X

Sınırlarınızı korumak için: Kendinizi suçlu hissetmeden ‘hayır’ diyebilmenin yolları

Büyük bir çoğunluğumuz için karşımızdaki insanlara sınır koymak ve istekleri karşısında ‘hayır’ diyebilmek oldukça zorlayıcı bir eylem. Özellikle çoğumuzun evden çalıştığı, iş yaşamının ve özel hayatın sınırlarının birbirine geçtiği pandemi döneminde yaşam alanlarımızla birlikte alışkanlıklarımız ve rutinlerimiz de önemli bir değişim sürecine girdi. Bir kısmımız evde yaşayan diğer bireylerle birlikte çok fazla zaman geçirmenin ve bir arada olmanın yarattığı kişisel zaman ve alan bulamama problemiyle karşı karşıyayken, bazılarımız içinse pandemi dönemini yalnız geçirmiş olmak bizleri sosyal bağlarımızı güçlü tutmak için diğer insanların istek ve ihtiyaçlarını karşılayabilme konusunda daha hassas ve duyarlı hale getirdi.

Özellikle çevresindeki insanları memnun etme eğiliminde olan, tüm davranışlarını dışarının beklentilerine göre şekillendiren ve kendini yalnız hissederek sevilme, ilgi ve kabul görme beklentisinde olanlar için hayır demek ve sınır çizmek çok daha zorlayıcı bir eylem olabiliyor. Diğer insanların istek ve ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmak sosyal bir canlı olan insan için oldukça önemli bir meziyet olsa da, kişisel sınırlarınızı nasıl belirleyeceğinizi ve nasıl hayır diyeceğinizi öğrenmek, kendiniz ve başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurmanın en önemli ön koşullarından biri.

Hayır diyebilmek neden bu kadar zor?

Sınırlarınızı koruyabilmeniz için öncelikle sınırlarınızın nerede başlayıp nerede bittiğinin farkında olmanız gerekiyor, ki çoğumuz için kişisel sınırlarımızın hatlarını belirlemek korumaktan çok daha zorlayıcı olabiliyor. Ancak sağlıklı sınırlara sahip olmak sağlıklı ilişkiler kurmanın ve kendimizi iyi hissetmenin çok önemli bir parçası. Verdiğiniz her “hayır” cevabıyla birlikte, size gerçekten mutluluk veren ve heyecanlandıran şeylere odaklanmak için kendinize alan ve zaman yarattığınızın farkında olmalısınız. İyi belirlenmiş sınırlara sahip olmak aynı zamanda daha az stres yaşamanızı, hayatı tutkuyla kucaklamanızı ve yaşam amacınızı daha kolay bulmanızı sağlayacaktır.

Her şeye evet dediğinizde ve insanlarla sınır koymadığınızda kendinizi stresli, bunalmış ve tükenmiş hissedebilirsiniz. Çoğumuz beğenilmek, kabul görmek, ilgiyi üzerimize çekmek, yardımcı olmak ve iyi hissetmek gibi pek çok farklı motivasyonla çevremizdeki diğer insanları memnun etmek isteyebiliyoruz. Ancak diğer insanları memnun ederken kendinizi tüketmemek, kullanılmamak ve istismar edilmemek için bazı istekleri geri çevirmeniz zihin, ruh ve beden sağlığınızı koruyabilmeniz için son derece önemli. Özellikle de hayır demenizi ve sınır koymanızı zorlaştıran, mizacı zorlayıcı insanlarla bir aradaysanız…

Sağlıklı sınırlar koymanın en önemli gerekliliği olan ‘Hayır’ kelimesini her istediğimizde kullanmamız zor olsa da, hem kendinizi suçlu hissetmeden hem de karşınızdaki kişiyi kırmadan hayır diyebilmeniz mümkün. Nasıl mı?

‘Evet’ ya da ‘hayır’ cevabı vermeden önce düşüncelerinizi değil sezgilerinizi dinlemeyi öğrenin

Sınır koymayı öğrenmenin ilk adımı, kişisel sınırlarınızın ve değerlerinizin neler olduğunun farkına varmaya çalışmak olacaktır. Transform Your Boundaries (Sınırlarınızı Dönüştürün) kitabının yazarı olan Sarri Gilman, ‘üzerinde ‘Evet’ ve ‘Hayır’ yazılı olan bir iç pusula’ metaforu aracılığıyla sınırlarımızın limitlerini keşfedebileceğimizi söylüyor.

Gilman, hepimizin herhangi bir istek, davet ya da rica karşısında, sezgisel olarak ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ yanıtı oluşturabilecek içsel bilgeliğe sahip olduğunu ifade ediyor. Hayır cevabı verirken bu kadar zorlanıyor olmamızın sebebi de, bu iç sesi görmezden gelmemizden ya da zihinimizdeki düşünceler aracılığıyla bu sesle tartışmamızdan kaynaklanıyor.

Özellikle sezgileriyle karar almaya alışkın olmayan bireyler için, bilinçaltından gelen yanıtların farkına varmak ve içgüdülere göre hareket etmek çok daha zorlayıcı olabiliyor. Dolayısıyla öncelikle sezgilerinizle uyumlanmayı ve iç sesinizi duymayı bilinçli farkındalık pratikleri uygulayarak alışkanlığa dönüştürmeniz gerekiyor.

Anda kalarak zihninizdeki düşünceler kadar bedeninizdeki duyumsamalara, duygularınıza ve sezgilerinize kulak vermeyi öğrendiğinizde neyi gerçekten isteyip istemediğinizle ilgili kararlarınızı da içsel bilgeliğinizden yardım alarak oluşturabilirsiniz. Özellikle hayır ya da evet demek konusunda zihninizde çelişkili düşüncelerin birbiriyle çatıştığı zamanlarda düşüncelerinizi susturarak iç sesinizi dinlemek, olabilecek en doğru kararı almanıza aracı olacaktır. 

İlginizi çekebilir: Hangisi daha iyi: Analitik düşünme mi, sezgisel düşünme mi?

Diğer insanların tepkilerini tolere edebilmenin yollarını arayın

Çevrenizdeki kişilere sınır koymak, reddetmek ve hayır demek öfke, üzüntü, hayal kırıklığı, suçluluk gibi pek çok olumsuz duygusal tepkinin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Özellikle çok samimi olduğunuz kişilere sınır koymaya çalışmanız onları sevmediğiniz ya da birlikte zaman geçirmek istemediğiniz gibi farklı mesajların iletilmesine neden olabilir. Sınır koymaya çalıştığınızda ya da hayır cevabı verdiğinizde karşınızdaki kişiler size kızabilir ya da öfkelenebilir.

Tüm bu duygularla ve sınır koymaya çalıştığınız insanların sizin hakkınızdaki düşünceleriyle nasıl başa çıkabileceğinize dair endişe taşıyorsanız, hayır demek sizin için çok daha zorlayıcı olabilir. Dolayısıyla yaşamınızdaki insanların duygusal tepkilerini ve bununla bağlantılı olarak size olan davranışlarını nasıl tolere edebileceğinizi öğrenmek ve doğru yerde doğru yanıtları verebilmek hayır demenizi kolaylaştıracak en önemli adımlarından biri olacaktır.

Sırf alacağınız tepkiden korktuğunuz için kendi sınırlarınıza saygı göstermediğinizde ve tam anlamıyla dürüst olamadığınızda, zamanla herhangi bir konuda küskünlüğe ve kırgınlığa yol açabilecek durumlarla karşı karşıya kalmanız da daha kolay hale gelir. Size gerçekten değer veren ve seven insanlar, başlangıçta kendilerini üzgün ya da hayal kırıklığına uğramış gibi hissetseler de sınırlarınıza saygı duyarak yanınızda olmaya devam edecek olan kişilerdir. Anlamlı ve gerçek ilişkiler kurabilmenizin yolu, sınırlarınızla birlikte sizinle olmayı seçen kişileri yaşamınızda tutup, açıkça söylemenize rağmen sınırlarınızı ihlal etmeye çalışanlardansa uzaklaşmak olacaktır.

İlginizi çekebilir: İnsanları oldukları gibi kabul edebiliyor musunuz?

Öz şefkat pratiklerini uygulamayı alışkanlık haline getirin

‘Boş bardaktan su dökülmez.’ sözünün de oldukça iyi özetlediği gibi, başkalarına karşı şefkatli ve verici olmak istiyorsanız, aynı şefkati kendinize de göstermeniz oldukça önemli. Başkalarına gösterdiğiniz nezaketi ve şefkati kendinize de göstermeyi fazlasıyla hak ediyorsunuz. Bu nedenle kendinize evet, diğerlerineyse hayır diyebilmek ve sağlıklı sınırlarınızı koruyabilmek için rahatlamanıza, deşarj olmanıza ve kendinizle bağlantı kurmanıza yardımcı olabilecek öz bakım pratiklerine haftalık özel bir süre ayırın.

Hepimizin bize rahatlatıcı ve zevkli gelen farklı ilgi alanları ve hobileri mutlaka vardır: Kendinize lezzetli bir akşam yemeği hazırlamak, köpükler arasında banyo keyfi yapmak, mum yakmak, sadece eğlenmek için kitap okumak, yürüyüşe çıkmak, yoga yapmak, manikür yaptırmak ya da evcil hayvanlarınızla vakit geçirmek gibi size en iyi gelen, yapmaktan en çok zevk aldığınız tüm aktivitelerin bir listesini oluşturun ve düzenli olarak bu aktiviteleri bir plana yerleştirmeye ve uygulamaya çalışın. Kendinizle kurduğunuz bağ güçlendikçe özgüveninizin yükseldiğini ve kendinizi korumak için diğer insanlara hayor diyebildiğinizi göreceksiniz.

İlginizi çekebilir: Öz şefkat: Benliği yargılamadan ve cezalandırmadan, şefkatle kucaklayabilmenin gücü

Hayır demenin farklı yollarını arayın

Bazen karşımızdaki kişiyi kırmadan, üzmeden ve hayal kırıklığına uğratmadan sınır çizmek, “hayır” demenin farklı bir yolunu bulmak anlamına gelir. ‘Çok nazik bir teklif ancak benim için uygun değil.’ , ‘Şu an oldukça yoğun çalışıyorum, ayırabilecek pek fazla vaktim yok.’ gibi hayır demenizin sebebini nazikçe, dürüstçe ve net şekilde karşınızdaki kişiye açıkladığınızda karşınızdaki kişinin ısrarcı davranmasına da fırsat bırakmamış olacaksınız. Hayır demenin karşınızdaki kişi için en uygun olabilecek şeklini deneye yanıla bulduğunuzda, sınırlarınızı korumak konusunda ne kadar hızlı yol katettiğinize inanamayacaksınız. 

İlginizi çekebilir: Hayır demek: Nasıl daha kolay ve kırıcı olmadan hayır diyebilirsiniz?

Kişiselleştirmeyin

Herhangi birini reddetmenizin genelde kişisel bir tercih olmadığının bilincinde olarak kendinizi hayır dediğiniz için suçlu hissetmeyin. İnsanlarla iletişim kurmamızın en önemli sebebi sevilmek, bir gruba ait olmak, ilgi görmek gibi çok temel ihtiyaçlarımızı karşılama isteğimizden kaynaklanıyor. Dolayısıyla herhangi biriyle görüşmek istememenizin ya da isteklerine olumsuz geri dönüş yapmanızın sebebi aslında temel ihtiyaçlarınızın karşılanmaması olabilir. ,

Karşınızdaki kişilere hangi amaçla sınır koyduğunuzu açık ve net şekilde ilettiğinizde, duygularını incitme ya da zarar verme amacı taşımadığınızı da hem kendinize hem de karşınızdaki kişiye iletmiş olacaksınız. 

Kişilerarası iletişimde ve ilişkilerinizde sınır koymanın neden önemli olduğunu, sınırlarınızın nerede başlayıp nerede bittiğini nasıl anlayabileceğinizi ve sağlıklı sınırların yaşamınıza nasıl katkı sağlayabileceğini Sınırlar: Kişilerarası ilişkilerde sınır koymak neden önemli? yazımızda detaylı olarak bulabilirsiniz. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale