X

Ünlü sinirbilimci Dr. Wendy Suzuki anlatıyor: Duygusal rezonans, hafızayı güçlendirebilir

Beyin sağlığı ve hafıza dendiğinde akıllara ilk olarak bilişsel beceriler gelse de duygusal deneyimler de bu konuda önemli bir rol sahibi. New York Üniversitesi’nde nörobilim profesörü olan Dr. Wendy Suzuki, beyin sağlığı üzerine yürüttüğü çalışmalarla tanınan ünlü isimlerden biri ve hem alanındaki engin bilgi birikimi hem de bireysel deneyimleri, onu beyin sağlığı, plastisite, hafıza gibi kritik konularda ön plana çıkarıyor.

Görsel ve kapak görseli: wendysuzuki.com

Beyin sağlığına dair yapılan araştırmalar, yaşam tarzı değişiklikleriyle ve sağlıklı alışkanlıklarla beyin sağlığının iyileştirilebileceğini gösterirken, Dr. Suzuki’nin üzerine çalıştığı konulardan biri olan “duygusal rezonans”ın da beyin sağlığını desteklediği kanıtlanıyor. Bilimsel çalışmaların yanı sıra Dr. Wendy’in kişisel deneyimleri de bunu doğruluyor.

TED konuşmalarında ve röportajlarında sık sık yer verdiği bir hikayede demans hastası olan babasıyla yaşadıkları bir anıyı anlatan Dr. Wendy Suzuki, duygusal deneyimlerin hafızayı nasıl güçlendirdiğinin altını çiziyor.

Anne ve babasıyla aralarındaki ilişkide ‘seni seviyorum’ söyleminin yer almadığını ama bir gün bunu değiştirmeye karar verdiğini anlatan Dr. Wendy, babasının demans tanısından sonra ‘I love you’ demeyi ailede bir gelenek haline getirdiklerini paylaşıyor konuşmalarında. Ve bu geleneği başlattıktan sonra günlük hayatın içinden pek çok şey, babasının hafızasından yavaş yavaş silinirken babasının seni seviyorum demeyi hatırladığını anlatıyor tüm dinleyenlerine.

Bu, hüzünlü olduğu kadar umut verici de olan anı, beyin sağlığı konusunda “duygusal rezonans”ın önemini bir kez daha karşımıza çıkarıyor.

Duygusal rezonans ve beyin sağlığı

Duygusal rezonans, başkalarıyla ve kendinizle duygusal düzeyde derin bir bağlantı kurma yeteneğinizdir. Başkalarının ne hissettiğini anlamak, duygularını hissetmekle ilgilidir. Aynı zamanda, yoğun duygusal deneyimlerin zihinde daha kalıcı izler bırakması ve bu deneyimlerin bellek üzerinde güçlü etkiler yaratması durumudur. Dr. Wendy’in anlattığı hikayede, hafıza güçlüğü yaşayan babasının gündelik şeyleri unutmasına rağmen ‘I love you’ demeyi hatırlaması, duygusal rezonansın gücünü gösteren başarılı bir örnek.

Beyin sağlığı ve hafıza üzerine yürütülen araştırmalar gösteriyor ki pozitif duygular, anıları daha kalıcı hale getirerek hafızayı güçlendiriyor, öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Bunun nedeni ise pozitif duyguların, mutluluk hormonları olarak da bilinen dopamin ve oksitosin gibi hormonların salınımını artırması. Dr. Wendy Suzuki’nin örneğinde olduğu gibi babasının birçok şeyi unuturken seni seviyorum demeyi hatırlaması, beyninde bu anının ve yarattığı duygunun daha fazla yer etmesi, çünkü onu mutlu eden, mutluluk hormonlarını tetikleyen bir girdiydi bu.

Benzer bir başka araştırma da, duygusal olayların hatırlanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu, bu tür olayların beyinde daha kalıcı izler bıraktığını gösteriyor. Duygusal açıdan önemli olan durumlar, hafızada daha uzun süre kalma eğiliminde oluyor. Beyindeki amigdala, duygusal tepkilerin işlenmesinde önemli bir yere sahip ve hipokampüs ile yakın bir etkileşim halinde. Hipokampus ise belleğin oluşturulmasında rol oynuyor. Dolayısıyla amigdala, duygusal anıların hipokampüs tarafından daha kalıcı bir şekilde işlenmesini sağlıyor.

Hafıza ve sosyal bağlar

Duygusal rezonansın yanı sıra, araştırmalar sosyal bağların da beyin sağlığını desteklediğini ve hafızayı güçlendirdiğini açığa çıkarıyor. Dr. Wendy, hikayesinde anlattığı gibi daha önce anne babasıyla arasında seni seviyorum cümlesinin geçmediğini, birbirlerine bunu hiç söylemediklerini paylaşıyor. Ancak bunu değiştirdiğinde ve artık birbirlerine sevdiklerini söylediklerinde bu gelenekle aralarındaki bağ da güçlenmiş oluyor.

Ve araştırmalar gösteriyor ki duygusal bağlar ve sağlıklı sosyal ilişkiler, beyindeki pozitif kimyasalların salgılanmasını tetikleyerek beyin sağlığını destekliyor. Bu durum özellikle yaşa bağlı beyin rahatsızlıklarının ve demans, Alzheimer gibi bilişsel bozuklukların ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabiliyor. Duygusal bağlar, beyindeki bağlantı ağlarını koruyarak güçlendiriyor ve başta hafıza olmak üzere bilişsel becerileri iyileştiriyor.

Sonuç olarak beyin sağlığını korumak, yalnızca bilişsel süreçlerle ilgili değil. Duygusal deneyimlerin ve duygusal bağların da önemi büyük. Dr. Wendy Suzuki’nin kişisel deneyimlerinden ve nörobilime dair bilgilerinden daha fazla faydalanmak isterseniz Healthy Brain, Happy Life: A Personal Program to to Activate Your Brain and Do Everything Better kitabını da inceleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Zihnini aktif, hafızayı güçlü, beyni genç tutmanın yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale