X

Kasım ayı ‘ertelenen işler’ challenge: Her gün 20 dakikanızı ayırarak ertelediğiniz tüm işleri bitirin

Yılın sonuna yaklaştığımızın, yılbaşı ruhunun, kış mevsiminin habercisi; sonbahar mevsiminin son ayı: Kasım. Hoş geldin! Yeni ay, birçoğumuz için yeni haberler, yeni gelişmeler, yeni başlangıçlar, yepyeni umutlar demek. Biz de Uplifers olarak yeni aya yakışacak bomba bir liste hazırladık: Ertelenen işler takvimi! Evet, yeni yıla ertelenmiş hiçbir iş bırakmamak için bu ayı harika bir şekilde değerlendirebiliriz. Hepimizin çoğu zaman yapmak istediği ama bir türlü vakit ayıramadığı ya da üşenip ertelediği ufak tefek küçük işler mutlaka vardır. Ama biz erteledikçe o küçük işler gözümüzde iyice büyür ve ürkütücü bir hal alabilir. Oysa ki ‘20 dakika kuralı‘ her birinin üstesinden kolayca gelmemize yardımcı olabilir. Psikoloji alanında önemli bir yer tutan 20 dakika kuralı, her gün sadece 20 dakikamızı ayırarak herhangi bir işi kolayca, kendimize yüklenmeden ve sıkılmadan yapabileceğimizi vurgulayan bir çeşit iyi yaşam taktiği.

İşler dağ gibi biriktikçe başlamak çok zor görünebilir ama parça parça ufak adımlarla koca bir yığın iş bitebilir. Siz de yeni ayın başlamasını fırsat bilerek hem yaşamınızın farklı alanlarına çekin düzen vermek hem de uzun zamandır ertelediğiniz işleri tamamlayarak zihninizi rahatlatmak isterseniz her güne bir iş koyarak hazırladığımız takvimimizden faydalanabilirsiniz. Çoğu yaklaşık 20 dakika içerisinde tamamlanabilecek işler olsa da bir kısmını yapmak muhtemelen 20 dakikanızı bile almayacak, daha kısa sürecektir. Biz ilk günden 30.güne kadar aylık bir plan oluşturmak için sıraladık ama siz dilediğiniz işten başlayabilirsiniz:

1. gün

Yiyeceklerin son kullanma tarihlerini kontrol edin: Paketli tüm ürünlerin son kullanma tarihlerine bakın, tarihi geçmiş olanları atın, tarihleri yaklaşanları bir an önce tüketmek için ayrı bir yere alın.

2. gün

Kavanozlardaki bakliyatları kontrol edin: Mercimek, fasulye, nohut ve benzeri kuru bakliyatları paketlerinden çıkarıp kavanozlara koyduğumuzda son kullanma tarihlerini göz ardı edebiliyoruz ve uzun zaman geçtikten sonra içerisinde küf, güve gibi oluşumlar meydana gelebiliyor. Tazeliklerinden emin olmak için tüm kavanozlarınızı gözden geçirin.

3. gün

Buzdolabının raflarını silin: Sürekli yeni bir şeyler eklendikçe hiç boş kalmayan buzdolabını temizlemek için içini boşaltmak şart. Tüm ürünleri çıkarın ve rafları, sürgülü kapakları silin. Enerji kaybını ve gıdaların ısınmasını önlemek için hızlı hareket etmeyi unutmayın.

4.gün

Fırın, ocak ve davlumbazı temizleyin: Yemek yaparken, özellikle de yağlı ve kızartmalı öğünlerden sonra fırın, ocak ve davlumbaz üçlüsü fazlasıyla kirlenir ve yağlar yapış yapış bir hal alabilir. Temizlenmediklerinde ise çıkarması daha da zorlaşır. Bu nedenle hepsini pırıl pırıl yapmakta fayda var.

5.gün

Mutfak dolaplarının içini silin: Tabaklar, bardaklar, tencereler ve daha nicesi her gün en az bir bazen daha da sık kullandığımız mutfak eşyaları arasında. Mutfak dolaplarını açıp kapattıkça dolapların içerisine toz girişini kolaylaştırabiliyoruz. Bu nedenle ara sıra tüm dolapları boşaltıp güzelce silmek hem sürdürülebilir temizliğe hem de mutfak düzenine yardımcı olabilir.

6.gün

Kahve makinesini temizleyin: Tam anlamıyla bir kahve sever iseniz hemen hemen her gün farklı tür kahveler hazırlıyor olabilirsiniz. Türk kahvesi, espresso ya da filtre kahve gibi lezzetli kahveleri elektronik bir makine ile yapıyorsanız daha uzun ömürlü ve sağlıklı olmaları için düzenli olarak temizlemekte fayda var. Filtre ya da karaf temizliği, kahvenin neden olduğu renk değişimleri ya da kireç birikmesi gibi etkenleri ortadan kaldırarak hem daha sağlıklı hem de lezzetli kahveler hazırlayabilirsiniz.

7. gün

Süpürgenin parçalarını temizleyin: Evi her süpürdüğünüzde elektrik süpürgesinin tüm parçalarını söküp temizlemeniz gereksiz olsa da ara sıra yapmanız hem süpürgenizin performansını hem de evinizin hijyenini artırmanıza yardımcı olabilir. Tüm parçalarını söküp tozlardan arındırabilir, yıkanmaya uygun parçaları sudan geçirebilirsiniz.

8. gün

Kitapların tozunu alın ve sınıflandırın: Toz alırken genellikle rafları silsek de tek tek kitapları kaldırmayı atlayabiliyoruz. Ancak, kitap araları tozların en sevdiği yerler arasında. Kitaplarınızın tek tek tozunu alabilir, bu esnada da aradığınızı kolayca bulmak için renklerine ya da türlerine göre sınıflandırabilirsiniz.

9. gün

Ivır zıvır çekmecesini düzenleyin: Şüphesiz ki her evin bir ıvır zıvır çekmecesi vardır. Kopuk düğmeler, bitmiş piller ya da işe yaramayan ama atılmaya da kıyamayan tam olarak ‘ıvır zıvır’ olarak tanımladığımız eşyalar, aslında çoğu zaman hiç kullanılmaz. Eğer sizin de böyle bir çekmeceniz varsa elden geçirmenin tam zamanı olabilir.

10. gün

Evdeki tüm perdeleri yıkayın: Genellikle toz alırken ya da iç-dış tüm camları, pervazları silerken atladığımız yer perdelerdir. Ancak, perde ve tüller de en az camlar kadar toz biriktirir. Eğer tülleriniz makinede yıkamaya uygunsa hemen yıkayabilir, değilse kuru temizlemede yıkatabilir ve evinizin havasını tazeleyebilirsiniz.

11. gün

Çekmeceleri boşaltın, silin ve yeniden yerleştirin: Çekmeceler, şüphesiz ki en hızlı karışan ve kalabalıklaşan yerlerdir. Çünkü genelde elimize ne geçerse ortadan kalksın diye çekmecelerin içine atarız. Öyleyse, tüm çekmeceleri elden geçirmek, temizlemek ve düzenlemek için yeni ay güzel bir fırsat olabilir.

12. gün

Normalde uzanamadığınız dolap üstleri, raf vb. yerleri silin: Gardırop üstleri, avizeler ya da yüksekteki çerçeveler, panolar genellikle pratik temizliklerde atlanır ve bu nedenle buralarda çokça toz birikebilir. Hızlıca bir merdivenden destek alarak ya da uzun bir temizlik sopasının üzerine nemli bez geçirerek buraların tozunu alabilirsiniz.

13. gün

Giymediğiniz veya üzerinize olmayan kıyafetleri ayırın: Gardırobunuzda size zaman ve enerji kazandırması için giymediğiniz tüm parçaları eleyin. İster satın ister bağışlayın ama kullanmıyorsanız boşuna dolabınızda tutmayın.

14. gün

Gereksiz fiş, makbuz, fatura vb. kağıtları eleyin: Özellikle bankadan, marketten, alışverişten geldikten sonra elimizde kalan fiş, fatura gibi kağıtları daha sonra unutabiliyoruz ve evde gereksiz dağınıklık oluşabiliyor. İşinize yaramayan makbuz ve benzeri kağıt parçalarını bir araya toplayıp inceleyin ve gereksizleri atın ya da uygunsa geri dönüştürün.

15. gün

Ayakkabılarınızı temizleyin ve havalandırın: Hem ayak hijyenini sağlamak hem de ayakkabılarınızın bakımını yapmak için giymediğiniz bir gün havalandırın ve materyaline uygun bir temizleyici ya da hafif ıslak bir bezle temizleyin.

16. gün

Ekran görüntülerini gereksizse silin: Özellikle sosyal medyada zaman geçirirken beğendiğimiz içerikleri (film, kitap ismi, söz, şarkı ve benzeri) kaydetmek için hızlıca ekran görüntülerini alıp daha sonra unutabiliyoruz. Eğer sizin de telefonunuzda birikmiş birçok ekran görüntüsü varsa işinize artık yaramayanları silerek hem telefonunuzun hafızasını rahatlatabilir hem de dijital temizlik yapabilirsiniz.

17. gün

Saç ve makyaj fırçalarını temizleyin: Hemen hemen her gün kullandığımız saç ve makyaj fırçaları bakteri oluşumu için uygun yerler olduğu için gözümüzle baktığımızda kir, leke ve benzeri bir şey görmüyor olsak da düzenli temizlenmeleri şart. Ilık su, uygun bir temizleyici veya nemli bir bezle hepsini steril hale getirmek mümkün.

18. gün

Telefondaki fotoğraf ve videoları yedekleyin: Aradığınızı bulmak, anılarınızın kaybolmasını engellemek için düzenli olarak fotoğraf ve videolarınızı yedeklemenizde fayda var. Hard disk veya yüksek kapasiteli birkaç flash bellek ile telefonunuzdaki her şeyi yedekleyebilir, üstelik bu esnada gereksiz dosya, fotoğraf ve benzeri içeriklerden de kurtulabilirsiniz.

19. gün

Notları temize çekin: İş, okul, proje, toplantı veya herhangi bir eğitim sırasında tuttuğunuz notları ‘sonra hallederim’ deyip bir kenarda biriktiriyorsanız gelin zihninizde yer edinen bir işten daha kurtulun ve hepsini düzenleyerek temize çekin.

20. gün

Makyaj malzemelerinizi elden geçirin: Nasıl ki yiyeceklerin son kullanma tarihleri var, makyaj malzemelerinin öyle… Rujlar, farlar, bazlar… Hepsini elden geçirin ve tarihi geçmiş olanları atın, eğer üzerinde son kullanma tarihi göremiyorsanız dokuları bozulduysa ya da alalı 2 yıldan fazla olduysa vadesi dolmuş demektir. Cildinizin bakımı için zamanı geçmiş ürünleri kullanmayın.

21. gün

Biten pilleri değiştirin: Kumanda, çalar saat, radyo ve benzeri elektronik aletlerin biten pilleri hep unutulur; ‘sonra değiştiririm’ deyip bir kenara atılır. Hazır her şeyi elden geçiriyorken pilli tüm cihazlarınızı kontrol edip biten pillerini değiştirebilirsiniz. Daha tasarruflu ve çevre dostu bir kullanım için şarj edilebilir pilleri tercih edebilirsiniz.

22. gün

Terzi işlerinizi halledin: Paçası kısaltılacak pantolonlar, daraltılacak ceketler ya da kopmuş düğmeler… Muhtemelen hepimizin evlerinde en fazla ertelenen işler arasında olabilir. Haydi o zaman dikilecek, sökülecek ne varsa toplayın ve kendiniz yapabildiklerini evde halledin, yapamadıklarınızı ise terziye götürün.

23. gün

Doktor randevularınızı ayarlayın ve check up yaptırın: Sağlık, en önem vermemiz gereken konu olduğu halde en fazla ihmal ettiğimiz alanlardan biri. İlk başta diş kontrolü olmak üzere (çünkü, muhtemelen hepimizin en çok korktuğu ya da ertelediği alan olabilir), tüm ihtiyaç duyduğunuz bölümlerden doktor randevularınızı alarak detaylı bir taramadan geçin.

24. gün

Öz geçmişinizi güncelleyin: Genellikle iş başvuru süreçlerinde apar topar veya alel acele hazırlanmaya çalışılan özgeçmişlerin pek de verimli olmadığını söylemek mümkün. Hazır bir ayın her gününü ertelenmiş işlere ayırmışken CV’nizi de detaylı bir gözden geçirin ve uygun ekleme, düzenlemeleri yapın.

25. gün

Uzun zamandır konuşmadığınız birini arayın: Hepimizin zaman zaman aklına gelen ama bir türlü aramaya fırsat bulamadığı ya da hep unuttuğu eski bir arkadaşı vardır. Sizin de aramayı uzun zamandır ertelediğiniz bir sevdiğiniz varsa hal hatır sormak için iyi bir zaman olabilir.

26. gün

Çalışmayan elektronik alet, kablo, usb vb. eşyaları ayırın: Teknoloji geliştikçe eskiden kullandığımız birçok elektronik alet ve aksesuar gereksiz hale gelebiliyor. Çalışmayan kablolar, kullanılmayan bilgisayarlar evde boşu boşuna yer işgal ediyor. Oysa ki hepsini değerlendirmenin bir yolu var. İsterseniz geri dönüşüme götürebilir dilerseniz de https://tegv.org/atma-bagisla ‘ya bağışlayarak sosyal sorumluluğunuzu yerine getirebilirsiniz.

27. gün

Bitkilerin topraklarını değiştirin: Eğer evinizde çokça yeşil canlı varsa sadece düzenli sulamanın onların bakımı için yeterli olmadığını bilmelisiniz. Düzenli olarak toprak ve eğer büyümeye başladılarsa saksı değişimi yapmak da şart. Bir gününüzü yeşil dostlarınıza ayırarak tüm bakımlarını yapabilirsiniz.

28. gün

Bilgisayar veya tabletinizdeki gereksiz dosya ve uygulamaları silin: Sadece evdeki ya da gardıroptaki eşyaları düzenlemek, ayırmak yetmez, kullandığımız teknolojik aletlerin de hafiflemesi şart. Bilgisayar veya tabletinizdeki işinize yaramayan, eskiden kullandığınız ama artık ihtiyaç duymadığınız dosya, program, video ve benzeri tüm içerikleri temizleyerek dijital kalabalıktan kurtulabilirsiniz.

29. gün

Şarkılarınızı seçin ve çalma listelerinizi düzenleyin: Müzik, ruhun gıdası. Ve şüphesiz ki hepimiz sevdiğimiz şarkıları dinlemekten keyif alıyoruz. Ancak, bazen hangi ruh halimizde ne tür şarkı dinleyebileceğimiz karışabiliyor. Sevdiğiniz şarkıları kategorilere ayırarak ve çalma listelerinizi düzenleyerek müzik zevkinizi ikiye katlayabilirsiniz.

30. gün

Bonus: Uplifers’ın kaçırdığınız içeriklerini okuyun! Her gün iyi hissettiren, kişisel gelişime, bütüncül sağlığa, iyi oluşa katkı sağlayan birçok içeriği siz Uplifers okuyucularıyla buluşturduğumuz web sitemiz ve Instagram hesabımızdan kaçırdığınız her şeyi yakalamak için bu ay harika bir fırsat olabilir!

Siz de Kasım ayını değerlendirmek için ertelenen işlere bir yerden başlamayı kafanıza koyduysanız aklınıza gelen ve varsa bizim unuttuğumuz işleri de bizimle yorumlarda paylaşabilirsiniz!

Güzel bir Kasım ayı olsun…

İlginizi çekebilir: Bahar temizliği zamanı: Evinizi temizlemek ve düzenlemek için pratik ipuçları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale