaman herkes için geçerli olmadığını akılda tutmakta fayda var. 

Günlük yalan söyleme dozu

  • Birçok insan günde bir veya iki kez yalan söyler.
  • Erkeklerin daha çok yalan söylediği algısının aksine, kadınlar ve erkekler eşit oranda yalan söylüyor.
  • Ayaküstü yapılan her 10 dakikalık konuşmada en az 1 kez yalan söyleniyor.
  • Üniversite öğrencileri, ebeveynlerine her iki konuşmadan birinde yalan söylüyor.
  • İnsanların yüzde 65’i artık daha az dürüst olduğumuzu düşünüyor.
  • İşleriyle ilgili en çok yalan söyleyenler ise yüzde 94’lük bir oranla politikacılar. İkinci sırada yüzde 92’yle patronlar, üçüncü sırada yüzde 91’le ünlüler, dördüncü sırada yüzde 77’yle avukatlar, beşinci sırada ise yüzde 27’yle doktorlar geliyor.

Kaynak
Learning mind
Psychology Today
YouGov
British Journal of Psychology

İlginizi çekebilir: İnsanlar neden yalan söyler: Yalan türleri ve yalan söylemenin nedenleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yurt Dışı Tatilin Başka Bahara Kalmasın: Bu baharda keşfedebileceğiniz rota önerileri

Cemreler çoktan düştü; yılın en canlı, en enerjik ve en umut dolu mevsimi geldi çattı… Baharın ışıl ışıl parlayan ilk ışıklarıyla birlikte doğa yeniden uyanırken, yeşillenen çimenler, çiçeklenen ağaçlar ve uzayan günler, bizim için de tazelenmek adına büyük bir ilham kaynağı. Çünkü, bu dönüşüm sadece doğada değil, içimizde de hareketlenmelere sebep olarak yepyeni uyanışların kapısını aralıyor. Uzun, karanlık ve soğuk kış günlerinden güneşin bizimle daha uzun süreler kaldığı sıcak günlere hazırlanırken doğadan aldığımız bu ilhamı, en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Nasıl mı?



Elbette yeni başlangıçları simgeleyen baharla uyumlanmak için yepyeni keşifler yaparak. Bunun da en güzel yolu, o hep hayalini kurduğumuz ülkelere doğru bulutların arasından süzülerek yola koyulmak. Baharın yenileyici enerjisiyle bu kez o hep görmek istediğimiz ülkeleri düşlemekten çok daha fazlasını yapabiliriz. “Bu baharda” hayallerimizi gerçeğe dönüştürüp, yepyeni keşifler yapmak üzere harika rotalarda unutulmaz maceralara doğru yelken açabiliriz…

Siz de baharın çağrısına kulak verip, hayallerinizdeki ülkeleri görmeyi artık başka bahara bırakmak istemeyenlerdenseniz, işte bu baharda Pegasus ile keşfedebileceğiniz harika yurt dışı rotaları:

Bahar esintili Balkanlar keşfi

Pegasus ile Balkanlar’daki yerinizi bu baharda ayırtmaya hazırsanız, işte bulutların üzerinden süzülebileceğiniz şahane rotalar:

  • Balkan mutfağının en güzel adresi: Üsküp, Makedonya

Balkanlar’ı keşfetmeye mutfağından başlamak isteyenler için en iyi rota hiç şüphesiz; Üsküp. Köftesine ayrı, trileçesine ayrı bayılacağınız Üsküp’ün tarihi mirası ve doğal güzellikleri ile büyülenirken baharın tadını Vardar Nehri’nin hafif esintili kıyısında çıkarabilirsiniz. Osmanlı Dönemi’nden kalan tarihi eserleri, şehrin devasa kalesini ve tarih kokan Eski Çarşısı’nı gezerken zamanda yolculuk yapıyor gibi hissedebilirsiniz.

  • Doğal güzellikleriyle zengin başkent: Tiran, Arnavutluk

Baharın renkleriyle bezeli harika bir başkent keşfine ne dersiniz? Arnavutluk’un en güzel şehirlerinden biri olan Tiran’da baharın yenileyici enerjisiyle bütünleşip şahane keşifler yapabilirsiniz. Skanderbeg Meydanı’nın etkileyici manzarasını keşfedebilir, ulusal müzelerinde Arnavutluk’un zengin geçmişine tanıklık edebilirsiniz. Tiran’ın yeşillikler içindeki Grand Park’ında baharın taze nefesini hissederek uzun yürüyüşler yapabilirsiniz.

  • Modern ve tarihi dokunun buluşması: Priştine, Kosova

Balkanlar’ın genç başkentlerinden Priştine, tıpkı kendi gibi genç sokaklarında baharın canlılığını hissetmek isteyen herkes için en şahane destinasyonlardan biri. Zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik yaşantısıyla son zamanların en çok rağbet gören rotalarından biri olan Priştine’de Osmanlı mirasına ait pek çok yapı ile karşılaşırken, Sharr Dağları Milli Parkı’nda baharın tüm renklerine şahit olabilirsiniz.

Elbette ki Balkanlar’ı keşfetmek isteyenler için Pegasus’ta daha pek çok rota var. Tarihi meydanlarıyla ve bahar çiçeklerinin süslediği parklarıyla dikkat çeken Zagreb, böreği ve taş köprüsüyle meşhur Saraybosna ve daha nice rota bu baharda Pegasus’ta.

Soğuk kuzey rüzgarlarından baharın ılık dokunuşlarına

Rotasını Balkanlar’dan biraz daha ‘kuzeye’ çevirmek isteyenler için de Pegasus birbirinden değerli rotalar sunuyor.

  • Doğa ile baş başa: Helsinki, Finlandiya

Finlandiya’nın başkenti olan Helsinki, geniş yeşil alanları, zarif mimarisi ve huzur dolu yaşam tarzıyla dikkat çeken, en güzel kuzey şehirlerinden biri. Zengin kültürel yaşamın ve modernizmin esintilerini her adımda keşfedebileceğiniz Helsinki’de Esplanadi parkında doğa ile baş başa kalacağınız yürüyüşler yapabilir, kıyı şeridi boyunca bisiklet sürebilir, neoklasik binaların arasında hayallere dalabilirsiniz. Sanat müzelerinde benzersiz eserler görebilir, geri dönmeyi hiç istemeyebilirsiniz…

  • Sakinliğin şehri: Oslo, Norveç

Doğal güzelliklerin ve modern mimarinin buluşmasını en güzel şekilde sunan, sakinliği ile ön plana çıkan Norveç’in başkenti Oslo’da, etkileyici fiyort manzaralarından gözünüzü bir an bile almak istemeyeceksiniz… Munch Müzesi’nde sanatın ve tarihin derinliklerinde kaybolurken, dünyanın en büyük heykel parkı olan Vigeland Park’ta keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Opera Binası’na da bayılabilirsiniz… Baharın ılık dokunuşlarının bu soğuk rüzgarlarıyla meşhur şehre ne çok yakıştığını görünce, şaşırabilirsiniz… Ama zaten bahar, hangi şehre yakışmaz ki? Pegasus da bunu biliyor ve bu baharda hayalinizdeki rotalara doğru yelken açıyor…



  • Takımadalarında bahar rüzgarları: Stockholm, İsveç

Mavinin her tonunu görebileceğiniz, şahane manzaralar eşliğinde ruhunuzu bahar enerjisinden aldığınız ilhamla tazeleyebileceğiniz, unutulmaz anılar biriktirebileceğiniz bir rota: İsveç’in incisi, Stockholm. Takımadalar üzerine kurulu bu zarif şehirde hem zengin bir kültürel deneyim yaşayabilir hem de İsveç kültürünü çok yakından tanıyabilirsiniz. Skansen Açık Hava Müzesi’nde İsveç kültürünün canlı bir panoramasını izleyebilir, Fotografiska’da dünya çapında ünlü fotoğraf sanatı sergilerini gezebilirsiniz. Kültür-sanat tutkunuz başka bahara kalmasın; Pegasus ile bu baharda tutkularınıza doğru uçun!

Avrupa’nın kalbinde tarihi keşifler

Baharın enerjisinden aldığınız ilhamla yepyeni keşifler yapmanın, doyasıya maceralara atılmanın ve kendinizi bambaşka diyarlara doğru götürmenin hayalini kuruyorsanız, biraz da Avrupa’nın kalbinde Almanya’da ziyaret edebileceğiniz şahane rotalara göz atalım:

  • Nehrin kıyısında bahar notaları: Köln, Almanya

Ren Nehri’nin iki yakasında yer alan Köln, bahar çiçekleriyle renklenen, açık hava konserleriyle baharı kutlayan, ilkbaharda canlanan, adeta her bir köşesi sanat sahnesi gibi olan şahane maceralarla dolu bir şehir. Bu yüzden de baharın tadını doyasıya çıkarmak için enfes bir rota. Dünyanın en büyük katedrallerinden biri olan Köln Katedrali’ni ziyaret ederek mimarisiyle büyülenebilir, başta Ludwig Müzesi olmak üzere çağdaş ve modern sanat eserlerini sergileyen müzelerde ruhunuzu sanatla besleyebilirsiniz.

  • Kültür ve eğlence mozaiği: Atina, Yunanistan

Antik harabeleri, derin tarihi dokusu ve medeniyetler arası köprü olma rolüyle Atina, zamanın ötesinde bir macera sunuyor. Şehrin en canlı meydanı Monastiraki’de Yunan kültürünü hissedebilir, taptaze deniz ürünleriyle dolu restoranlarında harika lezzetlerin tadına bakabilirsiniz. Yunan ezgileri eşliğinde unutulmaz bir yurt dışı tatiline hazırsanız Pegasus’ta yerinizi ayırtmayı unutmayın.

  • Çiçekleriyle ünlü şehir: Rotterdam, Hollanda

Modern zamanların sınır tanımayan ruhunu yansıtan rengarenk bir şehir: Rotterdam. Hollanda’nın en canlı yerlerinden biri olan Rotterdam’da sanata, kültüre, gastronomiye dair pek çok deneyim biriktirebilir, Maas Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan muhteşem köprülerde hayallere dalabilir, gökyüzüne uzanan yapıların görkemli duruşuna hayran kalabilirsiniz. Bahar çiçeklerinin en güzel hallerine tanıklık edebilir, her sokakta farklı melodiler çalan sanatçılara denk gelebilirsiniz.

O bahar, ‘bu bahar’: Yurt dışı tatilin başka bahara kalmasın

Baharın yeni kültürlerle tanışmaya, benzersiz doğa manzaralarını keşfetmeye ve rengarenk anılar biriktirmeye davet eden çağrısına kulak vermeye hazırsanız, hiç vakit kaybetmeden uçak biletinizi almalısınız!

Siz de yurt dışı planlarına “başka bahara” demek yerine, “neden şimdi olmasın” diyenlerdenseniz Pegasus sesinizi duyuyor ve “o bahar, bu bahar” diyor. Üstelik, Balkanlar’dan Kuzey Avrupa’ya, oradan Birleşik Krallık’ın gözdesi Birmingham’a kadar daha pek çok yurt dışı rotası sunuyor.

Bu bahar, siz de yurt dışı planlarınızı hayata geçirmek istiyorsanız ve artık başka bahara ertelemek istemiyorsanız Pegasus ile yerinizi ayırtabilir, baharın tadını çıkaracağınız büyüleyici rotalara doğru süzülebilirsiniz. Hemen tıklayın ve baharın cıvıl cıvıl enerjisini yurt dışı keşifleriyle birleştirip hayatınıza renk, hareket ve yepyeni hikayeler ekleyin. 

*Bu yazı Pegasus iş birliği ile hazırlanmıştır.



Evcil hayvanların bakım rutini nasıl olmalı?

Evcil hayvanların mutlu, sağlıklı bir şekilde yaşam sürmeleri, keyifle oyunlar oynamaları ve iyi bir yaşam kalitesine sahip olabilmeleri için düzenli bir bakım rutinine ihtiyaçları var. Evcil hayvan sahiplerinin bu rutinlere sadık kalmaları, tüylü dostlarının hem fiziksel hem de duygusal sağlığı için çok önemli. VetAmerikan’dan Veteriner Hekim Aysu Altun, evcil hayvanların bakım rutinini şu şekilde ele alıyor:



Veteriner Hekim Aysu Altun

Can dostlarımızın da tıpkı bizler gibi sağlık ve hijyenlerini korumaları için çeşitli bakımlara ihtiyacı vardır. Bu yazımızda evcil hayvanlarımızın bakım rutinlerini konu aldık.

Tüy bakımı

Özellikle evde beslenen kedi ve köpeklerin tüy dökmesi, çoğu evcil hayvan sahibinin en büyük problemlerinden biridir. Ne yazık ki bu durumu tamamen engelleyemesek de, azaltmak adına yapabileceğimiz birçok şey mevcut.

  • Öncelikle gündelik taramaya uygun taraklarla evcil hayvanımızı düzenli olarak her gün taramalıyız. Fakat tüy bakımı için tek bir tarak genellikle yeterli değildir. Sık dişleri olan bir tarakla (furminatör) haftada 2-3 kere taramak hem kıtık oluşumunu engelleyecek hem de tüy dökülmesini minimalize edecektir.
  • Eğer kediniz uzun ve bol tüy döken bir kediyse, ayrıca malt kullanmanız kedinin yalamayla yutacağı tüy topaklarının sindirim sistemini tıkamasını önleyecektir.
  • Eğer tüylerle baş etmek sizin için çok zor hale geldiyse ve kıtık oluşumu başladıysa, sık olmamakla beraber, evcil dostunuzu tıraş ettirebilirsiniz.

Tırnak bakımı

Evcil dostlarımız genellikle kendi tırnak bakımlarını kendileri yapmaktan daha çok hoşlansa da, bazen tırnaklarını yeterince kısaltamayıp kendilerine ve çevrelerine zarar verebilirler. Fazla uzun tırnaklar zamanla dönerek tırnağın cildin içine doğru yönelmesine yol açabilir veya uzun tırnakları bir yerlere takılıp kopabilir. Bu nedenle, kedi ve köpeklerinizin tırnaklarını aylık olarak kontrol etmeli ve fazla uzadılarsa onlar için özel üretilmiş tırnak makasıyla kesmelisiniz. Ayrıca, kendi kendilerine tırnaklarını kısaltıp törpüleyebilmeleri için -kedi sahibiyseniz- evde mutlaka tırmalama tahtası bulundurmalısınız.

Ağız ve diş bakımı

Kedi ve köpeklerimizin de bizler gibi günlük olarak dişlerinin temizlenmesine ihtiyaçları vardır. Bu nedenle, her gün mutlaka onlar için özel üretilmiş fırça veya parmak fırçalarıyla dişlerini temizlemeli, ayrıca düzenli periyotlarla veteriner hekiminize danışıp diş temizliği yaptırmalısınız. Bu bakım sayesinde ağızda meydana gelebilecek birçok enfeksiyon, diş çürümesi ve diş kayıplarının önüne geçebilirsiniz. Köpeğiniz için de diş temizliği için özel üretilmiş kemiklerden faydalanmanız, bakım rutininizi kolaylaştıracaktır.



Kulak bakımı

  • Çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşabilecek kulak enfeksiyonlarının önüne geçmek için kedi ve köpeklerinizin kulaklarını özellikle yürüyüşlerden sonra yabancı cisim açısından kontrol etmelisiniz.
  • Eğer evcil hayvanınıza banyo yaptırıyorsanız, kafasını yıkamamalı, kulağına su kaçmasını engellemelisiniz. Kulağa su kaçması kulak içi pH’ını bozacak ve kulak içini bakteri, mantar vb. hastalık yapıcı etkenlerin üremesi açısından uygun hale getirecektir.
  • Evcil dostunuzun kulağını temizlerken veteriner hekiminizin önerdiği solüsyonları kullanmaya özen göstermeli, kulak çubuğu gibi fazla derine girip kulak zarına zarar verebilecek araçlardan kaçınmalısınız.
  • Eğer evcil hayvanınızın kulağında normalden fazla akıntı, kaşıma davranışı varsa, kir ve kötü koku geliyorsa, en kısa zamanda veteriner hekiminizle iletişime geçmelisiniz.

Göz bakımı

Evcil dostlarımızda dikkat etmemiz ve bakımını aksatmamamız gereken en önemli organlardan biri de gözlerdir. Günlük olarak veteriner hekiminizin önerdiği bir temizleme solüsyonu ve temiz bir pamuk yardımıyla evcil dostunuzun göz ve özellikle çapak biriken göz pınarlarını temizleyebilirsiniz. Bunu yaparken gözü irrite etmemeye özen göstermek ise dikkat edilmesi gereken en önemli noktadır. 

Özellikle basık burunlu kedi ve köpek ırklarında da göz problemleri sık görülmektedir. Eğer gözlerde normalin dışında bir çapaklanma, akıntı veya kızarıklık görürseniz, en kısa zamanda veteriner hekiminizle iletişime geçmenizi öneririz.

*Bu yazı VetAmerikan’dan Veteriner Hekim Aysu Altun tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Kedilerde süt tüketimi nasıl olmalı?



Gençliğin sırrı, doğanın kalbinde saklı: Bitkisel kök hücrelerle yaşlanmaya meydan okuyun

Yaş almak, hayatın kaçınılmaz bir parçası… Yıllar ilerledikçe zaman, cildimiz üzerinde çeşitli ve olumsuz diyebileceğimiz etkiler bırakabiliyor. Güneşin zararlı ışınları, çevresel faktörler ve yaşam tarzı seçimleri gibi değişkenler de bu etkilerin ortaya çıkmasını ve daha derine inmesini hızlandırabiliyor. Yaş alma sürecini en iyi şekilde yönetebilmek içinse cildimize, ihtiyaç duyduğu zarif ve etkili bakımı sunmamız şart. Hayatın akışına meydan okuyup yaşlanmayı durdurmamız belki mümkün değil ancak, doğru bakımla yaş almanın cildimizde bıraktığı izleri yavaşlatmamız, daha genç ve canlı bir görünüme kavuşmamız mümkün.



Güzel haber; Yves Rocher, yaş almanın tüm belirtilerine karşı eşsiz bir çözüm sunarak bizi o en doğru cilt bakım ürünlerinin yer aldığı seri ile tanıştırıyor: Anti-Age Global Serisi.

Kısa zamanda etkili bakım: 10 farklı yaşlanma karşıtı etki

Hızlı sonuçlar almak, modern yaşamın neredeyse bir gereksinimi haline geldi, çünkü zaman sahip olduğumuz en değerli kaynaklardan biri; tıpkı cildimiz gibi. Yves Rocher, günümüzün yoğun ve hızlı temposunda, cilt bakımının da bu hıza uyum sağlamasını sağlıyor ve hem etkili hem de hızlı sonuçlar ile yaşlanmanın izlerini cildimizden siliyor. Gençlik ve yaşam kaynağı bitki kök hücrelerini içerisinde bulunduran, yaşam kaynağı kök hücreleri ile 72 saatte artan hücre yenilenmesi sağlayan Anti-Age Global serisi, 10 farklı yaşlanma karşıtı etki ile yaş almanın etkilerini silmenin en kolay ve keyifli yolunu sunuyor. Aydınlatıcı, canlandırıcı, ton eşitleyici, yenileyici, besleyici, kırışık karşıtı, sıkılaştırıcı, dolgunlaştırıcı, güçlendirici ve onarıcı etkileriyle cildi nemlendirirken yenilenmesine, kırışıklık görünümünün azalmasına ve cildin daha sıkı bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.

Doğanın güven veren dokunuşları: %97’den fazla doğal içerik ve bitkisel kök hücre bakımı

Söz konusu cildimiz olduğunda hepimiz şüphesiz ki en iyisini istiyoruz ve en iyisinin de doğanın kalbinden geldiğini biliyoruz. Bitkisel kök hücrelerin gücüyle donatılmış Yves Rocher Anti-Age Global Serisi, yaşlanmanın tüm belirtilerine savaş açıyor ve doğal kaynaklı içerikleriyle cildimize hak ettiği değeri sunuyor.

İçeriğinde vitaminler ve mineraller gibi geliştirme gücüne sahip elementleri en yüksek konsantrasyonda bulunduran leylak tomurcuğu kök hücreleri olan Yves Rocher Gençleştirici ve Yenileyici Çift Fazlı Onarıcı Gece Serumu, yapısındaki değerli yağlar ile yaş almanın izlerini silerken, cilde ışıltı ve eşit bir ton sağlıyor. Güçlü etkili leylak tomurcuğu kök hücrelerine ek olarak; onarıcı bakım özellikleriyle bilinen jojoba yağı, hyaluronik asit, niasinamid, üzüm çekirdeği gibi etkili içerikleri de yapısında bulunduran bu serum, cildi nemlendirerek yenilenmesine, kırışıklıkların görünümünün azalmasına ve cildin daha sıkı bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.



Öte yandan, Yves Rocher Gençleştirici ve Aydınlatıcı, Ton Eşitleyen, Leke Karşıtı Bakım Kürü, C vitamini türevleri ile zenginleştirilmiş içeriği sayesinde cilde nazik bir bakım yapıyor. %97’den fazla doğal kaynaklı içeriğinde bitki tomurcuğu nektarı ve beyaz tagua tohumu olan bu bakım kürü, ciltte aydınlık ve lekesiz bir etki bırakıyor. Yves Rocher Anti-Age Global Yenileyici Yaşlanma Karşıtı Bitkisel Kök Hücre Bakımı Gece Kremi, yaşlanma karşıtı 3 patente sahip İtalya’da yetişen bir leylak türü Syringa’dan elde edilen yaşam kaynağı kök hücreleri içeren formülü ile kırışıklık ve ince çizgilerin görünümünün azalmasına yardımcı oluyor.

Yves Rocher Anti-Age Global Gençleştirici ve Yenileyici Göz Kremi ise paraben, renklendirici, parfüm ve mineral yağ içermeyen formülüyle gözleri aydınlatarak daha genç bir görünüm sağlıyor. Ayrıca, ferahlatıcı jel dokusu ile göz çevresindeki hassas deriye zarar vermeden kırışıklık görünümünün azalmasına yardımcı oluyor. Bu sayede cilt bakımında doğallığın ve etkinliğin mükemmel birleşimi karşımıza çıkıyor. Anti-Age Global serisi, doğanın kalbinden gelen içerikleriyle yaşlanma karşıtı bakımı, en saf formunda sunuyor.

Bütüncül bir cilt bakım ritüeli: Gece & gündüz

Cilt bakımında zamanlamanın önemi büyük. Cildimizin bütüncül bir yaklaşımla hem gece hem de gündüz özel bir ilgiyi hak ettiğinin hepimiz farkındayız. Bu ilgiyi veren ve cildimizin ihtiyaçlarını yalnızca bir an değil 24 saat ve gün boyunca düşünen Yves Rocher, Anti-Age Global Serisi ile hem gün hem de ay ışığında mükemmel bir bakım sunuyor. Gündüz ve gece rutinleri için ayrı bakım setleriyle günün her saatinde yaş alma belirtilerinin düzelmesini sağlayan Anti-Age Global, aydınlık bir cilt için nazik ve besleyici bir bakım sunuyor. Bu hem bitkisel içerikli hem de etkin serinin gece ürünleri sayesinde her gün mükemmel bir cilt ile uyanmak, gündüz ürünleriyle de gün boyu canlı bir görünüme kavuşmak mümkün. Günün her saatinde pürüzsüz, capcanlı ve genç bir cilde sahip olmayı kim istemez ki…

Cildinizdeki ince çizgilerle ve lekelerle savaşmak, nemli, canlı, parlak ve genç bir görünüme kavuşmak, yaş almanın belirtilerini cildinizden silmek istiyorsanız, siz de gücünü doğadan alan, doğal formülleriyle cildinize ve doğaya duyarlı bakım sağlayan Yves Rocher Anti-Age Global serisi ile tanışmak için tıklayın.

*Bu yazı Yves Rocher katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale