X

Tasarımın dili: Paper Print Etc.

Mottoları ve çizimleri ile ilham dolu köşeler yaratan Paper Print Etc., iki grafik tasarımcının ilham dolu dünyası ile hayat buluyor. Evde ya da ofiste ‘Beni anlatan bir köşem olsun.’ diyenler için özel alternatifler sunuyorlar. Sevgili Uplifers okuyucularımız için, Tuğba ve Volkan’a ilhamlarını ve tasarım hikayelerini sorduk.

Kimdir Paper Print Etc.? İksiri nerde saklıdır?

2 grafik tasarımcı kişiliğin bir araya gelip kurduğu, tasarım dili olarak tipografi ve illustrasyonun yoğun olarak kullanıldığı, şimdilik poster ve defter üretimlerinin yapıldığı, karizmatik, eğlenceli, tarz sahibi siyah ve beyaza aşık, salt tasarımı ortaya koyan bir oluşumdur. Tasarımlarımızı sevdiğimiz materyallerle bir araya getirmek en sevdiğimiz uğraşımızdır.

Bütün tasarımcıların birbirinden bağımsız tasarımlar yaptıklarını düşünürsek, doğal olarak bir diğer tasarımcıdan ayrışmış oluyoruz. Ama en belirgin farkımız, tasarımlarımızın bir duyguya düşünceye hitap ediyor oluşları. Baktığınızda sizinle konuşuyor, bir şey söylüyor ve size bir mesaj iletiyor.

Tasarım yapmaya nasıl başladınız?

Tuğba: İlk okuldayken izlediğim çizgi film karakterlerinden çok etkilenip onları taklit etmeye çalışmamla başladı. Bu çizgisel deneyimler, büyüyünce ne olacaksın sorusuna ressam olacağım dememle pekişti. Tabi bu ilkokul yıllarında bir heves olarak kalmadı. Lise ve üniversite eğitimimi grafik tasarım üzerine aldım. Ressam olamadım belki ama tasarımcı oldum. Bununla da avunabilirim.

Volkan: Çok küçük yaşlarda her şeyi görsel düşünüp, görsel hayal ediyordum. Tipografiler, logolar, renkler ve tasarımların bende yarattığı his her zaman ilgimi çekmişti. Bu ilgim zamanla bir şeyler çizmeye, güzel sanatlara ve grafik tasarıma dönüştü.

İyi bir gün sizin için nasıl başlar? Gün içindeki en büyük motivasyon kaynağınız nedir?

Tuğba: Kesinlikle dinlenmiş bir vaziyette uyanmak o güne güzel başlama sebebim. Sonrasında tabi ki, keyifle yapılan kahvaltının ardından güne yeni bir tasarım yapma heyecanı ile devam etmek. Sanıyorum gezdiğim sitelerde gördüğüm tasarımlar bu işin sınırının olmadığını bana tekrar tekrar hatırlatıyor; bir yandan da bana ilham olan binlerce güzel ve çirkin işler…

Volkan: İyi bir gün, gözümüzü açtığımız anda görsellikle başlıyor. Uyandığımız anda zihnimizde hayal ettiğimiz şeyleri düşünmeye geliştirmeye çalışıyoruz. Ve tabii nefis bir kahve ve ona eşlik eden güzel bir müzik. En önemlisi de gün ışığı. Işığın verdiği enerji iyi bir motivasyona, motivasyonda keyifli tasarımlara dönüşüyor.

Sizin için bir tasarım nasıl olmalıdır? Yurt dışında beslendiğiniz kaynaklar nelerdir?

Öncelikle bir hikayesi, tasarımınızı dayandırabileceğiniz bir temeli olmalı. Kaygılardan arınmış ve sadelik kokmalı. Sonrasında zaten bilmeniz gereken belli başlı kuralları takip ettiğinizde, istemediğiniz kadar özgür bir alanda çalışıyorsunuz. Tasarımınız bittiğinde ortaya çıkan sonuç sizi mutlu edebilmeli.

Takip ettiğimiz ve bizi beslediğini düşündüğümüz çok kaynak var aslında. Yurtdışında bir ülke, bir şehir; sokakları, tarihleri, sanatsal duruşları bize her zaman ilham veriyor. Bazen Norveç’teki Fjordlar, bazen İtalya’nın sıcak ve tarih kokan sokakları. Novum ve Archive dergilerinin sıkı takipçileriyiz.

Geleceğe dair sizi heyecanlandıran projeleriniz neler?

Gelecek kelimesi bile bizi heyecanlandırmaya yetiyor aslında. Markamız, yeni olmasına rağmen çok dikkat çekiyor. Bu da bizi başka yönlere doğru itiyor.


Yakın gelecekteki projelerimiz mümkün olduğunda tasarımcılar için düzenlenen etkinliklere katılmak, daha çok insana ulaşıp kendimizi birebir tanıtma fırsatı bulmak. Onun dışında uzak gelecek için, hayalini kurduğumuz projemiz kendi serigrafi baskılarımızı yapabildiğimiz bir düzene geçmek ve ürünlerimizi doğrudan alıcıyla buluşturabileceğimiz butik bir tasarım dükkanı açmak.

Shopthedesign.com: Farklılıklardan ilham alan 150’den fazla tasarımcının adresi Shopthedesign.com, binlerce limitli ürünü sizin için keşfedip bir araya getiriyor. Özel tasarım arayanların adresi, tasarımcıların ilhamlarını ve hikayelerini Uplifers’ta su yüzüne çıkarıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale